Connect with us

Ekonomi

SARIBAL: “2024 TARIMIN ÇÖKÜŞ YILI OLMUŞTUR”

CHP Bursa Milletvekili ve PM Üyesi Orhan Sarıbal, 2024 yılına dair tarım ve hayvancılık sektörünü değerlendirdi. Milletvekili Sarıbal, 2024 yılının tarımda kuraklık, artan üretim maliyetleri, emeğinin karşılığını alamayan üreticilerin isyanları, yüksek enflasyon ve gıda fiyatlarının tüketiciyi zorlayan etkisi ile ihracat yasaklarının gölgesinde geçtiğini kaydetti.

CHP’li Sarıbal, “2024 yılı, tarım ve hayvancılık için tam bir felaket yılı oldu. Bir yanda üreticiyi bitiren ithalat politikaları, diğer yanda halkın sofrasını haraca bağlayan gıda fiyatları! Ve bütün bu tablo, AKP’nin yıllardır uyguladığı beceriksiz, plansız, rant odaklı politikalarının eseri. Tarımı bilerek ve isteyerek çökerten bir iktidar, bu ülkenin geleceğini de yok ediyor. Soframızdaki ekmeği küçülttüler, pazar filesini ateşe verdiler! AKP için tarım, ‘dışa bağımlılık’ ve birkaç yandaşa peşkeş çekmekten başka bir şey ifade etmiyor. Çiftçi traktörünü hacizden kurtarmaya çalışırken, bunlar lüks sofralarında ithal etlere kaşık sallıyor. Bu politika değil, bu düpedüz ihanettir! Üreticiyi destekleyen, halkın sofrasını büyüten, toprağa hak ettiği değeri veren politikalar için acil erken genel seçim gerekli. Yoksa bu ülkenin geleceği de soframızdaki ekmek kadar küçülecek.” dedi.

Gıda enflasyonu önlenemez yükselişte

2023 yılında enflasyonda son 22 yılın rekorunun kırıldığını, tüketici fiyatlarının bir önceki yılın aynı ayına göre yaklaşık yüzde 64,8 ile 2001’den bu yana en yüksek seviyeye çıktığını kaydeden Sarıbal, “Türkiye enflasyonda Venezuela, Lübnan ve Arjantin’in ardından dünyada dördüncü sırada yer aldı. 2024 yılında da yüksek enflasyon devam etti. TÜİK’e göre Kasım ayı itibariyle yıllık enflasyon yüzde 47,1 oldu. 2003’ten bu yana ortalama fiyatlar 21 kat, gıda fiyatları ise 32 kat arttı. Kasım 2024’te Türkiye’de gıda fiyatları aylık yüzde 5,1, yıllık ise yüzde 48,6 oranında arttı. Ürünü para etmeyen çiftçinin üretimden çekilmesi ve üretim yetersizliği gıda enflasyonunu yükseltiyor. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO)’ne göre dünyada gıda fiyatları yıllık sadece yüzde 5,7 arttı; yani Türkiye’de gıda enflasyonu dünya ortalamasından 8 kat daha yüksek.” diye konuştu.

Tarımdaki istihdam payı yüzde 14,7’ye geriledi

Tarımın gayri safi yurtiçi hasıladaki payının 2002’de yüzde 10,2 iken 2024 yılı sonunda ise yüzde 5,2’ye düştüğünü açıklayan Sarıbal, “2002 yılında tarımda çalışanların toplam istihdam içindeki payı yüzde 35 iken, bu oran 2024 yılının ilk yarısında ise yüzde 14,7’ye geriledi. Çiftçilerin bankalara olan borçları Ekim 2023’te 551 milyar lira iken yetersiz desteklemeler nedeniyle yüzde 42,3 oranında artarak Ekim 2024’te 784 milyar liraya yükseldi” dedi. Kamudan yeterli destek görmeyen ve yetiştirdiği üründen emeğinin karşılığını alamayarak zarar eden çiftçilerin hızla toprağını terk ettiğini kaydeden Sarıbal, 2002 yılında ekili-dikili arazi miktarı 266 milyon dekarken, günümüzde 239 milyon dekara gerilediğini, söz konusu dönemde tarım alanlarının 26 milyon dekar azaldığını söyledi. Nüfusun giderek artmasına karşılık üretim alanlarının azalmasının gıda güvencesi ve gıda enflasyonu sorununun giderek derinleşmesine neden olduğunu anlatan Sarıbal, “Her 10 yılda bir yapılması gereken Genel Tarım Sayımı 2001 yılından bu yana tam 23 yıldır yapılmadı. TÜİK tarafından 29 Mart 2024 tarihinde yayınlanan Bitkisel Ürün Denge Tablolarına göre; yurt içi üretimin yurt içi talebi karşılama (yeterlilik) derecesi arpada yüzde 90, ekmeklik buğday, mısır ve kırmızı mercimekte yüzde 86, pirinçte 74, yeşil mercimekte yüzde 60, ayçiçeğinde yüzde 51, soyada ise yüzde 5 oldu. TÜİK’in 2024 yılı Bitkisel Üretim II. Tahminine göre; buğday, arpa ve mısır üretiminde düşüş, patateste yüzde artış öngörülüyor. ⁠Yağlı tohumlarda artış, şekerpancarında düşüş olacağı belirtiliyor. ⁠Zeytinde rekor artış, mandalina ve portakalda büyük düşüş bekleniyor.” ifadelerini kullandı.

Üreticiler şirketlerin insafına terk edildi

2024 yılında üreticilerin piyasaya ve şirketlerin insafına terk edildiğini vurgulayan Milletvekili Sarıbal, “Hububat ve bazı baklagiller haricindeki ürünlerde alım fiyatları şirketler tarafından belirlendi. Özellikle fındık ve tütün piyasalarında yabancı tekellerin hakimiyeti devam etti. Bu nedenle ürün alım fiyatları maliyetlerin altında veya önceki yılki seviyesinde belirlendi. Tarım ürünleri alım fiyatlarında geçen yıla göre artış oranları enflasyondaki artışın altında kaldı. Buğday yüzde 11-12, arpa yüzde 3,6, çeltik yüzde 25-30,4, fındık yüzde 57, çay yüzde 68, şekerpancarı yüzde 28’de kaldı. Hububat Tedarikçileri Derneği’nin hesaplamalarına göre; TMO’nun müdahale alımlarının son 5 yılın ortalama üretim miktarları içindeki payı; buğdayda yüzde 20, arpada yüzde 22, mısırda yüzde 15, çeltikte yüzde 5, kırmızı mercimekte yüzde 8, nohutta yüzde 17, kuru fasulyede yüzde 11, fındıkta yüzde 12 olarak gerçekleşti.” dedi.

2024 yılında ithalat bağımlılığı devam etti

Milletvekili Orhan Sarıbal, 2024 yılının Ocak-Ekim döneminde tarımda 9,2 milyar dolarlık ithalat, 7,6 milyar dolarlık ihracat yapıldığını; ithalat kısıtlamalarına rağmen tarım dış ticaretinin 1,7 milyar dolar açık verdiğini söyledi. TÜİK tarafından açıklanan 2024 yılının Ocak-Ekim dönemine ilişkin dış ticaret istatistiklerinden yararlanarak Dünya Ticaret Örgütü’nün yöntemine göre yapılan hesaplamada tarımsal ithalatın 17,5 milyar doları gıda maddeleri, 5,7 milyar doları tarımsal hammaddeler olmak üzere toplam 23,2 milyar dolar oldu. 2023 yılında ithal edilen 11,9 milyon ton buğday için 3,5 milyar dolar ödendi. Buğdayda 100 yıllık Cumhuriyet döneminin en yüksek ithalat rakamlarına ulaşıldı. Toprak Mahsulleri Ofisi’nden satın alınan her 85 ton için 15 ton buğday ithaline izin verildi. Bu uygulama 20 Kasım’da, yüzde 75 iç piyasadan yüzde 25 ithalat şeklinde değiştirildi. Bu nedenle önceki yılın Ocak-Ekim döneminde 10 milyon tonu aşan ithalat bu yıl 5,2 milyon ton olarak gerçekleşti. 31 Aralık 2024’e kadar 1 milyon ton mısır ithalatı için gümrük vergisi yüzde 5’e düşürüldü. Bu karardan sonra ithalat hızla arttı. Önceki yılın Ocak-Ekim döneminde 1,9 milyon ton olan ithalat bu yıl 3,4 milyon tona ulaştı. Böylelikle 2019 yılından sonra tüm zamanların ikinci en büyük ithalatı gerçekleşti. Son yıllarda kendine yeterlilik oranı yüzde 5-6 arasında olan soyada tüm zamanların en büyük ithalatı gerçekleşti. 2023 yılında 2,9 milyon ton olan ithalat bu yılın Ocak-Ekim döneminde 3,1 milyon tona ulaştı. 14 Eylül 2024 tarihinde zeytinyağında tüm yasaklamalar (kısıtlama, fon, kota) kaldırıldı. Ancak Türkiye kuraklık nedeniyle Avrupa’daki rekolte düşüşünün yarattığı ihracat fırsatını kaçırmış oldu.” açıklamasını yaptı.

Son 15 yılda pestisit kullanımı yüzde 53 arttı

Milletvekili Sarıbal, Türkiye’den ihraç edilen yaş meyve ve sebzeler ile kuru gıdalarda yüksek miktarda pestisit kalıntısı ya da aflatoksin bulunduğu gerekçesi ile iade edilen ürünlerin tüketicinin kabusu olduğuna değindi. Hangi ürünlerde pestisit kalıntısı veya aflatoksin tespit edildiği, bu ürünlerin nerede üretildiği ve iç piyasada imha edilip edilmedikleri konularında Tarım ve Orman Bakanlığı’nın tatmin edici bir açıklamada bulunmadığını dile getiren Sarıbal, “Bakanlık verilerine göre 2009 yılında 37,7 bin ton olan pestisit kullanımı 2023 yılı itibariyle 57,8 bin tona yükseldi. Son 15 yılda toplam pestisit kullanımı yüzde 53 oranında arttı.

Hayvancılık ithalatı 1 milyar doları aştı

Uygulanan yanlış politikalar nedeniyle son yıllarda hayvan varlığında ciddi bir azalma yaşandığını da dile getiren Sarıbal, TÜİK verilerine göre, Türkiye’nin büyük ve küçükbaş hayvan varlığı, son iki yılda düşüşe geçti. 2021’de 75,6 milyon baş olan hayvan varlığı, 2023’te 68,9 milyon başa geriledi; son iki yılda büyükbaş ve küçükbaş hayvan sayısı 6,6 milyon baş azaldı. İktidar hayvancılığa ayrılan desteklerin toplam destekleme içindeki payını giderek azaltıyor. Söz konusu desteklerin payı 2023’te yüzde 24,2 iken, 2024 yılında yüzde 21,6’ya 2025 yılında ise yüzde 20,1’e düşürülecek. Bunun anlamı; yoksulların hayvansal proteine erişiminin giderek daha zor hale geleceğidir. 2023 yılında ithal edilen 818 bin baş sığırın 598 bin başı 2024 yılında ithal edilen 301 bin baş sığırın 180 bin başı Brezilya ve Uruguay’dan ithal edildi. 2024 yılının Ocak-Ekim döneminde hayvancılık ithalatı 1 milyar doları aştı. 331 bin baş canlı hayvan için 591 milyon dolar, 69 bin ton kırmızı et için 439 milyon dolar olmak üzere toplam 1 milyar 30 bin dolar ödendi. Bu arada 2025 yılında 520 bin büyükbaş hayvan ithalatı kararı alındı. Her fırsatta yerli hayvancılığı desteklediklerini açıklayan Tarım ve Orman Bakanlığı, attığı adımlar ile ithalat lobisini güçlendirmeyi sürdürüyor.” ifadelerini kullandı.

1956 tarihinde çıkarılan Orman Kanunu’nda 2002 yılına kadar 46 yılda 15 defa değişiklik yapılmasına karşılık, 2003-2024 tarihleri arasındaki 22 yılda 31 defa değişiklik yapıldığına da değinen Sarıbal, 2024 yılında toplam 12,7 milyon metrekare alanın orman sınırları dışına çıkartıldığını belirtti.

Continue Reading
Click to comment

Warning: Undefined variable $user_ID in /home/u2093656/public_html/wp-content/themes/zox-news/comments.php on line 49

You must be logged in to post a comment Login

Leave a Reply

Ekonomi

NİSAN AYI ÜRETİCİ MARKET FİYAT DEĞİŞİMİ

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Nisan ayı üretici market fiyatları ile girdi maliyetlerindeki değişimleri yaptığı görüntülü basın açıklamasıyla değerlendirdi.

“Nisan ayında üretici ve market arasındaki fiyat farkı en fazla yüzde 256 ile havuçta görüldü.” diyen Bayraktar, araştırmanın verilerini paylaştı; “Havuçtaki fiyat farkını yüzde 230 ile marul, yüzde 222 ile kuru soğan, yüzde 219 ile kuru fasulye ve yüzde 216 ile nohut takip etti.

Havuç 3,6 kat, marul 3,3 kat, kuru soğan, kuru fasulye ve nohut 3,2 kat fazlaya satıldı. Üreticide 14 lira olan havuç 50 liraya, 12 lira 50 kuruş olan marul 41 liraya, 33 lira olan kuru fasulye 106 liraya, 32 lira olan nohut 100 liraya markette satıldı. Nisan ayında fiyatı en fazla artan ürün markette havuç, üreticide kuru kayısı olurken, fiyatı en fazla düşen ürün hem markette hem üreticide salatalık oldu.”

Market fiyatları

“Nisan ayında markette 39 ürünün 28’sinde fiyat artışı, 11’inde ise fiyat azalışı görüldü. Markette fiyatı en fazla artan ürün yüzde 43 ile karnabahar oldu.

Karnabahardaki fiyat artışını yüzde 28 ile havuç, yüzde 22 ile maydanoz, yüzde 20 ile limon ve yüzde 17 ile marul takip etti.

Markette fiyatı en fazla azalan ürün ise yüzde 36 ile salatalık oldu. Salatalıktaki fiyat düşüşünü yüzde 30 ile patlıcan, yüzde 28 ile domates, yüzde 22 ile sivri biber ve yüzde 12 ile kabak izledi.”

Üretici fiyatları

“Nisan ayında üreticide 31 ürünün 8’sinde fiyat artışı olurken 17’sinde fiyat düşüşü görüldü. 6 üründe ise fiyat değişimi olmadı. Üreticide en çok fiyat düşüşü yüzde 59 ile salatalıkta görüldü. Salatalıktaki fiyat düşüşünü yüzde 42 ile patlıcan, yüzde 41,5 ile kuru soğan, yüzde 27 ile sivribiber, yüzde 26 ile domates ve yüzde 21 ile limon izledi.

Üreticide en fazla fiyat artışı yüzde 100 ile kuru kayısıda görüldü. Kuru kayısıdaki fiyat artışını yüzde 33 ile fındık, yüzde 31 ile elma, yüzde 13 ile Antep fıstığı izledi.”

Üretici fiyat değişiminin nedenleri

“Yaşanan zirai don afetinden etkilenen meyvelerin başında gelen kayısıda üretici fiyatları artış gösterdi. Kayısı üreticisinin elinde yüzde 10 civarında ürün kaldığı tahmin ediliyor. Bu nedenle üretici fiyatında görülen bu önemli artışın üretici gelirine yansıması düşük oldu.

Nisan ayında havaların sıcak gitmesi sonucu, birim alandan alınan verim arttı. Bu da salatalık, patlıcan, sivri biber ve domatesin arzını artırarak üretici fiyatlarının düşmesine neden oldu.

Kuru soğanda ise, Çukurova bölgesinde ekim alanlarının artması ve bu yıl havaların soğuk geçmesi nedeniyle yüksek rekolte beklentisi var. Bu nedenle ilk hasat döneminde kilosu 18-20 liralardan satılan kuru soğanın fiyatı 7-8 liralara kadar düştü. İç Anadolu bölgesinde ise depolarda üreticiye ait kuru soğan çok az miktarda kaldı ve sezon kapandı.

Yaşanan zirai don, fındık fiyatını artırdı. Antep fıstığındaki fiyat artışının sebebi ise bölgede etkili olan kuraklık oldu. 2025 sezonunda yaşanan don felaketi, meyve henüz dalda çiçekteyken üreticimizin kaderini belirlemeye başladı. Donun etkisiyle elma ağaçlarından beklenen verim düştü, üreticinin elinde kalan son ürünler de depolarda tükendi.

Limon sezonunun sonlarına gelinirken, yaşanan don afeti ve ihracat kısıtlamalarının ardından alınan erteleme kararı, limon piyasasında da önemli bir duraklama yarattı. Öncelikle ihracatın kısıtlanması, ardından bu kısıtlamanın 15 Mayıs’a kadar ertelenmesi, piyasayı olumsuz etkiledi. Şu anda üreticilerimiz, alım satım faaliyetlerinin neredeyse durma noktasına geldiğini belirtiyor.”

Nisan ayı aylık ve yıllık girdi fiyatlarında yaşanan değişimler

“Girdi fiyatlarında yıllık bazda en fazla artış elektrikte oldu. Ziraat Odalarımız aracılığıyla girdi piyasalarından aldığımız fiyat verilerine göre; Nisan ayında, Mart ayına göre DAP gübresi yüzde 1,9, amonyum nitrat gübresi yüzde 0,7 oranında artış gösterdi. Buna karşın amonyum sülfat gübresi yüzde 1,6, 20.20.0 kompoze gübresi yüzde 1,3, ÜRE gübresi yüzde 0,1 oranında düştü.

Geçen yılın Nisan ayına göre son bir yılda ÜRE gübresi yüzde 35,7, DAP gübresi yüzde 34,3, amonyum nitrat gübresi yüzde 32,7, 20.20.0 kompoze gübresi yüzde 30,5, amonyum sülfat gübresi ise yüzde 21,6 oranında arttı. Nisan ayında, Mart ayına göre süt yemi yüzde 3,1, besi yemi yüzde 3,2, son bir yılda besi yemi yüzde 25,5, süt yemi ise yüzde 25 oranında arttı. Elektrik fiyatları son bir yılda yüzde 47,8 oranında artarken, tarım ilacı fiyatları da yüzde 14,94 oranında arttı. Nisan ayında mazot fiyatı aylık olarak yüzde 2,9 oranında düşmesine rağmen, yıllık yüzde 10,1 oranında arttı.

Girdi fiyatlarında yıllık bazda en fazla artış yüzde 47,8 oranıyla elektrikte görüldü.”         

Continue Reading

Ekonomi

TESK VE EDM BİLİŞİM’DEN ESNAF VE SANATKÂRA DİJİTAL DESTEK

Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) ile EDM Bilişim arasında yapılan iş birliği toplantısı Birlik ve Federasyon Başkanlarının katılımı ile TESK Toplantı Salonu’nda gerçekleştirildi. Esnaf ve sanatkarların dijital dönüşümü için önemli bir adım olan iş birliği ile TESK’e bağlı esnaf ve sanatkârlara dijital dönüşüm süreçlerinde büyük kolaylık sağlayacak ücretsiz hizmetler sunulacak.

Bu kapsamda TESK üyelerine 100 Kontörlük E-Fatura, 5 Kontörlük Kayıtlı Elektronik Posta (KEP), 10 Yıl Süreyle Elektronik Saklama Hizmeti ve Muhasebe Programına Otomatik Veri Aktarımı tamamen ücretsiz olarak sağlanacak.

“Dijitalleşme artık ülkemizin olmazsa olmazı”

Dijitalleşmenin artık ülkemiz için olmazsa olmaz olduğunu vurgulayan TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Esnaf ve sanatkârlarımızın çağın gerekliliklerine uygun bir şekilde dijitalleşmesi artık kaçınılmaz hale geldi. Dijitalleşme ülkemizin olmazsa olmazı. Esnaf ve sanatkarlar, bu gelişen teknolojiye ve çağın gereklerine uymak zorunda. Birçok firmayla bu konuda temas ediyoruz. Bize 100 kontörlük bir e-fatura, aynı şekilde 5 kontörlük KEP, 10 yıl süreyle elektronik saklama hizmeti verecekler. Yine aynı şekilde muhasebe programı otomatik veri aktarımını ücretsiz olarak sağlayacaklar. İsteyen arkadaşlarımız bu sistemi kullanacak. Bu iş birliği sayesinde üyelerimizin dijital altyapılarını güçlendirerek, iş süreçlerini hızlandırmalarına ve daha rekabetçi hale gelmelerine destek olmayı amaçlıyoruz. EDM Bilişim ile hayata geçirdiğimiz bu proje, esnafımızın dijital dönüşüm yolculuğunda önemli bir adım olacaktır” diye konuştu.

“Esnaf teknolojiye adapte olarak varlığını sürdürecek”

Proje ile ilgili açıklama yapan EDM Bilişim Sistemleri ve Danışmanlık Hizmetleri A.Ş. İcra Kurulu Başkanı Özcan Ermiş ise, “Dijitalleşme artık kaçınılmaz bir hale geldi. Böyle bir dünya içerisinde esnaf ve sanatkarlarımızın da dönüşmesi kaçınılmaz. Ulusal dev marketler, zincir restoranlar, online platformlar karşısında küçük marketlerin, bakkalların, esnaf lokantalarının, pastanelerin, büfelerin ayakta kalması için verimliliklerini artırmaları, yenilikçi ve dijital olmaları gerekiyor. Dev firmalar ile rekabet etmek durumunda olan esnaf, teknolojiye adapte oldukça varlığını garanti altına alacak. Gençleşen esnafımız her sektörde olduğu gibi bu gelişmeleri kültürel olarak daha çabuk kavrıyorlar ve işletmelerini daha dijital hale getiriyorlar.

EDM firması dijital dönüşüm alanında pek çok servise sahip. Bankaların dekontlarından esnafın şirketinin e-faturasına kadar dijital noter bir şirketin, bir esnafın bir yere noterle göndereceği belgeyi KEP’le göndermesi çok düşük ücretlerle, 5, 7, 10 lira gibi ücretlerle olacak. Halbuki noterlerde bu işlemler 2-3 bin lirayı buluyor.

Herhangi bir tebligat yapmak, bir devlet kurumuna yazı için başvurmak gibi işlemler KEP yani dijital noter ile bilgisayarınızdan göndereceğiniz mailin noter gücü ile gitmesi ile çalışan bir hizmetimiz var” ifadelerini kullandı.

Continue Reading

Ekonomi

KESKİNOĞLU LEZZETLERİ AVRUPA MUTFAKLARINDA YERİNİ ALMAYA HAZIRLANIYOR

Keskinoğlu, Avrupa Birliği ülkelerine ileri işlenmiş ürünler ve tavuk döner ihracatı gerçekleştirmek için yetki belgesi aldı.

Yıllık 30 bin ton işlenmiş piliç eti üretim kapasitesine sahip Keskinoğlu, ihracat hacmini genişletmeye devam ediyor. Şirket, Tarım ve Orman Bakanlığı yetkilileri tarafından gerçekleştirilen denetimler sonucunda yetki belgesini alarak, AB’ye ihracat sürecini başlattı.

Keskinoğlu Genel Müdürü Önder Matlı, ‘Dünya trendlerini çok yakından takip ediyoruz, kısa ve uzun vadeli planlarımızı sürekli güncelliyoruz.  Şehir ve aile hayatı tüketicinin taleplerini hızla değiştiriyor. İnsanlar için zaman çok kıymetli. O nedenle az vakitte, kolayca hazırlanan pratik ürünler ön plana çıkıyor. Bu eğilimi uzun yıllardır Avrupa raflarında gözlemliyoruz’ dedi.

“AB ülkelerine ileri işlenmiş ürünler ve tavuk döner ihraç etmemizi sağlayacak yetki belgesini aldık”

Sektörün gelişmesi adına yeni alternatif pazarların bulunmasının önemine dikkat çeken Önder Matlı, “Tarım ve Orman Bakanlığımızın geçtiğimiz yıldan itibaren yürüttüğü yoğun çalışmalar sonuç verdi. Keskinoğlu olarak yapılan denetimlerin ardından AB ülkelerine ihracat yapmamızı sağlayacak yetki belgesini aldık. Bu konuda AB ülkeleri ile yoğun görüşmelerimiz sürüyor. Kısa süre içerisinde Keskinoğlu lezzetleri Avrupa mutfaklarında yerini alacak. İhracatta düzenli ihracatın sürdürebilirliğine yönelik çalışmaların yanı sıra; potansiyel pazarlarda kalıcı olabilmek de bir o kadar önemli. Ülke olarak, sektör olarak bunu mümkün kılacak kaliteli üretim ve sürdürülebilir tedarik gücüne sahibiz. Bununla beraber Avrupa Birliği gibi sektörümüz için yeni alternatif pazarların bulunması, mevcut ihraç pazarlarının kapanması neticesinde ortaya çıkabilecek üretim fazlasının yönetilmesi konusundaki zorlukların bertaraf edilmesini sağlayacaktır” dedi.

Keskinoğlu lezzetleri 6 kıtada 66 ülkeye ihraç ediliyor

Hali hazırda 6 kıtada 66 ülkeye piliç eti, işlenmiş piliç ürünleri, sofralık yumurta, pastörize yumurta ve viyol gibi 100’den fazla çeşit ürünü ihraç eden Keskinoğlu, Balkanlar’dan Uzakdoğu’ya, Güney Amerika’dan Afrika’ya, Ortadoğu’dan Pasifik Adaları’na kadar, dünya genelinde çok sayıda ülkeye ihracat gerçekleştirmektedir.

Continue Reading

Trending