Ekonomi
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE KURAKLIK TARIMI OLUMSUZ ETKİLİYOR!
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, iklim değişikliğinin tarımsal üretime etkilerini yaptığı görüntülü basın açıklamasında değerlendirdi.“İklim değişikliği, yağış rejiminde değişikliğe, doğal afetlere, sıcaklık artışına ve kuraklığa neden oluyor. Dolayısıyla iklim değişikliğinin olumsuz etkilerini en fazla tarım sektörü hissediyor” diyen Bayraktar, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Tarımsal aktiviteler iklim şartlarına doğrudan bağlıdır. İklim değişikliği; kalite ve verim düşüklüğüne, üretim maliyetlerinin artmasına, daha sıcak ve az yağışlı iklim koşullarına, meteorolojik olaylarda artışa, bitki hastalık ve zararlılarında artışa, ekolojik alanlarda kaymaya, bitkisel çeşitliliğin azalmasına ve kültürel işlemlerde sorunlara neden oluyor. Kısacası iklim değişikliği, dünyada nüfusun artmasıyla beraber sağlıklı gıdaya ve suya ulaşımı zorlaştırıyor.”
İklim değişikliğinin en önemli etkisinin su döngüsü üzerinde olacağını ve 2025 yılından itibaren 3 milyardan fazla insanın su kıtlığı yaşayacağının bilimsel olarak ortaya konulduğunu vurgulayan TZOB Başkanı Şemsi Bayraktar, “Ülkemizde 98 Milyar metreküp yerüstü, 14 Milyar metreküp yeraltı suyu olmak üzere toplam 112 milyar metreküp kullanılabilir su miktarı bulunuyor. Bu miktarın 44 milyar metreküpü tarımda, 13 milyar metreküpü sanayi ve içme-kullanma olarak kullanılıyor. Yani kullandığımız suyun yüzde 77’si tarımda kullanılıyor. Yıllık kişi başına düşen kullanılabilir su miktarı ise bin 302 metreküptür. Bu durum bizlere su zengini bir ülke olmadığımız ve hatta su stresi altında olan ülke konumunda olduğumuzu gösteriyor.İklim değişiklinin etkileri bu miktarın azaltılması gerektiğini bize söylüyor. Bu söyleme kulaklarımızı kapatırsak gelecekte bir damla suya hasret kalacağız. Her geçen yıl nüfus artışının etkisiyle kişi başına düşen kullanılabilir su miktarımız azalıyor.
Ekonomik sulanabilir arazi varlığımız 8.5 milyon hektar iken sulamaya açılan arazi miktarımız 7,1 milyon hektardır. Ülke genelinde sulamaya açılan alanlarda sulama oranı yüzde 68 ve sulama randımanı yüzde 51’dir. Diğer taraftan bitkisel üretim esnasında 1 kilogram buğday üretebilmek için bin 800 litre, aynı miktarda soya için 2 bin 100 litre, çeltik için ise 2 bin 500 litre su kullanılıyor. Bu miktarlar göz önünde bulundurulduğunda su kaynaklarının sürdürülebilir yönetilmesi gerekliliği daha fazla önem arz ediyor.” diye konuştu.
Sulamada yatırımların bitirilmemesi ve etkinliğin sağlanamamasının bir diğer yapısal sorunların başında geldiğine dikkat çeken Bayraktar, “Sürdürülebilir bir tarımsal üretimde su olmazsa olmazdır. Halen 1,4 milyon hektar alanda sulama altyapısı tamamlanmadı. Sulamaya açılacak her metrekare tarım arazisi ülkemizin menfaatine olacaktır. Hükümetin sulama yatırımlarına yönelik çalışmalarını destekliyoruz. Diğer taraftan gölet, baraj gibi sulama yatırımlarına ağırlık vererek maliyetleri her geçen gün artan ve kâr oranı düşük kalan özellikle küçük işletme sahibi çiftçilerimizin tarımsal sürdürülebilirliğinin sağlanması gerekiyor.
Ülke genelinde sulamaya açılan alanlarda sulama oranı yüzde 68 ve sulama randımanı yüzde 51’dir. Sulama randımanı düşüktür. Kaynaktan tarlaya gelene kadar önemli bir kısmı kaybediyoruz. Sulama kanallarının önemli bir kısmı eskimiştir ve açık sistemdir. Sulama kanallarının yenilenmesi ve kapalı sisteme geçilmesi şarttır.Ayrıca bitkide verim kaybına ve toprakta tuzlanmaya neden olan vahşi sulama yöntemlerini bırakmalıyız. Bu tür sulama hem sulama maliyetini artırıyor hem de yarar getirmiyor.
Üreticilerimizin suyu bilinçli kullanması için çiftçilerimize gerekli eğitimler verilmeli ve dekarda kullanılacak su miktarı belirlenerek gereğinden fazla su kullanımının önüne geçilmelidir. Burada tarla içi modern sulama sistemlerini yapma görevi üreticilerimizdedir.Ancak artan maliyetler karşısında çiftçilerimizin zorluk çekmesi modern sulama sistemlerine geçişini zorlaştırıyor. Bunun için çiftçilerimize su tasarrufu sağlayan modern sulama sistemlerini kurabilmeleri için teşvik ve krediler artırılmalıdır.” ifadelerine yer verdi.
“Kuraklık nedeniyle hububat ekimleri yapılamıyor”
Bayraktar, şöyle devam etti: “Geride bıraktığımız yaz mevsiminde yağışlar normaline göre yüzde 9, geçen yıl yağışlarına göre yüzde 30 azalma gösterdi. Ekim ayı yağışları ise normaline göre yüzde 46, geçen yıl göre de yüzde 27 oranında azaldı.Türkiye genelinde ekim ayı yağışları son 6 yıldır normalinin altında gerçekleşiyor. Yağışlar Ege Bölgesinde son 40 yılın, Marmara Bölgesi’nde ise son 23 yılın en düşük seviyesine indi.
Bölgelere göre incelendiğinde ise yağışlar normaline göre Ege Bölgesi’nde yüzde 95, Akdeniz Bölgesi’nde yüzde 90, Güneydoğu Anadolu Bölgesinde yüzde 87, Marmara Bölgesi’nde yüzde 81, İç Anadolu Bölgesi’nde yüzde 74 ve Doğu Anadolu Bölgesi’nde yüzde 37 azalma gösterdi. Buna karşın sadece Karadeniz Bölgesi’nde yüzde 31 oranında arttı.2023 yılının Ekim ayında yağışlar normaline göre yüzde 26 oranında azaldı. Buğday ve arpada ekim dönemi ileri tarihlere kaydı. Bu sezon da bölgelere göre değişmekle birlikte yağışların ekim ayında istenilen seviyede olmaması ve bazı bölgelerde çok geç gelmesi nedeniyle ekilişler 20 gün ile 1 ay kadar ileri kaydı. Kuraklık nedeni ile birçok çiftçimiz hububat ekimi yapamadı.” Ülke olarak modern uygulamalara geçiş için hazırlıklı olmak gerektiğini belirten Şemsi Bayraktar, “Ülkemiz, sahip olduğu iklim, toprak, su ve biyoçeşitlilik potansiyeli dikkate alındığında küresel iklim değişikliğinin olumsuz etkilerini asgari düzeye indirecek çözümleri de içerisinde barındırıyor. Alınan ve alınacak önlemler; su, toprak ve biyoçeşitlilik gibi doğal kaynakların korunması, sürdürülebilir ve etkin kullanımına yönelik olmak zorundadır. Bu nedenle tarım ve gıda sektörü her zaman en stratejik sektörlerden biridir. Bu sektörü sürdürülebilir kılmak ise önemli ölçüde, iklim değişikliğinin etkilerini en aza indirecek uygulamalara, doğal kaynaklarımızın sürdürülebilir kullanımına ve yönetimine bağlıdır.” dedi.
Ekonomi
EYLÜL AYINDA GİRDİ FİYATLARINDAKİ VE ÜRETİCİ MARKET FİYATLARINDAKİ DEĞİŞİMLER
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Eylül ayında girdi maliyetlerindeki değişimleri ve üretici market fiyatlarını yaptığı yazılı basın açıklamasıyla değerlendirdi.
TZOB Genel Başkanı Bayraktar, Ziraat Odaları aracılığıyla girdi piyasalarından alınan fiyat verilerini şöyle dile getirdi:
“Eylül ayında, Ağustos ayına göre 20.20 kompoze gübresinin fiyatı yüzde 2,1, DAP ve amonyum nitrat gübresi yüzde 1,3 ve amonyum sülfat gübresi yüzde 1,2 oranında artarken, ÜRE gübresinin fiyatı yüzde 2,9 oranında azaldı. Geçen yılın Eylül ayına göre son bir yılda ÜRE gübresinin fiyatı yüzde 75,3, DAP gübresi yüzde 51,3, 20.20 kompoze gübresi yüzde 48,6, amonyum nitrat gübresi yüzde 39,6 ve amonyum sülfat gübresi yüzde 31,6 oranında arttı.
Eylül ayında mazot fiyatı aylık olarak yüzde 4,4 oranında artarken yıllık yüzde 31,3 oranında yükseldi.
Eylül ayında Ağustos ayına göre besi yemi yüzde 4,1, süt yemi yüzde 3,1 oranında arttı. Son bir yılda ise besi yemi yüzde 34,8, süt yemi yüzde 30,6 oranında tırmanışa geçti.
Elektrik fiyatları yıllık olarak yüzde 12,8 oranında artarken tarım ilacı fiyatları yüzde 14,9 oranında yükselişe geçti.”
Eylül ayında üretici ve market arasındaki fiyat değişimleri
Eylül ayında üretici ve market arasındaki fiyat farkının en fazla yüzde 335,5 ile patateste görüldüğünü belirten Bayraktar, açıklamasına şöyle devam etti:
“Patatesteki fiyat farkını yüzde 308,7 ile kabak, yüzde 250,4 ile marul, yüzde 227,9 ile patlıcan ve yüzde 218,3 ile havuç takip etti. Patates 4,4 kat, kabak 4,1 kat, marul 3,5 kat, patlıcan 3,3 kat, havuç 3,2 kat fazlaya satıldı.
Üreticide 4 lira 38 kuruş olan patates markette 19 lira 8 kuruşa, 11 lira 38 kuruş olan kabak 46 lira 49 kuruşa, 18 lira 14 kuruş olan marul 63 lira 58 kuruşa, 13 lira 38 kuruş olan patlıcan 43 lira 85 kuruşa ve 13 lira 50 kuruş olan havuç 42 lira 96 kuruşa alıcı buldu.
Eylül ayında fiyatı en fazla artan ürün markette marul olurken üreticide fındık oldu. Fiyatı en fazla düşen ürün ise hem markette hem de üreticide limon oldu.”
Market fiyatları
“Eylül ayında markette 36 ürünün 29’unda fiyat artışı, 7’sinde ise fiyat azalışı görüldü.
Eylül ayında markette fiyatı en fazla artan ürün yüzde 65,1 ile marul oldu. Maruldaki fiyat artışını yüzde 54 ile sivri biber, yüzde 38,8 ile kabak, yüzde 37,7 ile patates ve yüzde 20,1 ile yeşil soğan takip etti. Markette fiyatı en fazla azalan ürün ise yüzde 42,7 ile limon oldu. Limondaki fiyat düşüşünü yüzde 10,3 ile havuç, yüzde 4,2 ile yeşil fasulye, yüzde 3,2 ile tavuk eti ve yüzde 1,4 ile toz şeker izledi.”
Üretici fiyatları
“Eylül ayında üreticide 28 ürünün 20’sinde fiyat artışı, 6’sında fiyat düşüşü görülürken 2 üründe ise fiyat değişimi olmadı.
Üreticide en çok fiyat düşüşü yüzde 26,9 ile limonda görüldü. Limondaki fiyat düşüşünü yüzde 6,4 ile yeşil fasulye, yüzde 4,1 ile kuru fasulye, yüzde 2,8 ile maydanoz, yüzde 2,7 ile patates ve yüzde 1,1 ile nohut izledi. Üreticide en çok fiyat artışı yüzde 73,7 ile fındıkta görüldü. Fındıktaki fiyat artışını yüzde 70,1 ile sivri biber, yüzde 35,8 ile kabak, yüzde 33 ile marul ve yüzde 29,4 ile kuru incir izledi.”
Üretici fiyat değişiminin nedenleri
“Nisan ayında yaşanan zirai don bu yılki fındık rekoltesini azalttı. Yaşanan bu arz düşüşü fındık fiyatlarının yükselmesine sebep oldu. Sivri biber ve kabakta sezon sonu gelmesi sebebiyle arz azaldı ve fiyatlar yükseldi. Limon ihracatının kayda bağlanması, iç piyasadaki fiyat baskısını sınırlı ölçüde dengeledi ve bu da fiyatların düşüşüne sebep oldu.
Ayrıca fiyat düşüşüne erkenci çeşitlerin hasadına başlanması da etken oldu. Arz artışı nedeniyle üreticide kuru fasulye fiyatlarında düşüş gerçekleşti.”
Ekonomi
BURSA TİCARET BORSASI’NDAN EKONOMİYE GÜÇLÜ KATKI
Tarımda katma değeri artırmaya yönelik projeleriyle hem bölgesel hem de ulusal düzeyde önemli rol üstlenen Bursa Ticaret Borsası, 2025 yılının ilk yarısında gösterdiği performansla dikkat çekti. Ocak-Haziran dönemini kapsayan altı aylık süreçte, Borsa’nın toplam tescil işlem hacmi 30 milyar lirayı aştı.
Tarımsal ürün piyasalarının gelişimine katkı koyan çalışmalara imza atan Bursa Ticaret Borsası (Bursa TB), üyelerine sunduğu güçlü destekle kent ve bölge ekonomisine de değer katmaya devam ediyor. Bursa TB Yönetim Kurulu Başkanı Özer Matlı, 2025 yılının ikinci çeyrek ve ilk 6 ayına ilişkin tescil işlem hacmi verilerini açıkladı.
Nisan-Haziran döneminde işlem hacminin 14 milyar 547 milyon 461 bin lira olduğunu açıklayan Başkan Özer Matlı, yılın ilk yarısında ise tescil işlem hacminin geçen yıla göre yüzde 66 artışla 30 milyar 869 milyon 986 bin lirayı aştığını kaydetti. Yılın ilk çeyreğinde yakalanan artış ivmesini devam ettirdiklerini ifade eden Başkan Matlı, “Üyelerimizin üretim kararlılığı, finansmana erişimdeki zorluklar, sıkı para ve maliye politikası ile küresel ekonomik baskılara rağmen tescil işlem hacmimizdeki başarının en büyük kaynağıdır” dedi.
Yılın ilk yarısında en fazla işlem zeytinde gerçekleşti
Başkan Özer Matlı, 2025 yılının ilk yarısında tescil işlemine en çok konu olan 5 ürünü de açıkladı. Listenin ilk sırasında 10 milyar 56 milyon lira ile zeytinin yer aldığını kaydeden Başkan Matlı, zeytini 3 milyar 889 milyon lira ile canlı hayvan (büyükbaş-küçükbaş), 3 milyar 239 milyon lira ile yaş sebze-meyve, 2 milyar 622 milyon lira ile et ürünleri (büyükbaş-küçükbaş-piliç) ve 2 milyar 612 milyon lira ile mısırın takip ettiğini söyledi.
Özer Matlı: Rakamlar, Borsamıza duyulan güvenin tescili
Tescil işlem hacmindeki istikrarlı artışın yalnızca ekonomik bir veri değil, Bursa Ticaret Borsası’na duyulan güvenin somut bir göstergesi olduğunu belirten Başkan Özer Matlı, “100 yıllık tecrübemizle tarımsal ticaretin güvenli limanı olmayı sürdürüyor; gıda UR-GE projemiz ve Gıda İhtisas Organize Sanayi Bölgesi gibi vizyoner çalışmalarımızla üretimin sürdürülebilirliğine, üyelerimizin rekabet gücüne ve ülkemizin gıda arz güvenliğine katkı sağlıyoruz. Bu vesileyle, tescil işlem hacmimize yön veren ticari faaliyetleriyle bu başarının en büyük pay sahibi olan tüm üyelerimize teşekkürlerimi sunuyorum” ifadelerini kullandı.
Bursa TB’de en çok işlem gören 5 ürün
Zeytin: 10.056.951.762 TL
Canlı Hayvan (büyükbaş-küçükbaş): 3.889.901.374 TL
Yaş Sebze-Meyve: 3.239.767.725 TL
Et (büyükbaş-küçükbaş-piliç): 2.622.368.670 TL
Mısır: 2.612.986.736 TL
Ekonomi
NİSAN AYI ÜRETİCİ MARKET FİYAT DEĞİŞİMİ
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Nisan ayı üretici market fiyatları ile girdi maliyetlerindeki değişimleri yaptığı görüntülü basın açıklamasıyla değerlendirdi.
“Nisan ayında üretici ve market arasındaki fiyat farkı en fazla yüzde 256 ile havuçta görüldü.” diyen Bayraktar, araştırmanın verilerini paylaştı; “Havuçtaki fiyat farkını yüzde 230 ile marul, yüzde 222 ile kuru soğan, yüzde 219 ile kuru fasulye ve yüzde 216 ile nohut takip etti.
Havuç 3,6 kat, marul 3,3 kat, kuru soğan, kuru fasulye ve nohut 3,2 kat fazlaya satıldı. Üreticide 14 lira olan havuç 50 liraya, 12 lira 50 kuruş olan marul 41 liraya, 33 lira olan kuru fasulye 106 liraya, 32 lira olan nohut 100 liraya markette satıldı. Nisan ayında fiyatı en fazla artan ürün markette havuç, üreticide kuru kayısı olurken, fiyatı en fazla düşen ürün hem markette hem üreticide salatalık oldu.”
Market fiyatları
“Nisan ayında markette 39 ürünün 28’sinde fiyat artışı, 11’inde ise fiyat azalışı görüldü. Markette fiyatı en fazla artan ürün yüzde 43 ile karnabahar oldu.
Karnabahardaki fiyat artışını yüzde 28 ile havuç, yüzde 22 ile maydanoz, yüzde 20 ile limon ve yüzde 17 ile marul takip etti.
Markette fiyatı en fazla azalan ürün ise yüzde 36 ile salatalık oldu. Salatalıktaki fiyat düşüşünü yüzde 30 ile patlıcan, yüzde 28 ile domates, yüzde 22 ile sivri biber ve yüzde 12 ile kabak izledi.”
Üretici fiyatları
“Nisan ayında üreticide 31 ürünün 8’sinde fiyat artışı olurken 17’sinde fiyat düşüşü görüldü. 6 üründe ise fiyat değişimi olmadı. Üreticide en çok fiyat düşüşü yüzde 59 ile salatalıkta görüldü. Salatalıktaki fiyat düşüşünü yüzde 42 ile patlıcan, yüzde 41,5 ile kuru soğan, yüzde 27 ile sivribiber, yüzde 26 ile domates ve yüzde 21 ile limon izledi.
Üreticide en fazla fiyat artışı yüzde 100 ile kuru kayısıda görüldü. Kuru kayısıdaki fiyat artışını yüzde 33 ile fındık, yüzde 31 ile elma, yüzde 13 ile Antep fıstığı izledi.”
Üretici fiyat değişiminin nedenleri
“Yaşanan zirai don afetinden etkilenen meyvelerin başında gelen kayısıda üretici fiyatları artış gösterdi. Kayısı üreticisinin elinde yüzde 10 civarında ürün kaldığı tahmin ediliyor. Bu nedenle üretici fiyatında görülen bu önemli artışın üretici gelirine yansıması düşük oldu.
Nisan ayında havaların sıcak gitmesi sonucu, birim alandan alınan verim arttı. Bu da salatalık, patlıcan, sivri biber ve domatesin arzını artırarak üretici fiyatlarının düşmesine neden oldu.
Kuru soğanda ise, Çukurova bölgesinde ekim alanlarının artması ve bu yıl havaların soğuk geçmesi nedeniyle yüksek rekolte beklentisi var. Bu nedenle ilk hasat döneminde kilosu 18-20 liralardan satılan kuru soğanın fiyatı 7-8 liralara kadar düştü. İç Anadolu bölgesinde ise depolarda üreticiye ait kuru soğan çok az miktarda kaldı ve sezon kapandı.
Yaşanan zirai don, fındık fiyatını artırdı. Antep fıstığındaki fiyat artışının sebebi ise bölgede etkili olan kuraklık oldu. 2025 sezonunda yaşanan don felaketi, meyve henüz dalda çiçekteyken üreticimizin kaderini belirlemeye başladı. Donun etkisiyle elma ağaçlarından beklenen verim düştü, üreticinin elinde kalan son ürünler de depolarda tükendi.
Limon sezonunun sonlarına gelinirken, yaşanan don afeti ve ihracat kısıtlamalarının ardından alınan erteleme kararı, limon piyasasında da önemli bir duraklama yarattı. Öncelikle ihracatın kısıtlanması, ardından bu kısıtlamanın 15 Mayıs’a kadar ertelenmesi, piyasayı olumsuz etkiledi. Şu anda üreticilerimiz, alım satım faaliyetlerinin neredeyse durma noktasına geldiğini belirtiyor.”
Nisan ayı aylık ve yıllık girdi fiyatlarında yaşanan değişimler
“Girdi fiyatlarında yıllık bazda en fazla artış elektrikte oldu. Ziraat Odalarımız aracılığıyla girdi piyasalarından aldığımız fiyat verilerine göre; Nisan ayında, Mart ayına göre DAP gübresi yüzde 1,9, amonyum nitrat gübresi yüzde 0,7 oranında artış gösterdi. Buna karşın amonyum sülfat gübresi yüzde 1,6, 20.20.0 kompoze gübresi yüzde 1,3, ÜRE gübresi yüzde 0,1 oranında düştü.
Geçen yılın Nisan ayına göre son bir yılda ÜRE gübresi yüzde 35,7, DAP gübresi yüzde 34,3, amonyum nitrat gübresi yüzde 32,7, 20.20.0 kompoze gübresi yüzde 30,5, amonyum sülfat gübresi ise yüzde 21,6 oranında arttı. Nisan ayında, Mart ayına göre süt yemi yüzde 3,1, besi yemi yüzde 3,2, son bir yılda besi yemi yüzde 25,5, süt yemi ise yüzde 25 oranında arttı. Elektrik fiyatları son bir yılda yüzde 47,8 oranında artarken, tarım ilacı fiyatları da yüzde 14,94 oranında arttı. Nisan ayında mazot fiyatı aylık olarak yüzde 2,9 oranında düşmesine rağmen, yıllık yüzde 10,1 oranında arttı.
Girdi fiyatlarında yıllık bazda en fazla artış yüzde 47,8 oranıyla elektrikte görüldü.”
-
Bursa Bölge6 yıl agoKaracabey’de cinayet: 1 ölü
-
Genel10 ay agoKARACABEY BELEDİYESİ’NDE GÖREV DEĞİŞİKLİKLERİ
-
Bursa Bölge10 ay agoKARACABEY AK PARTİ BURSA’DA YER BULAMADI
-
Ekonomi6 yıl agoSütaş’tan “Tereyağı” açıklaması
-
Bursa Bölge6 yıl ago“Türkiye, Doğu Türkistan’a sahip çıkmalıdır”
-
Bursa Bölge6 yıl agoRABBİMİZ BİZDEN NELER İSTİYOR
-
Bursa Bölge10 ay agoCUMHURBAŞKANI ERDOĞAN BURSA’DAN SESLENDİ: ASGARİ ÜCRETİN ARKASINDA DURDU BOYKOT ÇAĞRISI YAPTI
-
Genel2 yıl agoKARACABEYLİ DUAYEN SANATÇI SEVENLERİNİ ÜZDÜ




Warning: Undefined variable $user_ID in /home/u2093656/public_html/wp-content/themes/zox-news/comments.php on line 49
You must be logged in to post a comment Login