Connect with us

Genel

MİHALİÇ’TE ESİRLER VE SÜRGÜNLER

Çok eski çağlarda yaşamış topluluklarda görüldüğü gibi Osmanlı Devleti’nde de sürgünler devlet otoritesinin sağlanması ve kamu düzeninin korunması amacıyla kişilere hürriyeti kısıtlayıcı bir cezalandırma yöntemi olarak uygulanmaktaydı. Sürgün olayı ülke hudutları içinde kişilere uygulandığı gibi ülke dışından ele geçirilen topraklardan getirilerek uygun yerlere yerleştirilenlere de uygulanıyordu. Nitekim, 1388 yılında Çandarlızade Ali Paşa’nın çıktığı sefere, Sultan II.Murat’ın verdiği destekle, istila edilen Bulgaristan’dan sürgünle nakledilen esirler ilçemiz hudutları dahilinde yerleştirilmiş ve buraya Bulgarlar köyü denilmiştir. Bu köyün adı 1899 yılında Sadrazamlık talimatı ile “Ahalisi kamilen (tamamen) Müslüman olan Bulgar kariyesinin(köyünün) adı Hamidiye olarak” değiştirilmiştir.

          Esirler konusuna gelince, Sultan Beyazıt`ın 25 veya 28 Eylül 1396 (29 Zilhicce 798)’da Macaristan Kralı Sigismund`un kumandasındaki Haçlıları kesin şekilde mağlup ettiği, günümüzde Bulgaristan sınırları içinde kalan, Niğbolu (Nicopolis) muharebesinde çok sayıda prens ve asilzade de esir edilmişti. Esir edilenler arasında Fransa Kralı V. Charles`ın amcasının oğlu Nevers Kontu ve Burgonya veliahtı Prens Jean de Capet-Bourgogne (Niğbolu savaşında gösterdiği cesaretten dolayı “Korkusuz Jean” ünvanıyla anıldı ve henüz yirmi iki yaşında idi) ile Fransa Kraliyet hanedanından Başkumandan Eu Kontu Prens Philippe de Capet-Artois, Grand Mareşal de Frans, De la Marche Kontu Prens Jacques de Capet-Bourbon, Lorraine hanedanından (Habsburgların bir koludur) Bar Kontu Prens Henri Dubar, Coucy Senyörü Enguerrand , Mareşal Boucicaut, Töton Şövalyeleri grand prieur`ü Hohenzollern Kontu Friedrich (müstakbel Alman İmparatorluk hanedanına mensup), Montural ve Sampi senyörleri…gibi yüksek dereceli şahsiyetler vardı. Beyazıt, Jean ile daha birkaç kişiyi Bursa`da alıkoyup diğerlerini Mihaliç`e göndermişti. Esirler arasında bulunan Jacques de Helly Türkçe bildiği için Fransa’ya geri gönderilmiş ve istenen fidye ikiyüzbin duka ile geri dönünce esirler serbest bırakılmıştır. Fidye karşılığında serbest bırakılıncaya kadar bu şövalyelere ağır muamele yapılmayarak oldukça serbest bırakılmış, ava çıkmalarına müsaade olunmuştur. Ancak, bunlardan Philippe d`Artois ile Coucy Senyörü Enguerrand (Enguerrand de Coucy’nin şatosu Fransa’nın kuzeyinde Compiegne yakınlarındadır.) yurtlarına dönemeyerek esarette ikamet ettikleri Mihaliç’te öldüler. 

           Konu Niğbolu savaşı olunca şunu da zikretmek gerekiyor. İnşaatına Sultan I.Murad Hüdavendigar tarafından karar verilen, ancak Yıldırım Beyazıt`ın saltanatının beşinci yılında Niğbolu Savaşının geliriyle inşaatına başlanabilen Bursa Ulu Camii 1400 yılında hizmete açıldı. Camiye baş imam olarak, Yıldırım Beyazıt`ın divan-ı hümayûn imamı olan Süleyman Çelebi, Yıldırım`ın damadı ve I. Mehmet`in eniştesi Emir Buharî(Emir Sultan)’nin delâletiyle getirildi. Ömrünün sonuna kadar bu görevde kalan Süleyman Çelebi, göreve getirilişinin onuncu yılında 812(1409) Mevlid`i yazdı.

           Başbakanlık Osmanlı Arşivlerinden derlediğimiz 18. yüzyıldan 19. yüzyılın ilk yarısına kadarki zaman diliminde Mihaliç’e gönderilen sürgünlerin kimliklerini, sürgün(nefy) nedenlerini ihtiva eden belgeleri/fermanları incelediğimiz bu çalışma bize az olsa da devrin hukuk sisteminin işleyişi hakkında bilgiler vermektedir. Burada hangi nedenlerle ne gibi sürgün, alıkonma cezalarının verildiğini aşağıda sunacağımız belgelerin içeriğinde göreceğiz. Sürgün edilen kişilerin gönderildikleri yerlerdeki yaşam koşulları, sürgünlere uygulanacak kuralların niteliği başka bir çalışma konusu olacağı için biz sadece Mihaliç’in adının geçtiği belgeleri göreceğiz. Sürgün yeri olarak devlet sınırları içinde Fizan gibi ulaşılması çok uzak ve yaşam şartları çok olumsuz yerler de olabiliyordu. Belgelerde göreceğimiz “kalebentlik” cezası sürgünden daha ağır bir ceza olmakla, bir kalenin, bir hisarın dışına çıkmamak üzere çekilmesini ifade eder. Biz bu tür cezaların yargılama sonuçlarının “ıslah-ı nefs oluncaya kadar” beklentisiyle verildiğini düşünüyoruz. Şimdi anılan belgeleri görelim.

– Mudanya’da vakıf malına müdahale edip ahalinin işlerine fesat karıştırmak suçundan Mihaliç’e sürgün edilen Halil oğlu İbrahim’in affedilip memleketine dönmesine müsaade edilmesi.

– Asılsız şikayetle haksız yere Limni adasına sürgün edilen Mihaliç sakinlerinden Küçük Ali Ağa’nın serbest bırakılması.

– Mihaliç’e sürgün edilen Gemlik sakinlerinden Yorgi, Sarıoğlu, diğer Yorgi ve Papa Kalangoz isimli zimmilerin affedilerek memleketlerine dönmelerine izin verilmesi.

– Eşkiyalık yaparak ahaliye zarar veren Mihaliç sakinlerinden İbrahim ve Hacı Ahmet isimli Yeniçeriler ile Serdengeçti ağalarından Halil’in Molova Kalesinde kalebent olunmaları.

– Eski Anadolu Kazaskeri Çivicizade Ataullah’ın uygunsuz sözlerinden dolayı Mihaliç’e sürgün olacağı.

– Bursa’da II.Murat Evkafı reayasından hilaf-ı usul ağnam(koyun) parası toplayan Mihaliç Voyvodası Kara Mustafa ve arkadaşlarının Boğazkesen kalesinde kalebent edilmesi.

– Kadılardan Paşa Şeyhi Ali Efendi’nin sürgün yeri olarak Mihaliç’e gönderilmesi.

– Sultan Mehmet Camii’nde Ahmet Şeyh demekle maruf kimsenin devlete dair vazifesi haricinde vuku bulan tefevvükatından(münasebetsiz sözlerinden) dolayı Mihaliç’e nefyi konusunda Rikab-ı Hümayun Çavuşbaşı ile Mihaliç naibine hüküm.

– Mihaliç’e sürgün edilen Fındıklı sakinlerinden Şeyh Nebi Dede’nin serbest bırakılma talebi.

– Mihaliç’e nefyolunan Tire Voyvodası Hacı İbrahim ile Menzilci Hacı İbrahim’in vusulüne dair Mihaliç kadısının ilamı.

– Mihaliç Naibi Ateşizade Ahmet Efendi, Pankodozoğlu Seyyid Haşim ile müttefiken ahaliden zulmen otuz beş kese akçe aldığından Gelibolu’ya nefyi.

– Sabık Ordu-yu Hümayun kadısı Debbağzade Mustafa Efendi Recep’in 4. günü izinsiz olarak İstanbul’a geldiğinden rütbesinin tenzili(kaldırılması) ile yerine Müftüzade Selim Efendi’nin Anadolu payesiyle tayin edilmesi. (Debbağzade daha sonra Şaban’ın ortalarında affedildi.)

– Meki kızı ile zevci Arif Molla’nın Mihaliç’e, Vasıf kızının da Tekfurdağı’na nefyedildikleri.

– Lisanını muhafaza etmeyen Bursa Sabık Kadısı Çerkes Beyzade Mir Mahmut Ruhi Efendi’nin Mihaliç’e nefyi ve başka bir bölgeye gitmesine izin verilmemesi.

– Tezvir ile iştigal ve asılsız meseleler hakkında Rikab-ı Hümayun’a arzuhal takdim eyleyen Seyyid Ömer’in Mihaliç’e nefyi.

– Edirne kürsü vaizlerinden Abdullah Efendi’nin Şeyhülislam Kadızade Mehmet Tahir Efendi tarafından Mihaliç’e nefyi.

– Mihaliç kazasından Topaloğlu Mehmet ile diğer 5 şahsın sürgün olunması.

– İnebahtı Muhafızlığına tayin olunan Cafer Paşa’nın iki aydanberi ancak Yanya’ya vasıl olarak orada uygunsuz hareketlerde bulunduğu haber alındığından mirimiranlığı ref (iptal) edilerek Mihaliç’te ikamete memur edildiği.

– Tire Yahudi Cemaatbaşı Şapçıoğlu Haym millet-i beyninde (halk arasında) müfsidat ve melanete (fesatlığa ve lanete) ibtidar eylediğinden Mihaliç’e te’dibi(uzaklaştırılması).

– Mudanya kazasına tabi Tirilye kariyesi ahalisinden olup mukaddema (daha önce) Mihaliç’e nefyedilmiş olan İstirati Papaz Akarya ile 3 arkadaşının affı.

– Eracif  tefevvüd(uydurma, münasebetsiz sözler) eden Cinci Hoca Osman’ın İzmit’e, İnce Mehmet’in Mihaliç’e sürgün edilmesi.

– Kaptan-ı Derya Çarhacı Ali Paşa’nın vezirlikten azledilmesiyle, aralarındaki anlaşmazlıktan dolayı Mihaliç Kazasında ikamete mecbur edilen sabık İstanbul Kadısı Anadolu Kazaskeri payeli Köstendilli Mehmet Tahir’in affedilerek serbest bırakılıp İstanbul’a getirildiği.

– Muayyen müddetini ikmal etmeden Bursa’ya gitmesinden dolayı Mihaliç’e nefyedilen Bağdat Kadısı Fevzizade es-Seyyid Mustafa Efendi’nin menfasına (sürgün yerine) vardığına dair mahalli niyabeti(naibliği) ile Bursa Kadılığından gelen ilam.

– Rumeli Kadılarından ve Limni sakinlerinden Ahmet nam kimsenin vazifesinden hariç işlere karışmasından dolayı Mihaliç’e nefy ve tedibi hakkında Yaşincizade Abdulvahad Efendi imzalı meşihat (Şeyhülislamlık) tezkeresi.

Continue Reading
Click to comment

Warning: Undefined variable $user_ID in /home/u2093656/public_html/wp-content/themes/zox-news/comments.php on line 49

You must be logged in to post a comment Login

Leave a Reply

Genel

BAŞKAN KARABATI’DAN 10 KASIM MESAJI

Karacabey Belediye Başkanı Fatih Karabatı, 10 Kasım dolayısıyla yayımladığı mesajında, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün fikirleriyle, ilkeleriyle ve mirasıyla her daim yol gösterici olmaya devam ettiğini vurguladı. Karabatı, “Atatürk’ün açtığı yolda, gösterdiği hedefe durmadan yürüyeceğiz.” dedi.

Karacabey Belediye Başkanı Fatih Karabatı, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ebediyete irtihalinin 87. yılı dolayısıyla bir mesaj yayımladı. Başkan Karabatı, mesajında Atatürk’ün fikirlerinin, ilkelerinin ve bıraktığı mirasın her daim yol gösterici olacağını vurguladı.

Başkan Karabatı mesajında; “Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, ebediyete irtihalinin 87. yılında saygı, rahmet ve minnetle anıyoruz. Aziz milletimizin tüm fertleriyle topyekûn bir mücadele verdiği Kurtuluş Savaşı’nı zaferle taçlandıran, milletinden aldığı güçle büyük başarılara imza atan Gazi Mustafa Kemal Atatürk, dünya tarihinde saygın bir yer edinmiştir. O’nun ileri görüşlülüğü, kararlılığı ve milletiyle kurduğu güçlü bağ, bugün dahi bizlere rehberlik etmektedir.” ifadelerine yer verdi.

Karabatı, Atatürk’ün sadece bir asker ya da devlet adamı değil, aynı zamanda bir aydınlanma önderi olduğunu belirterek, “O’nun en büyük eseri olan Türkiye Cumhuriyeti’ni ilelebet yaşatmak, bizlere düşen en büyük sorumluluktur. Atatürk’ün gösterdiği çağdaş uygarlık yolunda ilerlemek, gençlerimize bilimle, sanatla ve ahlakla dolu bir gelecek bırakmak en temel görevimizdir.” dedi.

Belediye Başkanı Karabatı, 10 Kasım’ın bir yas günü olmanın ötesinde, Atatürk’ün bıraktığı mirası anlama ve geleceğe taşıma günü olduğunu da ifade ederek sözlerini şöyle tamamladı: “Karacabey olarak, Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün açtığı yolda, gösterdiği hedefe durmadan yürüyeceğiz. Atamızı, vefatının 87. yılında bir kez daha sevgiyle, özlemle ve minnetle anıyor; aziz hatırası önünde saygıyla eğiliyorum. Ayrıca, vatanımız uğruna fedakarca şehit ve gazi olan tüm kahramanlarımızı bir kez daha rahmetle, minnetle yad ediyorum.”

Continue Reading

Genel

BURSALI GENÇLER, ATA’NIN HUZURUNA ÇIKTI

Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün “Bütün ümidim gençliktedir” ifadesinde vurguladığı gibi Cumhuriyet’in bekçileri olan gençler, Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin destekleri ile Bursa Kent Konseyi Gençlik Meclisi öncülüğünde Anıtkabir’i ziyaret etti.

Bursa Kent Konseyi Gençlik Meclisi tarafından Büyükşehir Belediyesi katkıları ile düzenlenen organizasyonla Bursa’da bir araya gelen yaklaşık 300 genç, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün vefatının 87. yıl dönümünde Anıtkabir’i ziyaret etti. Gece saatlerinde buluşarak yaklaşık 6 otobüsle Ankara’ya doğru yola çıkan gençler, keyifli bir yolculuğun ardından Anıtkabir’e vardı. Gruplar halinde Ata’nın huzuruna varan Bursalı gençler, müze kısmını da gezerek Atatürk’ün şahsi eşyalarını gördü. “Ey Türk gençliği!” hitabının sorumluluğunu omuzlarında taşıyan gençler, Atalarının huzurunda Cumhuriyet’e, ilke ve devrimlere sahip çıkma kararlılıklarını bir kez daha gösterdi. ‘Gelecek bizim ellerimizde, Cumhuriyet bizim sorumluluğumuzda’ mesajı veren gençler, ziyaret sonunda toplu fotoğraf çektirdi.

Gençlerle birlikte Anıtkabir’i ziyaret eden Bursa Kent Konseyi Başkanı Prof. Dr. Ertuğrul Aksoy, gençlerin Cumhuriyet’in en güçlü teminatı olduğunu vurguladı. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün, Cumhuriyet’i gençliğe emanet ettiğini hatırlatan Aksoy, “Emanete sahip çıkan yüzlerce genci bir arada görmek gurur verici. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında, Atatürk’ün aklın ve bilimin ışığında gösterdiği yolda ilerleyen gençlerle geleceğe umutla bakıyoruz” dedi.

Continue Reading

Genel

KARACABEY’DE KARADENİZ RÜZGÂRI ESTİ!

Karacabey Belediyesi’nin destekleriyle, Karacabey Karadenizliler Derneği tarafından düzenlenen 1. Hamsi Festivali, Atatürk Kültür Parkı’nda binlerce vatandaşın katılımıyla renkli görüntülere sahne oldu. İki gün süren festivalde; Karadeniz’in sevilen sanatçıları, yöresel tatlar, horonlar ve coşkulu kalabalık bir araya geldi. Festivalin en özel anlarından biri ise Karacabey Belediye Başkanı Fatih Karabatı ile milletvekillerinin vatandaşlarla birlikte horon oynaması oldu. Başkan Karabatı, “Her kültürün Karacabey’de bir yeri var. Kültürlerin buluştuğu bir Karacabey inşa ediyoruz.” sözleriyle birlik ve kardeşlik mesajı verdi.

Karacabey Belediyesi’nin destekleriyle, Karacabey Karadenizliler Derneği tarafından düzenlenen 1. Hamsi Festivali, hafta sonu Atatürk Kültür Parkı’nda binlerce vatandaşın katılımıyla büyük bir coşku içerisinde gerçekleştirildi. İki gün süren festival boyunca hem sahne performansları hem de yöresel lezzetler Karacabeylilere unutulmaz anlar yaşattı.

Sunuculuğunu Filiz Yıldırım’ın yaptığı festivalde, Karadeniz müziğinin efsane isimlerinden Davut Güloğlu, sahne performansıyla adeta Karadeniz rüzgârı estirdi. Ayrıca Gizem Kara, Filiz Karadeniz, Hikmet Cüre, Ersin Akpınar, Kerim Çakır, Cihan Genç ve Genç Kardeşler Horon Ekibi ile Ali Alkurt, Karadeniz ezgileriyle hem ruhu hem de coşkuyu doruğa taşıdı.

Festivalin ilk günü, “Kuymak Adam” eşliğinde yapılan kuymak ikramıyla başladı. Karadeniz’in vazgeçilmez lezzeti kuymak, vatandaşlardan büyük beğeni toplarken uzun kuyruklar oluştu. Karacabeyliler, sıcak kuymak eşliğinde müzik, dans ve eğlence dolu anların tadını çıkardı.

İlk günün ilerleyen saatlerinde Karacabey Belediyesi Ritim Grubu ve Karacabey Musiki Derneği de sahne alarak, festivalin coşkusuna farklı bir renk kattı.

İkinci gün ise festival alanını dolduran vatandaşlara taze hamsi ikramı yapıldı. Mangallarda kızartılan mis gibi hamsiler, alanda uzun süre tüten kokusuyla Karacabey’de Karadeniz havası estirdi.

Festivale; Karacabey Belediye Başkanı Fatih Karabatı, AK Parti Bursa Milletvekili Ahmet Kılıç, CHP Bursa Milletvekili Hasan Öztürk, siyasi partilerin ilçe başkan ve yöneticileri, belediye meclis üyeleri, sivil toplum temsilcileri ve çok sayıda vatandaş katıldı.

Renkli görüntülere sahne olan festivalde ayrıca, Belediye Başkanı Fatih Karabatı, AK Parti Bursa Milletvekili Ahmet Kılıç ve AK Parti Karacabey İlçe Başkanı Gültekin Saygısever ile birlikte horon oynayarak Karadeniz coşkusuna ortak oldu. Alanı dolduran vatandaşlar, Belediye Başkanı Karabatı’yı alkışlarla destekledi.

Başkan Karabatı: “Kültürlerin buluştuğu bir Karacabey inşa ediyoruz”

Festivalle ilgili değerlendirmelerde bulunan Karacabey Belediye Başkanı Fatih Karabatı, etkinliğin yalnızca bir eğlence organizasyonu değil, aynı zamanda Karacabey’in sahip olduğu kültürel zenginliğin ve kardeşlik bağlarının güçlü bir göstergesi olduğunu vurguladı. Başkan Karabatı, “Karacabey; Anadolu’nun dört bir yanından gelen insanların dostlukla, sevgiyle ve dayanışmayla yaşadığı, tüm renkleriyle bir mozaik oluşturan özel bir şehir. Biz bu şehirde, her kültürün kendine özgü değerini yaşatmayı, gelecek nesillere aktarmayı çok önemsiyoruz. Bugün burada Karadeniz’in coşkusunu, müziğini, horonunu ve lezzetini doyasıya yaşadık. Hep birlikte aynı heyecanın, aynı enerjinin etrafında kenetlendik. Bu güzel atmosferin oluşmasında emeği geçen Zeki Baştan başkanlığındaki Karacabey Karadenizliler Derneği yönetimine, sahne alan tüm sanatçılarımıza, katkı sunan belediye ekiplerimize ve etkinliğe gönülden katılan tüm hemşehrilerime yürekten teşekkür ediyorum.” dedi.

Başkan Karabatı ayrıca, benzer kültürel etkinliklerin ilçede geleneksel hale getirilmesi için çalışmaların süreceğini belirterek, “Her kültürün Karacabey’de bir yeri var. Biz bu topraklarda birlik, kardeşlik ve dayanışma içinde yaşamaya devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.

Karadenizlilerden Başkan Karabatı’ya teşekkür

Karacabey Karadenizliler Derneği Başkanı Zeki Baştan, festivalin gerçekleşmesinde emeği bulunan herkese teşekkür ederek şunları söyledi: “Bu güzel etkinlik, Karacabey’deki Karadenizli hemşehrilerimiz başta olmak üzere, tüm vatandaşlarımızı aynı coşku ve kardeşlik duygusu etrafında bir araya getirdi. Bu organizasyonun gerçekleşmesinde bizlere her türlü desteği sağlayan Karacabey Belediye Başkanımız Sayın Fatih Karabatı’ya, gece gündüz demeden özveriyle çalışan belediye ekiplerine, sponsorlarımıza ve emeği geçen herkese şahsım ve derneğimiz adına en içten teşekkürlerimi sunuyorum.”

Zeki Baştan ayrıca, festivalin ilçeye kattığı kültürel renkliliğe dikkat çekerek, “Bizim amacımız, Karadeniz’in samimiyetini, sıcaklığını ve birlik ruhunu bu topraklarda yaşatmak. Karacabey, farklı kültürlerin buluştuğu bir mozaik. Bu tür etkinliklerle hem dayanışmamız artıyor hem de gelecek nesillerimize kültürümüzü tanıtma fırsatı buluyoruz. Önümüzdeki yıllarda da Belediyemizin desteğiyle bu festivali geleneksel hale getirerek daha da büyütmeyi hedefliyoruz.” ifadelerine yer verdi.

Öte yandan Karacabey’de ilk kez düzenlenen Hamsi Festivali, müzik, dans, lezzet ve kardeşliğin bir arada yaşandığı unutulmaz bir hafta sonu olarak hafızalara kazındı.

Continue Reading

Trending