Connect with us

Güncel

ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİ ŞABAN BURHAN’IN ORGANİK ÇİFTLİĞİNDE

Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü öğrencileri, organik tarımda ülkeye örnek olan Karacabeyli üretici Şaban Burhan’ın Kıranlar Mahallesi’ndeki çiftliğini ziyaret etti. Prof. Dr. Nuray Akbulut gözetiminde gerçekleşen bu ziyarette öğrenciler; rezene, alabaş ve kale gibi yeni organik ürünler hakkında bilgiler aldılar.

Ziyaret sırasında, üretici Şaban Burhan, rezene, alabaş ve kale gibi organik ürünlerin besin değerleri ve insan sağlığına olan olumlu etkilerini detaylı bir şekilde anlattı. Burhan, organik tarımın avantajlarını ve bu ürünlerin ekonomik ve sağlık açısından değerlerini açıkladı. Öğrenciler, çiftliğin tarımsal uygulamalarını ve organik ürünlerin yetiştirilme süreçlerini gözlemledi.

Prof. Dr. Nuray Akbulut, bu ziyaretin öğrencilerin tarım bilgisi ve uygulama becerilerini geliştirmeleri açısından büyük bir öneme sahip olduğunu belirtti. Akbulut, “Bu tür ziyaretler, öğrencilerimizin tarım bilimlerindeki bilgi ve deneyimlerini genişletmeleri açısından çok değerlidir. Organik tarımın önemi ve bu ürünlerin ekonomik ve sağlık açısından avantajları hakkında daha derinlemesine bilgi edinmeleri, gelecekteki tarım uzmanları olarak onların yeteneğini artıracaktır.” dedi.

Öğrenciler de bu ziyaretten oldukça memnun kaldılar ve organik tarımın önemini daha iyi anladıklarını ifade ettiler. Bu tür uygulamalı eğitimler, öğrencilerin teorik bilgilerini pratik deneyimlerle birleştirerek daha etkili bir şekilde öğrenmelerine yardımcı olmaktadır.

Bu ziyaret, Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü öğrencilerinin organik tarım alanında yeteneklerini geliştirmeleri açısından önemli bir adım olarak değerlendirildi.

Söz konusu organik ürünler hakkında bilgiler veren Karacabeyli üretici Şaban Vural, şunları kaydetti: “Kale, lahanagiller familyasındandır ve kalori başına yoğun besin içeriği nedeniyle sıklıkla süper besin olarak adlandırılır. Kale ayrıca yağ oranı düşük ve lif oranı yüksek olması nedeniyle diyetlerde sıklıkla tercih edilmesini sağlar. Kale ürünü, içerdiği çeşitli besinler ile kalp sağlığını destekleyebilir. Amerikan Kalp Derneği (AHA), yüksek tansiyon ve kardiyovasküler hastalık riskini azaltmak için fazla tuz veya sodyum tüketimini azaltırken potasyum alımının artırılmasını önermektedir.

Alabaş, lahana ailesine dahil bir sebzedir. Avrupa ve Asya’da yaygın olarak tüketilir ve dünya çapında popülerlik kazanmıştır. Alabaşın sağlığa faydaları içerdiği C vitamini ve lif miktarı ile doğru orantılıdır. Alabaş, vücudunuzu serbest radikal hasarından koruyan ve yara iyileşmesinde, kolajen sentezinde, demir emiliminde ve bağışıklık sağlığında rol oynayan bir antioksidan olan C vitamini için iyi bir kaynaktır. Ayrıca, bağışıklık sistemini, protein metabolizmasını ve kırmızı kan hücresi üretimini destekleyen B6 vitamini içerir. Ayrıca kalp sağlığı ve sıvı dengesi için önemli bir mineral ve elektrolit olan potasyum için de iyi bir kaynaktır.

Rezene, maydanozgiller (Apiaceae) familyasından; iki metreye kadar boylanan, iki yıllık, kokulu, otsu bitki türüdür. Rezene Akdeniz’e özgü bir bitki olmasına rağmen, artık dünyanın birçok yerinde yetişmektedir. Toprak üstü irileşen gövdesi genellikle pişirilir, ancak salata veya makarnalarda çiğ olarak da yenebilir. Rezene tohumları çayın yanısıra unlu mamullerde, etlerde ve içeceklerde baharat olarak kullanılır. Rezene bitkisi ve tohumları ayrıca antioksidan ve anti-inflamatuar özelliklere sahiptir. Kronik iltihaplanma, kalp krizi ve felç gibi kardiyovasküler rahatsızlıklara yakalanma riskinizi arttırır. Rezene geleneksel olarak anksiyeteyi tedavi etmek için kullanılmıştır. 2022 yılında hayvanlarla yapılan bir incelemeye göre, rezene özleri anksiyete semptomlarını iyileştirebilir.”

Continue Reading
Click to comment

Warning: Undefined variable $user_ID in /home/u2093656/public_html/wp-content/themes/zox-news/comments.php on line 49

You must be logged in to post a comment Login

Leave a Reply

Güncel

ÇOCUK GELİŞİMİNDE AİLENİN ROLÜ: İLAHİ BİR EMANET

Bir çocuğun dünyaya gelişi, yalnızca biyolojik bir süreç değil, aynı zamanda manevi bir emanettir. Her anne-baba, evladını sadece büyüten değil, onu ahlaki ve vicdani değerlerle yoğuran bir sanatkâr gibidir. İslam’a göre aile; çocuğun fiziksel, ruhsal ve ahlaki gelişiminin en temel kurumudur ve çocuğun karakteri, inancı ve değerleri büyük ölçüde ailesinden öğrendikleriyle şekillenir.

İslam’a göre çocuk, dünyaya tertemiz bir fıtratla gelir. Peygamber Efendimiz (sav) bu gerçeği şöyle ifade etmiştir:

“Her doğan fıtrat üzere doğar. Sonra anne ve babası onu Yahudi, Hristiyan veya Mecusi yapar.” (Buhârî, Cenâiz 92; Müslim, Kader 22)

Bu hadis, çocuğun inanç ve ahlaki gelişiminin büyük ölçüde aileye bağlı olduğunu gösterir. Çocuk, ilk olarak ailesinden Allah’ı tanır, ibadetleri öğrenir ve ahlaki değerleri benimser. Bu nedenle, aile bir medrese gibi çalışarak çocuğa dini eğitim vermeli, ona İslam’ı en güzel şekilde öğretmelidir.

         Kur’an ve hadisler, ebeveynlerin çocuklarına karşı sorumluluklarını açık bir şekilde ortaya koyar.

1. Aile, çocuğun ilk medresesidir

Aile, çocuğun dünyaya açılan ilk penceresidir. Eğer bu pencere, iman ve ahlakla çerçevelenirse, çocuk hayatı doğru okumayı öğrenir. Anne-baba, Hz. İbrahim gibi dua eden, Hz. Lokman gibi öğüt veren ve Peygamber Efendimiz gibi sevgi gösteren bir rehber olursa, evlatları da imanla büyüyen bir fidan olur. Unutulmamalıdır ki, çocuk eğitimi geçici bir sorumluluk değil, ahirete uzanan bir yatırımdır.

Kur’an-ı Kerim’de Hz. Lokman’ın oğluna verdiği öğütler, aile içindeki eğitimin önemini vurgular:

“Yavrucuğum! Allah’a ortak koşma. Çünkü şirk, elbette büyük bir zulümdür.” (Lokman, 13)

Bu ayetten hareketle, İslam’da çocuklara öncelikle tevhid inancının öğretilmesi gerektiği anlaşılır. Bir çocuğun Allah bilinci kazanması, doğru ile yanlışı ayırt edebilmesi için aile ortamında manevi eğitime önem verilmelidir.

2. Sevgi ve Merhamet Temelli Eğitim

Hz. Muhammed (sav), çocuklara sevgiyle yaklaşmanın önemini sık sık vurgulamış ve kendisi de torunlarına sevgi göstermiştir.

Enes bin Malik (ra) şöyle der:

“Resûlullah (sav) kadar ailesine karşı merhametli kimse görmedim.” (Müslim, Fedâil)

Bu, ebeveynlerin çocuklarına sert ve cezalandırıcı bir tavır yerine, sevgi ve şefkatle yaklaşması gerektiğini gösterir. Sevgiyle yetiştirilen çocuklar, özgüvenli ve sağlam karakterli bireyler haline gelir.

3. Güzel Ahlak Öğretimi

Peygamber Efendimiz (sav) şöyle buyurmuştur:

“Hiçbir baba, çocuğuna güzel ahlaktan daha değerli bir miras bırakamaz.” (Tirmizî, Birr)

Bu hadis, anne-babanın çocuklarına ahlaki değerleri öğretmesinin önemini ortaya koyar. Ebeveynler, dürüstlük, sabır, adalet ve hoşgörü gibi değerleri çocuklarına yaşayarak öğretmelidir. Örneğin, bir baba alışveriş yaparken dürüst davranıyorsa, çocuk da dürüstlüğü öğrenir.

4. Sorumluluk Bilinci ve İbadet Alışkanlığı

Çocuklara küçük yaşlardan itibaren sorumluluk bilinci kazandırılmalıdır. Peygamberimiz (sav);  7 yaşına gelen çocukların namaza alıştırılmasını tavsiye etmiştir:

“Çocuklarınıza yedi yaşına geldiklerinde namaz kılmalarını emredin…” (Ebû Dâvûd, Salât)

Bu, sadece namaz için değil, tüm sorumluluklar için bir temel prensiptir. Çocukların kendi işlerini yapmaya alışması, zaman yönetimi ve disiplin kazanması da bu eğitimin bir parçasıdır. Eğer bir aile, çocuğuna sorumluluk bilincini, ibadet sevgisini ve İslam’ın güzelliklerini küçük yaşlardan itibaren öğretirse, çocuk bu değerleri hayatı boyunca benimser. Bir çocuğun karakteri, inancı ve ahlaki yapısı büyük ölçüde ailesi tarafından şekillendirilir. Aile, çocuğun sadece maddi değil, manevi gelişiminden de sorumludur. Bu yüzden ebeveynler, çocuklarını yetiştirirken bir medrese gibi davranmalı, onlara dinî bilgileri, güzel ahlakı ve sorumluluk bilincini en iyi şekilde kazandırmalıdır.

Continue Reading

Güncel

“SARIBAL: ‘HUKUKSUZLUK VE TEK ADAM REJİMİ EKONOMİYİ ÇÖKERTECEK'”

CHP Bursa Milletvekili ve Parti Meclisi Üyesi Orhan Sarıbal, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında Türkiye’de hukuksuzluğun ve ekonomik çöküşün sistematik hale getirildiğini belirterek, “İktidar uygulamaya koyduğu politikaların hukuki zeminlerini de oluşturmaya çalışıyor. Bir ülkede adalet yoksa o ülkede geçim de olmaz, ekonomi de düzelmez. Artık ekmek aslanın ağzında değil midesinde, bıçak eti de kemiği de geçti. Eskiden kıt kanaat geçinmek diye bir şey vardı, şimdi kıtlık var. Çünkü demokrasi yoksa adalet yoksa, geçim de olmaz, ekonomi de düzelmez. Emeğin karşılığı verilmez, halk yoksulluğa mahkum edilir” dedi.

Siber süper diktatörlük

Milletvekili Orhan Sarıbal, iktidarın hukuk sistemini tamamen kendi çıkarlarına uygun hale getirdiğini vurguladı. TBMM Genel Kurulu’nda 14 maddesi kabul edilen Siber Güvenlik Kanunu teklifine de tepki gösteren Sarıbal, kanunun basın özgürlüğünü, özel hayatın gizliliğini ve demokratik hakları hedef aldığını belirtti. Kanunla birlikte, AKP’li Cumhurbaşkanı tarafından atanacak bir yetkilinin mahkeme kararı olmaksızın ilgili kurum ve kuruluşları denetleyebileceğini söyleyen Sarıbal, “Bu düzenleme, hukukun üstünlüğünü tamamen ortadan kaldırarak süper diktatörlüğe geçişin aracı haline getiriliyor” ifadelerini kullandı.

Ekonomik krizin sebebi tek adam rejimi

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin getirdiği merkeziyetçi yapının, ekonomik göstergelerde olumsuzluklara yol açarken, denetim mekanizmalarının etkisiz hale geldiğini belirten Sarıbal,

“Tek Adam” rejiminin Türkiye’yi ekonomik çıkmaza sürüklediğini rakamlarla anlattı: “Enflasyonun yükselmesi, alım gücünü ciddi şekilde düşürdü. Asgari ücret ve sabit gelirli kesimler için reel gelir kaybı yaşandı. Ekonomik kriz ve yüksek işsizlik, gelir dağılımındaki adaletsizliği derinleştirdi. Aradan geçen 7 yılda açlık sınırı 14 kat, yardıma muhtaç hane sayısı 2.5 kat arttı.

252 bin 348 çocuğun ailesi, çocuklarının en temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamaz duruma geldi. Enflasyon, 2018’de yüzde 20.30’ken, yüzde 39.05 oldu. Türkiye’de en büyük banknot olan 200 TL ilk kullanılmaya başlandığında 125 dolar veya 4,8 gram altın alınabiliyordu. Günümüzde sadece 5,9 dolar alınabiliyor.

Ücret, maaş ve aylıklara yapılan zamların önemli bir kısmı daha yılın ilk iki ayında eridi. TÜİK enflasyonu yüzde 31 düşük göstererek milyonlarca memur ve emeklinin maaş zammını bilinçli olarak engelledi. Bir de dalga geçer gibi, emekliye bayram ikramiyesini 1000 liralık artışla 4000 lira yaptılar. Emekli ikramiyesi asgari ücretin yüzde 18’ine gerilerken, Meclis’e sunulan teklifle Cumhurbaşkanı’nın maaşı TBMM Başkanı’nın maaşının yüzde 5 fazlasına endekslendi. Cumhurbaşkanı ödeneği 2025 bütçesinde toplam 2 milyon 856 milyon lira, 12 ay boyunca aylık 238 bin lira olarak belirlendi. Buna göre Cumhurbaşkanı maaşının yüzde 40’ı üzerinden hesaplanan emekli aylığı 95 bin 200 lira olurken kanun teklifinde yer alan maddeye göre Cumhurbaşkanının emekli maaşı 142 bin 456 TL’ye çıkacak. Kanun değişikliği sonrası 2025 yılı için Cumhurbaşkanı emekli aylığı yüzde 52,8 oranında artmış olacak” ifadelerini kullandı.

“İnsanlık suçlarının zaman aşımı olmaz”

Milletvekili Sarıbal, açıklamada 12 Mart Gazi Katliamı’nın 30. yılında katledilenleri andı, “İnsanlığa karşı işlenmiş bir suçun, adaletin terazisinde tartılması gerekirken, iktidarın terazisinde ölçüldüğünü görüyoruz. Gazi Davası, tıpkı Sivas, Çorum ve Maraş Davaları gibi katliamı aklayan ve mağdurları suçlayan ve cezalandıran sürece dönüştü. Katliamlarda cezasızılık ilkesi bu toprakların asırladır değişmeyen zihniyetidir. Gazi inkar, imha ve devlet eliyle hukuk dışı yapılanmaların cinayeti ve katliamının en belirgin örneğidir. Gazi Katliamı, devletin başrol üstlendiği böyle bir katliamdır. Hedefinde Madımak’ta eksik kaldığı düşünülen Alevi katliamının devamı vardı. Sadece Alevi toplumunun değil, tüm toplumsal kesimlerin aslında vicdanı bu ülkede rahat değil. Toplum, devletin katliamlarla yüzleşmesini ve tüm sorumluların açığa çıkarmasını bekliyor. Ve hukuksuzluk bir kez normalleşirse, çürüme her yere yayılır” diye konuştu.

Sarıbal Suriye’de uluslararası hukukun açıkça tanımladığı bir insanlık suçunun işlendiğini belirterek, “Türkiye Suriye’de yaşananlara mezhepçilik çerçevesinden değil, insanlık ve vicdan penceresinden bakıp, katliamın durdurulması için Meclis nezdinde aktif rol almalıdır” ifadelerini kullandı.

Continue Reading

Güncel

TÜRK YILDIZLARI MKPAŞA’DA GÖSTERİ UÇUŞU GERÇEKLEŞTİRECEK

Geçtiğimiz günlerde Mustafakemalpaşa Belediye Başkanı Şükrü Erdem, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, “Türk Yıldızları Hava Pilot Binbaşı Gökhan Esen ve Basın ve Halkla İlişkiler Subayı Fatih Sağlam Bey’i ağırlamanın mutluluğunu yaşıyoruz. Gösteri uçuşlarının ilçemizde yapılması adına yürüttüğümüz görüşmeler devam ediyor.” ifadelerini kullanmıştı.

Tamamlanan görüşmeler neticesinde, Türk Hava Kuvvetleri’nin gözbebeği Türk Yıldızları, Mustafakemalpaşa semalarında özel bir gösteri uçuşu gerçekleştirecek.

Türk Yıldızları 13, 14, 15 Mart günleri, 11.00 – 12.00 ve 15.00 – 16.00 saatleri arasında eğitim uçuşlarını gerçekleştirecek. 16 Mart Pazar günü saat 15.00’da gösteri uçuşları ile Mustafakemalpaşa semalarında olacak. Vatandaşlar bu görkemli gösteriyi Mustafakemalpaşa Kültür Merkezi Otopark Alanında izleme fırsatı bulacaklar.

Tüm halkı bu özel gösteriye çağıran Belediye Başkan Şükrü Erdem’’ Türk Hava Kuvvetleri’nin dünyaca ünlü akrobasi timi Türk Yıldızları’nı izlemeye tüm Mustafakemalpaşa’mızı ve çevre ilçelerimizden hemşehrilerimizi davet ediyorum.’’ İfadelerini kullandı.

Continue Reading

Trending