Ekonomi
“ÇİFTÇİ YANIYOR, SANAYİCİ NEREDE?”

* Domatesteki sıkıntıların çözümü noktasında düzenlenen panele davet edilmelerine karşın hiçbir salça fabrikası yetkilisinin katılmaması dikkat çekti…
Karacabey Kent Konseyi’nin geçtiğimiz Cuma günü düzenlediği, çiftçinin tarlada kalan ürünlerine yönelik çözüm toplantısı genel anlamda verimli geçti. Ancak, davet edilmelerine karşın salça fabrikalarından hiçbir yetkilinin toplantıya katılmaması da çiftçiler tarafından eleştiri konusu oldu. Yanı sıra; sözleşmeli tarımın önemi, fabrikaların tam taahhüt almaları, TİGEM’in para kazanmaktan çok çiftçi yararına işler yapması, çiftçilerin sanayiciler tarafından ciddiye alınması aksi halde eylem yapılması, Ziraat Odaları’nın çiftçi lehine daha etkin işler yapması, hükümetin çiftçiye sahip çıkması gibi konular toplantıda öne çıkan başlıklar arasındaydı.
Başta domates ve karpuz olmak üzere, ürün teslimatı ve fiyat konusunda önemli sıkıntılar yaşayan üreticinin sorunları ve çözüm yolları Karacabey Kent Konseyi’nin düzenlediği panelde masaya yatırıldı. Ticaret Borsası Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen toplantıya; CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, CHP İlçe Başkanı Ümit Vural, Bursa İl Tarım ve Orman Müdür Vekili Erdoğan Ceylan, İlçe Tarım ve Orman Müdürü Davut Aytek, Bursa Kent Konseyi Başkanı Prof. Dr. Ertuğrul Aksoy, Tüm Süt Et ve Damızlık Sığır Yetiştiricileri Derneği (TÜSEDAD) Genel Başkanı ve Bursa Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği Başkanı Sencer Solakoğlu, Karacabey Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Muammer Üstündağ, Karacabey Ticaret Borsası Meclis Başkanı Mehmet Durmaz, oda başkan ve temsilcileri, bazı mahalle muhtarları ile üreticiler katıldı.
Öte yandan programın başında yer alan, ancak salça fabrikalarından hiçbir yetkilinin toplantıya katılmadığını öğrenen bazı çiftçiler de, “Muhataplarımız yok. O zaman bu panelden bir sonuç çıkmaz. Sanayici neden böylesine önemli bir programa katılmaz anlamış değiliz. Bu şekilde çiftçiyi ciddiye almadıkları mesajını mı vermeye çalışıyorlar?” diyerek toplantıyı terk etti.
Kent Konseyi Yürütme Kurulu Üyeleri Oya Demir Girişgin (Akademisyen – Meslek Yüksek Okulu), Aylin Yıldız (İşinsanı-Dağkadı Kadın Kooperatifi Başkanı) ve Genel Sekreter Erdinç Özer’in moderatörlüğünü üstlendiği panelin açılış konuşmasını Karacabey Kent Konseyi Başkanı Abdullah Akkoç yaptı.
“Çiftçimiz büyük endişe içinde”
Kent Konseyi’nin hedeflerinden bahseden ve ilçe tarımının genel özelliklerine değinerek konuşmasını sürdüren Akkoç, çiftçi sorunlarına yönelik ise şunları kaydetti: “İlçemiz tarımındaki sorunlar genel anlamda ülkemizde yaşanan sorunları teşkil etmektedir. En güncel sorunumuz domates hasat sezonunda olduğumuz için domatesteki fiyat politikasıdır. Üreticimiz girdi maliyetlerinin yüksekliğinden ve ürününün yeterli değerini bulmamasından şikâyetçidir. Tarımsal üretim politikasının yetersiz kaldığı özellikle bu sene alınan veriler doğrultusunda üretimin tahıl ve mısırda fiyatların beklentinin altında olmasından dolayı yaş sebze ve meyveye fazlasıyla yönelmesine neden olmuştur.
Geçen ay İzmir’de başlayan domates alımında Torbalı Ticaret Odası Başkanı bölgede fiyatlar nedeniyle domates çiftçisinin mağduriyet yaşadığını, tüm girdilerin artmasına rağmen ürünlerin geçen yıldan daha düşük fiyata satıldığını belirtmesi Karacabey’deki üreticiyi de endişelendirmiş, ayrıca karpuz satışındaki fiyatların aniden düşmesi de üreticiyi mağdur etmiştir.
Karacabey’de tarımsal sanayide yaşanan temel sorunun üretici ile sanayici arasında entegrasyon eksikliği, istenilen nitelikte ve yeterli miktarda hammadde temin edilememesi, organize olmuş üretici yapısının yaygın olmayışı, hammadde ürün miktarları, kaliteleri ve fiyatlarının yıldan yıla büyük değişiklikler göstermesi artık bilinmektedir.
Karacabey’de ve genelde tarım sektörü, doğaya bağlı yapısı gereği iklim değişikliğinden ve çevre kirliliğinden etkilenen ve etkilenebilecek sektördür. İlçemizde 275.500 dekar devlet tarafından, 135.000 dekar üretici tarafında sulanmakta olan tarım arazisi vardır. Uluabat sulamasına bor madeni karıştığı ve Ova sulamasına da ilaç ve kimyasal atıklar karıştığı bilinmektedir. Bilinçsiz kullanılan gübre ihtivaları azot gibi hem çevreyi kirletmekte hem de üretimde ciddi kayıplar verdiği gözlemlenmektedir.”
“Kalıcı politikalar şart”
Bursa Kent Konseyi Başkanı Prof. Dr. Ertuğrul Aksoy, tarımda yeni bir bakış açısına ihtiyaç olduğunu belirterek, “Tarım sektörüyle ilgili kalıcı politikalar üretilmeli. Çiftçinin mağduriyetleri giderilmeli. Yeni bir yola ve yeni bir bakış açısına ihtiyaç var.” dedi.

“Tarım Bakanı’ndan umutluyuz, sözleşmeli tarımdan vazgeçmeyelim”
Karacabey tarımının öncü isimlerinden olan Tüm Süt Et ve Damızlık Sığır Yetiştiricileri Derneği (TÜSEDAD) Genel Başkanı ve Bursa Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği Başkanı Sencer Solakoğlu, özellikle mevcut Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı’dan övgüyle bahsetti. Son 15 yıldır ülke tarımında aynı hikayelerin yaşandığını ancak ilk kez bir Tarım Bakanı’nın üretici sorunlarını dikkate aldığını vurgulayan Solakoğlu, “Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı gerçekten değerli bir isim. Kendisiyle yaptığım tüm görüşmelerden olumlu geri dönüşler aldım. Son 15 yıldır ülke tarımında hep aynı hikayeler okunuyordu. Ancak umut ediyorum değiştirilmezse mevcut Tarım Bakanımız gerçekten çiftçimiz adına değerli isim. Sayın Bakan tarımdaki sorunları önemsiyor ve çözüm noktasında uğraş veriyor. Eskiden sözleşmeli tarımın pek bir geçerliliği olmuyordu. Ancak şimdi öyle değil. Artık bu noktada devletimiz çiftçiden yana taraftır. Çiftçi sözleşmeleri devlet tarafından koruma altında! O nedenle sözleşmeli tarımı önemsemeliyiz. Eğer sözleşme yoksa çok fazla yapılabilecek bir şey de yok. O zaman bu iş tamamen kumara giriyor. Sözleşmeli tarımdan vazgeçmeyelim ve fabrikaların tam taahhüt almalarını sağlayalım. Çünkü Tarım Bakanlığımızın bununla ilgili ciddi iradesi var artık. Karacabey tarımında yaşanan sorunlara karşı çözüm noktasında her zaman göreve hazırım. Üzerime düşen ne varsa telefonum hep açık. O nedenle Kent Konseyi’nin bu toplantısını da değerli buluyorum. Ayrıca TİGEM para kazanmayı bırakmalı. TİGEM’in görevi işletmecilik değil, ıslah olmalı, çiftçiye yardımcı olmalı.” ifadelerine yer verdi.

Ziraat Odası ‘eylem’ hazırlığında!
Ziraat Odası Meclis Üyesi ve Yüksek Ziraat Mühendisi Hakan Pullu, salça fabrikalarının krizi fırsata çevirmemeleri gerektiğine dikkat çekerek, “Ziraat Odası Meclisi olarak Pazartesi günü (bugün) toplanacağız. Ve salça fabrikalarına domatesteki fiyat beklentilerimizi ileteceğiz. Anlaşma sağlayamazsak eylem yapmayı planlıyoruz. Evet sözleşmeli tarım önemli ama salça fabrikalarının çiftçiyi ciddiye almaları daha önemli.” dedi.
“Bu sorunlar eylem yaparak düzelmez, kalıcı çözümler üretilmeli”
Karacabey Dağkadı Üreten Kadınlar Derneği Başkanı Aylin Yıldız da, bir çiftçi olarak panelde çarpıcı açıklamalarda bulundu. Türk tarımının kan ağladığına vurgu yapan Yıldız, “Açıkçası yollarda traktörlerle gezmekle, fabrikaların kapısına dayanmakla bir yere varamayız. Çözüm; çiftçi birlikteliğini sağlamak ve sorunlarımızı açık ve net bir ifade ile Tarım Bakanlığı’na ve Hükümet yetkililerine iletmektir. Biz çiftçiler yıllarca sezon boyunca 1 üründen bile para kazandığımıza şükretmiş kişileriz, böyle gördük böyle büyüdük. Ama bu yıl buğday, arpa, kavun, karpuz, domates, soğan, mısır, pirinç, pamuk, patates, nohut, çok acı ki hiçbir ürün para kazandırmıyor. İşte bu noktada başta Ziraat Odaları olmak üzere, tarım sektörü yetkililerini ‘gerçek’ görevlerini yapmaya davet ediyorum. Ama ne yazık ki kendilerini burada göremiyoruz.
Ben konuşmaya çıktım, her nedense Karacabey Ziraat Odası yetkilileri hemen salonu terk etti. Kendilerine soruyorum; neden bizim haklarımızı savunacak, sözleşmelerimizi okuyacak avukatımız yok. Sonuçta Tarım Bakanlığımız ÇKS sistemini artık e-devlet sistemi üzerinden biz çiftçiler için kolaylaştırdı. Buna rağmen Ziraat Odaları silkelenip hala neden bir faaliyet göstermiyor, alıcı firmalarla görüşerek çiftçimizin sorunlarına çare olmuyor. Sonuç olarak başta Tarım Bakanlığımız bünyesinde tüm ürünleri sözleşmeli ekim ile biz çiftçilerin haklarını koruyarak, tüm dünyaya örnek olacak tarım politikasına geçişe acil olarak davet ediyorum. Tarım Bakanlığımızın yetkililerini, Ziraat Odası başkanlarını ve alıcı firmaları yerlerde sürünen ürün fiyatları konusunda çalışma yapmaya ve sorunlarımızı giderme konusunda gayret göstermeye davet ediyorum. Şu unutulmamalıdır; çiftçi zarar ederse ertesi sene üretim de yapamaz. Bu nedenle herkesin çiftçimize yardım etmesi gerekir. Tarlada, güneşin altında, soğukta, sıcakta çalışan vatansever çiftçimizin kıymetini bilelim. Hakkını teslim edelim.” diye konuştu.

“Sorunun çözümünü sorunu çıkarandan beklemeyin, birlik olmak zorundasınız”
Çiftçinin şu an böylesine sıkıntıda olmasının tek sebebinin mevcut hükümet olduğunu ileri süren CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, “Maalesef bu hükümetten sorunlarınızın çözümünü beklemeyin. Çünkü çiftçiye hizmet etme gibi bir düşünceleri veya politikaları yok. Olsaydı bu zamana değin çoktan yaparlardı. Bile isteye çiftçiyi canlı canlı toprağa gömüyorlar. Değerli arkadaşlar; 22 yılda çiftçi borçları 230 kat artmış ve bu hükümet 22 yılda çiftçiye sadece 22 kat destek vermiş. Ama Ziraat Bankası Genel Müdürü çıkıyor diyor ki; ‘Çiftçimiz borcuna sadık.’ Peki o çiftçi o borcunu nasıl ödüyor, biliyor mu? Pek tabii ki biliyor. Çiftçi tabiri caizse borçlarına takla attırıyor. Yani çiftçinin para kazandığı falan yok. Ama algı yapıyorlar. 22 yılda ülke tarımına yönelik bir plan ortaya koyamadılar. Bugünün Bakanı da öyle, bundan öncekiler de öyle…
Hiç düşündünüz mü çiftçimiz neden domates dışında başka ürün ekmiyor. Yoksa hükümet buğdaya, şeker pancarına ve diğer ürünlere adam gibi fiyat verse çiftçi ekmez mi? Ama bilinçli yapıyorlar. Hükümet salçaya kilo başına 5 TL destek vermeli, neden yapmıyor?
Ayrıca fabrikaların sözleşmelere karşı tavrı da yanlış. Burada en acil olarak yapılması gereken; ilk önce komite oluşturulmalı ve sanayicilerle bir araya gelip, tarafların hakkını koruyan net bir anlaşma sağlanmalı. Bakın, siyasetçinin yarattığı sorunun çözümünü siyasetçiden beklemek çok yanlış. Çiftçi birlikte hareket etmek zorundadır. İkinci olarak tarıma yönelik oda, birlik ve kooperatifler, Türkşeker gibi kamu kurumları devreye girmeli, çiftçiye sahip çıkmalı. Son olarak da hükümet sanayiciye sıfır faizli kredi vermeli. Şuan için acil olarak bunların yapılması elzemdir.” ifadelerine yer verdi.
“Sözleşmeli tarımdan vazgeçmeyin, biz arkanızdayız”
Panelde son olarak konuşan Bursa İl Tarım ve Orman Müdür Vekili Karacabeyli Erdoğan Ceylan ise, özellikle sözleşmeli tarım konusunda her daim çiftçiden yana tavır aldıklarını belirterek, “Maalesef sözleşmeli tarım beklenildiği gibi değil. Sözleşmeli tarımla ilgili rakamları inanın burada söyleyemiyorum. Sözleşmeli tarımdan vazgeçmeyelim. Bizler her zaman çiftçiden yana tarafız. Fabrikaların sözleşme şartlarına uymasını istiyoruz, aksi halde biz çiftçimiz adına gerekeni yapıyoruz ve yapmaya da devam edeceğiz. Ancak sözleşme yoksa işte o zaman sorun nasıl çözülür bilemiyoruz.” ifadesini kullandı. Öte yandan Karacabey Kent Konseyi, bu önemli toplantıdan çıkan sonucun kamuoyu ile paylaşılacağını, ilgili Bakanlıklara iletileceğini ve takibinin de yapılacağını bildirdi.
Ekonomi
NİSAN AYI ÜRETİCİ MARKET FİYAT DEĞİŞİMİ

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Nisan ayı üretici market fiyatları ile girdi maliyetlerindeki değişimleri yaptığı görüntülü basın açıklamasıyla değerlendirdi.
“Nisan ayında üretici ve market arasındaki fiyat farkı en fazla yüzde 256 ile havuçta görüldü.” diyen Bayraktar, araştırmanın verilerini paylaştı; “Havuçtaki fiyat farkını yüzde 230 ile marul, yüzde 222 ile kuru soğan, yüzde 219 ile kuru fasulye ve yüzde 216 ile nohut takip etti.
Havuç 3,6 kat, marul 3,3 kat, kuru soğan, kuru fasulye ve nohut 3,2 kat fazlaya satıldı. Üreticide 14 lira olan havuç 50 liraya, 12 lira 50 kuruş olan marul 41 liraya, 33 lira olan kuru fasulye 106 liraya, 32 lira olan nohut 100 liraya markette satıldı. Nisan ayında fiyatı en fazla artan ürün markette havuç, üreticide kuru kayısı olurken, fiyatı en fazla düşen ürün hem markette hem üreticide salatalık oldu.”
Market fiyatları
“Nisan ayında markette 39 ürünün 28’sinde fiyat artışı, 11’inde ise fiyat azalışı görüldü. Markette fiyatı en fazla artan ürün yüzde 43 ile karnabahar oldu.
Karnabahardaki fiyat artışını yüzde 28 ile havuç, yüzde 22 ile maydanoz, yüzde 20 ile limon ve yüzde 17 ile marul takip etti.
Markette fiyatı en fazla azalan ürün ise yüzde 36 ile salatalık oldu. Salatalıktaki fiyat düşüşünü yüzde 30 ile patlıcan, yüzde 28 ile domates, yüzde 22 ile sivri biber ve yüzde 12 ile kabak izledi.”
Üretici fiyatları
“Nisan ayında üreticide 31 ürünün 8’sinde fiyat artışı olurken 17’sinde fiyat düşüşü görüldü. 6 üründe ise fiyat değişimi olmadı. Üreticide en çok fiyat düşüşü yüzde 59 ile salatalıkta görüldü. Salatalıktaki fiyat düşüşünü yüzde 42 ile patlıcan, yüzde 41,5 ile kuru soğan, yüzde 27 ile sivribiber, yüzde 26 ile domates ve yüzde 21 ile limon izledi.
Üreticide en fazla fiyat artışı yüzde 100 ile kuru kayısıda görüldü. Kuru kayısıdaki fiyat artışını yüzde 33 ile fındık, yüzde 31 ile elma, yüzde 13 ile Antep fıstığı izledi.”
Üretici fiyat değişiminin nedenleri
“Yaşanan zirai don afetinden etkilenen meyvelerin başında gelen kayısıda üretici fiyatları artış gösterdi. Kayısı üreticisinin elinde yüzde 10 civarında ürün kaldığı tahmin ediliyor. Bu nedenle üretici fiyatında görülen bu önemli artışın üretici gelirine yansıması düşük oldu.
Nisan ayında havaların sıcak gitmesi sonucu, birim alandan alınan verim arttı. Bu da salatalık, patlıcan, sivri biber ve domatesin arzını artırarak üretici fiyatlarının düşmesine neden oldu.
Kuru soğanda ise, Çukurova bölgesinde ekim alanlarının artması ve bu yıl havaların soğuk geçmesi nedeniyle yüksek rekolte beklentisi var. Bu nedenle ilk hasat döneminde kilosu 18-20 liralardan satılan kuru soğanın fiyatı 7-8 liralara kadar düştü. İç Anadolu bölgesinde ise depolarda üreticiye ait kuru soğan çok az miktarda kaldı ve sezon kapandı.
Yaşanan zirai don, fındık fiyatını artırdı. Antep fıstığındaki fiyat artışının sebebi ise bölgede etkili olan kuraklık oldu. 2025 sezonunda yaşanan don felaketi, meyve henüz dalda çiçekteyken üreticimizin kaderini belirlemeye başladı. Donun etkisiyle elma ağaçlarından beklenen verim düştü, üreticinin elinde kalan son ürünler de depolarda tükendi.
Limon sezonunun sonlarına gelinirken, yaşanan don afeti ve ihracat kısıtlamalarının ardından alınan erteleme kararı, limon piyasasında da önemli bir duraklama yarattı. Öncelikle ihracatın kısıtlanması, ardından bu kısıtlamanın 15 Mayıs’a kadar ertelenmesi, piyasayı olumsuz etkiledi. Şu anda üreticilerimiz, alım satım faaliyetlerinin neredeyse durma noktasına geldiğini belirtiyor.”
Nisan ayı aylık ve yıllık girdi fiyatlarında yaşanan değişimler
“Girdi fiyatlarında yıllık bazda en fazla artış elektrikte oldu. Ziraat Odalarımız aracılığıyla girdi piyasalarından aldığımız fiyat verilerine göre; Nisan ayında, Mart ayına göre DAP gübresi yüzde 1,9, amonyum nitrat gübresi yüzde 0,7 oranında artış gösterdi. Buna karşın amonyum sülfat gübresi yüzde 1,6, 20.20.0 kompoze gübresi yüzde 1,3, ÜRE gübresi yüzde 0,1 oranında düştü.
Geçen yılın Nisan ayına göre son bir yılda ÜRE gübresi yüzde 35,7, DAP gübresi yüzde 34,3, amonyum nitrat gübresi yüzde 32,7, 20.20.0 kompoze gübresi yüzde 30,5, amonyum sülfat gübresi ise yüzde 21,6 oranında arttı. Nisan ayında, Mart ayına göre süt yemi yüzde 3,1, besi yemi yüzde 3,2, son bir yılda besi yemi yüzde 25,5, süt yemi ise yüzde 25 oranında arttı. Elektrik fiyatları son bir yılda yüzde 47,8 oranında artarken, tarım ilacı fiyatları da yüzde 14,94 oranında arttı. Nisan ayında mazot fiyatı aylık olarak yüzde 2,9 oranında düşmesine rağmen, yıllık yüzde 10,1 oranında arttı.
Girdi fiyatlarında yıllık bazda en fazla artış yüzde 47,8 oranıyla elektrikte görüldü.”
Ekonomi
TESK VE EDM BİLİŞİM’DEN ESNAF VE SANATKÂRA DİJİTAL DESTEK

Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) ile EDM Bilişim arasında yapılan iş birliği toplantısı Birlik ve Federasyon Başkanlarının katılımı ile TESK Toplantı Salonu’nda gerçekleştirildi. Esnaf ve sanatkarların dijital dönüşümü için önemli bir adım olan iş birliği ile TESK’e bağlı esnaf ve sanatkârlara dijital dönüşüm süreçlerinde büyük kolaylık sağlayacak ücretsiz hizmetler sunulacak.
Bu kapsamda TESK üyelerine 100 Kontörlük E-Fatura, 5 Kontörlük Kayıtlı Elektronik Posta (KEP), 10 Yıl Süreyle Elektronik Saklama Hizmeti ve Muhasebe Programına Otomatik Veri Aktarımı tamamen ücretsiz olarak sağlanacak.
“Dijitalleşme artık ülkemizin olmazsa olmazı”
Dijitalleşmenin artık ülkemiz için olmazsa olmaz olduğunu vurgulayan TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Esnaf ve sanatkârlarımızın çağın gerekliliklerine uygun bir şekilde dijitalleşmesi artık kaçınılmaz hale geldi. Dijitalleşme ülkemizin olmazsa olmazı. Esnaf ve sanatkarlar, bu gelişen teknolojiye ve çağın gereklerine uymak zorunda. Birçok firmayla bu konuda temas ediyoruz. Bize 100 kontörlük bir e-fatura, aynı şekilde 5 kontörlük KEP, 10 yıl süreyle elektronik saklama hizmeti verecekler. Yine aynı şekilde muhasebe programı otomatik veri aktarımını ücretsiz olarak sağlayacaklar. İsteyen arkadaşlarımız bu sistemi kullanacak. Bu iş birliği sayesinde üyelerimizin dijital altyapılarını güçlendirerek, iş süreçlerini hızlandırmalarına ve daha rekabetçi hale gelmelerine destek olmayı amaçlıyoruz. EDM Bilişim ile hayata geçirdiğimiz bu proje, esnafımızın dijital dönüşüm yolculuğunda önemli bir adım olacaktır” diye konuştu.
“Esnaf teknolojiye adapte olarak varlığını sürdürecek”
Proje ile ilgili açıklama yapan EDM Bilişim Sistemleri ve Danışmanlık Hizmetleri A.Ş. İcra Kurulu Başkanı Özcan Ermiş ise, “Dijitalleşme artık kaçınılmaz bir hale geldi. Böyle bir dünya içerisinde esnaf ve sanatkarlarımızın da dönüşmesi kaçınılmaz. Ulusal dev marketler, zincir restoranlar, online platformlar karşısında küçük marketlerin, bakkalların, esnaf lokantalarının, pastanelerin, büfelerin ayakta kalması için verimliliklerini artırmaları, yenilikçi ve dijital olmaları gerekiyor. Dev firmalar ile rekabet etmek durumunda olan esnaf, teknolojiye adapte oldukça varlığını garanti altına alacak. Gençleşen esnafımız her sektörde olduğu gibi bu gelişmeleri kültürel olarak daha çabuk kavrıyorlar ve işletmelerini daha dijital hale getiriyorlar.
EDM firması dijital dönüşüm alanında pek çok servise sahip. Bankaların dekontlarından esnafın şirketinin e-faturasına kadar dijital noter bir şirketin, bir esnafın bir yere noterle göndereceği belgeyi KEP’le göndermesi çok düşük ücretlerle, 5, 7, 10 lira gibi ücretlerle olacak. Halbuki noterlerde bu işlemler 2-3 bin lirayı buluyor.
Herhangi bir tebligat yapmak, bir devlet kurumuna yazı için başvurmak gibi işlemler KEP yani dijital noter ile bilgisayarınızdan göndereceğiniz mailin noter gücü ile gitmesi ile çalışan bir hizmetimiz var” ifadelerini kullandı.
Ekonomi
KESKİNOĞLU LEZZETLERİ AVRUPA MUTFAKLARINDA YERİNİ ALMAYA HAZIRLANIYOR

Keskinoğlu, Avrupa Birliği ülkelerine ileri işlenmiş ürünler ve tavuk döner ihracatı gerçekleştirmek için yetki belgesi aldı.
Yıllık 30 bin ton işlenmiş piliç eti üretim kapasitesine sahip Keskinoğlu, ihracat hacmini genişletmeye devam ediyor. Şirket, Tarım ve Orman Bakanlığı yetkilileri tarafından gerçekleştirilen denetimler sonucunda yetki belgesini alarak, AB’ye ihracat sürecini başlattı.
Keskinoğlu Genel Müdürü Önder Matlı, ‘Dünya trendlerini çok yakından takip ediyoruz, kısa ve uzun vadeli planlarımızı sürekli güncelliyoruz. Şehir ve aile hayatı tüketicinin taleplerini hızla değiştiriyor. İnsanlar için zaman çok kıymetli. O nedenle az vakitte, kolayca hazırlanan pratik ürünler ön plana çıkıyor. Bu eğilimi uzun yıllardır Avrupa raflarında gözlemliyoruz’ dedi.
“AB ülkelerine ileri işlenmiş ürünler ve tavuk döner ihraç etmemizi sağlayacak yetki belgesini aldık”
Sektörün gelişmesi adına yeni alternatif pazarların bulunmasının önemine dikkat çeken Önder Matlı, “Tarım ve Orman Bakanlığımızın geçtiğimiz yıldan itibaren yürüttüğü yoğun çalışmalar sonuç verdi. Keskinoğlu olarak yapılan denetimlerin ardından AB ülkelerine ihracat yapmamızı sağlayacak yetki belgesini aldık. Bu konuda AB ülkeleri ile yoğun görüşmelerimiz sürüyor. Kısa süre içerisinde Keskinoğlu lezzetleri Avrupa mutfaklarında yerini alacak. İhracatta düzenli ihracatın sürdürebilirliğine yönelik çalışmaların yanı sıra; potansiyel pazarlarda kalıcı olabilmek de bir o kadar önemli. Ülke olarak, sektör olarak bunu mümkün kılacak kaliteli üretim ve sürdürülebilir tedarik gücüne sahibiz. Bununla beraber Avrupa Birliği gibi sektörümüz için yeni alternatif pazarların bulunması, mevcut ihraç pazarlarının kapanması neticesinde ortaya çıkabilecek üretim fazlasının yönetilmesi konusundaki zorlukların bertaraf edilmesini sağlayacaktır” dedi.
Keskinoğlu lezzetleri 6 kıtada 66 ülkeye ihraç ediliyor
Hali hazırda 6 kıtada 66 ülkeye piliç eti, işlenmiş piliç ürünleri, sofralık yumurta, pastörize yumurta ve viyol gibi 100’den fazla çeşit ürünü ihraç eden Keskinoğlu, Balkanlar’dan Uzakdoğu’ya, Güney Amerika’dan Afrika’ya, Ortadoğu’dan Pasifik Adaları’na kadar, dünya genelinde çok sayıda ülkeye ihracat gerçekleştirmektedir.
-
Bursa Bölge5 yıl ago
“Türkiye, Doğu Türkistan’a sahip çıkmalıdır”
-
Genel4 ay ago
KARACABEY BELEDİYESİ’NDE GÖREV DEĞİŞİKLİKLERİ
-
Ekonomi5 yıl ago
Sütaş’tan “Tereyağı” açıklaması
-
Bursa Bölge4 ay ago
KARACABEY AK PARTİ BURSA’DA YER BULAMADI
-
Bursa Bölge4 ay ago
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN BURSA’DAN SESLENDİ: ASGARİ ÜCRETİN ARKASINDA DURDU BOYKOT ÇAĞRISI YAPTI
-
Bursa Bölge4 ay ago
İŞİTME HASTALARI İÇİN YENİ HİZMET DEVREYE GİRDİ
-
Bursa Bölge9 ay ago
NİLÜFER ÇAYI İÇİN İŞBİRLİĞİ
-
Bursa Bölge7 ay ago
BURTARIM 2024 İLE BURSA’DA HAYAT BULUYOR!
Warning: Undefined variable $user_ID in /home/u2093656/public_html/wp-content/themes/zox-news/comments.php on line 49
You must be logged in to post a comment Login