Connect with us

Sağlık

BERABER BAŞLADILAR BERABER BIRAKTILAR

Bursa’da 42 yıldır sigara kullanıcısı olan 62 yaşındaki Osman Elver ve 64 yaşındaki Leyla Elver çifti, aile hekimlerinin yönlendirmesiyle ile birlikte gittikleri sigara bırakma polikliniğinde sigarayı bıraktı.

Sağlıklı hayat merkezleri bünyesinde hizmet veren sigara bırakma poliklinikleri, vatandaşlara sigara bırakma konusunda sağladığı başarılı destekle dikkat çekiyor. 42 yıldır sigara tiryakisi olan 62 yaşındaki Osman Elver, aile hekiminin yönlendirmesiyle gittiği Nilüfer Sağlıklı Hayat Merkezi bünyesinde bulunan sigara bırakma polikliniğine başvurarak sigarayı bıraktı. Eşinin sigarayı bırakmasını örnek alarak aynı polikliniğe başvuran 64 yaşındaki Leyla Elver ise, yapılan değerlendirme sonrası başlanan ilaç tedavisi ile sigarayı bıraktı.

Eşiyle yaklaşık olarak aynı tarihlerde sigara içmeye başladıklarını belirten Osman Elver, “Bundan 3 ay önce sigarayı bırakmaya karar verdim. Aile hekimimizin tavsiyesi üzerine buraya geldim. Bana ilaç tedavisi başladılar bu sayede sigarayı bıraktım. Buranın sayesinde yaklaşık 3 aydır sigara içmiyorum. Nefes alışım, uyku saatlerim değişti, yeme içme ile ilgili problemlerim vardı, yürüyüşüm değişti. Herkese sigarayı bırakmayı tavsiye ederim” diye konuştu.

Sigarayı bırakmak isteyen kişilerin muhakkak en yakınlarındaki sağlık kuruluşundan yardım alması gerektiğini söyleyen Elver, “Evim buraya yakın, bunaldığım, sıkıldığım zaman doktor kardeşlerimizle anlaştık buraya geliyorum. Yardımcı oluyorlar. Sigarayı bırakmak istiyorsanız başta elinizden çıkartın sonra beyninizden atın ki sağlığınıza kavuşabilesiniz. Sigarayı bırakmak isteyen herkese sağlıklı hayat merkezine başvurmaları ve destek almalarını tavsiye ederim” şeklinde konuştu.

Eşinden gördü, bırakmaya karar verdi

Eşinin sigarayı bırakması üzerine ondan güç alarak sigarayı bırakmaya karar verdiğini belirten Leyla Elver ise, “Başta eşim buraya müracaat etti. Baktım eşime iyi geldi, bana da iyi gelir diyerek ben de daha sonra müracaat ettim. Sigarayı tek başıma bırakamazdım, ama eşimle beraber birbirimize destek olduğumuz için daha rahat bıraktım. Ondan cesaret aldım. Nefesim de açıldı. Bana da her yönden iyi geldi. Sigarayı bıraktıktan sonra evimizin havası değişti, kokusu değişti” dedi.

“Çiçek kokusunu alamıyordum”

Sigara bırakma sürecinde başından geçen olay ile yaşadığı mutluluğu dile getiren Leyla Elver, ”Evimizde bir gün oturuyorduk karşılıklı kapımız çaldı. Bir baktım kargo çiçek getirmiş. Oğlum çiçek göndermiş. Ben de onu aldım eve yukarıya çıkardım masanın üzerine koydum. O kadar güzel koktu ki halen daha kapıdan girişte bile mis gibi çiçek kokusu karşılıyor. Önceden de çiçek geliyordu ama sigara içtiğimiz için çiçek kokusunu alamıyorduk ama şu anda evim sigara kokmuyor, çiçek kokuyor” diye konuştu.

Ücretsiz destek hizmeti veriliyor

Sigara bırakma sürecinde profesyonel kişilerden destek almanın oldukça önemli olduğunu söyleyen Nilüfer Sağlıklı Hayat Merkezi Sigara Bırakma Polikliniği Sorumlu Hekimi Uzm. Dr. Reyhan Çanakçı, “Sigara bağımlılık yapan bir madde. Bağımlılık da bir hastalık. Nasıl ki diğer hastalıklarda bir destek alıyorsak doktorlardan, sigara bırakma polikliniklerinden destek almak çok önemli. İlaçlı tedavi hizmeti veriyoruz ve bu konuda başarı oranımız gayet yüksek. Kişi kararlı olduğu sürece hem bilişsel davranışçı terapiyle hem de sosyal destekle ve ilaç tedavisiyle kombine ederek kişiye yardımcı oluyoruz. Gerçekten kişinin kararlı olması ve randevularına gelmesi yeterli oluyor. Biz elimizden gelen bütün desteği kurum olarak da hekim olarak de veriyoruz” ifadelerini kullandı.

Uzm. Dr. Çanakçı son olarak sigara bırakma polikliniğine başvurmak isteyen kişilerin ALO 171 Hattı’ndan ya da İl Sağlık Müdürlüğü’nün internet sitesi üzerinde bulunan dahili numaralardan randevu alabileceklerini söyledi.

Continue Reading
Click to comment

Warning: Undefined variable $user_ID in /home/u2093656/public_html/wp-content/themes/zox-news/comments.php on line 49

You must be logged in to post a comment Login

Leave a Reply

Sağlık

YÜKSEK İHTİSAS’TAN DÜNYADA BİR İLK!

Bursa Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde kalp kapakçığında kaçak olan hasta, dünyada ilk kez uygulanan bir yöntemle tedavi edildi. Bursa’da yaşayan 69 yaşındaki kadın hasta F.S. kalp yetmezliği şikâyetiyle Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne başvurdu. Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Hasan Arı ve ekibi tarafından değerlendirilen hasta, daha önce iki kez kalp ameliyatı olduğundan üçüncü kez ameliyat yapılması riskli bulundu. Yeni bir yöntem geliştiren Prof. Dr. Arı ve ekibi, hastanın sol köprücük kemiği bölgesindeki toplardamardan girerek, kalbin sorunlu bölgesine ulaştı ve bu sayede gerekli tedaviyi başarıyla uyguladı. Prof. Dr. Arı ve ekibi gerçekleştirdiği bu teknikle tıp literatürüne yeni bir yöntemle katkı sağlamış oldu.

Yapılan operasyonla ilgili açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Arı, kalp kapağında sorun olan hastalara, cerrahi operasyonlarla yerleştirilen metal kapakların kenarlarında bazen kaçaklar olabildiğini ve bu durum sonucunda hastalarda kalp yetmezliği gelişebildiğini dile getirdi. Bu kaçakları tedavi etmek için açık kalp ameliyatı ve kasık bölgesinden girilen kapalı ameliyatı şeklinde iki yöntem bulunduğunu belirten Arı, “Bizim tedavi ettiğimiz hastamızda hem aort hem mitral kapak dediğimiz pozisyonda metal kapaklar mevcuttu ve hastanın mitral kapak pozisyonunda ciddi bir paravalvüler kaçağı vardı. Tabi daha önce iki kez ameliyat olmuş olan bu hastayı üçüncü kez ameliyata sokmak çok ciddi riskler içeriyordu. Bu nedenle hastamıza kapalı yöntemle ameliyat yapma kararı verdik. Ancak teknik olarak bu hastada kaçağı kapatmak çok zordu. Çünkü her iki tarafta da metal kapak bulunuyordu ve üçüncü bir yol bulmak gerekiyordu” dedi.

Köprücük kemiği bölgesindeki toplardamardan kalbe ulaşıldı

Bu yüzden başka bir teknik uyguladıklarına dikkat çeken Arı, “Hastanın sol köprücük kemiğinin olduğu bölgedeki bir venden (Toplardamar) girerek kalbin içinde yeni bir delik oluşturduk. Kalbin ventikül kısmına bu yeni oluşturduğumuz delik ile geçerek ‘Venö-venöz loop’ dediğimiz oluşumu gerçekleştirdik. Daha sonra ‘Venö-venöz loop’ üzerinden tellerimizi göndererek ve uygun bölgeye gerekli olan tıkacı yerleştirerek, hastayı tedavi ettik. Hastamızı işlemden bir gün sonra yoğun bakımdan servise çıkardık ve işlemden üç gün sonra taburcu ettik” şeklinde konuştu.

Aynı sorunu yaşayan hastalara uygulanabilir

Bu tekniğin dünyada ilk defa Bursa Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde uygulandığının bilgisini veren Arı, “Bu tekniğin ileride buna benzer kaçağı olan her iki kalp kapağında da metal kapak bulunan hastalarda güvenli bir şekilde uygulanabileceğini düşünüyoruz” diye konuştu.

Continue Reading

Sağlık

ERKEK SAĞLIĞINDA SESSİZ TEHLİKE: PROSTAT KANSERİ

Eylül ayı, tüm dünyada “Prostat Kanseri Farkındalık Ayı” olarak kabul ediliyor. Türk Kanser Derneği, erkek sağlığını yakından ilgilendiren bu önemli konuda toplumu bilinçlendirmek ve erken teşhisin hayati önemini vurgulamak amacıyla farkındalık çalışmalarını sürdürüyor.

Türk Kanser Derneği Sağlık Direktörü Ezgi Polat, prostat kanserinin erkeklerde en sık görülen kanser türlerinden biri olduğuna dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı:

 “Prostat kanseri genellikle sessiz ilerleyen bir hastalıktır ve çoğu zaman belirti vermeden ciddi evrelere ulaşabilir. Ancak erken teşhis edildiğinde tedavi başarısı yüzde 90’ın üzerindedir. Bu nedenle özellikle 50 yaş üzerindeki erkeklerin (aile öyküsü olanların ise 45 yaşından itibaren) düzenli kontrollerini ihmal etmemeleri büyük önem taşır. Basit bir kan testi (PSA testi) ve hekim muayenesi ile hastalığı erken evrede yakalamak mümkündür. Erkekler utanmadan, ertelemeden ve korkmadan kontrole gitmelidir.”

Sağlıklı yaşam alışkanlıklarının önemine de değinen Polat, “Düzenli egzersiz yapmak, sigaradan uzak durmak, ideal kiloyu korumak ve dengeli beslenmek prostat sağlığını doğrudan etkiler. Bitkisel ağırlıklı, liften zengin ve antioksidan içeriği yüksek beslenme ise kanser riskini azaltmada güçlü bir destektir” dedi.

Türk Kanser Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Burak Duruman ise toplumun tüm kesimlerini bu konuda duyarlı olmaya davet ederek şunları söyledi:

“Prostat kanseri, erkeklerde en sık görülen kanser türlerinden biridir. Ancak erken teşhis edildiğinde büyük oranda tedavi edilebilmektedir. Erken teşhisi sağlayabilmek için de farkındalık oluşturmak çok önemli. Türk Kanser Derneği olarak gerçekleştirdiğimiz farkındalık çalışmalarımızda yanımızda olan ve geçtiğimiz günlerde farkındalık pankartıyla sahaya çıkan Bandırma Spor kulübüne teşekkürlerimizi iletiriz. Toplumumuzu da bu farkındalık hareketine destek olmaya ve tüm erkekleri prostat taramasını yaptırmaya davet ediyorum. Unutmayalım, erken teşhis hayat kurtarır.”

Türk Kanser Derneği, Eylül ayı boyunca düzenlediği etkinlikler, iş birlikleri ve eğitimler ile erkek sağlığının korunması ve erken teşhis bilincinin yaygınlaştırılması için çalışmalarına devam edecek.

Continue Reading

Sağlık

BASİT KONTROLLER İLE PROSTAT KANSERİNDEN KORUNUN!

Prostat kanserinin erken teşhis edildiğinde tedavi başarı oranının yüksek olduğunu vurgulayan Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde görevli Üroloji Uzmanı Doç. Dr. Abdullah Gül, 50 yaşından sonra düzenli olarak test yaptırmanın hayat kurtarıcı olduğunu belirtti.

Dünya Prostat Kanseri Günü kapsamında açıklamalarda bulunan Üroloji Uzmanı Doç. Dr. Gül, prostatın, erkeklerde mesanenin hemen altında yer alan ve idrar kanalını çevreleyen küçük bir bez olduğu bilgisini verdi. Meninin sıvı kısmını üretmek ve üreme sağlığını desteklemek gibi görevleri olan prostat bezinin yaş ilerledikçe büyüyebileceğine dikkat çeken Doç. Dr. Gül, “Bu büyüme bazı durumlarda kansere dönüşebilir. Prostat kanseri, erkeklerde en sık görülen kanserlerden biri olup özellikle erken dönemde belirti vermeden, sessizce ilerlemesiyle dikkat çeker” dedi.

Aile Öyküsüne Dikkat

İleri yaş, sağlıksız yaşam alışkanlıkları, kilo fazlalığı ve genetik yatkınlık gibi risk faktörlerinin hastalığın ortaya çıkmasında önemli rol oynadığını dile getiren Gül, özellikle birinci derece akrabasında prostat kanseri öyküsü olan erkeklerde, riskin belirgin şekilde yükseldiğinin altını çizdi. Son yıllarda yapılan araştırmalara göre, tütün ürünleri kullanımının ve dengesiz beslenmenin de hastalığın daha agresif seyretmesine katkıda bulunabileceğini vurgulayan Gül, “Erken teşhis, prostat kanserinde hayat kurtarıcıdır. Çünkü erken evrede tanı konulduğunda tedavi başarı oranı son derece yüksektir. Bu nedenle 50 yaşından itibaren, aile öyküsü olan erkeklerde ise 45 yaşından sonra düzenli olarak PSA (Prostat Spesifik Antijen) testi yaptırmak ve üroloji muayenesine gitmek büyük önem taşır. Bu kontroller basit, hızlı ve hayat kurtarıcıdır” şeklinde konuştu.

“Düzenli kontrollerinizi ihmal etmeyin”

Prostat muayenesinden utanmanın ya da muayeneyi ertelemenin hastalığın ilerlemesine fırsat tanıdığına işaret eden Gül, “Sağlığınız sizin en değerli hazinenizdir. Bugün küçük bir adım atarak kendiniz ve sevdikleriniz için büyük bir fark yaratabilirsiniz. Düzenli kontrollerinizi ihmal etmeyin, sağlıklı bir gelecek için harekete geçin” ifadelerini kullandı.

Continue Reading

Trending