Güncel
ADAY ADAYLARI KOLLARI SIVADI…

Hasan Duman
“Ben de adayım” diyerek yola çıktılar…
86 bin nüfuslu Karacabey’e hizmet vermek için yola çıkan Belediye Başkan Aday Adayları meydana çıkarak ilçe halkına kendilerini tanıtmaya başladı.
2024 yılı Mart ayında gerçekleştirilecek olan mahalli idareler seçimlerinde aday adaylığına bereket yağmuru Adalet ve Kalkınma Partisi’nde oldu. Partinin bu adaylardan biri ile mi yoksa mevcut başkan Ali Özkan ile mi yola çıkacağı önümüzdeki haftalarda genel merkezin vereceği karar sonrası ilçe seçmenine duyurulacak.
2019’da İYİ Parti ile ittifak yapan Cumhuriyet Halk Partisi bu seçimlerde şimdilik ittifaka kapılarını kapatmış görünüyor. Her iki parti de kendi adayları ile sandığa gidecek.
2019’da 83 bin 115 olan Karacabey nüfusu bu seçimlerde 86 bini buldu. 55 bin 157 vatandaş 2019’da sandığa giderken bunlardan 53 bin 31 kişinin oyu geçerli sayıldı.
Ne acıdır ki 8 bin 65 Karacabeyli sandığa gitmeyerek oy kullanmamıştı.
Vatandaşlık görevini yerine getirmeyen bu kişilerin geçen 5 yılı eleştirme haklarının olduğunu da düşünmüyorum.
Ve yine ne acıdır ki 2 bin 126 kişinin oyu da 2019 seçimlerinde geçersiz olarak kayıtlara geçti.
Umarım 2024’te gerçekleştirilecek olan mahalli idareler seçimlerinde tüm ilçe halkı sandık başına giderek hizmet vermeye gönüllü olan kişilere oylarını verir. Ve vatandaşlık görevlerini yerine getirir. Geçersiz oy sayıları yok denecek kadar aza indirgenir. Şimdi gelelim Belediye Başkanlığı aday adaylığı için dosya verenlere. Tabii ki rekoru elinde bulunduran Adalet ve Kalkınma Partisi ile başlayalım.
Ali Özkan: Belediye başkanı olması nedeniyle doğal aday adayı. Ancak Sayın Özkan önceki gün GSM aracılığı ile yolladığı mesajda; “Kıymetli Hemşehrilerim; güçlü yatırımlar, büyük hedefler doğrultusunda ‘Değişen ve Gelişen Karacabey’ için verdiğiniz desteklerden dolayı teşekkür ederim. Durmak Yok Yola Devam.” Diyerek bir kez daha bu görev için aday olduğunun mesajını verdi.
Av. Yelit Karakaşlar Yılmaz: AK Parti’nin ilçede bu güne kadar “Ben de varım” diyen ilk ve tek kadın Belediye Başkan Aday Adayı. Bir süre İstanbul’da CMK (kamu avukatlığı) yapan Yılmaz; babasının vasiyeti olan “Her nerede eğitim alırsan al doğduğun ve doyduğun memlekete hizmet etmelisin” sözü üzerine 2016 yılından beri ilçede avukatlık yapmakta. Yelit Karakaşlar Yılmaz 2020 yılında AK Parti Kadın Kolları Başkanlığı’na atama ile getirildi. Yılmaz; “Karacabey’e hanımeli değsin” diyerek bu yarışta ben de varım diyor.
Ertem İşcan: 2014 seçimlerinde AK Parti’den Belediye Meclis Üyesi olan Ertem İşcan, bu görevden istifa ederek 2017 yılında ilçe başkanlığına getirildi. “Daha büyük Karacabey’i oluşturmak için var gücümüzle çalışacağız.” diyerek yola çıkan İşcan; “Bir olacağız, beraber olacağız” diyerek aday adaylığını duyurdu.
Murat Erol: “Ortak akılla, bütün ilçe dinamikleri ile Karacabey’i yönetmeye adayım” diyen Erol, 2004 – 2009 yılları arası AK Parti Belediye Meclis Üyeliği, 2013 – 2017 yılları arasında partinin ilçe başkanlığı görevini üstlendi. Vatandaşlarla her zaman iç içe olacağını belirten Murat Erol, “Ulaşabilir ve ulaşılabilir başkan” sloganı ile yola çıkıyor.
İsmail Ülker: Bir dönem AK Parti yönetim kurulu AR-GE başkan yardımcılığı görevinde bulunan İsmail Ülker, 2014-2019 yılları arası bir dönem de AK Parti Büyükşehir ve Karacabey Belediye meclis üyesi oldu. 5 yıl aralıksız Karacabey Belediyesi İmar Komisyon Başkanlığı ve Encümen Üyeliği’nde yer alan Ülker, Bursa Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Komisyonu ve TBB Genel Kurul üyeliği görevlerini de üstlendi. Ülker, “Karacabey’e hizmet için iyi niyetle yola çıktım. Aday gösterilir ve belediye başkanlığı bana nasip olursa, doğup büyüdüğüm, yaşamımda önemli bir yere sahip olan güzel ilçeme katkı sağlamak istiyorum.” diyor.
Şenol Erol: 2009 – 2014 tarihleri arası AK Parti’den Belediye Meclis Üyesi olan Şenol Erol, gönül verdiği partisinden ilçe halkına hizmet etmek için aday adayı olduğunu belirtiyor. 1996 – 1997 yılları arası U.Ü. Karacabey Meslek Yüksek Okulu’nda Öğretim Görevlisi olarak da hizmet veren Serbest Muhasebeci Mali Müşavir Şenol Erol, gençlere ve ailelere önem verdiğini belirterek, şehir planlamacılarından oluşan profesyonel bir ekiple yaşanabilir bir Karacabey hedeflediğini belirtiyor.
Vedat Tezol: Karacabey’e belediye başkanı olarak hizmet etmekten onur duyacağını belirten Tezol, 2008’de ilçe yöneticiliği, 2013 – 2019 yılları arasında da AK Parti Belediye Meclis Üyeliği görevlerini üstlendi. “Şahlanan Türkiye’nin, şahlanan Karacabey’i yapmak adına hizmete talibim” diyerek göreve aday adayı olduğunu ifade eden Vedat Tezol, Ticaret ve Sanayi Odası’nda meclis üyeliği, Karacabey’deki Balkan Göçmenleri Derneği’nde de (BALGÖÇ) yönetim kurulu üyeliği görevlerinde bulunuyor.
Zeki Demir: 1955 doğumlu ve hafız olan Demir, 1972 yılı Ramazan ayında mukabele okumak için geldiğini ve evlenerek Karacabey’e yerleştiğini belirtiyor. Karacabey’e hizmet sevdasıyla yola çıktığını dile getiren Kütüphane eski Müdürü Zeki Demir, aday gösterilmesi halinde Karacabey’de fark yaratacağına inandığını vurguluyor.
Ahmet Candan: Şeffaf ve katılımcı bir belediyecilik sözü ile yola çıkan Aksaray doğumlu olan Ziraat Mühendisi Ahmet Candan, 1979 – 1986 Türkiye Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi’nde, 1986 – 2019 Bursa DSİ 1. Bölge Müdürlüğü’nde İşletme Bakım Başmühendisi, Kamulaştırma Başmühendisi, Arazi Toplulaştırması ve Tarla İçi Geliştirme Hizmetleri Başmühendisi, 1986 – 2019 Bursa Mahkemeleri’nde Mahkeme Bilirkişisi olarak görev yaptı.
Cumhuriyet Halk Partisi’nde Belediye Başkanlığı için henüz aday adaylığı müracaatında bulunan olmadı. Ancak kulislerde kesin olmasa da İlçe Başkanı Murat Tanrıverdi’nin bu göreve talip olacağı konuşuluyor.
Murat Tanrıverdi: 2016 – 2017 yılları arası İlçe Başkanlığı görevini üstlenen Tanrıverdi, 2019’da Cumhuriyet Halk Partisi’nden Büyükşehir ve Karacabey Belediye Meclis Üyesi oldu. Geçtiğimiz Ağustos ayında yeniden ilçe başkanlığı görevine getirilen Tanrıverdi, Büyükşehir ve Karacabey Belediye Meclis Üyeliğinden de istifa etmişti.
2019 seçimlerinde Cumhuriyet Halk Partisi ile ittifakta olan İYİ Parti, önümüzdeki seçimlere kendi adayları ile çıkıyor. Şu ana kadar başka adayı olmayan İYİ Parti Fatih Karabatı ile seçmenlerinin karşısına çıkmaya hazırlanıyor.
Fatih Karabatı: 2020 yılında İYİ Parti İlçe Başkanı olan Fatih Karabatı, geçtiğimiz Eylül ayında Belediye Başkanlığı’na aday olduğu için bu görevi bıraktı. Karabatı: “İlçe Başkanı olarak göreve geldiğim ilk günden itibaren ülkemin ve ilçemizin sorunları hakkında şahsım ve yönetim kurulu arkadaşlarımla beraber Karacabey’de yok sayılan sorunları dile getirdik ve çözüme ulaştırmaya çalıştık. Bundan sonraki süreçte aday olarak Karacabey’in İYİ olması adına daha dinamik çalışmalarıma devam edeceğim” diyor.
Karabatı, önceki gün İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener tarafından Karacabey’in adayı olarak kamuoyuna duyuruldu. İYİ Parti ayrıca Belediye Başkan adayını resmi olarak açıklayan ilk parti oldu.
Demokrasi ve Atılım Partisi de yola bir bayanla çıkmaya hazırlanıyor. Partide Kadın Politikaları Başkanlığı görevini üstlenen Yasemin Tuna bu yarışta ben de varım diyenlerden.
Yasemin Tuna: Karacabey doğumlu olan ve İsviçre’de işletmeleri bulunması nedeniyle çifte vatandaş olan Yasemin Tuna, ilk olarak yapmış olduğu hayır işleri ile adını duyurdu. “Bir kadın olarak 1934 yılında Ulu Önder Atatürk tarafından bizlere armağan edilen seçme ve seçilme hakkını 31 Mart 2024 yılında yapılacak olan Mahalli İdareler Seçimleri’nde kullanmak istiyorum.” diyen Tuna, evde oturan bayanları üretime dahil edecek projeler üreteceğini belirtiyor.
Saadet Partisi: Aylık Divan Toplantısı’nda başvuru evraklarını İlçe Başkanı Zeynel Abidin Koçak’a teslim eden Avukat Muammer Altun ile yola çıkacak. Altun; “Doğup büyüdüğüm ilçeme hizmet etmek için bu yola baş koydum. Karacabey’i vizyoner bir bakış açısıyla yöneterek partizanlığa son vereceğim.” diyor.
Yeniden Refah Partisi: Resmi bir açıklama olmasa da kulislerde yardımsever işinsanı Fahrettin Dengiz’in aday adayı gösterilebileceği konuşulmakta.
Zafer Partisi ve Memleket Partisi‘nin de Karacabey Belediye Başkanlığı aday adaylığı için henüz resmi bir açıklaması bulunmamakta.
Güncel
ÖNEN GÖKHAN EREN’İ ZİYARET ETTİ

Karacabey Yörem Gazetesi İmtiyaz Sahibi Şaban Önen, Basın İlan Kurumu’nun yeni Bursa Bölge Müdürü Gökhan Eren’i makamında ziyaret etti. Ziyaret sırasında, basın-yayın sektöründeki işbirliği ve iletişimin güçlendirilmesi gerektiği vurgulandı. Önen, Karacabey başta olmak üzere bölgedeki gazetecilerin sorun ve beklentilerine ilişkin destek talebinde bulundu.
Gökhan Eren, ziyaret sırasında, Bursa bölgesindeki Basın İlan Kurumu’nun şeffaflık, erişilebilirlik ve medyanın sorunlarını çözme yönündeki çabalarını artırarak sürdüreceğini belirtti. Ayrıca, ilan işlemlerinin hızlandırılması, yayıncılarla iletişimin güçlendirilmesi ve basının kurumsal desteklerle daha da kalkınması konularının öncelikler arasında olduğunu ifade etti.
Ziyaret, Karacabey ve çevresi basın-yayın dünyasında işbirliği ve diyalog köprülerinin kurulması açısından olumlu bir adım olarak değerlendirildi.
Gökhan Eren kimdir?
Balıkesir doğumlu olan Gökhan Eren lisans eğitimini Kamu Yönetimi bölümünde Yüksek Lisansını ise Yeni Medya ve İletişim bölümünde tamamlamıştır.
Çalışma hayatına 2011 yılında Basın İlan Kurumu Genel Müdürlüğü’nde başlayan Eren, 2018 yılında Basın İlan Kurumu Balıkesir Müdürlüğü’ne şef yardımcısı olarak atanmış, 2020 yılında Balıkesir Müdürü olmuştur. Bu sürede Balıkesir ve Çanakkale bölgesine hizmet vermiştir. 2023 yılında İzmir Bölge Müdürü olarak atanan Eren, Basın İlan Kurumu’nun bölge yapılanmasına geçmesiyle İzmir’in yanında Aydın, Manisa Muğla ve Uşak illerine de hizmet vermiştir. 2025 yılının Temmuz ayında da Bursa, Balıkesir, Eskişehir, Bilecik, Kütahya ve Yalova illerinin bağlı olduğu Bursa Bölge Müdürlüğü’ne atanan Gökhan Eren, Bursa Bölge Müdürü olarak görevini ifa edecek.
Güncel
PALANDÖKEN, “SERBEST PİYASA VATANDAŞIN LEHİNE İŞLEMELİ”

Zincir marketlerin birçok temel gıda ürününde fiyatları birlikte belirleyerek piyasaya hâkim olmasının serbest piyasa ilkelerine aykırı olduğunu belirten TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Serbest piyasa vatandaşın lehine işlemeli. Fiyat birlikteliği yaparak piyasanın dengesini bozuyorlar. Perakende ticarette kurallar yeniden tanımlanmalı. Ticaret serbesttir deyip istedikleri gibi fiyatlarda hareketlilik sağlayıp enflasyonu yükseltmeye kimsenin hakkı olmadığının bilinmesi lazım. Zincirler bildiğiniz üzere fiyatlarda artık son kullanma tarihi yaklaşmış, bir iki ay süresi kalan ürünleri piyasaya sürmek suretiyle rekabet ortamını bozduğu gibi, bu ürünlerin tüketim tarihleri dolduğunda da tüketiciyi hedef haline getiriyor” dedi.
“Haksız rekabet ortamı enflasyonu körüklüyor”
Serbest piyasa adı altında kontrolsüz bir ticaretin oluştuğuna dikkati çeken Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Vatandaş tabii bunu bilmiyor. Fiyatlardaki bu yanılgılar; insertlerde, rafta, stantta ayrı fiyatlar kullanmak suretiyle ortaya çıkıyor. Zincirler, satılacak ürünleri bazı günler için deterjan, bazı günler için zorunlu tüketim malları, bazı günler için temel gıda maddeleri üzerinden vatandaşa sunmaya gayret ediyor. Tabii bunu fırsat bilenler ‘ticaret serbesttir’ fikrini iyi niyetle kullanmayıp tüketicinin aleyhine kullanmak suretiyle hem tüketiciye hem de perakende ticaret yapan esnafa zarar veriyor, ekmeğine mani oluyorlar. Bildiğiniz üzere bunlar, yıllardır takip ettiğimiz perakende sektörünün düzenlenmesiyle ilgili eksiklerin giderilmesine yönelik çalışmalarda da gündeme geliyor. Bu sene yine bilindiği üzere Meclis tatile girdi. Perakende yasasının artık gündeme gelmesi mümkün değil” diye konuştu.
“Sürdürülebilir ticaret ortamı için adım atılmalı”
Ekim ayında Meclisin açılacağını hatırlatan Palandöken, “Bu arada da perakende sektörünün düzenlenmesi, enflasyonun düşmesi ve esnafın beklentilerinin karşılanması büyük önem taşıyor. İstihdamda da esnaf var. Aynı şekilde rekabet ortamının korunması, fiyatların dengelenmesi, haksız rekabetin önüne geçilmesi ve 415 meslek dalının zarar görmemesi gerçekten çok önemli. Bunlar, istedikleri zaman istedikleri ürünün fiyatını kırmak suretiyle hem üretici firmaları hem de perakendeci esnafı zarara uğratıyorlar. Zaman içerisinde de esnafın çalışma hayatından çekilmesine sebep oluyorlar. Eğer o semtte pazar varsa, eğer o semtte bu ürünlerle ilgili fiyat indirimi uygulanıyorsa, bunlar el birliği yaparak rekabeti ortadan kaldıran kuralları işletiyorlar” şeklinde konuştu.
“Dünyada ne yapılıyorsa ülkemizde de o yapılmalı”
Anayasanın 173. Maddesi gereğinde esnaf ve sanatkarların korunması gerektiğinin altını çizen Palandöken, Tabii ki sürdürülebilir ticaret ortamının mutlaka yeniden tesis edilmesi lazım. Tanımının değiştirilmesi lazım. Dünyada yapılan uygulamaların ülkemizde de hayata geçirilmesi lazım. Yoksa perakende sektörünü tamamen yok edecekler. Ondan sonra tek fiyat, tek kalem, aynı şekilde fiyat tespitlerini de kendileri rahatlıkla uygulayabilecekler. Esnaf ve sanatkâr olmadan toplumun rekabet edecek başka unsuru yok. Mutlaka esnaf ve sanatkâra rekabeti sağlayacak esaslara bakılmalı. Yoksa esnafın bu durumdaki öncülüğü, rekabet gücündeki etkinliği gün geçtikçe kaybolmaya yüz tutuyor. Onun için de zaten esnafın çalışma hayatındaki ömrü bir ile üç yıl arasında değişiyor. Netice itibarıyla sermayenin karşısında direnemediği için yok oluyorlar” ifadelerini kullandı.
Güncel
BAYRAKTAR, HAZİRAN AYI ÜRETİCİ İLE MARKET FİYATLARINI DEĞERLENDİRDİ

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Haziran ayına ilişkin “Üretici-Market Fiyat Değişimi” ile “Aylık ve Yıllık Girdi Fiyatlarındaki Değişimleri” değerlendirdi. Bayraktar, üretici ile market arasındaki fiyat farklarına ve tarımsal üretimde kullanılan girdilerdeki artışlara dikkat çerek şu ifadeleri kullandı:
“İran – İsrail Savaşı Gübre Fiyatlarını artırdı
Türkiye kimyasal gübre hammaddelerinin %90’ından fazlasını ithal ettiğinden dışarıya bağımlı bir ülkedir. Dolayısıyla gübre piyasaları hem dış piyasalara hem de dolar kuruna bağlı olarak değişmektedir.
13 Haziran’da başlayan İran – İsrail savaşı ülkemizdeki gübre fiyatlarını artırmıştır. Savaşın cereyan ettiği bölgeki ülkeler gübre üretiminde dünyanın önde gelen ülkeleridir. Sevkiyat yollarında meydana gelen kısıtlamalar o ülkelerden gübre veya gübre hammaddesi temin eden ülkelerdeki fiyatları artırmıştır. Türkiye’deki gübre piyasası da bu durumdan olumsuz etkilenmiştir.
ÜRE gübresi aylık %38,5 yıllık %99,4 oranında arttı
Bir ay önce 19 bin 635 lira olan ÜRE gübresinin fiyatı %38,5 oranında artarak 27 bin 192 liraya yükselmiştir. Yine geçtiğimiz mayıs ayına göre DAP gübresinin fiyatı %12,9 oranında artarak 30 bin 521 liraya ulaşmıştır. 20.20.0 kompoze gübresinin fiyatı %10,7 oranında artarak 19 bin 198 liraya, Amonyum Sülfat gübresinin fiyatı %6 oranında artarak 11 bin 768 liraya ve Amonyum Nitrat gübresinin fiyatı %3,1 oranında artarak 13 bin 294 liraya yükselmiştir.
Bir önceki yıla göre ÜRE gübresinin fiyatı %99,4, DAP gübresinin fiyatı %48,8, 20.20.0 kompoze gübresinin fiyatı %42,7, Amonyum Nitrat gübresinin fiyatı %36 ve Amonyum Sülfat gübresinin fiyatı %34,7 oranında artmıştır.
Gübrelere ek olarak bir diğer önemli tarımsal girdi olan mazotta da fiyat artışı meydana gelmiştir. Mazotun litre fiyatı aylık %6,2 yıllık ise %15,1 oranında artarak 49 lira 89 kuruşa yükselmiştir. Ayrıca yıllık olarak hayvancılıkta kullanılan süt yemi ve besi yemi fiyatları %30 oranında, elektrik fiyatları da yüzde 47 oranında artmıştır.
Önümüzdeki dönemde mısır, ayçiçeği ve çeltik gibi sıcak iklim tahıllarının üst gübrelemeleri yapılacaktır. Önceden gübre temini yapamayan çiftçiler mecburen bu fiyatlarla gübre satın almak zorunda kalacaklar, birçoğu alamayacaktır.
Nisan ayında yaşanan zirai don meyvelerde, ardından meydana gelen tarımsal kuraklık ise buğday ve arpa başta olmak üzere şimdilerde hasadı yapılan serin iklim tahıllarında önemli verim düşüklüklerine neden oldu. Bir de bunların üstüne mısır, ayçiçeği ve çeltik gibi ürünlerde gübre noksanlığından oluşacak verim düşüklüğü tarımsal üretimdeki zararı daha da büyütecektir. Başta gübre olmak üzere artan girdi fiyatlarıyla üretimde zorlanan çiftçilerimizin desteklenmesi önemlidir. Bu kapsamda 2025 yılı destekleri içinde yer alan temel desteklerin artırılması sağlanmalıdır.
“Haziran ayı üretici market fiyat değişimi”
Haziran ayında üretici ve market arasındaki fiyat farkı en fazla yüzde 600 ile karpuzda görüldü.
Karpuzdaki fiyat farkını yüzde 284 ile kuru soğan, yüzde 261,6 ile kabak, yüzde 225,5 ile nohut, yüzde 220,8 ile kuru fasulye takip etti.
Karpuz 7 kat, kuru soğan 3,8 kat, kabak 3,6 kat, nohut 3,3 kat, kuru fasulye 3,2 kat fazlaya satıldı. Üreticide 2 lira olan karpuz markette 14 liraya,4 lira 63 kuruş olan kuru soğan 17 lira 78 kuruşa, 10 lira 38 kuruş olan kabak 37 lira 52 kuruşa, 31 lira 56 kuruş olan nohut 102 lira 73 kuruşa, 33 lira 29 kuruş olan kuru fasulye 106 lira 80 kuruşa satıldı.
Haziran ayında fiyatı en fazla artan ürün markette limon, üreticide ise kırmızı mercimek olurken, fiyatı en fazla düşen ürün ise hem markette hem üreticide karpuz oldu.
Market fiyatları
Haziran ayında markette 38 ürünün 26’sında fiyat artışı, 12’sinde ise fiyat azalışı görüldü. Haziran ayında markette fiyatı en fazla artan ürün yüzde 42 ile limon oldu. Limondaki fiyat artışını yüzde 8,7 ile fındık(iç), yüzde 8,3 ile yeşil soğan, yüzde 7,2 ile antepfıstığı ve yüzde 7 ile pirinç takip etti.
Markette fiyatı en fazla azalan ürün ise yüzde 67,5 ile karpuz oldu. Karpuzdaki fiyat düşüşünü yüzde 18 ile patates, yüzde 17,5 ile yumurta, yüzde 10,1 ile patlıcan ve yüzde 8 ile çilek izledi.
Üretici fiyatları
Haziran ayında üreticide 30 ürünün 9’unda fiyat artışı olurken 14’ünde fiyat düşüşü görüldü. 7 üründe ise fiyat değişimi olmadı.
Üreticide en çok fiyat düşüşü yüzde 89,5 ile karpuzda görüldü. Karpuzdaki fiyat düşüşünü yüzde 30,8 ile patates, yüzde 22,2 ile salatalık, yüzde 16,4 ile patlıcan, yüzde 15,3 ile domates izledi.
Üreticide en çok fiyat artışı yüzde 43,1 ile kırmızı mercimekte görüldü. Kırmızı mercimekteki fiyat artışını yüzde 20 ile maydanoz, yüzde 18,6 ile sivri biber, yüzde 5,9 ile limon izledi.
Üretici fiyat değişiminin nedenleri
Kırmızı mercimek fiyatı yeni sezon ürünü olmasından dolayı yükseldi. Maydanozda ürün arzındaki azalma fiyatları yükseltti.Sivri bibere olan talebin artması fiyatların yükselmesine sebep oldu.Zirai dondan etkilenen limonda, rekoltede beklenen düşüş fiyatları yükseltti.Salatalık, patlıcan, domates ve kabakta arzın artması fiyatların düşmesine neden oldu.
Özellikle Adana başta olmak üzere bazı illerimizde yaşanan aşırı sıcaklıklar, üreticinin özenle yetiştirdiği sofralık domatesin değerini yitirmesine neden olmuştur. Bu durum, zaten düşük olan domates fiyatlarını daha da aşağı çekmektedir.
Karpuzda ekim alanlarının ve arzın artmasının yanı sıra, talebin düşük seyretmesi başta Adana, Antalya ve Mersin olmak üzere ortalama 2 lira seviyelerinde olan fiyatların 1,5 liraya kadar gerilemesine neden olmuştur.
“Kuru soğan ve patates fiyatlarındaki düşüş; üretimdeki artışla birlikte yoğun bir talep olmamasından kaynaklandı.”
-
Bursa Bölge6 yıl ago
Karacabey’de cinayet: 1 ölü
-
Genel10 ay ago
KARACABEY BELEDİYESİ’NDE GÖREV DEĞİŞİKLİKLERİ
-
Ekonomi6 yıl ago
Sütaş’tan “Tereyağı” açıklaması
-
Bursa Bölge10 ay ago
KARACABEY AK PARTİ BURSA’DA YER BULAMADI
-
Bursa Bölge6 yıl ago
“Türkiye, Doğu Türkistan’a sahip çıkmalıdır”
-
Bursa Bölge6 yıl ago
RABBİMİZ BİZDEN NELER İSTİYOR
-
Bursa Bölge10 ay ago
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN BURSA’DAN SESLENDİ: ASGARİ ÜCRETİN ARKASINDA DURDU BOYKOT ÇAĞRISI YAPTI
-
Genel2 yıl ago
KARACABEYLİ DUAYEN SANATÇI SEVENLERİNİ ÜZDÜ
Warning: Undefined variable $user_ID in /home/u2093656/public_html/wp-content/themes/zox-news/comments.php on line 49
You must be logged in to post a comment Login