Bursa Bölge
İKİ FARKLI İNSAN PORTRESİ: ARİF TAK İLE NURİ KARACA!

Yüksel Baysal
Biliyorum son zamanlarda dünyaya soldan bakanların tamamına yakını Doğu Perinçek ile Vatan Partisi’ne çok kızgın…
Kendileri kabul etmese de AKP-MHP bloğunu desteklemeleri, yaşanan bunca olumsuzluğa ses yükseltmek yerine CHP’yi, İYİ Parti’yi, muhalefeti hedef tahtasına koyan yayınlar yapmaları öfkenin tonunu arttırıyor.
Ben kişisel olarak kızmakla birlikte, anlamaya da çalışıyorum.
Niyetin kötü olmadığını biliyorum; ülkenin birliğini, dirliğini savunmalarının yanı sıra (dinci gericiliği def ettikten sonra) bu ülkenin en büyük belasının etnik bölücülük olduğu konusunda onlarla hemfikirim.
Geçtiğimiz Pazar günü Erbakan geleneğinin bir uzantısı olarak Saadet Partisi kongresinin geç başlamasından yararlanarak, Vatan Partisi Osmangazi ilçesinin ‘Üretim Devrimi Kurultayı’nın önemli bölümünü izledim.
Osmangazi İlçe Başkanı Sevim Erol’un açılışının ardından Vatan Partisi Genel Merkez yöneticilerinden Hakan Topkurulu konuştu. Topkurulu 1930’lu yıllarda Türkiye’nin üretim devrimi gerçekleştirdiğini örneklerle anlattı:
“Karabük’te demir cevherinden çelik üreten tesis kuruldu. Hurdalardan üretilmedi. Kağıt fabrikaları kurduk, şimdi yok. İçinde tren yolu olan Nazilli Basma Fabrikası’nı kurduk. Parasını da portakalla ödedik.”
Topkurulu’nun dikkat çektiği iki konu var ki, Türkiye için yaşamsal önemdeydi.
Her ikisinde de fırsat kaçırdı Türkiye…
Cumhuriyet döneminde fabrikalar Anadolu’nun her yerinde kuruldu. Bölgeler arası dengesizliğin önüne geçmek için…
İlk kez (benim dışımda birinin), Türkiye’nin yerli aracının Gemlik’te kurulmasına karşı çıktığını gördüm. Bakın Topkurulu toplantıda neler söyledi:
“Atatürk İstanbul ve İzmir’de fabrika açmadı. TOGG merkez üs olarak Gemlik’i seçti. Yanlış oldu, doğu veya güneydoğuda olmalıydı. Nitelikli eleman bulamayız gerekçesini ortaya koydular. Cumhuriyet döneminde nitelikli eleman mı vardı şeker fabrikalarının kurulduğu yerlerde?”
İktidarın yılmaz savunucusu Arif Tak!
Toplantının ikinci konuşmacısı, esnaf kan ağlarken iktidardan yana tavrını sürdürmeye devam eden Arif Tak’tı. Esnaf Odaları Birliği Başkanı Tak, günümüzdeki kuyruklardan söz etmekten çok 1970’li yıllardaki ‘Benzin, yağ, tüpgaz’ kuyruklarından dem vurdu. Hakkını yemeyeyim onu Kıbrıs savaşı sonrasında ABD’nin ambargosunu bağladı.
Günümüzdeki ekmek ve benzin kuyruklarına değinmediği gibi bunun nedenlerini de sorgulamadı.
Vatan, millet, Sakarya edebiyatıyla “Gemi yapıyoruz, uçak yapıyoruz. Savunma sanayinde ileri gittik. Bu büyük başarıdan dolayı bizi çekemeyenler var” diyerek çok veciz bir gerekçe ortaya koydu.
Batmakta olan esnafın devasa sorunlarına değinmedi, 29 yıllık koltuğunu korumak için iktidara yaslanma mesajları verdi. (Daha önce verdiği sözün aksine bir kez daha Esnaf Odaları başkanlığı aday olacağını söylemiş çevresine. Anlaşılan Kestel-Çataltepe rezaleti bile onun adaylığını engelleyemeyecek.)
Arif Tak konuşmasını yapar yapmaz, kimseyi dinlemeden, boy göstermeye SP kongresine gitti.
Nuri Karaca’nın feryadı!
Arif Tak’ın aksine üreten Türkiye’nin sözcülerinden, uzun yıllar Karacabey Ziraat Odası Başkanlığı yapan Nuri Karaca, Türkiye tarımı için çok vahim bir tablo çizdi.
DYP-ANAP Hükümeti döneminde kendisi de DYP il yöneticisiyken 35 bin çiftçi, 6 bin traktörle Türkiye tarihinin en büyük çiftçi eylemini yaptıklarını anlatan Karaca’ya salondan laf atıldı, “Şimdi yapabilir misiniz?” diye…
Karaca, “Yapmasına yaparım ama birkaç yıl yatarım” dedi.
Nuri Karaca konuşmasının devamında Türkiye’de tarımın geldiği nokta konusunda adeta feryat etti:
“Köyler mahalleye dönüşünce her yer imara açıldı. Benim çiftliğimin karşısında villalar yapıldı. Küçük aile işletmeleri Türkiye’nin can damarıydı. Bu insanlar üretimi terk etti. Oysa Danimarka ve İsveç’te aile çiftçiliğini teşvik ediyorlar. Türkiye açlığa, kıtlığa gidiyor. Her ülke tedbir alıyor. Çin 3 yıllık buğday ve mısırı depoladı. Türkiye’nin tarımdan anlamayan bir tarım bakanı var. Adam ‘Kepek ekin’ dedi. Milli Piyango’dan mı çıktı bu bakan? Babası komşumdu, patates ekti, battı, kaçtı. Bu çocuk hiçbir iş yapmamış, hiçbir işten anlamıyor. Susurluk’taki Şeker Fabrikası’na şeker pancarı Konya’dan geliyor. Bu mazot pahalılığında kamyonlar orada kuyrukta bekliyor. Oysa Karacabey civarında şeker pancarı ekilirdi. Şeker fabrikaları özelleştirildi. Şunu da belirteyim 6 ay sonra Türkiye’de şeker de olmayacak. 50 yıldır bu işlerle uğraşıyorum, beni tarım bakanı yapsınlar kabul etmem. Çünkü tarım bitti, toparlanamaz artık.”
****
Nuri Karaca’nın konuşmasının ardından kürsüye Ziraat Mühendisleri eski Oda Başkanı Prof. Dr. Erkan Yaslıoğlu çıktı. Tarımdaki olumsuz gelişmelere ilişkin benzer sözler Prof. Dr. Yaslıoğlu’ndan geldi. Bilimsel rakamlarla tarımda gerilemeyi ortaya koydu:
“2001 yılında 28 milyon hektar olan tarımsal alanlar kentleşme ve toprakların imara açılması nedeniyle 23 milyon hektara düştü. Buğday üretiminde de gerileme var. Bunun ana nedeni gübre. Buğday üretiminde maliyetin yüzde 30’u gübre ve gübre ithal ediliyor.”
Bu noktada bir uyarı da Prof. Dr. Erkan Yaslıoğlu’ndan geldi: “Şubat’ta fırınlar un bulamayacak.”
Bursa Bölge
KAMUSAL BİNALARIN DAHA VERİMLİ KULLANILMASI İÇİN ORTAK ÇALIŞMA

Bursa Büyükşehir Belediyesi, Bursa Uludağ Üniversitesi, Bursa Teknik Üniversitesi ve Bursa Kent Konseyi arasında imzalanan iş birliği protokolü kapsamında ön tasarım çalıştayı düzenlendi.
Bursa Büyükşehir Belediyesi, Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) Mimarlık Fakültesi, Bursa Teknik Üniversitesi (BTÜ) Mimarlık ve Tasarım Fakültesi ve Bursa Kent Konseyi arasında geçtiğimiz günlerde imzalanan ‘Kamusal Binaların Katılımcı Bir Süreçle Mekansal İyileştirme Tasarımı (KAT_MEK): Bursa Kent Konseyi Yerleşkesi Örneği’ isimli Ar-Ge ve Ür-Ge’ye dayalı bilimsel araştırma projesinde ilk adım atıldı. Atatürk Kültür Merkezi Merinos Yerleşkesi’ndeki Bursa Kent Konseyi binasının iyileştirilmesine yönelik ön tasarım çalıştayı düzenlendi. Çalışmalar kapsamında her iki üniversiteden lisans ve lisansüstü öğrencilerden, mezunlardan ve akademisyenlerden oluşan tasarım ekibi, Bursa Kent Konseyi gönüllüleri ve kullanıcıları ile bir araya gelerek mekanları gezdi. Kullanılan binanın verimliliğinin artırılması için yapılacakların görüşüldüğü çalıştayda, mekânsal potansiyelin ortaya çıkarılması hedefleniyor.

Bursa Kent Konseyi’nin Yürütme Kurulu’nda da yer alan Uludağ Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sebla Arın Ensarioğlu, KAT_MEK projesiyle kamusal alanların yeniden iyileştirilmesinde bir model oluşturulmasının amaçlandığını söyledi. Pilot çalışmayı Bursa Kent Konseyi mekanlarında yaptıklarını belirten Ensarioğlu, süreci katılımcı tasarım anlayışıyla sürdüreceklerini ifade etti. Ensarioğlu, konseyin kimliğiyle ve misyonuyla uyuşan mekânsal organizasyon gerçekleştirebilmek için çözüm önerileri geliştireceklerini anlattı.
Yine Kent Konseyi Yürütme Kurulu Üyesi de olan Bursa Teknik Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Gül Sayan Atanur, projenin katılımcı bir mekan üretiminin nasıl olacağına, hem kullanıcıların hem tasarımcıların kamusal mekanları nasıl değerlendireceklerine örnek teşkil edeceğini dile getirdi. Haziran ayında çalışmanın nihayetleneceğini anlatan Atanur, bir model oluşturacağına inandığını söyledi.
Bursa Bölge
BÜYÜKŞEHİR’DEN ‘DEPREM PARKI’ ÇALIŞTAYI

Bursa Büyükşehir Belediyesi Afet İşleri Dairesi Başkanlığı, afetlere dayanıklı kentleşme politikalarının geliştirilmesi amacıyla ‘Hüdavendigar Kent Parkı’nı Deprem Parkı ve Geçici Barınma Alanı Olarak Yeniden Düşünmek’ temalı 2 gün süren bir çalıştay düzenledi.
Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin geçtiğimiz aylarda hizmete açtığı Afet Koordinasyon Merkezi (AKOM), Afet İşleri Dairesi Başkanlığı tarafından gerçekleştirilen ‘Hüdavendigar Kent Parkı’nı Deprem Parkı ve Geçici Barınma Alanı Olarak Yeniden Düşünmek’ temalı çalıştaya ev sahipliği yaptı. İki gün süren programa, farklı disiplinlerden uzmanlar, sivil toplum ve yerel yönetim temsilcileri, afet risk azaltma ve yönetimi konusunda lisansüstü ve 4. sınıf lisans öğrencileri ile akademisyenler katıldı. Çalıştay kapsamında deprem parkı çalışmaları için pilot bölge olarak belirlenen Hüdavendigar Kent Parkı’nda saha gezisi düzenlendi.

Afet İşleri Dairesi Başkanı Fatih Işık, Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin hayata geçirmeyi planladığı deprem parkı çalışmaları için meslek odalarının, muhtarların ve sivil toplum kuruluşlarının katılımıyla çalıştay düzenlediklerini ifade etti. Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in vizyonu doğrultusunda çalışmaları ortak akılla yürüttüklerini anlatan Işık, Hüdavendigar Kent Parkı’nı aynı zamanda acil durum sonrası değerlendirilebilecek geçici bir barınma alanı olarak planlamak istediklerini dile getirdi.
Çalıştaya katılan Bursa Muhtarlar Derneği Başkanı Erol Yılmazer, mahallelerde fonksiyonel parkların oluşturulması için harekete geçilmesini memnuniyetle karşıladıklarını söyleyerek emeği geçenlere teşekkür etti.
Bursa Bölge
“ATATÜRK BURSA’SINDA MODERNLEŞME” KİTABI KENT BELLEĞİNE KAZANDIRILDI

Bursa’nın kültürel zenginliğine önemli eserler sunan Büyükşehir Belediyesi, Doç. Dr. Hacer Karabağ’ın “Atatürk Bursa’sında Modernleşme” adını verdiği ve Cumhuriyet döneminde kentin geçirdiği dönüşümü ele alan kitabı kent belleğine kazandırdı.
Bursa’nın somut olmayan kültürel mirasına katkılarını yeni yayınlarla sürdüren Büyükşehir Belediyesi, kenti değerleriyle geleceğe taşımaya devam ediyor. Kent Tarihi ve Tanıtımı Dairesi Başkanlığına bağlı Kent Tarihi Araştırmaları ve Arşiv Şube Müdürlüğü tarafından kent hafızasına kazandırılan ve Kültür AŞ yayınlarından çıkan “Atatürk Bursa’sında Modernleşme” adlı kitabın tanıtımı, Bursa 22. Kitap Fuarı’nda yapıldı. Bursa Uludağ Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hacer Karabağ’ın hazırladığı kitabın tanıtım etkinliğine, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in yanı sıra Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Doç. Dr. Ergül Halisçelik, Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Yıldız, Kent Tarihi ve Tanıtımı Dairesi Başkanı Güney Özkılınç, Kültür AŞ Genel Müdürü Yankı İçöz ve kitapseverler katıldı.

“Bursa, Atatürk’ün modern Türkiye idealini somutlaştırdığı kentlerden biri”
Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bu topraklarda modernleşmenin, sanayinin, ekonomik kalkınmanın meşalesini yakan eşsiz bir lider olduğunu söyleyen Başkan Mustafa Bozbey, bu kapsamda Cumhuriyetin ilk yıllarında başlayan çağdaşlaşma sürecinin, Bursa’daki yansımalarının ele alındığı “Atatürk Bursa’sında Modernleşme” kitabını paylaşmaktan mutluluk duyduğunu belirtti. “Bursa, Atatürk’ün modern Türkiye idealini somutlaştırdığı kentlerden birisi olmuştur” diyen Başkan Bozbey, Atatürk’ün Bursa’ya her gelişinde halkla iç içe olduğunu hatırlattı. Merinos da dahil açılan tüm tesislerin birer dönüşümü simgelediğini dile getiren Başkan Bozbey, “Cumhuriyet’in ilk yıllarında, sanayileşme politikalarıyla birlikte Bursa’da önemli adımlar atıldı. 1938 yılında Ulu Önderimiz, önce Gemlik’e giderek Suni İpek Fabrikası’nın açılışını yaptı. Ardından Bursa’ya gelerek Merinos Fabrikası’nın açılışını gerçekleştirdi. Bu ziyaret, Atamızın Bursa’ya 17. ve son gelişi oldu. Son ziyaretinde Atamızın hasta olmasına rağmen Tarihi Belediye Binası’nda zeybek oynadığını biliyoruz. Ancak o anların gerçek fotoğraflarına henüz ulaşamadık. Hocamızın bu konuda bir araştırma yapmasını istiyorum” dedi.
“Bu kitap, Atatürk’e, Cumhuriyet’e ve Bursa’ya bir saygı duruşudur”
Bugün ayakta olan ve kültürel mirasa dönüşen bu yapıların, bir ülkenin yeniden doğuşunun izlerini taşıdığını anlatan Başkan Bozbey, o izin peşinden gitmeye, üzerlerine yenilerini ekleyerek ilerlemeye kararlı olduklarını söyledi. Geçmişine sahip çıkmayan bir kentin, geleceğini inşa edemeyeceğini belirten Başkan Bozbey, Atatürk’ün bıraktığı en büyük emanetin ise düşünen, üreten, eşit ve çağdaş bir toplum ideali olduğunu ifade etti. Yazar Doç. Dr. Hacer Karabağ’ın Bursa’nın Cumhuriyet dönemindeki dönüşümünü belgelerle, anlatılarla ve fotoğraflarla görünür kıldığını dile getiren Başkan Bozbey, “Bu kitap, gençlerimiz, öğrencilerimiz, hepimiz için bir arşiv, bir kaynak, bir hafıza olacaktır. Araştırmacılar, tarihçiler, akademisyenler için ise çok değerli bir başvuru kaynağı niteliğindedir. Atamızın ‘Tarihini bilmeyen bir millet, yok olmaya mahkûmdur’ sözünü rehber alıyor, geçmişimizi unutmadan geleceğe doğru sağlam adımlarla yürüyoruz. Bugün elimizde tuttuğumuz bu kitap, Atatürk’e, Cumhuriyet’e ve Bursa’ya da bir saygı duruşudur. Atatürk’ün izinde yürüyen bir Bursa, her zaman gelişmeye, üretmeye ve aydınlanmaya devam edecektir. Değerli hocamıza ve emeği geçen tüm arkadaşlarıma gönülden tebriklerimi sunuyorum” diye konuştu.
Doç. Dr. Hacer Karabağ, “Atatürk Bursa’sında Modernleşme” kitabının bir kent tarihi çalışmasının çok ötesinde, Atatürk’ün liderliğini ve Cumhuriyet devrimlerini Bursa üzerinden okuma ve analiz etme çalışması olduğunu belirtti. Arşiv belgelerine, dönemin gazetelerine, İsviçre ve Yunan kaynaklarına dayanarak çalışmayı ortaya koyduğunu söyleyen Karabağ, Bursa’nın sokaklarını Atatürk’ün devrimlerini hissederek kaleme aldığını anlattı. Sunulan destekten ötürü Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’e ve Büyükşehir Belediyesi’ne teşekkür eden Karabağ, okuyucunun bol olmasını diledi.

-
Bursa Bölge5 yıl ago
“Türkiye, Doğu Türkistan’a sahip çıkmalıdır”
-
Genel4 ay ago
KARACABEY BELEDİYESİ’NDE GÖREV DEĞİŞİKLİKLERİ
-
Ekonomi5 yıl ago
Sütaş’tan “Tereyağı” açıklaması
-
Bursa Bölge4 ay ago
KARACABEY AK PARTİ BURSA’DA YER BULAMADI
-
Bursa Bölge4 ay ago
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN BURSA’DAN SESLENDİ: ASGARİ ÜCRETİN ARKASINDA DURDU BOYKOT ÇAĞRISI YAPTI
-
Bursa Bölge4 ay ago
İŞİTME HASTALARI İÇİN YENİ HİZMET DEVREYE GİRDİ
-
Bursa Bölge9 ay ago
NİLÜFER ÇAYI İÇİN İŞBİRLİĞİ
-
Bursa Bölge7 ay ago
BURSA ULAŞIMINDA ‘YAPAY ZEKA’ DÖNEMİ
Warning: Undefined variable $user_ID in /home/u2093656/public_html/wp-content/themes/zox-news/comments.php on line 49
You must be logged in to post a comment Login