Connect with us

Bursa Bölge

BAK SEVGİLİ KARDEŞİM, BAK SAYGIDEĞER ABİCİM!

Nevzat Çakır

Son günlerde ekonomiden kaynaklı siyasi gelişmeleri takip etmeye çalışıyoruz. Söylenenleri ve söylenmeyenleri anlamaya çalışıyoruz. Doların yükselmesi veya düşmesinden kaynaklı bu işin sonunun nereye varacağı konusunda kendimizce fikirler üretiyoruz. Aslında bu güzel bir şey. Öğrenmeye çalışmak, sorgulamak kötü bir şey değil.

Ancak! Her zaman ve her yerde dile getirdiğim bir konu var, o da partizanlık…! İşte bu çok tehlikeli! Ne yazık ki, özellikle sosyal medyada bazen gülerek, bazen de kızarak takip ettiğim bazı paylaşımlar dikkatimi çekiyor. Herkes ekonomist(!) kesilmiş, birbirlerine laf anlatmaya çalışıyor.

Bir düşünceyi savunmak, bir düşünceyi desteklemek veya eleştirmek gayet anlaşılabilir bir durumdur. Ama bir düşünceyi körü körüne savunuyorsan, o düşünceyi körü körüne destekliyorsan ya da eleştiriyorsan, farkında olmadan hainlik yapıyorsun demektir. Sırf kendine çıkar sağlamak, koltuğunu, işini veya konumunu korumak uğruna bunları yapıyorsan, en büyük hain sensin demektir. Dolar yükseldiğinde ve insanların alım gücü düştüğünde ses çıkar(a)mıyorsan ama dolar biraz düştüğünde deli gibi seviniyorsan en büyük tehlike sensin demektir. (Veya tam tersi, hiç fark etmez)

Burada temel çözüm halkın alım gücünün yükselmesidir. Böyle bir durum şuan ülkemizde var mı? Yok! İnsanlar en çok neyden şikayet ediyor? Zamlardan. Her şey pahalı mı? Pahalı! Dolar düşmesine rağmen fiyatlar düşüyor mu? Düşmüyor! Peki umut var mı? İşte tüm mesele de budur, umut varsa gerisi hikaye…!

Şöyle izah edeyim sevgili kardeşim, saygıdeğer abicim;

Sıvı yağı ben 160 liradan, sen 100 liradan almıyorsun. Ya da tam tersi, ben 100 liradan, sen 160 liradan almıyorsun. Bu bir temel ihtiyaç olduğu için ikimizde yağ alıyoruz. Doğru mu? Doğru! Hâl böyle olunca fiyatların yükselmesine ikimizin de kızıp, düşmesine ikimizin de seviniyor olmamız gerekir. Fakat asıl sorun sen sadece fiyatın düşmesine seviniyorsun, 1 yıl önce sıvı yağ 50 liraydı diyemiyorsun, Neden?

Sayın kardeşlerim, abilerim;

Örneğin elektronik ürünlerin tamamını dışarıdan alıyoruz, dimi? Biz kendi paramızla alışveriş yapmıyoruz, yani dolar veya euro kullanıyoruz. Haliyle yurtdışında 10 birim olan bir ürün ülkemize geldiğinde 130 birim oluyor. Yani; 20 bin lira olan bir telefona, “al kardeşim sen şu partidensin, sana 2 bin lira” demiyorlar. Varsa 20 bin liran o telefonu alabiliyorsun. Bana da gelip; “Sen her halta karışıp, her şeyi eleştiriyorsun, bu ürün sana 30 bin lira” demiyorlar! O telefon sana da bana da 20 bin lira! Herhangi bir marketten alışveriş yaparken hangi partiden olduğunu soruyorlar mı? Sen hiç duydun mu böyle bir şey?

Değerli kardeşlerim, abilerim;

Bu ülkede hiç kimse birbirine düşman değil. Sorun şu ki sen kendinden olmayan, senin gibi düşünmeyen herkesi düşman zannettiğin ve sende başkaları gibi düşünmediğin için başkalarının seni düşman olarak gördüğünü düşünüyorsun. “Dolar 10 lira, 15 lira olacak” diyenleri düşman ilan edip, bugün doların 13-14 liraya düşmesine neden seviniyorsun? Oysa ki dolar 1.50 TL’den 18 TL’ye çıkarken neden ses çıkar(a)mıyorsun?

Muhterem kardeşlerim, abilerim;

Aynı ülkede yaşıyoruz. Bizde vatan ve millet bilinci var. Bir çocuğun ayağı üşüdüğünde bizimde ayaklarımız üşüyor. Biri intihar ettiğinde, haksızlığa uğradığında, kaçırıldığında ya da kaybolduğunda endişeleniriz, üzülürüz. İntihar eden ya da tecavüze uğrayan hangi partidenmiş, hangi mezheptenmiş diye merak etmeyiz. Ülkemizin kurucusu da aynı. Benim yaşadığım ülkeyi Atatürk, seninkini başka biri kurmadı. Aynı toprakların insanıyız.

Osmaniye’de yetişen fıstığı, Diyarbakır’da yetişen karpuzu, Amasya’daki elmayı, Aydın’daki inciri, Balıkesir’deki zeytini, Karacabey’deki domatesi hepimiz yiyoruz. Sen hiç; “Sen İzmirlisin sana karpuz yok” diyeni gördün mü? Burada fıstık sattırmayız diyen Amasyalı gördün mü? Peki bu düşmanlık kime? Bak ortada düşman falan yok! Pahalıysa hepimize pahalı, ucuzsa hepimize ucuz! Karacabeylilere karpuz satmayız diyen Diyarbakırlı var mı? Yok!

Eeee hani nerede düşman? Şunu anla lütfen ortak bir düşmanımız var, o da bizi birbirimize düşman gösteren cehalet, yani partizanca düşünceler…

Bak kardeşim, bak abicim;

1 kilogram çay bana 100 lira, sana 50 lira mı?

Şeker bana 90 lira, sana 40 lira mı?

Kömür bana 50 lira, sana 20 lira mı?

Ekmek bana 5 lira, sana 1 lira mı?

Aynı şey dolar ve euro için de geçerli. Dolar düştüğünde seninde alım gücün artıyor, benimde… Yükseldiğinde senin de alım gücün düşüyor, benimde… Doların yükselmesine sevinip, düşmesine üzülecek kadar aptal değiliz. Lütfen anla!

Aramızdaki fark; sana din satabiliyorlar, bana satamıyorlar. Seni kandırabiliyorlar, beni kandıramıyorlar. Sen her şeyi alkışlıyorsun, ben alkışlamıyorum. Sen oyunu inadına veriyorsun, ben aklımla veriyorum. Sen ekmek peşinde koşuyorsun, ben herkes ekmek yiyebilsin diye üreticinin derdini anlatmaya çalışıyorum. Sen tedavi olmak istiyorsun, ben herkes sağlıklı olsun istiyorum. Sen gölgesinde oturacak ağaç arıyorsun, ben yangın söndürme uçağımız olsun istiyorum. Sen beni düşman olarak görüyorsun, ben sen daha iyi koşullarda yaşa diye ömrümü çürütüyorum.

Kısacası tüm mesele alım gücümüzün yükselmesidir. Benim alım gücüm yoksa bu ülkeyi yönetenleri eleştiririm, alım gücüm varsa alkışlarım. Senden ricam nasıl ki dolar düştüğünde iktidarı alkışlıyorsan, dolar yükseldiğinde de aynı şekilde tepki göster ki partizanlık yapma!

Continue Reading
Click to comment

Warning: Undefined variable $user_ID in /home/u2093656/public_html/wp-content/themes/zox-news/comments.php on line 49

You must be logged in to post a comment Login

Leave a Reply

Bursa Bölge

BÜYÜKŞEHİR’DEN ‘DEPREM PARKI’ ÇALIŞTAYI

Bursa Büyükşehir Belediyesi Afet İşleri Dairesi Başkanlığı, afetlere dayanıklı kentleşme politikalarının geliştirilmesi amacıyla ‘Hüdavendigar Kent Parkı’nı Deprem Parkı ve Geçici Barınma Alanı Olarak Yeniden Düşünmek’ temalı 2 gün süren bir çalıştay düzenledi.

Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin geçtiğimiz aylarda hizmete açtığı Afet Koordinasyon Merkezi (AKOM), Afet İşleri Dairesi Başkanlığı tarafından gerçekleştirilen ‘Hüdavendigar Kent Parkı’nı Deprem Parkı ve Geçici Barınma Alanı Olarak Yeniden Düşünmek’ temalı çalıştaya ev sahipliği yaptı. İki gün süren programa, farklı disiplinlerden uzmanlar, sivil toplum ve yerel yönetim temsilcileri, afet risk azaltma ve yönetimi konusunda lisansüstü ve 4. sınıf lisans öğrencileri ile akademisyenler katıldı. Çalıştay kapsamında deprem parkı çalışmaları için pilot bölge olarak belirlenen Hüdavendigar Kent Parkı’nda saha gezisi düzenlendi.

Afet İşleri Dairesi Başkanı Fatih Işık, Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin hayata geçirmeyi planladığı deprem parkı çalışmaları için meslek odalarının, muhtarların ve sivil toplum kuruluşlarının katılımıyla çalıştay düzenlediklerini ifade etti. Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in vizyonu doğrultusunda çalışmaları ortak akılla yürüttüklerini anlatan Işık, Hüdavendigar Kent Parkı’nı aynı zamanda acil durum sonrası değerlendirilebilecek geçici bir barınma alanı olarak planlamak istediklerini dile getirdi.

Çalıştaya katılan Bursa Muhtarlar Derneği Başkanı Erol Yılmazer, mahallelerde fonksiyonel parkların oluşturulması için harekete geçilmesini memnuniyetle karşıladıklarını söyleyerek emeği geçenlere teşekkür etti.

Continue Reading

Bursa Bölge

“ATATÜRK BURSA’SINDA MODERNLEŞME” KİTABI KENT BELLEĞİNE KAZANDIRILDI

Bursa’nın kültürel zenginliğine önemli eserler sunan Büyükşehir Belediyesi, Doç. Dr. Hacer Karabağ’ın “Atatürk Bursa’sında Modernleşme” adını verdiği ve Cumhuriyet döneminde kentin geçirdiği dönüşümü ele alan kitabı kent belleğine kazandırdı.

Bursa’nın somut olmayan kültürel mirasına katkılarını yeni yayınlarla sürdüren Büyükşehir Belediyesi, kenti değerleriyle geleceğe taşımaya devam ediyor. Kent Tarihi ve Tanıtımı Dairesi Başkanlığına bağlı Kent Tarihi Araştırmaları ve Arşiv Şube Müdürlüğü tarafından kent hafızasına kazandırılan ve Kültür AŞ yayınlarından çıkan “Atatürk Bursa’sında Modernleşme” adlı kitabın tanıtımı, Bursa 22. Kitap Fuarı’nda yapıldı. Bursa Uludağ Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hacer Karabağ’ın hazırladığı kitabın tanıtım etkinliğine, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in yanı sıra Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Doç. Dr. Ergül Halisçelik, Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Yıldız, Kent Tarihi ve Tanıtımı Dairesi Başkanı Güney Özkılınç, Kültür AŞ Genel Müdürü Yankı İçöz ve kitapseverler katıldı.

“Bursa, Atatürk’ün modern Türkiye idealini somutlaştırdığı kentlerden biri”

Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bu topraklarda modernleşmenin, sanayinin, ekonomik kalkınmanın meşalesini yakan eşsiz bir lider olduğunu söyleyen Başkan Mustafa Bozbey, bu kapsamda Cumhuriyetin ilk yıllarında başlayan çağdaşlaşma sürecinin, Bursa’daki yansımalarının ele alındığı “Atatürk Bursa’sında Modernleşme” kitabını paylaşmaktan mutluluk duyduğunu belirtti. “Bursa, Atatürk’ün modern Türkiye idealini somutlaştırdığı kentlerden birisi olmuştur” diyen Başkan Bozbey, Atatürk’ün Bursa’ya her gelişinde halkla iç içe olduğunu hatırlattı. Merinos da dahil açılan tüm tesislerin birer dönüşümü simgelediğini dile getiren Başkan Bozbey, “Cumhuriyet’in ilk yıllarında, sanayileşme politikalarıyla birlikte Bursa’da önemli adımlar atıldı. 1938 yılında Ulu Önderimiz, önce Gemlik’e giderek Suni İpek Fabrikası’nın açılışını yaptı. Ardından Bursa’ya gelerek Merinos Fabrikası’nın açılışını gerçekleştirdi. Bu ziyaret, Atamızın Bursa’ya 17. ve son gelişi oldu. Son ziyaretinde Atamızın hasta olmasına rağmen Tarihi Belediye Binası’nda zeybek oynadığını biliyoruz. Ancak o anların gerçek fotoğraflarına henüz ulaşamadık. Hocamızın bu konuda bir araştırma yapmasını istiyorum” dedi.

“Bu kitap, Atatürk’e, Cumhuriyet’e ve Bursa’ya bir saygı duruşudur”

Bugün ayakta olan ve kültürel mirasa dönüşen bu yapıların, bir ülkenin yeniden doğuşunun izlerini taşıdığını anlatan Başkan Bozbey, o izin peşinden gitmeye, üzerlerine yenilerini ekleyerek ilerlemeye kararlı olduklarını söyledi. Geçmişine sahip çıkmayan bir kentin, geleceğini inşa edemeyeceğini belirten Başkan Bozbey, Atatürk’ün bıraktığı en büyük emanetin ise düşünen, üreten, eşit ve çağdaş bir toplum ideali olduğunu ifade etti. Yazar Doç. Dr. Hacer Karabağ’ın Bursa’nın Cumhuriyet dönemindeki dönüşümünü belgelerle, anlatılarla ve fotoğraflarla görünür kıldığını dile getiren Başkan Bozbey, “Bu kitap, gençlerimiz, öğrencilerimiz, hepimiz için bir arşiv, bir kaynak, bir hafıza olacaktır. Araştırmacılar, tarihçiler, akademisyenler için ise çok değerli bir başvuru kaynağı niteliğindedir. Atamızın ‘Tarihini bilmeyen bir millet, yok olmaya mahkûmdur’ sözünü rehber alıyor, geçmişimizi unutmadan geleceğe doğru sağlam adımlarla yürüyoruz. Bugün elimizde tuttuğumuz bu kitap, Atatürk’e, Cumhuriyet’e ve Bursa’ya da bir saygı duruşudur. Atatürk’ün izinde yürüyen bir Bursa, her zaman gelişmeye, üretmeye ve aydınlanmaya devam edecektir. Değerli hocamıza ve emeği geçen tüm arkadaşlarıma gönülden tebriklerimi sunuyorum” diye konuştu.

Doç. Dr. Hacer Karabağ, “Atatürk Bursa’sında Modernleşme” kitabının bir kent tarihi çalışmasının çok ötesinde, Atatürk’ün liderliğini ve Cumhuriyet devrimlerini Bursa üzerinden okuma ve analiz etme çalışması olduğunu belirtti. Arşiv belgelerine, dönemin gazetelerine, İsviçre ve Yunan kaynaklarına dayanarak çalışmayı ortaya koyduğunu söyleyen Karabağ, Bursa’nın sokaklarını Atatürk’ün devrimlerini hissederek kaleme aldığını anlattı. Sunulan destekten ötürü Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’e ve Büyükşehir Belediyesi’ne teşekkür eden Karabağ, okuyucunun bol olmasını diledi.

Continue Reading

Bursa Bölge

BURSA KİTAP FUARI KAPILARINI AÇTI

Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin katkılarıyla bu yıl 22’ncisi düzenlenen Bursa Kitap Fuarı, yeni yerinde Atatürk Kültür Merkezi Merinos Yerleşkesi Fuar Alanı’nda kapılarını açtı.

Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin katkılarıyla Tüyap Fuarcılık Grubu ve Türkiye Yayıncılar Birliği işbirliğiyle düzenlenen 22. Bursa Kitap Fuarı, Atatürk Kültür Merkezi Merinos Yerleşkesi Fuar Alanı’nda binlerce kitapseveri ağırlıyor. 12-20 Nisan tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan fuar, bu yıl yeni yerinde daha geniş ve modern bir mekânda kitap tutkunlarına kültür şöleni yaşatacak. Fuarda, yüzlerce yayınevi, binlerce kitap ve birbirinden değerli yazarlar kitapseverlerle buluşacak.

22. Bursa Kitap Fuarı’nın açılış törenine, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in yanı sıra CHP Bursa Milletvekili Kayıhan Pala, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Doç. Dr. Ergül Halisçelik, TÜYAP Fuarcılık Genel Müdürü İlhan Ersözlü, Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı Kenan Kocatürk, Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Yıldız, İl Milli Eğitim Müdürü Dr. Ahmet Alireisoğlu ve Büyükşehir Belediyesi yöneticileri katıldı.

“Kültürle yoğrulmuş bir kalkınma anlayışını benimsiyoruz”

Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, yazının bilgiyi, düşünceyi ve duyguyu nesiller boyunca taşıyan bir köprü olduğunu söyledi. O köprünün en güçlü taşlarının birinin de kitaplar olduğunu belirten Başkan Mustafa Bozbey, kitapların Bursa’nın bereketli topraklarında, bir kez daha insanları bir araya getirdiğini ifade etti.

Bursa’nın düşünce hayatına ve sanata sunduğu katkılarla her zaman ilmin ve edebiyatın merkezlerinden biri olduğunu anlatan Başkan Mustafa Bozbey, “Her kitap, yazarının dünyasından süzülen bir düşünce; okuyucusuna açılan yeni bir kapı, yeni bir bakış açısıdır. Bu fuar da işte tam olarak böyle bir işlev görüyor. Farklı sesleri, farklı yaşamları, farklı dünyaları bir araya getiriyor. Biz Bursa’mızda kültürle yoğrulmuş bir kalkınma anlayışını benimsiyoruz. Bursa’da kültürel zenginliği daha da görünür kılmak ve kalıcı eserlerle geleceğe iz bırakmak için tüm gücümüzle çalışıyoruz” dedi.

“Bursalıları kitapların dünyasında buluşmaya davet ediyorum”

Kitap fuarlarının da önemli misyonun bir parçası olduğunu anlatan Başkan Bozbey, açılışı yapılan bu fuarın Bursa’nın kültürel geleceğine atılmış güçlü bir adım olduğunu söyledi. Bu yıl Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin katkılarıyla, ilk kez Atatürk Kültür Merkezi Merinos Yerleşkesi Fuar Alanı’nda gerçekleştirilen Kitap Fuarı’nın yepyeni bir soluk kazandığını belirten Başkan Bozbey, “Çeyrek asra yaklaşan geçmişiyle artık bir marka haline gelen Bursa Kitap Fuarı, bu yıl da oldukça güçlü bir içerikle karşımızda. 250 yayınevi, 75’ten fazla etkinlik, 350’yi aşkın yazar ve imza günü. Geçmiş yıllarda 5 milyondan fazla ziyaretçiyi ağırlayan bu fuarın, bu yıl da yeni yazarlarla tanışmak, yeni kitaplar keşfetmek isteyen herkes için eşsiz fırsatlar sunacağına inanıyorum. Tüm Bursalıları kitapların dünyasında buluşmaya davet ediyorum” diye konuştu.

Continue Reading

Trending