Connect with us

Bursa Bölge

“GÖKYÜZÜNÜN YARISI KADINLARIN OMUZLARINDA”

Canan Ekinci Yılmaz’ın Kaleminden

Bursa İş Kadınları ve Yöneticileri Derneği BUİKAD tarafından düzenlenen “Geleceğe Yön Veren Kadınlar Zirvesi”, geçtiğimiz hafta Merinos Atatürk Kongre Kültür Merkezi’nde gerçekleşti. Zirve, BUİKAD Başkanı Şeyda Şençayır’ın açılış konuşması ile başladı.

Şençayır konuşmasında; bugünkü zirvede, kamusal hayatta, yerel yönetimlerde ve özel sektörde geliştirdikleri iş modelleriyle ilham kaynağı olan kadınları dinleyeceğimizi, BUİKAD olarak Gazi Mustafa Kemâl Atatürk’ün gösterdiği yolda hareket ettiklerini, 2007 yılında 11 kadınla kurulan ve bugün 150 kadın üyeye ulaşan BUİKAD’ın, yaşamın her alanında kadının güçlenmesi, girişimci kadın sayısının artması ve kadınların karar verici noktalarda bulunması için çalışmalar yaptığını söyleyerek, kadının iş hayatının ayrılmaz bir parçası olmasının ve kalkınmanın ancak böyle bir yolla mümkün olabileceğinin altını çizdi.

“Kamusal Hayatta Kadının Yeri, Yerel Yönetimlerin Kadın İstihdamına ve Gelişimine Katkısı” başlıklı birinci oturuma, Bursa Büyükşehir Belediyesi Başkanı Mustafa Bozbey, Edirne Belediye Başkanı Filiz Gencan Akın, Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir ve Mudanya Belediye Başkanı Deniz Dalgıç konuşmacı olarak katıldı.İkinci oturumda“Geleceğin İş Modelleri ve Kadınların Konumlandırılması”, üçüncü ve son oturumda “Sektörde Kadınların Rolü ve Kadın Odaklı İş Modelleri” konuşuldu.

“Kadınların Gülümsemesi Her Şeye Değer”

Gün boyu ‘KADIN’ı kamusal alan ve iş dünyasından birkaç erkek ile birçok kadın konuştu. İş dünyasından kadın konuşmacılar çoksa da kamusal alan konuşmacılarında kadın sadece 1 tane, o da Edirne’den gelen Edirne Belediye Başkanı Filiz Gencan Akın idi.

(2024 yerel seçimlerde 11 il ve 61 ilçenin belediye başkanı kadın oldu. Bursa’da ise kadın başkan yok. 1973–1976 tarihleri arasında Karacabey belediye başkanlığı yapan Şükran Yemişçioğlu, Bursa’nın ilk ve tek belediye başkanı olma özelliğini koruyor. Ne acı ki, Bursa o gün bugün başka bir kadın başkan çıkartamamış.)

Kadınlar Günü Ne Demek?

“Kadınlara özel günlerin” olmaması gerektiğini savunanlardanım. Bu özel günler bile bize aslında ne kadar eşit olmadığımızı gösteriyor. Senede 1 gün kutlama, sonra yine her şey bildiğiniz gibi…

Kadınlar hâlâ hakları için mücadele ediyor, kadın hâlâ çalışmak için (resmî olmasa da) (ağabey, baba, koca gibi) erkeğin iznine muhtaç, kadın hâlâ ailenin (namus dahil) her şeyinin sorumlusu, hâlâ hesap veren (kime?), hâlâ sorgulanan (kim tarafından?), hâlâ kendisini koruması gereken (kimden?), hâlâ utanması gereken (neyden?), hâlâ muhtaç görülen (neden?), hâlâ kadın gibi yaşamasına izin verilmeyen (erkek gibi mi yaşasın?) bir varlık.

Kısacası kadının hâlâ adı yok…

Oysaki kadın insanca yaşamak için bu kadar mücadele etmemeli, bu kadar yorulmamalı, bu kadar yıpranmamalı, bu kadar sorgulanmamalı, sadece dişi doğmuş olmakla bu kadar cezalandırılmamalı. Erkek doğmuş ve erkek doğurmuş olmak bu kadar yüceltilmemeli. Lakin; Neşet Ertaş’ın “Kadınlar insandır, biz insanoğlu” dediği gibi, doğanın dişiye bahşettiği meşakkatli yolculuğu da görmezden gelmemeli.

‘Karımı Çalıştırmam’dan, ‘Çalışmayan Kadınla Evlenmem’e

Eski dünyada kadının çalışmasını onur meselesi yapan erkekler, ekonomik şartların ağırlaşmasından ötürü, mecburen, kadının çalışmasına razı gelir, hatta öyle ki, çalışmayan kadınla evlenmez oldular. Bir evi tek başına sırtlanmak bu kadar zor olmasa belki hâlâ eski düzen devam etsin isterlerdi ya neyse.

Hayal edin!

Eve geldiğinde mükellef bir sofra, mis gibi yıkanıp ütülenmiş gömlekler, pırıl pırıl çocuklar, zarif ve bakımlı, her emre amade, sesi hiç çıkmayan, elinden her iş gelen, hiç şikâyetlenmeyen, yoktan var eden, acıyı bal eyleyen mükemmel bir kadını kim istemez ki?

Öyle bir kadının kocası da şöyle olmalı o zaman:

Eve hep eli kolu dolu gelen, sorumluluklarını hiç aksatmayan, karısını ve çocuklarını azarlamayan, onların bir dediklerini iki etmeyen, çocuklarının okul taksitlerini, evin giderlerini ve boy boy faturaları sessizce ödeyen, kredi kartı hesap özetini hiç incelemeyen, özel günlerde çiçeğini de pırlantasını da almayı ihmal etmeyen, dışarıda canı sıkılsa da bunu ailesine yansıtmayan, yüzü hep gülen, anlayışlı, cana yakın, şefkatli ve tutkulu mükemmel bir erkek…

Hişt, uyanın!

Ne böyle bir kadın ne de böyle bir erkek var ve neden olsun? İşleri iç işleri-dış işleri olarak bölmeyen aileler kuruluyor artık. Ev işi kadın işi değil, bunu biliyorlar. Fizik gücü gerektiren makineler dijitalleştikçe erkek işi kavramı da ortadan kalkıyor. Kadınlar forklift de kullanıyor, vinç de, kamyon da. Ki köylerde kadınların pek çoğu evel ezel traktör kullanırdı. Kadın erkek birlikte çalışıp birlikte kazanıyor, hayatın her ânının keyfini birlikte yaşıyor, zorlukları birlikte aşıyorlar. Bu birlikteliklerde herkes kendi alanında yol alırken kimse kimseye köstek olmuyor. Kadın biraz öne geçmeye başlayınca erkeğin içindeki eski erkek hafiften kıpraşsa da, ödenmesi gereken faturalar ve düzen bozukluğunun getireceği ağır ekonomik şartlar onu kibarca sakinleştiriyor. (Şartlardan dolayı değil, gerçekten kibar olmayı da öğrenecekler zamanla. Ümidimiz var.)

Kendi ailesinde kadın-erkek ayrımı görmemiş çocuklar için yeni düzene ayak uydurmak hiç zor değil. Diğer tarafın kadını da erkeği de epey zorlanıyor.

Üreyin!

Türkiye’nin nüfusu göçlerden dolayı artmış olsa da, yine bu göçlerin sebep olduğu her türlü yıkım yüzünden insanımızın üreme, hatta evlenme sayısı düştü. Bir yandan da yetişmiş gençlerimiz yurt dışına kaçtı. Türkiye artık yaşlı bir ülke olmaya aday. Mülteciler ardı ardına çocuk yapıp arayı kapatıyorlar lakin ülkenin demografisi değişiyor.

Yöneticilerimiz gençlerimize ‘evlenin ve 3–5 çocuk yapın’ diyorlar da, biz de onlara şunu soruyoruz: Tamam ama nasıl?

Kendi tercihi ile evlenmeyen ve çocuk sahibi olmak istemeyenleri saygıyla bir kenara koyalım. Diğer yanda, bir insan ne ekonomik olarak, ne hukuk olarak ne de can güvenliği olarak kendini güvende hissetmezse nasıl evlensin? Eğer ki kadının çalıştığı bir aileye, çocuğunu emanet edeceği güvenli bir yer göstermezseniz o anne-baba nasıl verimli çalışsın? Ayrıca, sadece çalışan kadına değil, çocuk yetiştirirken iş hayatından ve sosyal hayattan kopan kadına da destek olacak, çocuğunu birkaç saat emanet edebileceği kurumlar açılmalı. Çünkü herkesin yakınında kendisine destek olacak büyük ailesi olmayabilir. Anneanneler babaanneler torunlarına sevgiyle bakabilirler ancak bir çocuğun sorumluluğu ve iş gücü onları aşabilir.

Doğurun!

Yurt dışında “çalışmayan kadın” gibi bir olgu yokken ve kadınlar üçer beşer doğuruyorken ve onları kolayca “mutlu birer insan” olarak yetiştirebiliyorken biz niçin yapamıyoruz? Oralarda çocuk olunca kadına olduğu kadar erkeğe de izin veriliyor. Hatta ücret artışı bile oluyor. Bizim de buraya gelmemiz lazım.

Çocuklar bir ülkenin geleceği ise niçin kimse onlara sahip çıkmıyor? Niçin bir patron çalışanlarının kadın olmasından (çünkü doğuruyor) kaçınıyor? Niçin eğitim alırken erkeklerle başa baş giden kadınlar sıra iş hayatına geldiğinde (çünkü doğuruyor) geriye düşüyor? Doğurmak suç mu? Evlenmemek makbul mü?

Ya evde, “evli-mutlu-bol çocuklu” ya da işte, “evsiz-mutsuz-çocuksuz” yaşayın diretmesi ne kadar mantıklı? Yok mudur bunun bir yolu? “Evli mutlu çocuklu” ya da “bekâr mutlu çocuksuz” yaşayamaz mıyız? Niçin kadın da erkek kadar iyi performans sergiliyorsa erkekten daha düşük maaş alıyor? Eşit işe eşit maaş kuralı niçin kadına gelince işlemiyor?

Kadının sayısı değil kattığı değer önemli. Kalitenin cinsiyeti olmaz, liyakatin cinsiyeti olmaz, emeğin cinsiyeti olmaz. Kadını işe almakla bitmez, kadının çalışabileceği ortam yaratmak lazım.

Bu soruları sora sora, derdimizi anlata anlata, farkındalık yarata yarata, sorduğumuz soruların cevaplarını söke söke aldığımızı görmek teselli verici. O yüzden ben bu buluşmaları çok önemsiyorum.

Yol uzun, yolculuk zorlu da olsa kimsenin ateşimizi söndürmesine izin vermeyiz…

Kısacası; sahnedeyiz, inmeyiz…

Zekâlar Üç Oldu

IQ, Bilişsel Zekâ, EQ, Duygusal Zekâ, SQ, Spiritüel Zekâ

SQ; duygusal zekânın bilişsel zekâyla buluştuğu ileri bir zekâ ölçüsü olarak tanımlanıyor. Dünyayı anlamlandırma, mutluluk ve benlik keşfi, ileri iletişim becerisi, ifade gücü ve yaratıcılık, spiritüel bakış açısı ve deneyim, bilgi ve içgüdünün ortak paydada buluşması. Çoklu iş yapabilme becerisine sahip kadınların SQ sahibi olduklarını söyleyebiliriz.

Fair Play

Geçtiğimiz günlerde aynı iş yerinde çalışan ama kadının terfi aldığı yabancı bir film izledim ve insandaki hırs ve ego nerede yaşarsan yaşa aynı işliyor olmalı dedim. Filmdeki erkekler, kadının terfi almasının altında yatan sebebi kadının kadınlığı ile ilişkilendirirken, kadının bunu kendi liyakatiyle başarmış olabileceğine ihtimal vermiyorlardı. Çünkü erkekler bir kadının kendilerinden daha iyi olabileceğini ve daha çok kazanabileceğini kabul etmek istemiyordu.

Ülkemizde kadınlar sadece plazalarda çalışmıyor. Fabrikalarda, hizmet sektöründe ve tarımda çalışan kadın sayısı da az değil. Mavi Yaka’nın da Beyaz Yaka’nın da, Yeşil Yaka’nın da derdi hep aynı. Kadın olmak. Rahat bırakılmak için ise çareyi “Erkek gibi kadın olmak”ta bulmak. Unutmayın ki, eşitsizliğin derinleştiği yerde şiddet başlar!

Kaşık Düşmanı!

Kadın işini bırakıp ev kadınlığına dönse ve evi çekip çevirse, ev ekonomisine sıcak para olarak katkıda bulunmadığı için bu kez de “kaşık düşmanı” olarak erkek tarafından aşağılanacak. Malum, ev işi evin sahibi tarafından yapılırsa işten sayılmıyor. Ev kadınının yaptığı işi yaptırmak için eve yardımcı gelince o kadın “çalışan kadın” sayılıyor. Sigortası da ödeniyor. Demek ki herkes kendi evinin değil, başkasının evinin işini yaparsa sorun çözülecek!

Gökyüzünü Paylaşmak

Gün boyunca konuşmacıların hepsi bu yazıya başlık olacak cümleler kurduysa da hiçbirisi benim aradığım başlık değildi.

Akşam Netflix’te AWAY dizisini izlerken, filmin bir yerinde “Gökyüzünün yarısı kadınların omuzlarındadır” repliği geçti. İşte dedim aradığım başlık bu. Büyük ihtimal senaryo yazarı bu repliği Nicholas D. Kristof ve SherylWudunn’un çalışması olan “Gökyüzünün Yarısı / Hayatlarını Değiştiren Kadınların Hikâyesi” kitabından esinlenmişti. Bazı erkekler güçten sıkılıp “Ferrari’sini Satan Bilge” benzeri kitaplarda kendilerini ararken, kadınlar varlıklarını ispat peşindeydi.

Omuzlarında gökyüzünün yarısı, bazen esen rüzgârla, bazen kopan fırtınayla, bazen bulutların arasından beliriveren güneşle, bazen yıldızların, bazen Ay’ın aydınlattığı bu koskoca ama küçücük yeryüzünde çılgınca bir koşu tutturmuşlardı. Menzile varacak, ipi göğüsleyecek, belki sonra onlar da Ferrarilerini satmak isteyeceklerdi…

Kim bilir…

Yazının sonunda; şunu da unutmayalım ki, gökyüzünün diğer yarısı da erkeklerin omzunda. Aynı yeryüzünün üzerinde ve aynı göğün altında birlikte yaşıyorsak, bence iyi geçinelim.

Her ne kadar Yazar John Gray “Erkekler Mars’tan Kadınlar Venüs’ten” gelmiş dese de, ben Mars ve Venüs’ü gezegen olarak değil, Savaş Tanrısı Mars ile Aşk ve Güzellik Tanrıçası Venüs’ten geldik olarak anlıyorum. Ve “Savaş Yapma, Aşk Yap!” ve “Her işini AŞK’la yap!” diyorum…

Continue Reading
Click to comment

Warning: Undefined variable $user_ID in /home/u2093656/public_html/wp-content/themes/zox-news/comments.php on line 49

You must be logged in to post a comment Login

Leave a Reply

Bursa Bölge

BÜYÜKŞEHİR’DEN ‘DEPREM PARKI’ ÇALIŞTAYI

Bursa Büyükşehir Belediyesi Afet İşleri Dairesi Başkanlığı, afetlere dayanıklı kentleşme politikalarının geliştirilmesi amacıyla ‘Hüdavendigar Kent Parkı’nı Deprem Parkı ve Geçici Barınma Alanı Olarak Yeniden Düşünmek’ temalı 2 gün süren bir çalıştay düzenledi.

Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin geçtiğimiz aylarda hizmete açtığı Afet Koordinasyon Merkezi (AKOM), Afet İşleri Dairesi Başkanlığı tarafından gerçekleştirilen ‘Hüdavendigar Kent Parkı’nı Deprem Parkı ve Geçici Barınma Alanı Olarak Yeniden Düşünmek’ temalı çalıştaya ev sahipliği yaptı. İki gün süren programa, farklı disiplinlerden uzmanlar, sivil toplum ve yerel yönetim temsilcileri, afet risk azaltma ve yönetimi konusunda lisansüstü ve 4. sınıf lisans öğrencileri ile akademisyenler katıldı. Çalıştay kapsamında deprem parkı çalışmaları için pilot bölge olarak belirlenen Hüdavendigar Kent Parkı’nda saha gezisi düzenlendi.

Afet İşleri Dairesi Başkanı Fatih Işık, Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin hayata geçirmeyi planladığı deprem parkı çalışmaları için meslek odalarının, muhtarların ve sivil toplum kuruluşlarının katılımıyla çalıştay düzenlediklerini ifade etti. Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in vizyonu doğrultusunda çalışmaları ortak akılla yürüttüklerini anlatan Işık, Hüdavendigar Kent Parkı’nı aynı zamanda acil durum sonrası değerlendirilebilecek geçici bir barınma alanı olarak planlamak istediklerini dile getirdi.

Çalıştaya katılan Bursa Muhtarlar Derneği Başkanı Erol Yılmazer, mahallelerde fonksiyonel parkların oluşturulması için harekete geçilmesini memnuniyetle karşıladıklarını söyleyerek emeği geçenlere teşekkür etti.

Continue Reading

Bursa Bölge

“ATATÜRK BURSA’SINDA MODERNLEŞME” KİTABI KENT BELLEĞİNE KAZANDIRILDI

Bursa’nın kültürel zenginliğine önemli eserler sunan Büyükşehir Belediyesi, Doç. Dr. Hacer Karabağ’ın “Atatürk Bursa’sında Modernleşme” adını verdiği ve Cumhuriyet döneminde kentin geçirdiği dönüşümü ele alan kitabı kent belleğine kazandırdı.

Bursa’nın somut olmayan kültürel mirasına katkılarını yeni yayınlarla sürdüren Büyükşehir Belediyesi, kenti değerleriyle geleceğe taşımaya devam ediyor. Kent Tarihi ve Tanıtımı Dairesi Başkanlığına bağlı Kent Tarihi Araştırmaları ve Arşiv Şube Müdürlüğü tarafından kent hafızasına kazandırılan ve Kültür AŞ yayınlarından çıkan “Atatürk Bursa’sında Modernleşme” adlı kitabın tanıtımı, Bursa 22. Kitap Fuarı’nda yapıldı. Bursa Uludağ Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hacer Karabağ’ın hazırladığı kitabın tanıtım etkinliğine, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in yanı sıra Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Doç. Dr. Ergül Halisçelik, Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Yıldız, Kent Tarihi ve Tanıtımı Dairesi Başkanı Güney Özkılınç, Kültür AŞ Genel Müdürü Yankı İçöz ve kitapseverler katıldı.

“Bursa, Atatürk’ün modern Türkiye idealini somutlaştırdığı kentlerden biri”

Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bu topraklarda modernleşmenin, sanayinin, ekonomik kalkınmanın meşalesini yakan eşsiz bir lider olduğunu söyleyen Başkan Mustafa Bozbey, bu kapsamda Cumhuriyetin ilk yıllarında başlayan çağdaşlaşma sürecinin, Bursa’daki yansımalarının ele alındığı “Atatürk Bursa’sında Modernleşme” kitabını paylaşmaktan mutluluk duyduğunu belirtti. “Bursa, Atatürk’ün modern Türkiye idealini somutlaştırdığı kentlerden birisi olmuştur” diyen Başkan Bozbey, Atatürk’ün Bursa’ya her gelişinde halkla iç içe olduğunu hatırlattı. Merinos da dahil açılan tüm tesislerin birer dönüşümü simgelediğini dile getiren Başkan Bozbey, “Cumhuriyet’in ilk yıllarında, sanayileşme politikalarıyla birlikte Bursa’da önemli adımlar atıldı. 1938 yılında Ulu Önderimiz, önce Gemlik’e giderek Suni İpek Fabrikası’nın açılışını yaptı. Ardından Bursa’ya gelerek Merinos Fabrikası’nın açılışını gerçekleştirdi. Bu ziyaret, Atamızın Bursa’ya 17. ve son gelişi oldu. Son ziyaretinde Atamızın hasta olmasına rağmen Tarihi Belediye Binası’nda zeybek oynadığını biliyoruz. Ancak o anların gerçek fotoğraflarına henüz ulaşamadık. Hocamızın bu konuda bir araştırma yapmasını istiyorum” dedi.

“Bu kitap, Atatürk’e, Cumhuriyet’e ve Bursa’ya bir saygı duruşudur”

Bugün ayakta olan ve kültürel mirasa dönüşen bu yapıların, bir ülkenin yeniden doğuşunun izlerini taşıdığını anlatan Başkan Bozbey, o izin peşinden gitmeye, üzerlerine yenilerini ekleyerek ilerlemeye kararlı olduklarını söyledi. Geçmişine sahip çıkmayan bir kentin, geleceğini inşa edemeyeceğini belirten Başkan Bozbey, Atatürk’ün bıraktığı en büyük emanetin ise düşünen, üreten, eşit ve çağdaş bir toplum ideali olduğunu ifade etti. Yazar Doç. Dr. Hacer Karabağ’ın Bursa’nın Cumhuriyet dönemindeki dönüşümünü belgelerle, anlatılarla ve fotoğraflarla görünür kıldığını dile getiren Başkan Bozbey, “Bu kitap, gençlerimiz, öğrencilerimiz, hepimiz için bir arşiv, bir kaynak, bir hafıza olacaktır. Araştırmacılar, tarihçiler, akademisyenler için ise çok değerli bir başvuru kaynağı niteliğindedir. Atamızın ‘Tarihini bilmeyen bir millet, yok olmaya mahkûmdur’ sözünü rehber alıyor, geçmişimizi unutmadan geleceğe doğru sağlam adımlarla yürüyoruz. Bugün elimizde tuttuğumuz bu kitap, Atatürk’e, Cumhuriyet’e ve Bursa’ya da bir saygı duruşudur. Atatürk’ün izinde yürüyen bir Bursa, her zaman gelişmeye, üretmeye ve aydınlanmaya devam edecektir. Değerli hocamıza ve emeği geçen tüm arkadaşlarıma gönülden tebriklerimi sunuyorum” diye konuştu.

Doç. Dr. Hacer Karabağ, “Atatürk Bursa’sında Modernleşme” kitabının bir kent tarihi çalışmasının çok ötesinde, Atatürk’ün liderliğini ve Cumhuriyet devrimlerini Bursa üzerinden okuma ve analiz etme çalışması olduğunu belirtti. Arşiv belgelerine, dönemin gazetelerine, İsviçre ve Yunan kaynaklarına dayanarak çalışmayı ortaya koyduğunu söyleyen Karabağ, Bursa’nın sokaklarını Atatürk’ün devrimlerini hissederek kaleme aldığını anlattı. Sunulan destekten ötürü Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’e ve Büyükşehir Belediyesi’ne teşekkür eden Karabağ, okuyucunun bol olmasını diledi.

Continue Reading

Bursa Bölge

BURSA KİTAP FUARI KAPILARINI AÇTI

Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin katkılarıyla bu yıl 22’ncisi düzenlenen Bursa Kitap Fuarı, yeni yerinde Atatürk Kültür Merkezi Merinos Yerleşkesi Fuar Alanı’nda kapılarını açtı.

Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin katkılarıyla Tüyap Fuarcılık Grubu ve Türkiye Yayıncılar Birliği işbirliğiyle düzenlenen 22. Bursa Kitap Fuarı, Atatürk Kültür Merkezi Merinos Yerleşkesi Fuar Alanı’nda binlerce kitapseveri ağırlıyor. 12-20 Nisan tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan fuar, bu yıl yeni yerinde daha geniş ve modern bir mekânda kitap tutkunlarına kültür şöleni yaşatacak. Fuarda, yüzlerce yayınevi, binlerce kitap ve birbirinden değerli yazarlar kitapseverlerle buluşacak.

22. Bursa Kitap Fuarı’nın açılış törenine, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in yanı sıra CHP Bursa Milletvekili Kayıhan Pala, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Doç. Dr. Ergül Halisçelik, TÜYAP Fuarcılık Genel Müdürü İlhan Ersözlü, Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı Kenan Kocatürk, Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Yıldız, İl Milli Eğitim Müdürü Dr. Ahmet Alireisoğlu ve Büyükşehir Belediyesi yöneticileri katıldı.

“Kültürle yoğrulmuş bir kalkınma anlayışını benimsiyoruz”

Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, yazının bilgiyi, düşünceyi ve duyguyu nesiller boyunca taşıyan bir köprü olduğunu söyledi. O köprünün en güçlü taşlarının birinin de kitaplar olduğunu belirten Başkan Mustafa Bozbey, kitapların Bursa’nın bereketli topraklarında, bir kez daha insanları bir araya getirdiğini ifade etti.

Bursa’nın düşünce hayatına ve sanata sunduğu katkılarla her zaman ilmin ve edebiyatın merkezlerinden biri olduğunu anlatan Başkan Mustafa Bozbey, “Her kitap, yazarının dünyasından süzülen bir düşünce; okuyucusuna açılan yeni bir kapı, yeni bir bakış açısıdır. Bu fuar da işte tam olarak böyle bir işlev görüyor. Farklı sesleri, farklı yaşamları, farklı dünyaları bir araya getiriyor. Biz Bursa’mızda kültürle yoğrulmuş bir kalkınma anlayışını benimsiyoruz. Bursa’da kültürel zenginliği daha da görünür kılmak ve kalıcı eserlerle geleceğe iz bırakmak için tüm gücümüzle çalışıyoruz” dedi.

“Bursalıları kitapların dünyasında buluşmaya davet ediyorum”

Kitap fuarlarının da önemli misyonun bir parçası olduğunu anlatan Başkan Bozbey, açılışı yapılan bu fuarın Bursa’nın kültürel geleceğine atılmış güçlü bir adım olduğunu söyledi. Bu yıl Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin katkılarıyla, ilk kez Atatürk Kültür Merkezi Merinos Yerleşkesi Fuar Alanı’nda gerçekleştirilen Kitap Fuarı’nın yepyeni bir soluk kazandığını belirten Başkan Bozbey, “Çeyrek asra yaklaşan geçmişiyle artık bir marka haline gelen Bursa Kitap Fuarı, bu yıl da oldukça güçlü bir içerikle karşımızda. 250 yayınevi, 75’ten fazla etkinlik, 350’yi aşkın yazar ve imza günü. Geçmiş yıllarda 5 milyondan fazla ziyaretçiyi ağırlayan bu fuarın, bu yıl da yeni yazarlarla tanışmak, yeni kitaplar keşfetmek isteyen herkes için eşsiz fırsatlar sunacağına inanıyorum. Tüm Bursalıları kitapların dünyasında buluşmaya davet ediyorum” diye konuştu.

Continue Reading

Trending