Bursa Bölge

Sütün iyiliği sizinle olsun!

Türkiye’nin Sütçüsü Sütaş, 1 Haziran Dünya Süt Günü’nü, kamuoyunu sütün faydaları hakkında bilgilendirmek ve sağlıklı yaşam için süt ve süt ürünlerinin üretim ve tüketiminin önemini vurgulamak amacıyla tüm dünya ile birlikte kutluyor.

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Organizasyonu’nun (FAO) 2001 yılında, bütün üye ülkelerde 1 Haziran’da kutlanması kararını aldığı Dünya Süt Günü, sütün insan sağlığı için önemini, ekonomiye ve toplumsal yaşama katkılarını hatırlamak ve hatırlatmak için kutlanıyor.

Doğduğumuz günden başlayarak ömrümüz boyunca tüketmeye devam ettiğimiz süt, insanın bedensel ve zihinsel olarak sağlıklı gelişimi için en temel, en faydalı ve en kolay ulaşılabilen gıda olmasının yanı sıra üretim süreciyle de düzenli ve sürekli gelir yaratarak toplumsal refaha da katkı sağlayan bir bereket kaynağıdır.

En temel ve besleyici gıda süt ile sağlıklı nesiller

Süt, sağlıklı gelişim için temel besin kaynaklarının başında yer alıyor, sütün yararları saymakla bitmiyor. Süt insan vücudunun büyümesi, gelişmesi ve sağlıklı kalması için şart olan bir dizi besin öğesini doğal olarak içeriyor.

Süt, içeriğindeki B1, B2 ve oksijen taşıyan kırmızı kan hücreleri için önemli bir vitamin olan B12 vitaminleriyle sinir sistemini düzenliyor, B5 vitamini ile ise kanda demirin tutulmasını sağlıyor. A vitamini yönünden zengin süt ayrıca hem bağışıklık sisteminin güçlenmesine ve vücut dokularının normal büyümesine yardımcı oluyor hem de görme yeteneğini destekliyor. İçinde barındırdığı laktoz vücudun enerji ihtiyacını karşılarken, kalsiyum ve fosfor kaslarla kemikleri güçlendiriyor, proteinler ise doku yenilenmesi ve büyüme için gerekli desteği sağlıyor.

Sütaş, Türkiye’deki iyi sütçülük uygulamalarına örnek olan ‘’çiftlikten sofralara’’ entegre iş modeli ile sütün iyiliğini nasıl koruduğunu anlatırken kamuoyunu süt ve süt ürünleri ile ilgili bilinçlendirmeyi hedefliyor.

Sütaş’ın ‘Sütaşkı’ çiftliklerden başlıyor

Sütaş, en iyi sütü, ancak mutlu ineklerin vereceğini biliyor. Türkiye’nin dört bir yanındaki 27.500 süt üreticisinden, sağlıklı yem bitkileri ve Sütaş tesislerinde üretilen doğal yemlerle beslenen mutlu ineklerin sütleri öncelikle çiftliklerde kontrol ediliyor. Sonra soğuk zincirde özel tankerlerle tazeliği korunarak Sütaş üretim tesislerine ulaştırılıyor. Sütler, süt alım laboratuvarında tekrar kontrol ediliyor; hijyeninden, protein, mineral ve yağ oranlarının Sütaş kalite standartlarına uygun olduğundan emin olunuyor.

Sütaş; sütün iyiliği ve bereketini yaymak misyonu doğrultusunda, toplumun sağlıklı beslenmesi ve gelecek nesillerin zihinsel ve bedensel gelişimi için en faydalı, en hesaplı ve en kolay erişilebilen gıda olan süt ve süt ürünlerinin üretim ve tüketimini arttırma bilinciyle, 44 yıldır çalışmalarını sürdürüyor. Her gün üretilen taze ve lezzetli süt ve süt ürünlerini tüm Türkiye’ye soğuk zincir dağıtım bozulmadan ulaştırılıyor.

Türkiye’de her gün 4 milyon Sütaş paketi açılıyor ve her 10 sofranın 8’inde bir Sütaş ürünü bulunuyor. Süt ve süt ürünleri pazarında en yüksek hane halkı erişimine sahip marka olan Sütaş, sütün iyiliğini ve bereketini yaymaya devam ediyor.

Bursa Bölge

DEVA’DAN YASAK KARARINA TEPKİ!

DEVA Partisi Bursa İl Başkanı Tayfun Öztürk, Bursa Valiliği’nin 23 Haziran 2025 tarihinden itibaren 5 gün boyunca il genelinde tüm toplantı, gösteri ve yürüyüşleri yasaklamasına sert tepki gösterdi. Anayasa’nın 34. maddesinde güvence altına alınan toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkının hukuksuz biçimde engellendiğini belirten Öztürk, alınan kararı “toplumun demokratik reflekslerini bastırma girişimi” olarak değerlendirdi. Temmuz ayında zam umuduyla yaşayan emekli ve çalışanların hayal kırıklığına uğradığını dile getiren Öztürk, “Geçim derdiyle boğuşan milyonların sesini kısmak zulümdür” dedi. DEVA Partisi’nin özgürlükleri ve sosyal adaleti savunmaya devam edeceğini vurgulayan Öztürk, tüm yurttaşları bu yasaklara karşı sessiz kalmamaya çağırdı.

Öztürk’ün basın açıklaması şöyle;

“5442 sayılı İl İdaresi Kanunu’nun 11. maddesi ve 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun 17. maddesi gerekçe gösterilerek, 23 Haziran 2025 saat 00.01’den itibaren 5 gün boyunca ilimiz genelinde tüm toplantı, gösteri, yürüyüş ve benzeri demokratik etkinliklerin Valilik kararıyla yasaklandığını üzülerek öğrenmiş bulunuyoruz.

Bu karar, anayasal bir hak olan ifade özgürlüğünü, toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkını fiilen ortadan kaldırmakta; kamu düzeni bahanesiyle toplumun demokratik reflekslerini bastırma girişimi olarak karşımıza çıkmaktadır. Toplumda infial oluşmaması gerekçesiyle alınan bu yasak kararı, aslında infialin bizzat kendisidir. Anayasa’nın 34. maddesi, herkesin önceden izin almaksızın, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkını açıkça güvence altına almıştır.

Bugün yaşadığımız sorunlar; konuşulmayan, bastırılan, susturulan bir toplumun sonucudur. Bu yasaklar, çözüm değil, sorunun büyümesine neden olur. Toplumu suskunluğa mahkûm etmek isteyen bu anlayışa karşı biz, her zaman hukuk çerçevesinde ve demokratik ilkeler doğrultusunda itirazımızı sürdüreceğiz.

DEVA Partisi olarak;

Hukuka aykırı, keyfi ve ölçüsüz yasaklama kararlarını kabul etmiyoruz.

Toplumun sesine kulak verilmesini ve demokratik hakların önünün açılmasını istiyoruz.

Bu tarz kararlarla halkın iradesini susturmak değil, duymak ve anlamak gerekir.

Demokrasiler, yasaklarla değil özgürlüklerle yaşar. Bu karar, sadece siyasi partileri değil, tüm sivil toplumu ve her bir yurttaşımızı doğrudan ilgilendirmektedir. Sessiz kalmak, bu uygulamaların kalıcılaşmasına zemin hazırlamaktır.

Halkın Sesine Kulak Tıkayan Yasakları Kabul Etmiyoruz!

Temmuz ayı, emeklilerimiz ve asgari ücretle geçinmeye çalışan milyonlar için bir umut ayıydı. Hayat pahalılığı karşısında ezilen vatandaşlarımız, zam beklentisiyle adeta nefesini tuttu. Ancak ne yazık ki, bu beklentiler boşa çıktı. Valilik tarafından yapılan açıklama ile Temmuz ayında herhangi bir zam yapılmayacağı ilan edilmiş oldu.

Yetmezmiş gibi, vatandaşlarımızın anayasal hakkı olan toplantı ve gösteri yürüyüşü yapma özgürlüğü de çeşitli gerekçelerle kısıtlanmış, halkın sesini duyurma yolları engellenmiştir. Unutulmamalıdır ki, Anayasa’nın 34. maddesi herkesin, önceden izin almaksızın barışçıl şekilde toplantı ve gösteri düzenleme hakkına sahip olduğunu açıkça belirtmektedir.

DEVA Partisi olarak, halkın meşru taleplerini dile getirmesini engelleyen bu yasakçı tutumu kabul etmiyoruz. Emekliyi, çalışanı, işsizi susturarak sorunları çözüme kavuşturamazsınız. Hak aramak suç değil, demokrasinin vazgeçilmez bir parçasıdır.

Vatandaşlarımızı susturmak yerine, onların sorunlarına kulak verilmesini, çözüm üretilmesini ve ekonomik adaletin sağlanmasını istiyoruz. DEVA Partisi olarak halkımızın yanında, özgürlüklerin ve sosyal adaletin savunucusu olmaya devam edeceğiz.

Maaşlarına zam bekleyen geçinme sıkıntısı çeken Vatandaşlara bu zulüm değil de nedir?

Bursa Bölge

SARIBAL; “AKP’NİN ACELE GASP YASASINA İZİN VERMEYECEĞİZ”

CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, Meclis’te yaptığı basın açıklamasında, AKP’nin TBMM’ye sunduğu ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu’nda görüşülecek olan zeytinlikler başta olmak üzere tarım arazileri, orman alanları ve meralar üzerinde madencilik faaliyetlerine sınırsız yetki tanıyacak yasa teklifine tepki gösterdi. “AKP torbayı açtı, içinden rant, yağma, acele gasp çıktı” diyen Milletvekili Sarıbal, “AKP’nin holding bakanları yetmedi, şimdi de holding vekilleri devreye girdi, binlerce zeytin üreticisini, köylüyü yerinden edecek ve doğal varlıkları, meraları, tarım alanlarını yağmalayacak yeni bir yasa teklifini Meclis’e getirdi. Teklif ile; zeytinliklerin üstüne maden sahası kurulabilecek. Kamulaştırma adı altında halkın malı şirketlere aktarılabilecek. Madencilik faaliyetlerinin tapuda zeytinlik olarak kayıtlı alana denk gelmesi durumunda zeytin ağaçları, başka bir alana taşınacak. ÇED süreçlerini ‘hızlandırma’ bahanesiyle çevre koruma yükümlülüklerini tamamen yok sayan, acele gasp olarak tanımlayabileceğimiz bir anlayış dayatılıyor. Tarım arazileri, ormanlar, meralar bir kalemde maden sahası ilan edilebilecek. Halk bölgeden çıkarılıp başka yerde kiracıya dönüştürülecek. Maden şirketi ruhsat için devlete başvurduğunda 4 ay içerisinde yanıt verilmezse ruhsat onaylanmış sayılacak. Ve bütün bunlar ‘kamu yararı’ yalanıyla yapılacak. Yararı olan varsa o da maden baronları, rant ağaları, ihale avcılarıdır. Teklifin yasalaşması durumunda madencilik faaliyetlerine yönelik ruhsatlandırma süreçleri değiştirilecek” ifadelerini kullandı.

Danıştay yönetmeliği durdurdu, şimdi torba yasa ile geliyorlar

Milletvekili Sarıbal, 1939’da kabul edilen Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanunu’nun, iktidar tarafından yıllardır delik deşik edilmeye çalışıldığını belirterek, “Bu yasa, zeytinliklere 3 kilometre mesafe kuralı getirmişti. Kanun’un 20. Maddesiyle zeytinlik sahalarının daraltılması genel olarak yasaklanmıştır. Ancak, belediye sınırları içinde bulunan zeytinlik sahalarının imar hudutları kapsamına alınması durumunda, altyapı ve sosyal tesisler dahil toplam yapılaşma, zeytinlik alanının yüzde 10’unu geçemez. Bu sınırlama, zeytinliklerin korunmasını sağlamak amacıyla getirilmiştir. Ancak AKP, 2003’ten bu yana bu mesafeyi ortadan kaldırmak ve zeytinlikleri sanayi, enerji ve maden yatırımlarına açmak için 10’dan fazla girişimde bulundu” dedi. AKP’nin yönetmelikler aracılığıyla yasa koymaya çalıştığını vurgulayan Sarıbal, 1 Mart 2022’de çıkarılan maden yönetmeliğiyle zeytinliklerin madenciliğe açılmasının Danıştay kararıyla iptal edildiğini hatırlattı. Ancak şimdi, aynı niyetin yeniden Meclis’e taşındığını ve bu kez yasa değişikliği yoluyla geçirmeye çalışıldığını ifade etti.

Türkiye’ye ithal bir gelecek bırakacaklar

Türkiye’nin 205 milyona yakın zeytin ağacıyla önemli bir üretici olduğunu belirten Sarıbal, “Bu ağaçların ürettiği zeytin ve zeytinyağının değeri binlerce yıla yayılır. Bir yanda köylünün bin yıllık emeği, diğer yanda birkaç patronun 5-10 yıllık karı. Bunu savunmak akıl değil, alenen ihanettir. Bugün halk, litresini 300-500 TL’ye zor alıyor zeytinyağını. Bu yasa geçerse, yarın o zeytinyağını da yurtdışından ithal edeceğiz. Bir gecede köylünün varına yoğuna el koyacaklar. Toprağından çıkarıp kiracı yapacaklar. Türkiye’ye ithal gelecek bırakacaklar” diye konuştu.

“Zımni onay felakettir”

Kanun teklifinde yer alan ve 4 ay içinde cevap verilmeyen başvuruların onaylanmış sayılması anlamına gelen “zımni onay” maddesinin çok ciddi bir risk taşıdığını vurgulayan Sarıbal, bu durumun kamu kurumlarını işlevsizleştireceğini belirtti. Sarıbal sözlerini şu çağrıyla tamamladı: “Bu anlayış, ülkemizin ormanlarını, tarım alanlarını ve tüm korunması gerekli önemli alanlarının hızlıca enerji ve maden projelerine açılması anlamına geliyor. Uygulamada, ilgili kurumların iş yükü veya personel yetersizliği gibi gerekçelerle tepki verememesi zımni onay olarak kabul edilecek. Zeytinliğe, ormana, tarlaya, meraya sahip çıkmak istiyorsak bu talan düzenine karşı topyekûn direnmeliyiz. ‘Zeytinime dokunma’ demek yetmez. Bu yasa, binlerce üreticinin toprağını, halkın yaşam alanlarını, geçimini, geleceğini gasp etme yasasıdır.”

Bursa Bölge

ÖZBEK BASIN HEYETİ BURSA’YA ZİYARET GERÇEKLEŞTİRDİ

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Bursa Bölge Müdürlüğünün koordinasyonunda, Özbekistan Gazeteciler Birliği Fergana Şubesi mensuplarından oluşan heyet, 18-19 Haziran 2025 tarihlerinde Bursa’da bir dizi temas ve ziyaret gerçekleştirdi.

İki kardeş şehir arasında basın ve kültürel iş birliğini güçlendirmeyi amaçlayan program kapsamında heyet, ilk olarak Bursa Hakimiyet Gazetesini ziyaret etti. Ziyarette karşılıklı bilgi ve tecrübe paylaşımı yapıldı. Özbekistan Gazeteciler Birliği Fergana Şubesi Başkanı Muhammadjon Obidov tarafından dile getirilen Fergana Hakikati ve Bursa Hakimiyet Gazeteleri arasında ziyaret sonrası periyodik olarak ortak yazar paylaşımları, karşılıklı haber kullanımları ve ortak kültür dosyaları yayımlanarak münasebetlerin kalıcı hale getirilmesi teklifi müşterek görüş olarak kabul edildi.

Ardından heyet, Bursa Gazeteciler Cemiyeti ve Basın Müzesini ziyaret ederek basın meslek örgütleriyle görüş alışverişinde bulundu. Kurumlar arası anlayış ve iş birliği zeminini geliştirmeye yönelik temaslar kuruldu. Özbekistan Gazeteciler Birliği Fergana Şubesi Başkanı Muhammadjon Obidov’a, Genel Başkanlığını yaptığı Türkiye Gazeteciler Konfederasyonuna ilişkin de bilgi veren Nuri Kolaylı, bünyesinde 9 gazeteciler federasyonu, 87 gazeteciler cemiyeti ve basın meslek kuruluşunu barındıran TGK’nın, Türkiye’nin en üst çatı basın meslek kuruluşu olduğunu kaydetti.

Özbekistanlılar olarak Türkiye’ye yakınlık duyduklarını da sözlerine ekleyen Muhammadjon Obidov, sözlerini şöyle tamamladı: “Türkiye’yi seviyoruz. İşbirliğimizi geliştirmek istiyoruz. Dayanışma içinde olmak istiyoruz. Bizi kabul ederek bu örnek binanızı gezdirdiğiniz ve bizleri ağırladığınız için teşekkür ediyoruz. Az önce gezdiğimiz Basın Müzesi, kütüphane ve konferans salonları örnek olacak hizmetler. Sizleri Özbekistan’da ağırlamaktan mutluluk duyacağız.”

Programın öğle bölümünde Yıldırım Belediye Başkanı ve aynı zamanda Bursa Kültür Turizm ve Tanıtma Birliği Başkanı Oktay Yılmaz’ın ev sahipliğinde bir öğle yemeği gerçekleştirildi.

İletişim Başkanlığı Bursa Bölge Müdürlüğünü ziyaret eden heyete Bölge Müdürü Ali Fuad Gölbaşı tarafından Bölge Müdürlüğünün görev ve sorumlulukları ile yürütülen projeler hakkında bilgi verildi.

Ardından heyetle birlikte Bursa’nın önemli tarihi ve kültürel mekânları olan Emir Sultan Türbesi ve Camisi, Yeşil Türbe ve Cami, Panorama 1326 Bursa Fetih Müzesi, Tophane Meydanı, Ulu Cami ve Hanlar Bölgesi ziyaret edildi.

Özbekistan’da en çok okunan, yediden yetmişe herkesin eserlerinden haberdar olduğu ve Bursa’da ikamet eden Akademisyen/Yazar Prof. Dr. Ahmet Lütfi Kazancı ziyaret edilerek Özbek halkının selam ve muhabbetleri sunuldu; eserleri hakkında söyleşi gerçekleştirildi.

19 Haziran Perşembe sabahı Özbekistan Dostluk Grubu Başkanı Bursa Milletvekili Osman Mesten, İznik Kaymakamı Arif Karaman katılımı ve İznik Belediye Başkanı Kağan Mehmet Usta’nın ev sahipliğinde İznik’te bir kahvaltı programı düzenlendi.

İznik Belediyesinde ağırlanan heyete İznik hakkında bilgi sunuldu. Bilahare Fergana ile benzer çinicilik geleneğini paylaşan İznik’teki çini atölyeleri, Hacı Özbek Camisi, tarihi ve kültürel mekanlar ziyaret edildi.

Görüşmelerde tarihte birçok medeniyete ev sahipliği yapmış olan İznik’in çinicilik geleneği, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı sanatının özelliklerini yansıttığı; benzer şekilde, Özbekistan’ın seramik merkezi olarak bilinen Riştan’ın da Fergana’ya bağlı bir ilçe olduğu; bu müşterek yönlerden hareketle İznik ve Riştan ilçeleri arasında tesis edilecek münasebetlerin güçlendirilmesi ve çok yönlü olarak sürdürülebilir kılınmasının hedeflendiği vurgulandı.

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Bursa Bölge Müdürü Ali Fuad Gölbaşı, Başkanlığımız Uluslararası Medya Çalışma Grubu ve Taşkent Basın Müşavirliğinin öncülüğünde ve Bursa Bölge Müdürlüğünün koordinasyonunda gerçekleştirilen bu programın Türkiye ile Özbekistan arasındaki dostane ilişkilerin yerel düzeyde güçlendirilmesine katkı sağladığını; özellikle medya ve kültürel miras üzerinden kurulan bu temasın iki ülke halkları arasındaki karşılıklı anlayışı pekiştireceğini; münasebetleri daha da derinleştireceğini belirtti.,

Gölbaşı ziyaret vesilesiyle Fergana ve Bursa iki şehir arasındaki münasebetlerin resmi olarak “kardeş şehir” statüsüne kavuşturulması yönünde güçlü bir iradenin ortaya konmuş olduğunu vurguladı.

Heyet, program sonunda İstanbul’a uğurlandı.

Program süresince tercümanlık ve rehberlik hizmetleri Bursa Özbek Öğrenci Birliği tarafından sağlandı.

Ziyaret öncesinde hem Fergana Hakikati hem de Bursa Hakimiyet Gazetelerinde her iki şehrin dinamiklerini yansıtan makaleler yayımlanarak kamuoyu bilgilendirildi.

Söz konusu etkinlik çerçevesinde;