Connect with us

Güncel

“TÜRK MİLLETİNİN EN BÜYÜK ZAFERİ CUMHURİYET’TİR”

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı töreninde dikkat çeken bir konuşma gerçekleştiren Karacabey Kaymakamı Tahsin Kurtbeyoğlu, “Son yıllarda bütün dünyada artan miktarda kendi deyimleri ile ‘kıyamet savaşı’ çıkarabilmek için olağanüstü çaba sarf eden legal yapılar ya da illegal terör örgütlenmelerinin hedefinde şu sıralar “aile müessesi” vardır. Bu sapık ve sapkın zihniyet, gençlerimizi ve evlatlarımızı tamamen ya da düşünce ve inanç boyutuyla öz değerlerinden uzaklaştırarak, ailelerinden koparabilme gayreti içerisindedir. Bunu başardıkları zaman o gençler maalesef sapkın illegal örgütlerin malzemesi, kişinin kendisine ve başkasına zarar vermesi anlamında her türden kötü alışkanlıkların esiri olacaktır. Bu durum ise bir süre sonra yakın zamanda örneğini gördüğümüz gibi kendi halkına silah doğrultabilen, mankurtlaşmış, hiçbir milli manevi değeri kalmamış bir neslinin yeşermesi tehlikesi demektir. Buna asla izin vermemeli ve çok dikkatli olmalıyız.” uyarısı yaptı.

Karacabey’de geçtiğimiz Cuma günü Atatürk Anıtı’na çelenk sunulmasıyla başlayan 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nın 99. yıldönümü kutlamaları, Cumartesi günü de düzenlenen programla devam etti. Törende dikkat çeken bir konuşma gerçekleştiren Kaymakam Tahsin Kurtbeyoğlu, “Her bir ferdimizin aklını, aileyi, nesli ve dilimizi koruması, Cumhuriyetimizin ilelebet muhafaza ve müdafaası için gerekli, hatta zorunludur.” dedi.

Cumhuriyet’imizin kuruluşunun 99. yıl dönümü kutlama programı kapsamında ilk olarak Karacabey Kaymakamı Tahsin Kurtbeyoğlu, ilçe protokolünün tebriklerini kabul etti. Kaymakamlıkta gerçekleşen tebriklerin kabulü sonrası Cumhuriyet Alanı’ndaki törene geçildi. Daha sonra Cumhuriyet Başsavcı Vekili Hidayet Eraslan, protokol üyeleri, siyasi parti temsilcileri, daire amirleri, STK temsilcileri, öğrenci ve vatandaşların katıldığı törende Kaymakam Tahsin Kurtbeyoğlu ile Belediye Başkanı Ali Özkan, öğrencilerin ve halkın bayramını kutladı.

Tören programının sunumunu Karacabey Ortaokulu Türkçe Öğretmenleri Hatice Urgir ve Ali Fuat Tokdemir üstlendi.

Saygı duruşu ve okunan İstiklal Marşı’nın ardından kutlama programında günün anlam ve önemini belirten bir konuşma yapan Kaymakam Tahsin Kurtbeyoğlu, Türkiye’nin muasır medeniyetler seviyesine yükselmesinin başlıca anahtarının çok çalışmak olduğunu vurguladı. Her kelimesi dikkat çeken anlamlı bir konuşmaya imza atan Kaymakam Kurtbeyoğlu, şu ifadelere yer verdi: “Bugün Cumhuriyet’imizin ilanının 99. yılını gururla ve büyük bir sevinçle kutluyoruz. Cumhuriyet’in ilan edildiği 29 Ekim 1923 günü aynı zamanda tarih boyunca birçok cihan devleti kurmuş olan Türk milletinin hür ve bağımsız yaşama savaşını da zaferle noktalamasını ifade etmektedir. “Bağımsızlık benim karakterimdir” diyen Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün liderliğinde, hakkında tarih sahnesinden çekilmekten başka çaresinin kalmadığı, esaret altına alınması gerektiğine karar verilen Türk milleti büyüklüğünü bir kez daha bütün dünyaya göstermiş, dönemin bütün emperyal güçlerine acı bir yenilgi tattırmıştır. Her türlü iç ve dış engele rağmen hürriyetini kaybetmeme mücadelesi veren Türk milleti, kazandığı zaferini Cumhuriyet rejimi ile taçlandırmıştır.

Kısaca halkın kendi kendini yönetmesi olarak tanımlanan Cumhuriyet’in aynı zamanda demokrasi ve hukuk içerisinde, insan haklarına dayalı bir adalet anlayışını benimsemiş olduğunu da unutmamalıyız. Adalet anlayışı herkes için fırsat eşitliğini hakka ve hukuka mutlak uygunluğu ve hiçbir kişi, aile, zümre, sınıf anlayış veya ayrıcalık tanınmamasını da gerektirir. Esasen adalet, adeta bir denge kanunu içerisinde her şeyin yerli yerinde olması anlamındadır. Bu sebeple her bir fert bütün canlı ve cansız varlıklara karşı adalet ve iyilik içerisinde olmak, ayrımcılık, kötülük ve çirkinliklerden uzak olmak zorundadır. İşte Cumhuriyet’imizin dayandığı bu temelleri korumak ve gerçekleştirmek hepimizin ortak hedefi olmalıdır.

Bilindiği üzere önümüzdeki yıl Cumhuriyet’imizin 100. yılıdır. Hepimiz gerek öncesi, gerek milli mücadele yılları ve gerekse bugüne kadar olan süreci iyi değerlendirmek, anlamak ve çocuklarımıza doğru şekilde anlatmak durumundayız. Zira Atatürk’ün geleceğimizi emanet ettiği gençlerimizi iyi eğitemez, milli şuur veremez isek, emaneti korumak güçleşecektir. Çocuklarımız mutlaka yüksek standartta bir eğitim almış, aklının kıymetini bilen ve doğru şekilde kullanan, gelişmeyi hedef alan, eleştirel düşünceye sahip, özgüveni yüksek, her daim üretimi düşünen, ahlaklı, adaleti içselleştirmiş, özgür düşünceli, açık fikirli, milli manevi değerlere sahip, saygı ve sevgiyi özümsemiş, kendini rahatça ifade edebilen bireyler olmalılar ki Cumhuriyet’imiz de emin ellerde olsun.

Çok önemli olduğunu düşündüğüm bir konuya dikkatinizi çekmek isterim. Son yıllarda bütün dünyada artan miktarda kendi deyimleri ile ‘kıyamet savaşı’ çıkarabilmek için olağanüstü çaba sarf eden legal yapılar ya da illegal terör örgütlenmeleri, ahlakı ve nesli bozmaya çalışarak sapık ve sapkın yapılanmalarla birlikte hedeflerine aileyi almışlar, aile müessesini yok etmeye çalışmaktadırlar.

Bu amaçla evlatlarımızı tamamen ya da düşünce ve inanç boyutuyla öz değerlerinden uzaklaştırarak, ailelerinden koparabilme gayreti içerisindedirler. Bunu başardıkları zaman o gençler maalesef sapkın illegal örgütlerin malzemesi, kişinin kendisine ve başkasına zarar vermesi anlamında her türden kötü alışkanlıkların esiri olacaktır. Bu durum ise bir süre sonra yakın zamanda örneğini gördüğümüz gibi kendi halkına silah doğrultabilen, mankurtlaşmış, hiçbir milli manevi değeri kalmamış bir neslinin yeşermesi tehlikesi demektir. Hem Türk milletinin, hem de Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceğini tehlikeye düşürecek olan bu hallerle karşılaşmamak adına ailemize, çocuklarımıza sahip çıkmamız elzemdir. Zira bir milleti, bir medeniyeti yok etmenin, bir devleti diz çöktürerek yıkmanın yolu önce aileyi ve eğitimi bozmak, genç nesli milli manevi değerlerden uzaklaştırmak, sonra da öz ve milli değerleri değersizleştirmekten geçmektedir. O halde aileyi korurken çocuklarımızın doğru ve iyi eğitim almalarını temin etmek, her türlü toplumsal değerlerimizin itibarsızlaştırılmasına müsaade etmemek son derece büyük önem arz etmektedir. Bu minvalde kendi tarihimizi ve yaşadığımız coğrafyanın nasıl vatan kılındığını da iyi anlamalıyız. Aksi takdirde geleceğimizi bilinmeyen karanlıklara sürüklenmeye bırakmış oluruz. Unutulmamalı ki tıpkı çevre gibi atalarımızdan miras kalan topraklarımız yani vatanımız, devletimiz, değerlerimiz bizden sonra gelecek nesillerin bizden alacaklarıdır.

Bir başka önem ve ciddiyetle korumamız gereken şey de dilimiz, Türkçe’mizdir. Dilin bozulması sadece yabancı kelime işgali ile değil, esasın değiştirilmesi, harf, hece ve anlamlarının kasıtla değiştirilmesi, hatta değersizleştirilmesi gayretleri tam anlamıyla milletimizin ve devletimizin varlığına kastedilmesi anlamına taşımaktadır. Zira biz biliyoruz ki dilini kaybeden milletler ve toplumlar, benliklerin de kaybetmiş, başkalaşmışlardır. Bütün bunları bilerek ve görerek her bir ferdimizin aklını, aileyi, nesli ve dilimizi koruması, Cumhuriyetimizin ilelebet muhafaza ve müdafaası için gerekli hatta zorunludur. Sağlam temellere dayanan bir devletin olmayışı, birlik ve beraberliğin bulunmayışı, demokratik olgunluk ve farklılıklar içinde birliğin temin edilememiş olması hallerinde özellikle öz değerlerine sahip çıkamayan milletlerin ne kadar aciz ve zor durumlara düştüklerini yakın coğrafyamıza bakarak bile görmek mümkündür.

İşte bu sebeple Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün emaneti Cumhuriyet’imize sahip çıkmak, sımsıkı sarılmak, farklı düşüncelere sahip olsak dahi Türkiye Cumhuriyeti’ni korumak ve yaşatmak, ortak faydada hiçbir ayrı gayrımızın olmaması elzemdir. Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları başta olmak üzere, aziz şehitlerimizi, gazilerimizi rahmet ve minnetle anıyorum. İlelebet payidar olacağından hiç şüphe duymadığım Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesine, demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti olma özelliklerine, demokrasi ve insan haklarına bağlılığına, bir ve bütün olarak varlığına, güven ve huzur içerisinde birlik ve beraberlikle mutlu bir gelecek içinde olacağımıza olan inançla Cumhuriyet Bayramı’nızı kutluyor, saygılarımı sunuyorum.”

Daha sonra Karacabeyli Halk Şairi Süleyman Yücekaya, Karacabey Ortaokulu Öğrencisi Talha Kocaboz ve Karacabey Ortaokulu Öğrencisi Elif Zehra Acar’ın okudukları duygu yüklü şiirler büyük alkış aldı. Ardından da Halk Eğitimi Merkezi Müdürlüğü folklor ekibinin gösterileri beğeniyle izlendi.

Yanı sıra, İlçe Gençlik ve Spor Müdürlüğü Güreş Antrenörü Ali Varol öncülüğünde Karacabey Belediyesi Güreş Takımı’nın sergilediği jimnastik gösterileri görülmeye değerdi.

İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından okullarda düzenlenen, “Cumhuriyet” konulu resim, şiir ve kompozisyon yarışmalarında dereceye giren öğrenciler Kaymakam Tahsin Kurtbeyoğlu, Belediye Başkanı Ali Özkan ve Cumhuriyet Başsavcı Vekili Hidayet Eraslan tarafından ödülle onurlandırıldı. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamaları, İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Okul Sporlarından Sorumlu Beden Eğitimi Öğretmeni Mustafa Ekicioğlu yönetiminde tüm okulların geçit töreninin ardından sona erdi.

Continue Reading
Click to comment

Warning: Undefined variable $user_ID in /home/u2093656/public_html/wp-content/themes/zox-news/comments.php on line 49

You must be logged in to post a comment Login

Leave a Reply

Politika

ŞEFFAFLIKTAN UZAK HİÇBİR SÜRECİN İÇİNDE OLMAYACAĞIZ

Geçtiğimiz günlerde yapılan Karacabey Belediye Meclis toplantısında “taşınmazların satışı” maddesinde ret oyu veren CHP, gündem ile ilgili bir açıklama yaptı. CHP Karacabey İlçe Başkanı Mustafa Utku, yazılı bir basın açıklaması yayımlayarak, CHP Grup Sözcüsü Gökhan Cingil’in söylediklerinin arkasında olduklarını belirten İlçe Başkanı Mustafa Utku, şeffaflıktan uzak hiçbir sürecin içinde yer almayacaklarını vurguladı.

Utku, açıklamasında şu ifadeleri kullandı:“Çarşamba günü yapılan Karacabey Belediye Meclis toplantısında, arsa satışlarıyla ilgili CHP Grup Sözcümüz Gökhan Cingil’in açıklamaları son derece açık ve nettir. Ancak, hâlâ anlaşılmayan bir durum varsa, bir kez daha altını çiziyoruz: Biz, vatandaşlarımızın ve diğer paydaşların ikna olmadığı, şeffaflıktan uzak hiçbir sürecin içinde olmayacağız. Karacabey halkının menfaatlerini her şeyin üstünde tutuyor, siyasetimizi bu ilke doğrultusunda şekillendiriyoruz.”

Açıklamanın devamında, sosyal medya üzerinden oluşturulmaya çalışılan algıya da açıklık getiren Utku, ret oyunun nedenini şu şekilde dile getirdi.

“Oylamaya konu olan ret kararı, birkaç gün içerisinde hazırlanan, yeterli fizibilite çalışması yapılmadan ve amatörce sunulan, toplam bedeli 1 milyarı bulan projelere yönelik değildir. Bahsi geçen arazilerin satışına yöneliktir. Açıkça ifade etmek gerekirse, bu arazilerin tamamı satılsa bile söz konusu projelerin gerçekleşmesi mümkün değildir. Ayrıca, geçtiğimiz ay yapılan meclis toplantısında SGK binasının olduğu arsanın kullanımına dair desteğimizi açıkça ortaya koymuştuk. Ancak, bu kararın kamu kuruluşunda olan arsanın kullanımını kapsadığını, diğer yerlerde ise daha geniş katılımlı bir sürecin yürütülmesi gerektiğini vurgulamıştık.”

Utku, Karacabey siyasetinde süregelen kısır tartışmalara katılmayacaklarını belirterek, halkın gerçek sorunlarına odaklandıklarını belirtti. Şu sözlerle açıklamasını tamamladı:

“Karacabey halkı, derin bir ekonomik krizle mücadele ederken, işsizlik her geçen gün artarken, gençlerimiz gelecek umudunu yitirirken, çiftçimiz ve esnafımız ayakta kalma mücadelesi verirken bizden hamasi söylemler bekleyenlere açıkça söylüyoruz: Bizim önceliğimiz halkımızın gerçek sorunlarıdır. Türkiye’nin içindeki siyasi ve ekonomik çıkmaz ortadayken, ülkemizin acil bir seçim ihtiyacı varken, kişisel çekişmelerle veya siyasi polemiklerle vakit kaybetmeye niyetimiz yok. Karacabey’in ve ülkemizin geleceği için sorumluluk bilinciyle hareket edecek, vatandaşlarımızın hakkını savunmaya devam edeceğiz. Mücadelemiz Karacabey için, mücadelemiz Türkiye için!”

Continue Reading

Yerel

ENERJİ VE NAKİL KABLOSU HIRSIZLIĞI ÇETESİ’NE AĞIR DARBE!

Bursa İl Jandarma Komutanlığı Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ve Jandarma Suç Araştırma Timi (JASAT) ile diğer birimlerin yapmış olduğu operasyonla; “Enerji ve Nakil Kablosu Hırsızlığı” yapan Türkiye’nin 1 numaralı çetesine ağır darbe indirilirken, 22 kişi gözaltına alındı.

Bursa İl Jandarma Komutanlığı’nın organize ettiği geniş çaplı operasyonla, enerji ve nakil kablosu hırsızlığı yapan çeteye ağır bir darbe indirildi. Ülke genelinde faaliyet gösteren bu çete, hem Karacabey’de hem de Bursa’nın diğer ilçelerinde ve illerde birçok hırsızlığa karışmıştı. Operasyonda 22 kişi gözaltına alındı, ancak bu çeteden daha önce alınan ve şu anda cezaevinde olan üyeler de bulunuyordu.

Karacabey Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturmada, zanlılar ifadelerinin ardından mahkemeye sevk edildi. Karacabey’de bilinen 20.000 metre kablo hırsızlığı, bu çetenin faaliyetlerinin sadece bir parçasıydı. Söz konusu çetenin Bilecik, Yalova, Balıkesir, İzmir, Manisa, Muğla, Eskişehir, Afyon, Samsun ve Kütahya gibi illerde de hırsızlık olaylarına karıştıkları öğrenildi.

Operasyon farklı illerde eş zamanlı olarak düzenlendi ve çok sayıda hırsızlık olayına karışan bu çetenin faaliyetlerine son verilmesi hedeflendi. Bursa İl Jandarma Komutanlığı’nın Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ve Karacabey Jandarma Suç Araştırma Timi (JASAT) ile diğer birçok birimin iş birliği ile başarılı bir şekilde yürütülen operasyon, çetenin profesyonel bir şekilde çalıştığı ve kablo hırsızlığı işinde bir numara olduğu ortaya çıktı.

Continue Reading

Ekonomi

İSTİHDAMDA DÜŞÜŞ BEKLENİYOR

Bursa Sanayicileri ve İşinsanları Derneği (BUSİAD), Bursa ekonomisinin nabzını tutmak adına üyeleri nezdinde Ocak 2025’te gerçekleştirdiği, BUSİAD İktisadi Yönelim Anketi’nin sonuçlarını açıkladı.

Bursa Uludağ Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Metin Özdemir’in katkılarıyla gerçekleştirilen çalışmada, katılımcıların yanıtları enflasyonda olumlu bir beklentiyi, ihracat ve istihdam da ise azalışı öne çıkarıyor.

Türkiye ekonomisinde, 2024 yılı son çeyreğinden itibaren daha belirgin hale gelen dezenflasyon sürecinin 2025 yılında somut meyvelerinin alınması arzulanmaktadır. 2025 yılı başında, para politikasında gevşeme seyrine rağmen finansal koşulların görece sıkılığının korunacağı ve büyümenin, potansiyelin altında olsa da süreceği bir makroekonomik görünüm beklenmektedir.

Bununla birlikte, politika faiz indirimin sürecinin seyri, maliye politikasının vereceği katkı ve Trump döneminin belirsizliklerinin doğuracağı etkilerin izlenmesi gerekmektedir.

Ocak 2025 (2024 4. Çeyrek) BUSİAD İktisadi Yönelim Anketine verilen yanıtlar bir önceki çeyreğe göre daha belirgin ve Türkiye ekonomisi ile (görece) örtüşen sinyaller vermektedir.

Firmaların üretim ve yatırım görünümlerindeki zayıf seyir istihdam kararlarına da yansımıştır. Ankete verilen yanıtlar firmaların yılın ilk çeyreğinde faiz oranlarında indirimlerin süreceği beklentisi içinde olduklarını yansıtmaktadır. Bu çerçevede ankete verilen yanıtların bir önceki çeyreğe göre değişimi, toplulaştırılmış halde aşağıda sunulmaktadır;

İstihdam

Ankete katılan tüm firmaların mevcut ekonomik koşullardaki görünümünün, bir önceki çeyreğe göre yatay bir seyir izlediği gözlenmektedir. Firmalar gelecek altı aylık süre içinde mevcut görünümlerinin süreceğini değerlendirmektedir. Bu seyir, önümüzdeki üç ay içinde bir önceki çeyreğe göre üretim hacimlerinde değişim olmayacağı beklentisiyle de yansıtılmıştır. Ankete katılan tüm firmalar, önümüzdeki üç ayda istihdam düzeyinde bir önceki çeyreğe göre ortalama olarak olumsuz yönde bir değişim beklemektedir. Ayrıca, önümüzdeki 6 ay boyunca ücretlere ilişkin maliyetlerde yukarı yönlü bir değişim beklenmektedir. Ankete katılan tüm firmalar açısından gelecek 12 ayda, geçmiş 12 aya kıyasla makine-teçhizat yatırımlarının bir önceki çeyreğe göre ortalama olarak iyileşme yönünde değişim gösterdiği gözlenmektedir. Aynı dönem için bina-tesis yatırım harcamalarında bir önceki çeyreğe göre ortalama olarak artış yönünde bir değişim beklenirken, imalat sanayi açısından söz konusu eğilimin bir önceki çeyreğe göre olumsuz bir eğilim sergilediği gözlenmektedir.

İhracatta düşüş beklentisi

İhracat yapan firmalar, gelecek üç aya ait ihracat siparişlerinin bir önceki çeyreğe göre ortalama olarak azalış yönünde bir değişim göstermesini beklemektedir. Değişim imalat sanayinde daha güçlüdür. Ankete katılan firmaların faiz riskinde belirgin bir biçimde azalış gözlenmektedir. Ortalama olarak faiz riski, bir önceki çeyreğe göre imalat sanayi için önemli ölçüde düşüş sergilemiştir. Yanı sıra firmaların finansman ihtiyacının da bir önceki çeyreğe göre azaldığı izlenmektedir. Firmaların bir önceki çeyreğe göre ortalama olarak kur risklerinde de azalış olduğu görülmektedir. Ankete katılan tüm firmaların gelecek üç aylık dönemde TL cinsi kredi faiz oranına ilişkin beklentisinin önemli ölçüde aşağı yönlü olduğu görülmektedir.

Maliyetler artacak

Ankete katılan tüm firmalar itibariyle, döviz kurundaki değişimlerin satış fiyatlarını etkileme hızı ağırlıklı olarak 0-3 ay arasında gerçekleşirken, tüm firmalar için bir önceki çeyreğe göre ortalama olarak hızın önemli ölçüde güçlendiği gözlenmektedir. Ankete katılan firmalar gelecek 3 ayda ortalama birim maliyetlerinin artmasını beklerken, söz konusu beklenti bir önceki çeyreğe göre belirginleşmiştir. Firmalar gelecek 3 aya ilişkin satış fiyatlarının bir önceki çeyreğe göre önemli ölçüde yukarı yönlü değişmesini beklemektedir. Firmaların yıl sonu yıllık üretici fiyatları enflasyonu beklentisi, bir önceki çeyreğe göre ortalama olarak önemli ölçüde azalış yönünde değişim göstermiştir. Birim maliyetlerindeki artış beklentisi, satış fiyatlarında beklenen yukarı yönlü değişim ve üretimdeki zayıf görünümün dezenflasyonun arz yönlü dinamikleri açısından doğuracağı sonuçlar önümüzdeki dönemde dikkatle izlenmelidir.

Öte yandan enflasyondaki gerilemenin firmaların bekleyişlerine kalıcı olarak yansımaya başladığı anlaşılmaktadır.

“İhracatı artırmak zorundayız”

Anket sonuçlarını değerlendiren BUSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Buğra Küçükkayalar, ekonominin yükselen ateşinin düşürülme çabalarının etkisini göstermeye başladığını ifade ederken, “Faizlerde 2025 yılı boyunca düşüş olacağına yönelik bir beklenti oluştu. Bu olumlu havanın, finansa ulaşma açısından da olumlu seyrini görmeyi arzuluyoruz. Üreterek, istihdamı ve ihracatı artırmak zorundayız. Türkiye’nin rahatlaması için ihracat yapması şarttır. Bunun için de gereken her türlü destek verilmeli, yeni ihracat alanları açılmalıdır. Bunlar yapılırken orta gelir tuzağından çıkaracak yeni yollar da paralel olarak planlanmalıdır” dedi. Küçükkayalar ankete yanıt veren BUSİAD üyesi firmalara da teşekkür etti.

Continue Reading

Trending