Connect with us

Güncel

“MAZLUMLARIN SÖZCÜSÜ OLMAK İNSANLIK GÖREVİMİZDİR”

Kum Tanesi Derneği Başkanı Saim Bayram, Doğu Türkistan’daki soykırıma dikkat çekti.

Karacabey’de ‘yardımlaşma ve dayanışma’ vurgusuyla 5 yıldır faaliyetini sürdüren Kum Tanesi Derneği, Doğu Türkistan’daki soydaşlarımıza yapılan vahşete dikkat çekmek adına önceki akşam basın açıklaması düzenledi. “Mazlumların sesi olmak insanlık görevimizdir” diyen Kum Tanesi Derneği Başkanı Saim Bayram, Çin Hükümeti’nin insanlık dışı uygulamalarına son vermesi gerektiğini vurguladı.

Karacabey Kum Tanesi Derneği’nin dernek binasında gerçekleştirdiği basın açıklamasına Karacabey İHH Temsilciliği, Anadolu Gençlik Derneği ve Tasavvuf Musikisi ve Çevreyi Geliştirme Derneği de katılımlarıyla destek verdi.

Kum Tanesi Derneği Başkanı Saim Bayram, açıklamasında dikkat çeken şu görüşlere yer verdi: “Bilindiği üzere Doğu Türkistan 1949 yılından bu yana Çin‘in işgali altındadır. 1884 yılından beri Çin hükümeti nazarında bölgeyi Doğu Türkistan olarak tanımlamak ayrılıkçılık olarak kabul edilmiştir ve bu suçtur. Ancak 6. yüzyılda Göktürk Kağanlığı’nın kurulduğu bölge 6 milyon km2 ve Türklerin ilk ana vatanıdır. Sonrasında 8. ve 9. yüzyıllarda Uygur Kağanlığı’na, 13. yüzyılda Karahanlı Kağanlığı’na vatan oldu. Karahanlılar, maveraünnehirde 840 yılından 1212 yılına kadar hüküm sürdü.

Bu gün Özbekistan, Tacikistan, Türkmenistan, Kazakistan ve Doğu Türkistan’ı kapsayan coğrafya eski adıyla Türkistan coğrafyasıdır. Türkistan coğrafyası 6 milyon km2 yüzölçümüne sahiptir. Bu bölge geniş tarım havzalarına, petrol, kömür, tuz, doğalgaz, Uranyum, demir, altın ve volfram gibi stratejik yeraltı kaynaklarına sahiptir. Çin’in tamamında kullanılan 148 çeşit madenin 118’i Doğu Türkistan’da çıkmaktadır. Dahası Doğu Türkistan, Çin’in dünyaya açılan tek karayolu kapısıdır.

Bu coğrafya bizim köklerimizin bağlı olduğu ve bize yüzyıllarca ışık tutmuş alim ve bilim adamlarının yaşadığı bir coğrafyadır. Öyle ki İmam Maturidi (Mezhep imamı), İmam Buhari (hadis yazarı), Nesai (Hadisçi), ünlü mütefekkirlerden Yusuf Hashacip, Abdülgazi Bedirhan, Mahdumkuli, Musa Aybek, Cengiz Aymatov da 13. yüzyıla kadar bir bütün olan Türkistan coğrafyasında yetişmiştir. Ayrıca Frabi (Gök bilimci, mantıkçı ve siyaset bilimcisi), Buruni (Matematik, Fizik, Kimya, Geometri, Astronomi) , İbni Sina (tıp ve astronomi) , Harzemi (Matematik, Gökbilimi, Algoritma, Coğrafya), Kaşgarlı Mahmut (dil bilimci) hep bu coğrafyadan çıkmıştır.

İşte bugün bu coğrafyanın bir parçası olan bize göre Doğu Türkistan’da, -Çin zalimine göre Şincan (Çince’de son sınır anlamına gelir)- Çin zulmü artarak devam ediyor. Ye’cüc ve Me’cüc misali dünyayı kasıp kavurmaya and içmiş Çinliler, Doğu Türkistan’daki Uygurlu kardeşlerimizi vatanlarından atmak ya da köleleştirmek, ya da Çinlileştirmek istiyor. Bazen Urumçi’de (Doğu Türkistan’ın başkenti)  yaptığı katliamlar gibi katliamlar yapıyorlar. Daha birkaç ay önce kapılarını dışarıdan kilitlediği bir sitede çıkan yangın sebebiyle kardeşlerimiz dışarı çıkamamış, komşu apartmanlardakiler de kilitli olduğundan müdahale edememiş, göz göre göre yanarak can vermişlerdir.

Gerek Birleşmiş Milletler Yüksek Komiserliği müfettiş raporlarına göre Çin’in Uygurlara soykırım yaptığı 43 ülke tarafından kabul edilmesine, gerekse Doğu Türkistan’dan kaçıp kurtulan Uygurlu kardeşlerimizin ifadelerine göre bizler biliyoruz ki Çin, Doğu Türkistan’da resmen soykırım yapmaktadır.

Yılardır özellikle son 5 yıldır gerek sosyal medyada, gerekse Doğu Türkistan’lı kardeşlerimiz uluslararası platformlarda meselenin iç yüzünü hiç yılmadan, yorulmadan anlatmaya çalışıyor. Ülkemizde ve Endonezya, Malezya gibi bazı ülkelerde hükümet yetkilileri düzeyinde yapılan çalışmaları boşa çıkarmak, yapılan tüm çalışmaların ortaya koyduğu soykırımı örtbas etmek, Doğu Türkistanlı kardeşlerimizi itibarsızlaştırmak için; başını Birleşik Arap Emirlikleri’nin çektiği Müslüman Topluluklar Konseyi’nin birtakım üyeleri, geçtiğimiz günlerde bölgeye gitmiş, Çinli yetkililerin izni kadar bir gezi yaptıktan sonra Uygurlu gençleri ve Doğu Türkistan halkını terörist olarak nitelemiştir. Bu kabul edilebilir bir durum değildir.

Çünkü bu gezi bir senaryodur. Gezi sonrası yapılan açıklamalar da senaryodur. Eğer Çin iddialarında samimi ise bölgeyi serbest dolaşıma açsın ya da Doğu Türkistanlı STK’lardan oluşturulacak bir heyetin can güvenliğini garanti etsin ve onların mihmandarlığında tarafsız bir heyet  Doğu Türkistan’da incelemeler gerçekleştirsin. Kampların tamamını ziyarete açık hale getirsin. Bölgede yaşayanlarla haberleşme imkanı verilsin. Bölgedeki satılmışlardan değil, zulme uğrayan mazlumlardan bilgi almamıza müsaade etsin.

Neredeyse 100 yıldan fazla İsrail’in Filistin’de yaptığı katliamları umursamayan, hatta neredeyse İsrail katillerine madalya takacak halde olan Arap dünyasının sözde temsilcilerine buradan sesleniyoruz!

Sizler Müslümanların temsilcileri olamazsınız! Kendi kendinize temsilcilik yakıştırması yaparak insanları kandırmayın. Kimden, hangi Müslüman topluluktan yetki aldınız? Siyonist İsrail ile Çin aynı tezgahın iki satıcısıdır. İnsanlığa kan ve gözyaşından başka bir şey vermemişlerdir. Müslüman Topluluklar Konseyi’ni bu iftira dolu açıklamaları sebebiyle şiddetle kınıyoruz. Müslüman Uygurlu kardeşlerimizin haklı davasını asla itibarsızlaştıramayacaksınız. Var olduğumuz sürece yapmak istediğiniz ihaneti daima yüzünüze vuracak, her platformda anlatacağız. Yaptıklarınıza ve yapacaklarınıza asla sessiz kalmayacağız. Allah’ın laneti zalimlerin ve onların sözcülerinin üzerine olsun!”

Continue Reading
Click to comment

Warning: Undefined variable $user_ID in /home/u2093656/public_html/wp-content/themes/zox-news/comments.php on line 49

You must be logged in to post a comment Login

Leave a Reply

Güncel

10 OCAK’TA BİZLERİ ONURLANDIRAN HERKESE TEŞEKKÜRLER!

10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’müzde gerek ziyaretlerle, gerek telefon, mesaj ve sosyal medya yoluyla ve gerekse de çiçek göndererek bu anlamlı günümüzü kutlayan Karacabeyliler, bizleri yine yalnız bırakmadı. YÖREM Gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Sercan Can, “10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü”müzü kutlayarak bizleri onurlandıran herkese teşekkür ediyoruz.” dedi.

10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü dolayısıyla; Belediye Başkanı Fatih Karabatı, Basın İlan Kurumu Bölge Müdürü Osman Başeğmez, Belediye Başkan Yardımcıları Bora Akın ve A. Celal Gürer, Belediye Yazı İşleri Müdürü Nurullah İlhan, Mustafa Utku başkanlığındaki CHP İlçe Örgütü, Zeynel Abidin Koçak başkanlığındaki Saadet Partisi Teşkilatı, Memleket Partisi İl Yöneticisi Güven Gürkan Salıkoç, Memleket Partisi İlçe Başkanı Buket Sarıbal, DEVA Partisi İlçe Sekreteri Ozan İneç, S.S. Balıkesir Bursa Pancar Ekicileri Kooperatifi Başkanı Hasan Karahasanoğlu, Türk Metal Sendikası Temsilcisi Taner Bektaş, duayen siyasetçi İlyas Çelebi, Üretici Sinan Çiftçi ve eski meslektaşlarımızdan Yasemin Uysal, gazetemizi bizzat ziyaret ederek iyi dileklerini iletti.

Yanı sıra, Gültekin Saygısever başkanlığındaki AK Parti İlçe yöneticileri 10 Ocak sabahı ilçe basınıyla kahvaltıda buluştu, ardından da pasta keserek anlamlı günümüzü kutladı.

10 Ocak akşamında ise Ahat Şanlı başkanlığındaki MHP ilçe yönetimi de ilçe bası ile Ella Park’ta bir araya gelerek, Karacabey’e ve siyasete dair keyifli bir sohbet gerçekleştirdi. Görüşmeye daha sonra Yeniden Refah Partisi İlçe Başkanı Adem Tosun da gelerek, gazetecilerin anlamlı gününü kutladı.

Ayrıca; Vahit Can Demir başkanlığındaki Zafer Partisi, Erol Yıldırım başkanlığındaki Muhtarlar Derneği, Hüseyin Süzen başkanlığındaki Taşıyıcılar Kooperatifi, Bektaş İnşaat ve iş insanı İsmail Yozgat da gönderdikleri çiçek jestiyle bu özel günümüzü kutladı.

Basın emekçilerinin kutsal bir görevi yerine getirmeye çalıştıklarını ifade eden YÖREM Gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Sercan Can, “Belki de en zor mesleklerden birini icra etmeye çabalıyoruz. Son yıllarda yaşanan ekonomik sıkıntıları da göz önüne aldığımızda işimizin zor olduğunun farkındayız. Bazı kişileri yeri geldiğinde övdüğümüz gibi, yeri geldiğinde de eleştiriyoruz. Her ne kadar bu konuda bazı yaptırımlarla karşı karşıya kalsak da işimizi en iyi şekilde yapmaya çaba gösteriyoruz. Toplum adına olması gereken budur. Karacabey halkının sesi olmaya gayret gösteriyoruz. Tek isteğimiz ilçemizin yaşanılabilir olması ve herkesin görevini layıkıyla yapmasıdır. İlçemizde basına ve basın emekçilerine karşı büyük bir saygı ve ilginin olduğunu biliyoruz. Bu da bizlerin işimizi daha severek yapmasına vesile oluyor. Çünkü gazetecinin olmadığı bir toplumda gerçekler çoğu zaman gizli kalır. Anlamlı günümüzde bu yıl da bizleri unutmayarak iyi dileklerini paylaşan herkese bir kez daha teşekkürlerimi sunuyorum.

Yörem Ailesi doğru yoldan şaşmayarak, kalemini satmayarak, tarafsız habercilik ilkesinden taviz vermeyerek ve halkın sesi olarak çalışmalarını en iyi şekilde sürdürecektir.” diye konuştu.

Continue Reading

Güncel

SEVİLEN EĞİTİMCİ SON YOLCULUĞUNA UĞURLANDI

Karacabey’in sevilen eğitimcilerinden Fahrettin Günhan (83), geçtiğimiz Çarşamba günü yaşama veda etti. Mesleğine ve öğrencilerine olan sevgisiyle bilinen Günhan’ın vefatı ilçede büyük üzüntüyle karşılandı. İlköğretimini Gönü Köyü’nde, ortaokulu Karacabey’de ve lise eğitimini Bursa Erkek Lisesi’nde tamamlayan Günhan, 1963 yılında Bursa Eğitim Enstitüsü’nden mezun olduktan sonra Karacabey’de başladığı 30 yıllık meslek hayatını Fizik-Matematik öğretmenliği, müdür yardımcılığı ve müdürlük görevlerinde bulunduktan sonra yine Karacabey Lisesi’nde sonlandırdı.

Girişimci ruhuyla sahip olduğu Yükseliş Öğrenci Yurdu’nda Karacabey dışından gelerek ortaokul ve lise eğitimi almak isteyen birçok öğrenciye fırsat yaratan Fahrettin Günhan, 64 yıllık eşi Necla Günhan ile birlikte Karacabey’den hiç kopmadı. Geçtiğimiz hafta Çarşamba günü yaşama veda eden Günhan, ikindi sonrası Ulu Camii’nde kılınan cenaze namazının ardından sevenlerinin gözyaşları arasında Gönü Köyü Mezarlığı’na defnedildi.

Continue Reading

Güncel

GÜLE GÜLE

Hasan Çamoğlu

Ulu Camii tıklım tıklımdı. Çoğu da öğrenciydi. Ne var ki, bu öğrenciler bildiğiniz çocuklar, gençler değildi. Her biri saçı sakalı ağarmış, torun tombalak sahibi olmuş gençlerdi (!)

Öğretmenlerine son görevlerini yapıyorlardı.

İmamın helallik çağrısına cemaatin canı gönülden “Helal olsun!” sözleri o’nun en büyük ödülü olmalıydı.

Güle güle arkadaşım.

Köyden Kente Göç

Bir türküde,

Emmioğlunun yasına gidildi.

Bir türküde,

Fadime’nin düğününde halay çekildi.

Bir türküde,

“Buralarda ağaçları kesmişler

Yerlerine taş duvarlar örmüşler.” derken Türkiye’nin fotoğrafı çekildi.

Ferdi Tayfur, bir dönemi -köyden kente göçü- anlatıyordu bu türkülerinde.

O günlerde yatağını yorganını yükleyen yurdum insanı büyük kentlerin çeperlerinde soluğu alıyorlardı.

Mantar gibi biten gecekondular hazine arazilerinin yeni sahipleriydi.

Ancak mafya ve gecekondu ağaları onların tepesindeydiler.

Ne var ki üniversite öğrencileri onları yalnız bırakmadılar. Gelenler zaten onların aileleri değil miydi?

Ve o gençler sadece mafyayı uzaklaştırmakla kalmadılar. Tulum giydiler, harç kardılar, duvar ördüler.

Ve ondandır ki bu mahallelerin adı Kurtuluş Mahalleleri oldu.

Yetkililere…

Bulunduğum sokakta (Esentepe Mh. 224Sk) araçların hızını kesecek bariyerler konulmasının hayati önem taşıdığını belirtmek istiyorum.

Saygılarımla.

Continue Reading

Trending

Copyright © 2025 Karacabey Yörem Gazetesi. Developed & Designed by Uxijen.