DEVA Partisi İlçe Başkanı Şaban Önen, Belediye Başkanı Ali Özkan’ın 10 yılını değerlendirdi:
Demokrasi ve Atılım Partisi Karacabey İlçe Başkanı Şaban Önen, Belediye Başkanı Ali Özkan’ın son 10 yılını değerlendirdi. Belediye’nin parlak kuşe kağıda bastırdığı, “Karacabey’de Neler Oluyor?” isimli kitapçık üzerinden Başkan Ali Özkan’ı hedef alan DEVA Partisi İlçe Başkanı Önen, “Maalesef Karacabey’in son 10 yılda 20 yılı çalındı.” dedi.
DEVA Partisi İlçe Binası’nda yerel basınla buluşan Şaban Önen, Belediye Başkanı Ali Özkan’ı eleştiri yağmuruna tuttu. Karacabey Belediyesi’nin bastırdığı, “Karacabey’de neler oluyor?” başlığı altındaki kitapçıktan yola çıkarak Başkan Özkan’ı eleştiren DEVA Partisi İlçe Başkanı Şaban Önen, “İlçemizin son 10 yılına baktığımızda başarısız bir belediye başkanı ile karşı karşıyayız.” ifadesini kullandı.
DEVA Partisi İlçe Sekreteri Ozan İneç ve İlçe Kadın Politikaları Başkanı Yasemin Tuna’nın da yer aldığı basın toplantısında Belediye Başkanı Ali Özkan’la ilgili çarpıcı açıklamalar yapan Şaban Önen, şu ifadelere yer verdi:
“TEKNOSAB’ta neler oluyor?”
“Aslında böyle bir toplantıyı Karacabey Belediye Meclisi’nde grubu bulunan partilerden beklerdim. Ancak sessiz kalmayı tercih ediyorlar. Bilindiği üzere Ali Özkan 2019 yerel seçimleri öncesi TEKNOSAB’ı işaret ederek 150 bin kişiye iş imkanı sözü vermişti. Geldiğimiz 5 yılda bırakın 150 bini 15 kişiye bile iş olanağı sağlamadı. TEKNOSAB’ta neler oluyor, neler bitiyor maalesef Karacabeyliler’in herhangi bir bilgisi yok. Özkan TEKNOSAB’ın müteşebbis heyetinde olmasına karşın bu süreçle ilgili şu ana değin Karacabeylilerle herhangi bir bilgi paylaşmadı. Daha da vahim olan ise TEKNOSAB’ta Karacabeyli yatırımcıya yer verilmemesidir. Evet doğru duydunuz, orada Karacabeyli herhangi bir firma yok. Bunun sebebini de merak ediyoruz.
Ayrıca Karacabey’in tarım arazilerinin TEKNOSAB’a kurban edilmesi ayrı bir sorun. Özellikle Hürriyet köylülerine ait arazilerde yapılan ihalelerin polis gözetiminde ve kapalı kapılar ardında gerçekleştirilmesi ciddi bir soru işareti. Neden böyle yapılıyor? Bu nasıl şeffaf belediyecilik, anlamış değiliz! Yanı sıra TEKNOSAB’tan gelen kaynakların nereye aktarıldığı ise bilinmiyor? Bu konu Karacabey kamuoyuyla detaylıca paylaşılmalıdır.
“Karacabey artık pavyonlarıyla anılıyor”
Devlet eliyle yapılan Gölecik Barajı yıllardır bekliyor, ancak hala hizmete girmiş değil. Ne zaman olacağı da belli değil. Somut bir gelişme yok.
Yine Karayolları tarafından yapılan Boğaz yolunda gerçek proje uygulanmadı. Seçimden dolayı alelacele yapılan bir yol oldu ve geçen hafta sonu aşırı yağışlarla yolun iflas ettiğini herkes gördü. Ova köyleri yolu da keza hala bitirilemedi.
Başkan Taşlık sırtlarına yapılacak TOKİ’lerle övünüyor ama o bölgede yer alan pavyonlar ikiye ayrılan Karacabey’in ortasında kalacak. Pavyonlar için ilçeden uzak ayrı bir yer gösterilebilirdi, örneğin Bandırma yolu üzerinde uygun bir yere inşa ettirilebilirdi. Ancak Özkan, kişiye özel sözde bu hizmeti halkın parasıyla yapmaya karar verdi. Ayrıca pavyonların olduğu alan okullar bölgesi olarak işaretli olmasına karşın, bu iş ileriki yıllarda nasıl sonuçlanacak? İçkili mekanların şehir dışına alındığı söylense de, ilçe merkezinde mekanlar faaliyetine devam ediyor, hatta çoğaldılar. Maalesef ilçemiz ne kırmızı elmas diye adlandırılan domatesi, ne de soğanıyla anılıyor artık. Karacabey pavyonlarıyla anılır hale geldi.
“Kitapçıkta yer alan yatırımların çoğu Karacabey Belediyesi’ne ait değil”
Elektrik hatları UEDAŞ sayesinde yer altına alındı. Yani burada belediyenin bir tasarrufu yok. Aynı şekilde Büyükşehir eliyle Avrupa Yatırım Bankası’ndan alınan yaklaşık 190 milyon TL kredi sayesinde ve BUSKİ marifetiyle Karacabey’de altyapı, asfalt ve parke taşı çalışmaları yapılıyor. Şu an yerel seçim sebebiyle çalışmalar durduruldu. Hala girilmeyen mahalleler var. Muhtemelen seçimden sonra bu çalışmalar yeniden start alacak. Tabii bu yapılan altyapı hizmeti Karacabey adına güzel bir yatırım, buna diyeceğimiz bir söz yok. Ancak bu işin 2020 yılından bu yana plansızlık ve programsızlık ile sürmesi halkımızı çok mağdur etti. İnsanlarımız artık bu altyapı çalışmasının bir an önce bitmesini istiyor. Tabii bizim başkan ve yöneticilerimiz toz topraktan ve susuzluktan uzak Özlüce’de yaşadıkları için Karacabey’de herhangi bir sorun olmadığını savunuyorlar.
“Karacabey’i seçilmiş meclis üyeleri varken neden iki bürokrata teslim etti?”
Ali Özkan’ın belediye başkan yardımcılarını seçilmiş meclis üyelerinden değil de Karacabeyli olmayan ve Karacabey’i çok iyi bilmeyen bürokratlardan yapması ayrıca eleştiri konusudur. Seçilmiş meclis üyeleri varken, neden Karacabey’i 2 bürokrata teslim etti anlamış değiliz. Maalesef halkımız bu iki belediye başkan yardımcısıyla diyalog kurmakta da güçlük çekiyor.
“Güzel olanı sahipleniyorsan eleştirilerde de sorumluluk alacaksın”
Her ne kadar Özkan bu kitapçıkta “Yatırımları ben yaptım” demeye getirse de, yapılan çoğu hizmetlerin Büyükşehir ve hükümet eliyle gerçekleştirildiğini görüyoruz. Tabii Ali Özkan burada şunu söyleyebilir; “Büyükşehir ve hükümet yapıyor ama biz de Karacabey Belediyesiyiz. Biz olmadan yapılamaz” gibi bir düşünceye kapılabilir, kısmen haklı da olabilir. Ama o zaman Sayın Başkan eleştiriye de açık olacak. Vatandaşın Büyükşehir, BUSKİ veya altyapı çalışmalarından kaynaklı, ya da hükümetle ilgili şikayetlerinde; “O işe Büyükşehir bakıyor, o işi BUSKİ üstleniyor, bu iş hükümetle ilgili” diyerek işin içinden çıkmamalı, sorumluluğu da üstlenmelidir. Bu kitapçıkta da görüldüğü üzere belirtilen yatırımların hemen hemen hepsi Büyükşehir eliyle veya Hükümet kanalıyla yapılan çalışmalardır.
“Özkan 3D’de başarılı”
Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe döneminde yapılan Yeniköy’deki sahil düzenlemesi güzel oldu ama deniz taşınca bu yatırım heba oldu. Turizmdeki altyapı yetersizliği o güzelliği mahvediyor. Turizm bölgeleri maalesef kaderine terk edilmiş durumda. Karacabey’deki yeşil Atatürk Kültür Parkı’nı da Kültür Merkezi uğruna bitirdiler. 2019 yılı yerel seçim öncesi temelini attılar ve hala hizmete açamadılar. Spor yatırımlarının birçoğu ise Spor Bakanlığı öncülüğünde gerçekleşti.
Ali Özkan’ın son 10 yılda yaptığı en iyi şey 3D dediği ‘Doğum, Düğün ve Defin’ işlerini iyi yapmasıdır. Hatta bazı açılışlara kendisi katılamayınca cebinde adeta makasla gezen bir meclis üyesini sürekli açılışlara gönderiyor. Gerçi Özkan bu konuda protokol adabını da yok sayıyor. Çünkü açılışlara ve resmi törenlere katılan meclis üyeleri Başkan Vekili olarak tanıtılıyor. Resmiyette öyle bir şey yok.
“Siz belediye başkanıyken partinizden 8 aday adayı çıkmasını sorgulayın”
AK Parti’de başlayan aday adaylık süreci sonrası Ali Özkan’ın durumu daha da netleşti. Kendi partisinden şu ana kadar 8 adayın çıkması, hatta iki eski ilçe başkanıyla ilçe kadın kolları başkanının dahi aday adayı olması Ali Bey’in durumunu net bir şekilde ortaya koymakta. Kendi partisi dahi Özkan’ı başarısız buluyor. Bizce de Karacabey’in son 10 yılda 20 yılı çalındı. İcraat ve uygulama maalesef yok. Cumhurbaşkanlığı tarafından bildirilen tasarruf tedbirlerine dahi uymuyor. Her gün makam aracıyla çift dikiş Bursa’ya gidip geliyor. Bir Belediye Başkanı veya Karacabey’i yöneten yöneticiler Bursa’da oturmamalıdır. Halkından kopuk bir idareciyi kabul etmek mümkün değil.
“Sürekli belediyeyi zarara uğratıyor”
Hatırlarsanız 2019 yerel seçimleri sonrası Sayıştay raporları ilçe gündemini sarsmıştı. Burada oluşan kamu zararı her ne kadar unutturulmak istense de biz dile getirmeye devam edeceğiz. Kimse kamuya ait yanlış işlere imza atmasın, bunun vebali de bedeli de ağır olur. Hatırlanacağı üzere Belediye İşhanı’nı yıkacağım dedi, hatta orada bulunan kiracılara boşaltın yazısı gönderdi. Ancak geçen sürede herhangi bir şey yapmadı. Aksine oradaki kiracılar ve esnaflar ciddi maddi zarara uğradı. Sonra bir baktık siyasi ortağı Milliyetçi Hareket Partisi hizmet binası Belediye İşhanı’na gelmiş. Kiracıların çıkması ayrıca kamu zararını oluşturdu. Yine pazaryeri için harcanan sözde projede de ciddi anlamda kamu zararı var. Ali Özkan tüm bunların hesabını vermelidir. Maalesef Başkan Özkan önce kafaya takıyor, sonra da inatla sözde projelerini yapmaya çalışıyor. Ardından siyasi ve hukuki duvara toslayınca eli ayağı dolaşıyor. Ama işin sonunda olan Karacabey’e oluyor. Hz. Mevlana’nın da dediği gibi; Kamil odur ki; koya dünyada bir eser, eseri olmayanın yerinde yeller eser… Bugüne kadar göze çarpan bir eser olmayınca da seni bu göreve taşıyan dostların adaylıklarıyla önüne geçer.
“Karacabey Belediyespor hisseleri neden Turgut Yozgat’ta?”
Karacabey Belediyespor’daki hisseler ayrı bir soru işareti! Her ne kadar kulübün % 51 hissesi işinsanı Ekrem Senal’a ait olsa da geriye kalan % 48,5’luk hissenin AK Parti Belediye Meclis Üyesi Turgut Yozgat’a ait olması düşündürücüdür. Peki yeni dönemde nasıl olacak? Burada ne yapılmak istenmektedir? Karacabeylilerin hissesinin üzerine oturan Yozgat bunu açıklamalı, Belediye Başkanı da kamuoyunu bilgilendirmelidir. Tabii ilginç olan, böylesine önemli bir konunun meclisteki muhalefet parti meclis üyelerince hiç dile getirilmemiş olmasıdır. Bu da ayrıca düşündürücüdür.
“Adayımızı haftaya açıklayacağız”
Son olarak Cumhuriyet tarihinin en önemli ve zor mahalli idareler seçimlerine gidiyoruz. Bu süreçte piyasaya bazı partilerin kaprisleri, kompleksleri ve kar-zarar hesapları sürüldüğü takdirde bu işin maliyeti ağır olur. Ve her açıdan halka bunu anlatamaz. Bu sorumluluğun altında kalırız. Deva Partisi olarak biz süreci takip ediyoruz, işbirliği oluşmaz ise tek başımıza da seçime gireriz, bu konuda da iddialıyız. Aday adaylığı başvuruları partimizde başladı. Büyük bir aksilik olmazsa önümüzdeki hafta belediye başkan adayımızı açıklayacağız. Tabii güçlü bir muhalefet bloğu ile oluşacak ittifaka da kapıyı kapatmış değiliz. Bekleyip göreceğiz.”
“Halkımız da sessiz kalmamalı, konuşmalı”
Tarihin gösterdiği hakikat, temsilciler ne kadar çok konuşursa halkımız da o kadar az konuşuyor. Oysa demokrasi halkın konuşma sanatıdır. İstiyoruz ki sokaklar, meydanlar, sivil örgütler ve halk hep konuşsun. Biz siyasilere düşen görev de bu özgürlük ortamını sağlamak olmalıdır. Ancak günümüzde özgürce kendini ifade etmekten söz edebilir miyiz?”