Vatan Partisi Karacabey İlçe Başkanı Rıfat Narhın, ABD destekli İsrail saldırılarının hedefini saptamak için doğru strateji kurmak gerektiğini ve doğru siyaset üretmenin öncelikli koşul olduğunu vurguladı. İsrail’i durdurmak için Vatan Partisi’nin üç ayaklı planını kamuoyuyla paylaşan Narhın, “İlk olarak Doğu Kudüs merkezli bağımsız Filistin Devleti kurulmalı. ABD ve İsrail’in ‘sözde’ Kürdistan devleti ile ikinci İsrail devleti kurma girişimi Suriye ve Irak topraklarında bozguna uğratılmalı, son olarak da ABD, İsrail, Yunanistan, Güney Kıbrıs ortaklının Doğu Akdeniz’deki saldırganlığı boşa çıkarılmalıdır.” dedi.
Konuyla ilgili yazılı bir açıklama yapan Vatan Partisi İlçe Başkanı Rıfat Narhın, şu ifadelere yer verdi: “ABD destekli İsrail saldırılarının hedefini saptamak doğru strateji kurmayla, doğru siyaset üretmeyle olur. Birincisi İsrail, Filistin topraklarına işgal ederek ve günümüzdeki saldırılarıyla Doğu Kudüs merkezli bağımsız Filistin devletinin peşindedir.
İkincisi İsrail, Batı Asya’da Kürdistan adı altında ikinci İsrail Devleti kurmak amacından vazgeçmemiştir ve vazgeçmez. Musul-Kerkük petrollerine sahip, Doğu Akdeniz’de limanı bulunan, Diyarbakır merkezli Müslüman bir İsrail kurmak. Bu ayrıca İsrail’in değil ABD emperyalizminin de Batı Asya’daki stratejik hedefidir. Bu nedenle Irak, Suriye, Türkiye ve İran’ın toprak bütünlüğü ABD-İsrail ortaklığı tarafından tehdit edilmektedir.
Üçüncüsü; İsrail, ABD, Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum yönetimi, KKTC Devleti’ni ortadan kaldırmak ve Doğu Akdeniz’in ekonomik kaynaklarını paylaşmak için silahlı ortaklık oluşturmuşlardır. Tevrat’tan ve Yunan mitolojisinden alınan Noble Dina ve Nemesis gibi intikam temalı isimlerle yapılan tatbikatlar, İsrail’in Doğu Akdeniz’deki saldırgan amaçlarını ortaya sermektedir.
Filistin halkı bugün ABD emperyalizmine ve İsrail siyonizmine karşı ön cephede bütün Asya için ve insanlık için savaşıyor. İsrail’in nihai hedefi Türkiye’dir. Filistin’de İsrail işgaline, zulmüne karşı direnen gençler aslında yalnızca vatanlarını değil aynı zamanda Anadolu’nun da muhafızlarıdır. Filistin cephesi tarihte olduğu gibi bugün de birinci savunma hattımızdır.
Irak, Suriye, Libya ve Tunus’u kargaşaya mahkum eden emperyal aktörler, şayet Şamev ve devamında Hamus, Halep, Deyrizor, Haseke ve Rakka hattında istediklerini elde ederlerse kesinlikle durmayacaklar, yönlerini Anadolu’ya çevireceklerdir. Batı Asya üslerini ve müttefikleri İsrail’in üç cephede saldırganlığını üç ayaklı planla bozguna uğratabiliriz.
Birincisi, Doğu Kudüs merkezi bağımsız Filistin devleti kurulması. İkincisi ABD ve Kürdistan adı altında ikinci İsrail devletini kurma girişiminin bugün öncelikle Suriye ve Irak topraklarında bozguna uğratılması. Üçüncüsü de ABD, İsrail, Yunanistan ve Güney Kıbrıs yönetimi ortaklarının Doğu Akdeniz’deki saldırganlığının boşa çıkartılmasıdır. Bu üç ayaklı plan ABD-İsrail saldırganlığına stratejik düzlemde cephe alır. İsrail saldırganlığının bütün boyutlarıyla saptayarak en geniş ittifakı sağlar. Türkiye’nin güvenliği ve ekonomik gelişmesiyle bütünleştirir. Türkiye hükümeti, bugün ABD-İsrail saldırganlığını durdurmada kilit ülke konumundadır. Hükümet, Batı Asya’da ABD-İsrail saldırganlığını durduracak strateji ile barış ve güvenliğini sağlayacak kuvveti yaratma ve sonuca ulaşmada etkin rol oynayacak konumundadır.
Hükümetimiz bu üç ayaklı planın uygulanması amacıyla Batı Asya devletlerini konferansa çağırabilir. Konferans ABD ve İsrail’e karşı kınamalarla yetinmemelidir. Saldırganlığı durduracak ve her cephede kesin sonuçlar sağlayacak siyaset, ekonomik ve askeri işbirliğine ilişkin eylem planını karara bağlamalıdır. Bu amaçla Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti, toplanacak konferansa somut eylem planı götürmelidir. ABD-İsrail saldırganlığına karşı üç ayaklı plan konferansına Filistin, Suriye, Lübnan, Ürdün, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Mısır, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan, Yemen, Libya, Tunus, Cezayir, Fas, Rusya, Abhazya, Azerbaycan, Türkmenistan, Kazakistan, Afganistan, Özbekistan, Kırgızistan, Pakistan, Hindistan, Bangladeş ve Çin Halk Cumhuriyeti’ni çağırabilir. Ülkemiz bu bölgenin en sağlam ülkesidir. Sadece inanmak ve uygulamak gerekir.”