Mustafa Arı
İntak, Türk edebiyatımızda cansız varlıkları konuşturma, söyletme sanatıdır. Kainata baktığımız zaman her şey bize Allah’ı hatırlattır. Ağaca bakalım ağaç bize neler öğretir.
Ağaç der ki: Bizi yok etmeye çalışan baltanın sapı bizdendir. Her zaman dış düşmandan korkmayın. İç düşman daha tehlikelidir. Sizin gibi görünüp size hainlik edecek insanlara dikkat edin. Dişi kıran pirince en çok benzeyen beyaz taştır.
Ağaç yaş iken eğilir sözünden ne anlarız?. İnsanın eğitimi küçük yaşlarda mümkündür. Çocuklar küçük yaşta kolayca eğitilirler. Her şeyin bir zamanı vardır. Hayat öğrenme sürecidir ama zamanlaması çok önemlidir. Yaşlı köpeğe yeni oyunlar öğretilmez. Yaşlı kurda yol öğretilmez.
Düşen ağaca balta vuran çok olur sözünden ise: Hayatta düşmemeye dikkat etmek gerek, güçlüyken gölgene sığınanlar düşerken baltayı alıp sana koşarlar. Ulu çamlar fırtınalı diyarlarda yetişir İnsanı geliştiren mükemmelleştiren zorluklardır. Büyük adamlar büyük engellerle karşılaşıp onu aştıkları için büyük adam olurlar. Uçurtma rüzgâr engelini aşmak için yükseğe çıkar. Engelleri fırsat bilmelisiniz.
Bir ağacın kökü ne kadar derinse boyu o kadar yükseğe çıkar. Kökleri zayıf olan büyüklüğü taşıyamaz. Onun için kökünüze sahip çıkmalısınız. Kökünü unutan ya da yok sayan bir ağaç ayakta kalabilir mi? Bir ağaç tüm gücünü kökten alır. Sizin de tarihiniz olmazsa nasıl geleceğiniz olacak? Tarihinizi yok sayar ya da unutursanız nasıl geleceği inşa edebilirsiniz?
Ağaç yapraklarıyla gürler. Bir insan da ailesiyle, sosyal çevresiyle güzel olur; onlarla tamamlanır. Onlarla varlığını hissettirir. Onun için sosyal ilişkileriniz önemlidir.
Hiçbir ağaç acaba bahar gelecek mi, çiçek açacak mıyım diye düşünmez. Kök, gövde ve dallar görevini sessizce ve sabırlıca yaparlar. Siz de baharın gelmesini bekliyorsanız görevinizi şamata yapmadan sessizce, hakkıyla ve sabırla yapmalısınız.
Meyve veren ağacı taşlarlar. Bilgili, becerikli, başarılı insanlara haset eden çok olur. Toplum hayatımızda başarılı, bilgili, beceri sahibi kimseler çoğunlukla kıskançlık uyandırırlar ve onlara saldıran çok olur. Her ağaç kendi toprağında büyür. Ağaç ancak uygun toprağı bulması halinde gelişmesini sürdürür. İnsan yetenekleri de öyledir; ağaç tohumu gibidir. Uygun zemin bulursa gelişir, yoksa çürür gider.
Beşikten mezara kadar ağaca muhtaçsınız. Çocukken beşikte, ölünce tabutta bizimle berabersiniz. Bize hep odun gözüyle bakmayın. Biraz da ibret gözüyle bakın. Sözü şöyle bitireyim, insanların kulağına küpe olsun. Her şey bir ağacı sevmekle başlar. Bir ağaç gördüğünüz zaman veya yanından geçerken bunları tefekkür edin derim.