Connect with us

Ekonomi

“FAİZE VE İSRAFA DAYALI EKONOMİYE SON VERECEĞİZ”

Published

on

Saadet Partisi Karacabey İlçe Başkanı Zeynel Abidin Koçak, yaptığı basın açıklamasında gündeme ilişkin kritik değerlendirmelerde bulundu. Türkiye’de yaşanan ekonomik kriz ortamına değinerek açıklamalarına başlayan Koçak, Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı tarafından açıklanan büyüme rakamlarına göre 2013 yılından itibaren 2019 yılı hariç devamlı büyüme gerçekleştiğinin altını çizdi.

Başkan Koçak, “Bugünkü iktidar üzülerek ifade ediyoruz ki, fakirleştiren büyüme tezini ortaya çıkaran ilk iktidar olacaktır. Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığının verilerine bakıldığında; GSYH büyüme rakamlarına göre, dikkatinizi çekerim “rakamlara göre” diyorum, 2013 yılından bu yana, 2019 yılı hariç, her yıl büyümüşüz. Rakamlarla büyümüşüz. Peki, bu büyüme rakamı refahımızı artırdı mı? Yoksa insanımızı daha da mı fakirleştirdi, sorusunun cevabı mühimdir aslında.” dedi.

Yaşanan büyümenin tüm topluma dağıtılmadığını belirten Koçak, büyümenin sadece iktidarla bağı güçlü olan küçük bir kesimin zenginleşmesini sağladığını belirtti. Koçak, dolar bazında kişi başına gelirin 7 yıldır üst üste düşüş gösterdiğini hatırlatarak, “Bu veriler, TL bazında büyümemize rağmen artan nüfusla birlikte kişi başına refahımızın azaldığını göstermektedir. Yani sözde büyüyoruz ama insanımız her geçen gün daha da fakirleşiyor. Daha da vahim olan ise ülkenin genelinin dolar bazında geliri düşerken, dar gelirlinin milli gelirden aldığı pay azalmaktadır. Özellikle son günlerde dolar kurundaki hızlı artışla birlikte ‘bordro mahkûmu’ ücretlilerin gelirini neredeyse eriyip gitmiştir. Doları, serveti olan zengin daha da zenginleşirken, dar gelirli daha da fakirleşmiştir.” diye konuştu.

Asgari ücret görüşmelerinin devam ettiğini hatırlatan Koçak, yaşanan ekonomik kriz ortamının asgari ücretlilerin maaşlarında ciddi erimelere yol açtığını belirterek, “Yılbaşında yaklaşık 385 dolara tekabül eden bir asgari ücretlinin maaşı, bugün 206 dolar seviyesine gerilemiştir. Şimdi yüzde 30-35 zam yapacaklarını söylüyorlar, bununla da övünüyorlar. Bekleyip göreceğiz. Hayat pahalılığı böyle artmaya devam ettikçe, enflasyon sürekli artıp alım gücü de sürekli düştüğü müddetçe; yüzde 40 yapsanız ne olur, yüzde 60 zam yapsanız ne olur? Bugün yüzde 100 zam yapsanız dahi, dolar cinsinden karşılığı ancak geçen seneye denk gelir; bunun adına da zam denmez! Israrla bunu söylüyoruz ve söylemeye devam edeceğiz. Enflasyonun altındaki bir artış hakiki bir artış değildir.” dedi.

Döviz kurlarında yaşanan dalgalanmaya dikkat çeken Koçak, dolar kurlarında yaşanan dalgalanma sonucunda komşu ülkelerden vatandaşların alışveriş için Türkiye’ye geldiğini belirterek, “Akıl dışı ekonomi politikaları ülkemizi adeta ucuz bir pazar haline getirdi. Paramız pul, ülkemiz pazar oldu. Dövizle baş edemeyen iktidar, Türkiye’yi güya Çin modeli ile kalkındıracakmış. 19 yılı geride bırakan bir iktidarın 20’nci yılında Türkiye’ye önerdiği model bu mu olmalıydı? 20 yıllık bir iktidarın 6 ay vaadi sadece ama sadece komiktir. Türkiye yönetilemiyor, ekonomiden dış siyasete, güvenlikten sosyal politikalara varıncaya kadar adeta savruluyor. Ne yaptığını bilmeyen, sürekli makas değiştiren, ülkeyi oraya buraya savuran iktidara kimsenin ne yazık ki güveni kalmadı. 6 ay önce bugünler için uçacağız, herkes bizi kıskanacak diyenler, şimdi yine 6 ay sonrası için yeni hayaller satıyorlar.” ifadelerine yer verdi.

TBMM’de 2022 yılı bütçe görüşmelerinin devam ettiğini hatırlatan Başkan Koçak, bütçede faizin çok büyük bir yer kapladığını belirterek, “2022 bütçesi halk bütçesi değil, rant bütçesidir. Faiz giderleri yine büyük artış gösterecek. 2022 yılında 240 milyar lira faiz ödemelerine harcanacak. 2022 bütçesi üretim bütçesi değil, tüketim bütçesidir. Karayolları Genel Müdürlüğü bütçesini incelediğimizde garanti ödemeleri kapsamındaki köprü, otoyol, tünel gibi yapıların işletmecilerine cari transferle yaklaşık 20 milyar lira para ödenecek. 2022 bütçesinde milletin derdine derman olacak hiçbir şey yok. Bu bütçede emekli yoktur, asgari ücretli yoktur, memur, işçi, emekçi yoktur. Kıt kanaat ayakta durmaya çalışan esnaf ve sanatkâr yoktur. Çiftçi, üretici yoktur. 2022 bütçesinde bu iktidarın ülkeyi düze çıkarabileceğine dair hiçbir emare ve ümit ışığı görülmemektedir. Artık çok net anlaşılmıştır; AK Parti iktidarda kaldığı sürece, emeğimiz her geçen gün ucuzlayacak, ekmeğimiz küçülecek, kemerlerimiz daha da sıkılacaktır.” diye konuştu.

Bir sonraki seçimlerde Saadet Partisi iktidarının olması durumunda, ülkenin tüm sorunlarına çözüm üreteceklerini belirten Zeynel Abidin Koçak, “Saadet Partisi olarak milletimize sözümüz var. Milletimizin teveccühü ile iktidara geldiğimizde emin olun, ülkemizde ben kendi ihtiyaçlarımı karşılayamıyorum diyen tek bir aile kalmayacak. Bugün milli gelirimizin düşmesine rağmen, eldeki gelir toplumda adil dağıtıldığı takdirde bugünkü sorunlar ortadan kalkacaktır. Çok az bir kesimin cebine akan hortumun ağzını değiştireceğiz.” ifadelerini kullandı.

Saadet Partisi olarak iktidarı devraldıkları zaman için ilk planlarının Devlet Planlama Teşkilatı’nı tekrar açmak olduğunu vurgulayan Koçak, “İktidarı devraldığımızda ilk işimiz, kapattığınız Devlet Planlama Teşkilatı’nı yeniden ve güçlü bir şekilde açmak olacak. Hemen sonra da devletin her kademesindeki israfı ortadan kaldıracağız. Biz yetkiyi aldığımızda döviz garantili projelerin hepsini gözden geçirip, suiistimallere son verecek ve kesinlikle geçiş garantilerini Türk Lirası’na çevireceğiz. Keyfi hiçbir ödemeye fırsat vermeyeceğiz. Acil olmayan tüm kamu ihalelerini durduracağız.” dedi.

Saadet iktidarı ile güven ortamını tekrar inşa edeceklerinin altını çizen Koçak, ekonominin düzelmesi için güven ve istikrarın önemli olduğunu belirterek, “Biz iktidara geldiğimizde hukukun üstünlüğünü sağlayacak, güven ortamını yeniden inşa edecek adımları hızlı bir şekilde atacağız. Çünkü ekonomi, her şeyden önce güven ve istikrar ister. Saadet iktidarında istikrar odaklı makroekonomi ve finans politikaları hızlı bir şekilde uygulanacak. Borca, faize ve israfa dayalı ekonomi anlayışına son verecek, üretim ve istihdamı esas alan bir ekonomi modeliyle yolumuza devam edeceğiz. Sadece 1996 yılında Erbakan Hocamızın memura yüzde 130 verdiği zam şunu gösteriyor; eğer kararlı olursanız vatandaşın derdine derman olacak adımları atabilirsiniz.” şeklinde sözlerini noktaladı.

Continue Reading
Click to comment

Warning: Undefined variable $user_ID in /home/u2093656/public_html/wp-content/themes/zox-news/comments.php on line 49

You must be logged in to post a comment Login

Leave a Reply

Ekonomi

BURSA TİCARET BORSASI’NDAN 100. YILDA TARİHİ BAŞARI

Published

on

By

Bursa Ticaret Borsası, 2024 yılında kaydettiği işlem hacmiyle büyüme trendini sürdürdü. Bir önceki yıla göre yüzde 42 oranında artışla 46,5 milyar liralık işlem hacmine ulaşan Bursa TB, bölge ekonomisine sağladığı katkıyı bir kez daha gözler önüne serdi.

Bursa Ticaret Borsası (BTB), 100 yıllık köklü geçmişiyle bölgesel ve ulusal ticaretin en önemli aktörlerinden biri olmaya devam ediyor. 2024 yılına ait tescil işlem hacmi verilerini açıklayan Bursa Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Özer Matlı, bir önceki yıla göre yüzde 42’lik bir artışla 46 milyar 531 milyon TL’lik işlem hacmine ulaşıldığını belirtti. Bursa Ticaret Borsası’nın 100. yılında elde edilen başarıya dikkat çeken Başkan Matlı, Borsa’nın yalnızca bölge ekonomisinin değil, aynı zamanda Türkiye genelindeki tarımsal ticaretin de önemli bir destekçisi olduğunu ifade etti.

“Zeytin 14 milyar TL ile işlem hacminde lider”

Bursa’nın tarımsal üretimdeki stratejik önemine vurgu yapan Başkan Matlı, Borsa kotasyonuna tabi ürünler arasında en çok işlem gören ürünleri de açıkladı. 2024 yılında tescil işlem hacminde ilk sırayı 14 milyar 163 milyon lira ile zeytinin aldığını kaydeden Başkan Matlı, zeytini 8 milyar 677 milyon lira ile yaş sebze-meyve, 4 milyar 546 milyon lira ile et, 4 milyar 488 milyon lira ile canlı hayvan ve 2 milyar 596 milyon lira ile mısırın izlediğini ifade etti. Bu ürünlerin Bursa tarım üretiminin temel taşları olduğunu vurgulayan Özer Matlı, “Borsa olarak üyelerimizin ticari faaliyetlerine katkı sunmak, üreticilerimizin emeğini değerli kılmak ve ticaret hacmini artırmak adına sürekli çalışıyoruz. 2024 yılı verileri, bu çabalarımızın karşılığını aldığımızı gösteriyor.” diye konuştu.

BTB, TÜRİB ile tarımda dijitalleşmeye öncülük ediyor

Bursa Ticaret Borsası’nın A Grubu büyük hissedarı olduğu Türkiye Ürün İhtisas Borsası (TÜRİB) Elektronik Ürün Senetleri (ELÜS) Piyasası’ndaki gelişmelere de değinen Özer Matlı, 2024 yılı boyunca TÜRİB’de toplam 1 milyar 204 milyon TL’lik işlem hacmi gerçekleştirdiklerini belirtti. Ayrıca, Bursa TB acente kaydındaki yatırımcı sayısının yüzde 13 arttığını ifade eden Matlı, “TÜRİB üzerinden yapılan işlemlerde özellikle mısır, arpa, buğday ve zeytin gibi stratejik ürünler öne çıktı. ELÜS piyasası, tarım ticaretinin modernleşmesine ve dijitalleşmesine önemli katkılar sunuyor. Bursa olarak bu platformun aktif bir parçası olmaktan mutluluk duyuyoruz.” dedi.

“100 yıllık başarılarla geleceğe güvenle yürüyoruz”

Bursa Ticaret Borsası’nın 100. yılında elde edilen başarıların ayrı bir anlam taşıdığını belirten Başkan Özer Matlı, “Borsamız, 100 yıllık tarihi boyunca üyelerimizin ticaretine rehberlik etmiş, bölgesel kalkınmada öncü bir rol üstlenmiştir. Bugün, bu köklü geçmişin bize verdiği güçle, tarım ve hayvancılık sektörlerindeki ticaretin geleceğine yön vermeye devam ediyoruz. Bu başarılar, hep birlikte daha güçlü yarınlara yürüme kararlılığımızın bir ifadesidir” dedi. 2025 yılına yönelik hedeflerini de açıklayan Matlı, “Bursa Ticaret Borsası olarak, üyelerimize daha geniş olanaklar sunmak ve işlem hacmimizi daha da artırmak için çalışmayı sürdüreceğiz. Bursa’nın tarım ve ticaretteki lider rolünü pekiştirecek projelerle, ülkemizin ekonomisine daha büyük katkılar sağlamayı hedefliyoruz. Başarımıza katkı sunan tüm üyelerimize ve paydaşlarımıza teşekkür ediyorum.” ifadelerini kullandı.

BTB’de en çok işlem gören 5 ürün

Zeytin: 14.163.000.000 TL

Yaş sebze meyve: 8.677.000.000 TL

Et: 4.546.000.000 TL

Canlı hayvan: 4.488.000.000 TL

Mısır: 2.596.000.000 TL

Continue Reading

Bursa Bölge

PALANDÖKEN: “ESNAF YENİDEN SAĞLIKTAN FAYDALANACAK”

Published

on

By

Prim borcu olanların sağlıktan faydalanma hakkının yılsonuna kadar uzatılmasının sevindirici olduğunu dile getiren TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Bağ-Kur’luların borcu olsa dahi sağlıktan yararlanmasının önü açıldı. Başta Cumhurbaşkanımız Sn. Recep Tayyip Erdoğan’a ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’a teşekkür ediyoruz. Çünkü insanlar borçlarını ödediklerinde bu sağlık primlerini ceza olarak yatırmak zorunda kalıyorlardı. Ancak 31 Aralık 2025’e kadar uzatılması, hem esnafın hem de Bağ-Kur’lu tüm çalışanların sağlık hizmetlerinden yararlanmasının önünü açtı. Bu, konfederasyonumuzun teklifleri arasında yer alıyordu ve bununla birlikte, 6 Şubat depreminde büyük maddi zarar ve can kaybı yaşayan illerimizde mücbir sebep süreci Mayıs ayına kadar uzatıldı. Bizim talebimiz, ancak yıl sonuna kadar toparlanabileceği yönündeydi, çünkü insanlar hem canlarını hem de mallarını kaybettiler; ancak 6 aylık bir süre uzatımı yapılmış oldu. Bu konuda emeği geçen herkese teşekkür ediyoruz” dedi.

Tedavi olabilen Bağ-kurlu esnafın ilaç alabilmesinin de önünün açılması gerektiğini ifade eden Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Zaten Bağ-Kur’lu çalışanların veya esnafın bu konudaki mağduriyeti giderilmiş oldu. Bugüne kadar, bir aydır sağlık hizmetinden yoksun bırakılmanın ne kadar zor olduğunu ilk etapta görmüş olduk ve borçlarını yatırmak suretiyle normal ödeme sisteminin gelişmesine katkı sağlayacaklar. Ben, Esnaf Sanatkarlar Konfederasyonu olarak, iki talebimizin de hayata geçirilmesini çok önemli buluyorum. Tabi ilerleyen zamanlarda, tedavi süreçlerinde ilaçlarını alabilirlerse daha da rahat edecekler, çünkü sağlık hizmeti ihmal edilmiyor ancak oldukça masraflı bir süreç. Devletin bunu karşılaması yatmayan primlerden dolayı sıkıntı yaratabiliyor, ama neticede insanlar borçlarını ödeyecekler ve alınan hizmetin bedeli de sağlıklı bir çalışma modeliyle daha faydalı bir kazanca dönüşecek. Bu konuda hem Sayın Cumhurbaşkanımıza hem de Çalışma Bakanımıza ve emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.” diye konuştu.

Continue Reading

Bursa Bölge

“AKP VE SARAY TÜRKİYE’NİN SOSYAL KISIRLIK SEBEBİDİR”

Published

on

By

CHP Bursa Milletvekili ve PM Üyesi Orhan Sarıbal, iktidarın 2024 yılında üretimdeki açıkları ithalatla kapatmaya çalıştığını belirterek, tarım alalarının talana açıldığı, çiftçinin maliyetler altında ezildiği, küçük esnafın kepenk kapattığı bir ülkede refah içinde yaşayan bir halktan söz edilemeyeceğini söyledi. Sarıbal; “Bir ülkede faşizm varsa orada ekmek kavgası vardır. Çünkü faşizm, üretimin köklerini kurutur, sosyal adaleti yok eder. AKP ve Saray, bir halk sağlığı sorunudur diyorduk, AKP ve Saray bu ülkenin sosyal kısırlık sebebidir.” dedi.

CHP Bursa Milletvekili ve PM Üyesi Orhan Sarıbal, 2024 yılı tarımsal üretim ve ithalat verilerini değerlendirdi. AKP İktidarının tarımda uyguladığı politikalarla, üretmeyi ithal etmekten daha pahalı hale getirdiğini vurgulayan Milletvekili Sarıbal, ithalata bağımlılığın yalnızca gıda maddeleriyle sınırlı olmadığını; tohum, gübre, tarım ilaçları ve mazot gibi girdilerde de büyük ölçüde dışa bağımlılığın söz konusu olduğunu söyledi. Tarım alalarının talana açıldığı, çiftçinin maliyetler altında ezildiği, küçük esnafın kepenk kapattığı bir ülkede ne adil bir gelecekten ne de refah içinde yaşayan bir halktan söz edilebileceğini kaydeden Sarıbal, “Bir ülkede faşizm varsa orada hürriyet kavgası vardır, adalet kavgası vardır. Faşizm varsa orada ekmek kavgası vardır. Çünkü faşizm, üretimin köklerini kurutur, sosyal adaleti yok eder. Bir ülkenin toprağı, işçisi, üretimi özgür olmazsa ne emeğin bereketi kalır ne de ekmeğin tadı. Faşizm, yalnızca insanlar üzerinde baskı kurmaz; aynı zamanda tarladan sofraya uzanan üretim zincirini kırar, bereketi yok eder. 2025’i aile yılı ilan eden Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın müjdesi 3 çocuk çıktı! Bugün Türkiye’de milyonlarca genç, bırakın çocuk sahibi olmayı, maddi yetersizlikler yüzünden evlenemiyor. Ülkemizin doğurganlık oranı neden 1,5’e düştü sanıyorsunuz? Sağlık sisteminde yaşanan aksaklıklar, sosyal güvence eksikliği ve artan yoksulluk, gençlerin çocuk sahibi olmasını bir kenara bırakın, sağlıklı bir yaşam sürmesine bile engel oluyor. AKP ve Saray, bir halk sağlığı sorunudur diyorduk, AKP ve Saray bu ülkenin sosyal kısırlık sebebidir. Çözüm popülist müjdelerde değil, gerçekçi bir kalkınma ve sosyal adalet politikasındadır.” diye konuştu.

“İktidar 2024’te de üretimdeki açığı ithalatla kapattı”

Milletvekili Sarıbal, iklim değişikliği, maliyet artışları ve çiftçinin ekonomik durumunun bozulması nedeniyle buğday üretiminin 22 milyon tondan 20.8 milyon tona, arpa üretiminin 9.2 milyon tondan 8.1 milyon tona, mısır üretiminin 9 milyon tondan 8.1 milyon tona gerilediğini açıkladı. AKP’nin hububat, baklagiller ve yağlı tohumlar öncelikli olacak şekilde yurt içi yeterlilik oranının yüzde 100’ün üzerinde tutulacağına dair vaadinin havada kaldığını belirten Sarıbal,  “Yurt içi üretimin yurt içi talebi karşılama derecesi arpada yüzde 90, ekmeklik buğday, mısır ve kırmızı mercimekte yüzde 86, pirinçte 74, yeşil mercimekte yüzde 60, ayçiçeğinde yüzde 51, soyada ise yüzde 5 civarında. Hububat üretimi 3.2 milyon ton geriledi. 2024 yılında da üretimdeki açıklar ithalatla kapatılmaya çalışıldı.  Patates üretimi bir önceki yıla göre yüzde 21.1, kuru baklagiller yüzde 2.8, yağlı tohumlar ise yüzde 2.6 oranında arttı. Buna karşılık şeker pancarı üretimi 25.3 milyon tondan 23 milyon tona düştü. 2023 yılında narenciyede üretim bir önceki yıla göre ortalama yüzde 67 oranında artarak 4.7 milyon tondan 7.9 milyon tona yükselmiş; artış oranı portakalda yüzde 75’i, limonda ise yüzde 76’yı bulmuştu. Özellikle erkenci limon ve mandalinada yaşanan pazarlama sorunları bu ürünlerin üçte birinin dalda kalmasına, hatta ağaçların sökülmesine yol açmıştı. Bu yıl üretim mandalinada yüzde 32.7, portakalda yüzde 30.3, limonda yüzde 25.6 oranında azaldı. Üretimi azalan bir başka meyve olan şeftali ise 1.1 milyon tondan 822 bin tona geriledi. 2024 zeytinde var yılı; üretim 1.5 milyon tondan 3.7 milyon tona yükseldi. Ancak önceki yıl narenciyede olduğu gibi bu yıl da zeytinde pazarlama sorunları öne çıkacak. Tariş henüz yağlık zeytin alım fiyatını açıklamadı. Marmarabirlik ise enflasyonun yüzde 50’leri bulduğu bir dönemde sofralık zeytine en fazla yüzde 13.6 zam vererek üreticileri mağdur etti.” ifadelerini kullandı.

Hububat ve yağlı tohum türevleri ithalatı 7.5 milyar dolar

2024 yılında buğday ve yağlı tohumlar türevleri için ödenen bedelin 7.5 milyar dolara ulaştığını kaydeden Sarıbal, 2023 yılında 11.9 milyon ton gibi çok yüksek bir buğday ithalatı yapılınca, 2024 yılında ithalat yasakları ile buğday ithalatının neredeyse yarı yarıya düştüğünü hatırlattı.

Milletvekili Sarıbal, “İç fındık ihracatında yüzde 56.7’lik bir artış yaşandı. Toplam ihracat geliri 1.3 milyar doları aştı. Ekmeklik buğday ithalatında uygulanan kısıtlamalar nedeniyle buğday unu ihracatı yüzde 20 oranında azaldı. Toplam ihracat geliri 1 milyar dolar oldu. Ayçiçeği yağı ihracatında da yüzde 6.7’lik bir düşüş yaşandı. Toplam ihracat geliri 813 milyon dolar olarak kaydedildi. Bu veriler, Türkiye’nin tarım ve gıda ürünleri ihracatında hem fırsatlar hem de bazı ürünlerdeki zorlukları yansıtıyor. Buna karşılık en fazla ithal edilen ürünlerden soya fasulyesi 1.6 milyar dolar, pamuk 1.4 milyar dolar, buğday 1.3 milyar dolar ve ayçiçeği yağı 1.2 milyar dolar olarak sıralandı. 2024 yılında da uluslararası piyasalarda tarım ürünleri fiyatlarının gerilemeye devam etmesi, gümrük vergilerinin düşürülmesi veya sıfırlanması ve alım fiyatlarının düşük tutulması nedeniyle ürünlerini değerinde satamayan çiftçiler giderek yoksullaşıp tarımı terk etmeye devam etti. Bunun gıda güvencesi ve gıda enflasyonu açısından büyük bir tehlike yarattığı Saray iktidarının umurunda değil.” diye konuştu.

Continue Reading

Trending

Copyright © 2017 Zox News Theme. Theme by MVP Themes, powered by WordPress.