Mustafa Arı
Dinimizde bereket kavramının ayrı bir yeri vardır. Alışverişte satıcının, “Allah bereket versin” demesi, yemek üzerine varanın, “Bereketli olsun” denilmesinde, darlık, kıtlık, kuraklık zamanlarında “Bet bereket kesildi. Bereket kalktı” gibi ifadeler kullanılmaktadır.
Halil İbrahim bereketi hikayesini daha önce yazmıştım. Bunun kültürümüzde ayrı bir yeri vardır. Müslümanlar birbirlerine bereketle dua ederken, “Allah Halil İbrahim bereketi versin” derler.
Günümüzde çoğumuzun eline yeteri kadar para geçmesine rağmen sıkıntı çekiyoruz. Çünkü bereket yok. Bereket kalmadı. Allah Teala’nın emir ve yasaklarına riayet edilmezse, insanın başına musibet gelir. Bunlardan dördü şunlardır:
1- Rızıklar Daralır: İşte hepimiz görüyoruz; herkes geçim sıkıntısında. Eskiden evde bir kişi çalışır, rahat geçinilirdi. Şimdi, icabında 2-3 kişi çalışıyor, fakat yine de sıkıntıdan kurtulmak mümkün olmuyor.
2- Hastalıklar Artar: Bugün hemen hemen her evde hasta var. Her ev ilaç deposu. Kiminin midesi, kiminin kalbi. Bütün hastaneler tıklım tıklım dolu.
3- Emniyet Olmaz: Zamanımızda olduğu gibi, her tarafı terör, anarşi, hırsızlık, dolandırıcılık sarar. Kimsenin kimseye itimadı kalmaz. Kardeş kardeşten şüphelenir hâle gelir. İtimat, güven kalmaz. Herkes malının ve canının derdine düşer.
4- Merhamet Kalkar: Patron işçisine, işçi patronuna şefkatli olmaz. İşçisi perişan haldeyken, patronu su gibi para harcar. Tok, açın halinden anlamaz. Hal böyle olunca, iş yerlerinde, evlerde huzur kalmaz. Hanım kocasını, çocuklar anne ve babalarını dinlemez. Komşular birbirini sevmez. Merhamet olmadığı için, insanlar birbirlerine her türlü kötülüğü yapmaktan çekinmez.
Herkes kendi rahatını düşünür. Ben rahat olayım da, isterse herkes sıkıntıda olsun, zihniyeti hakim olur. Halbuki, dinimize göre, Müslümanlar, bir vücudun organları gibidir. Birine bir zarar gelirse, bundan hepsi zarar görür.
Bereketsizliğe sebep olan hususların başında şükürsüzlük, haksız kazanç, yalan, aldatma, hile, küfür, israf, nimetlere nankörlük gibi günahlar gelmektedir. Bereket kişinin iktisadına, cömertliğine, hürmetine, merhametine, ibadetine, takvasına, misafirperverliğine, iyi ahlakına ahiretteki sevabı eksiltmeksizin gelen İlahi bir lütuftur.
Şu meseleyi de hatırlatayım evin, işyerinin bereketinin artması için, bereket duası, karınca duası gibi kartları duvarlara asmanın dinde bir aslı yoktur. Bereket yalnızca Allah’tandır. Onun için her işe Allah’ın adıyla başlamak gerekir. Çünkü Allah’ın adı anılmadan başlanan işler bereketsizdir. Allah’ın rahmeti ve bereketleri üzerinize olsun.
Bereketle ilgili birkaç hadisi şerifle yazımızı sonlandıralım. Yemeği toplu olarak yemekte bereket vardır. Besmele ile yenen yemekte bereket vardır. Sahur yemeğinde bereket vardır. Sirkede, sütte, hurmada bereket vardır.
Rabbimiz sahip olduğumuz her şeyi bereketli kılsın.
BEREKETİN ANAHTARLARI
İnsanların zamanlarında, paralarında, uykularında ve geri kalanlarında hiç bereket olmadığından şikayet ettiklerini genellikle duyuyorsunuzdur. Bereket nerelerde bulunur öğrenelim.
Bereketin anahtarları şunlardır: İyi niyetler, Allah’a iman ve takva, Allah’a güvenmek, Kur’an okumak, Bismillah demek, İnsanlarla birlikte yemek, Ticarette dürüstlük, Dua etmek, Helal kazanç, Peygamberimizin sünnetlerini takip etmek, İstihare namazı kılmak, Refah içindeyken Allah’a şükretmek, Sadaka vermek, Sıla-i Rahim yapmak, Erken uyanmak, Evlenmek, Namaz kılmak, Allah’tan bağışlanma dilemek.
Allah ömrümüzü, hayrımızı ve bize lütfettiği nimetlerini bereketli kılsın.