Karacabey İlçe Müftülüğü, 10 Nisan 2024 Çarşamba günü kutlanacak olan Ramazan Bayramı öncesi bayram namazının 07.07′de başlayacağını duyurdu. İlçe Müftüsü Abdullah Karaca, tüm İslam aleminin Ramazan Bayramı’nı kutladı. Müftü Karaca, Ramazan Bayramı dolayısıyla yayınladığı mesajında ise şu ifadelere yer verdi:
“Bayram kelimesinin Arapçası, sözlüklerde “âdet halini alan sevinç ve keder; bir araya toplanma günü” anlamlarıyla karşılanan îd’dir. Bu kelimenin aslının ise ıvd olduğu ve “tekrar dönmek” anlamını taşıdığı bilinmekte; “çünkü o her yıl yeni bir sevinçle döner” şeklinde yorumlanarak mevsimlerin dönmesine bağlanmaktadır. Ramazan Bayramı, kulluk ve ibadet ile yoğun geçen bir mevsimden sonra Rabbimizin ikramı olarak topluca kulluk sevincini paylaştığımız mübarek günlerdir. Bu bayramda oruç ve ibadetle dolu huzurlu günlerin sonunu sevinçle karşılıyoruz.
Peygamber Efendimize Medine hayatı boyunca on sene hizmet etmekle şereflenen Enes b. Malik (r.a.)’ danşöyle rivayet edilmiştir: “Hz. Peygamber (s.a.v.) Medine’ye teşrif buyurdukları zaman Medinelilerin senede iki bayramları vardı. O günlerde onlar oynayıp eğlenirlerdi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (s.a.v.): “Allahü Teâlâ size, kutladığınız bu iki bayrama bedel daha hayırlılarını; Ramazan ile Kurban Bayramı’nı verdi.” buyurdu.
Ramazan Bayramı sabahı melekler yollara dökülür ve şöyle seslenirler: “Ey Müslümanlar topluluğu! Keremi bol olan Rabbinizin rahmetine koşunuz. O, bol iyilik ve ihsanda bulunur. Sonra onlara bol bol mükâfatlar verilir. Siz, gece ibadetle emrolundunuz ve yerine getirdiniz. Gündüz oruç tutmakla emrolundunuz, orucu tuttunuz. Rabbinize itaat ediniz, mükâfatınızı alınız.”
Yine bayram namazı kılındıktan sonra bir münadi şöyle seslenir: “Dikkat ediniz, müjde size! Rabbiniz sizi bağışladı, evlerinize doğru ermiş olarak dönünüz. Bugün sema âleminde mükâfat günü olarak ilan edildi.”
Ramazan ve Kurban Bayramı gecelerini Allah’ı zikretmek, namaz kılmak, Kur’an okumak, tekbir, teşbih ve istiğfar gibi ibadet ve taatla geçirmek müstehaptır. Bir hadis-i şerifte: “Kim Ramazan ve Kurban Bayramı gecelerini sevabını Allah’tan bekleyerek ihya ederse, kalplerin öleceği günde onun kalbi ölmez.” buyrulmuştur.
Peygamberimiz (s.a.v.) bayram günlerinde Allah’ın kullarına vereceği mükâfatlarla ilgili şöyle buyuruyor: “Bayram günü sadaka vermeye, hayırlı işler yapmaya koşunuz. Namazı kılıp, zekâtı veriniz. Tesbih ve tehlil ile meşgul olunuz. Zira bugün öyle bir gündür ki, Allah günahlarınızı affeder, dualarınızı kabul buyurur ve size rahmet nazarıyla bakar.” (Et Tergib Ve Terhip, Tac 2/332)
Dini bayramlarımızın fert ve toplum üzerinde çok olumlu ve derin tesirleri vardır. Topluca kıldığımız bayram namazları dini şuur ve duygularımızı kuvvetlendirir. Birlik, beraberlik, kardeşlik, yardımlaşma ve dayanışma duygularımızı güçlendirir. Birbirimize karşı sevgi, saygı, şefkat ve merhamet duygularını geliştirir. Düşmanlık, kin, nefret ve bölücülük gibi kötü tutum ve davranışları ortadan kaldırır. Bayramlar, gönül imarına en güzel vesilelerdir. Kırılan kalpleri tamire, bozulan araları düzeltmeye en uygun zemin ve zamanlardır. Nitekim Allah Teala: “Müminler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin. Allah’a karşı gelmekten sakının ki size merhamet edilsin.” (Hucurat, 49/10.) buyurur.
Bayram, paylaşılan bir sevinç demek olduğuna göre, bugünlerde sevinçleri paylaşmalı; acıları ve yaraları birlikte sarmalı ve gönüller yapılmalıdır. Hz. Peygamber (s.a.v.) zaman zaman ashabına: “Bugün içinizden bir hasta ziyaret edeniniz, bir cenaze teşyiine katılanınız ve bir yetim başı okşayanınız var mı?” (Müslim, Fezailü’s-sahabe, 12.) diye sorarak yaralara merhem olmayı öğütlerdi.
Hz. Peygamber ile Hz. Ömer bir gün bayram meclisine giderken Medine’nin çocukları, Rasulullah’ın önüne dikilip şöyle dediler: “Ey Allah’ın Resulu bize bayramlık ver!” deyince, Peygamberimiz bir tebessümle: “Ya Ömer! Beni bunlardan satın al” deyince, Hz. Ömer (r.a) koştu; bir parça et, biraz hurma ve bir miktar meyve getirip verdi. Bu davranış peygamberimizi çok memnun etmişti.
“Allah Teâlâ, “Sırf benim için birbirini seven, benim rızam için toplanan, benim rızam uğrunda birbirini ziyaret eden ve sadece benim rızam için sadaka verip iyilik edenler, benim sevgimi hak ederler” buyurmuştur.
Bütün bunlar toplumu oluşturan fertleri, birbirleriyle kaynaştırarak millî birlik ve bütünlüğün sağlanmasında etkili olur. Böylece Allah’a karşı görevlerini kusursuz yapmaya çalışan, birbirini seven, sayan ve birbirinin haklarını gözeten kimseleri Allah’ın rahmeti kuşatır. Çünkü Allah sonsuz rahmet sahibidir.
Bu duygu ve düşüncelerle aziz milletimizin, yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın ve soydaşlarımızın, bütün İslam aleminin Ramazan Bayramı’nı en kalbi duygularımla tebrik ediyorum. Ramazan Bayramı’nı başta Kudüs ve Mescid-i Aksa olmak üzere mazlumların, mahzunların, bütün insanların huzuruna vesile kılmasını, bizleri sağlık, afiyet ve güven içerisinde nice bayramlara eriştirmesini yüce Allah’tan niyaz ediyorum.”