Dündar Özseçen
Kovit 19 salgını artık hayatımızın bir parçası. Ortaya çıktığı ilk günler ilçemizde vaka sayıları pek endişe verici boyutlarda değildi. Sonra ilkbaharla birlikte ilçemiz tarımına katkı sağlayan yatılı mevsimlik işçiler için endişelenmiştik. Allah’a şükürler olsun ilkbahar ve yaz mevsimlerinde korktuğumuz olmadı ama endişelerimiz hep devam etti.
Yatılı işçilerimiz memleketlerine döndüler. Eylül-Ekim aylarında ilçemiz ve köylerinde pandemiler artışa geçti. Bir türlü normalleşemedik. 2020’nin Ekim ayının son günü ise yine deprem gerçeğiyle sarsıldık. Sallantısını hepimizin hissettiği İzmir – Seferihisar bölgesindeki 6.6 şiddetindeki depremle irkildik. Açıkçası insanın haykırısı geliyor;“hadi çık artık 2020” diyerek…
Olumsuzluk üstüne olumsuzluk, biri bitmeden diğeri ile karşılaşıyoruz. Hayatlarımızın pek bir lezzeti kalmadı. Yarın ne olacağını bilemiyoruz. Allah beterinden saklasın inşallah! 2021 yılının bütün kötü olayların bittiği ve hayatlarımızın normale döndüğü günler getirmesini temenni ederek, 2020’nin bir an önce çıkıp gitmesi için dualar edelim. Rabbim yüce Türk milletinin yar ve yardımcısı olsun.
2020 yılında bütün olumsuzluklara karşın hiç iyi şeyler de olmuyor değil tabii. Ama büyük olumsuzluklar ve felaketler bölgemizdeki iyi şeyleri de gölgeledi. Biz yine de bu güzellikleri paylaşalım;
21 Ekim tarihli gazeteniz YÖREM’in, “Aylin Yıldız dünya kahramanları arasında” manşetiyle duyurduğu haberle hepimiz gururlandık ve Aylin bacımızla umutlandık. Güneş adeta Dağkadı Köyü’nden doğmuştu. Dağkadı’daki bacımızın adını duyuyorduk, örnek bir kadın dayanışması ile yöremizin ürünlerinden tüketim imalatı yapıyorlar, el emeği göz nuru ürünlerini ülkemizin çeşitli şehirlerine pazarlıyorlar ve bu şekilde evlerine ekmek parası götürüyorlar diye biliyorduk.
Fakat onların sessiz sedasız, reklamsız başarılarını ülke sınırları dışına taşıdıklarını ve uluslararası bir başarı öyküsüne imza attıklarını göremedik. Tebrikler Aylin Yıldız, Tebrikler takım arkadaşları!
Bu başarı hikayesi Birleşmiş Milletler’e bağlı “Gıda Kahramanları” olmaya kadar gelmişse, onların daha büyük işlere imza atacağından hiç şüphe duymuyorum. Türk kadınının neler yapabileceğini bir defa daha herkese gösterdiniz. Yürekten kutluyorum.
Bu arada 15 Ekim tarihi, Dünya Kadın Çiftçiler Günü’ydü. Geçen yıl bu konuda bir yazı kaleme almış ve bugünün ülkemizde hak ettiği ölçüde kutlanmadığını, hele hele tarımın beşiği olan güzel Karacabey’imizde daha da bir önem vererek kutlanması gerektiğini anlatmaya çalışmıştım. Tarımda çalışan analarımıza, bacılarımıza, teyzelerimize, halalarımıza velhasıl tarımda çalışan kadın emekçilerimize hak ettikleri önemi vermemiz gerektiğini söylemiştim. Bu konuda Ziraat Odası Başkanımız Sayın Erhan Erdem’den bu yıl için günün anlam ve önemi doğrultusunda bazı etkinlikler yapmasını, konuyu istismar etmemesini rica etmiştim. Ancak olmadı. Belki bu sıkıntılı süreçte aklına gelmedi.
Tabii ki tarlada, 40 derece güneşin altında çapa yapan kadınımız kimin umurunda! Nedense Kanarya Severlerin Günü unutulmaz ama tarımda çalışan kadınlarımız unutulur. Ama kadın çiftçilerimiz olmasa pazardaki ürünleri kim yetiştirecek, hiç düşündünüz mü?!