İsmail Hakkı Özsarı
Vaktiyle Esnaf Çay Evi’nin pencerelerinin birinde iki kutu vardı. Bu kutuların birine buğday diğerine su konurdu. Kuşların biri gelir biri giderdi.
İnancımıza göre öte yakaya (!) giden cümle her kula sorgu sual eyleyecekler.
“Ömrün boyunca ne yaptın?”
Öğretmen yetiştirdiği öğrencileri; Doktor iyileştirdiği hastaları; Polis halkın can güvenliğini sağladığını; herkes kendince bir şeyler anlatacaktır.
Peki başka ne yaptın? Bunlar zaten sizin görevleriniz; başka ne yaptın?
“İnsanlara iyilik yaptım” Çok güzel. Ama dünyada yalnız insanlar yok ki! Dünya dağı taşı, börtü böceği, uçanı yürüyeni ile bir bütündür. Bunlar için de bir şeyler yapmak gerekmiyor mu?
Kutsal kitaplarda, efsanelerde, tarihsel belgelerde hep der ki: “İyi şeyler yapınız, cümle canlılar için yapınız”
Bunları okumak, bilmek yetmeyebilir. Öz hamurumuza da katmalıyız. Vicdan böyle büyür.
Ve vicdanın sesi ne karşılık bekler, ne de aferin…!
İlçemizde geçmiş yıllarda görev yapan bir Cumhuriyet savcımız, sokak hayvanlarını korurken herhalde bir karşılık beklemiyordu.
Öğretmen Ümit Yalçın, dağa taşa binlerce fidan dikerken de bir karşılık beklemiyordu.
Ünlü Kalp Cerrahı Bingür Sönmez Hoca da sabahın karanlığında sokak sokak dolaşarak hayvanlara yiyecek dağıtırken bir karşılık beklemiyordur. (Halen)
Örnekler çok. Yakın çevremizde de çok. Onları tanımak zor değil. Tanıkları sokak hayvanlarıdır.
Hz. Muhammed’in bir söylemi aslında yazının tam da özetidir.
Sahabelerinden biri evinin avlusunda dinlenirken ezan okunur. Tam kalkacak, bir de baksa eteğinin ucunda bir kedi mışıl mışıl uyuyor, kıyamıyor kaldırmaya. Eşine seslenir, bir makas ister ve eteğinin ucunu keser. Sonra da bunu Hz. Muhammed’e anlatır.
Ve peygamberimiz ona der ki: “Bundan sonra senin adın Ebu Hureyra (Kedi babası) olsun.
Elbette bir ders çıkarmalıyız, değil mi?
**************************
“Ben de bugün bir hayvan doyurdum, karnı tok olursa üşümez” dediğimiz zaman öyle bir huzur duyarız ki, bunun ölçüsü olamaz. Hele de geceleri yastığa başımızı koyduğumuzda aklımıza gelirse…
Lütfen hayvanlara duyarlı olalım. Onlara bir parça yiyecek vermek hiç de zor değil.