• Üye Ol
  • Üye Girişi
    • Anasayfam Yap
      • Sitene Ekle
      • Politikamız
      • Künye
      • İletişim
Karacabey Yörem Gazetesi
    •  
    • Anasayfa
  • Yerel
  • Bursa Bölge
  • Eğitim
  • Politika
  • Sağlık
  • Teknoloji
  • Spor
    • Canlı Sonuçlar
    • İstatistikler & Puan Durumu & Fikstür
  • Yazarlarımız
  • Kültür Sanat
  • Magazin
  • Gazeteler
  • Video Galeri
  • Foto Galeri
Karacabey Yörem Gazetesi Bizi Facebook'dan takip edin
Karacabey Yörem Gazetesi Bizi Twitter'dan takip edin
Anasayfa » Güncel
Nevzat Çakır

ÜRETİM ARAÇLARI, ÜRETİM ALANLARI… ÜRETİMİN NAMUSUDUR

Eklenme Tarihi: 6 Şubat 2021 Cumartesi
Eklenme Saati: 15:25
Okunma Sayısı: 6
Tweetle
Nevzat Çakır nevzat_29@hotmail.com
Yazdır
Yazıyı Büyüt Yazıyı Küçült
ÜRETİM ARAÇLARI, ÜRETİM ALANLARI… ÜRETİMİN NAMUSUDUR

Ahmet Aygün Ata

– Halı ve kilim tezgahları teknolojiye yenildi!

– Saraçlık, kunduracılık tarihe karışıyor!

Bu tür haberleri sık sık görsel ve yazılı basında görürüz. Bu kadar kolay mı bir üretim alanını tarihe gömmek? Kolay dediğinizi duyuyorum.

Bu haberler acı verse de hiç bir zaman gerçekleşemez, gerçekleşmemeli zaten. Bir üretim alanını, araçlarını atıl duruma getirmek, o alanı kapatmak üretimin namusuna halel getirmektir. Buna neden olan tüm sorumlular, özellikle yürütme görevinde ise ülkenin üretim araçlarına da, üretim alanlarına da ihanet etmiştir. Ulusunu yoksulluğa itmeye yardım ve yataklık etmiş demektir.

Son on yılda üretim alanları, üretim araçları en çok haczedilen, yok edilen, emperyal kapitalizme teslim edilen ya da peşkeş çekilen Türk Köylüsü, Türk Çiftçisidir. Ne yapmalıyız diyenlerimiz olacak. ATATÜRK gibi düşünmeli, ATATÜRK olmalıyız.

Bağımsızlık Savaşımızın ve Sonsuzluğun Başkomutanı, Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucusu, Cumhurbaşkanımız ve Sonsuzluğun Cumhurbaşkanı ATATÜRK’ÜMÜZ son sözleri söylesin. ATATÜRK, dinlenmek için gittiği İstanbul’daki Florya Köşkü’nden, yanında yalnızca şoförü ile Küçükçekmece’ye doğru giderken tarlasında sabanla çift süren bir çiftçi görür. Çiftçinin sabanında koşulu olan öküzün yanında, koşulu bir de eşek vardır. Şoförüne;

– Arabayı durdur, der.

Arabadan iner. Tarlaya doğru yürür. Çiftçi kendisine doğru geleni görmüştür. Sabanında koşulu olan öküzü ve eşeği durdurur. ATATÜRK, yanına gelince,

– Kolay gelsin Ağa, der.

– Sağolasın Bey! Hoşgeldin.

– Hoşbulduk Ağa. Yoldan geçerken dikkatimi çekti. Öküzün yanına eşek koşmuşsun. Hiç öküzün yanına eşek koşulur mu? Bunlar denk değil.

Köylünün canı sıkkındır. Biraz da alınmıştır. Bezgin bir ses tonuyla,

– Eşekle öküzün yan yana koşulmayacağını bilmiyom mu sanıyon Bey. Sen bunu bana mı söylüyon?

– Kime söylemeliyim Ağa?

– Sen bunu git vergi memuruna söyle.

– Vergi Memuruna mı?

– He ya! Bu sene ürünüm kıt oldu. Vergi borcumu ödeyemedim. Dört gün önce Vergi Memurları öküzün eşini “Vergi borcunu karşılar” diyerek alıp götürdüler. Sattılar. Benim öküzün eşi sizin gibi beylerin sofrasına et, sucuk oldu, Bey.

ATATÜRK çok sinirlenmiştir. Alışkanlığı gereği kızdığı zaman kaşlarını çatmaktadır. Onun bu halini gören Köylü,

– Bana niye kaş çatıyon Bey. Yalan söylediğimi mi sanıyon? Sana ne söylediysem hepsi doğru. Ben Küçükçekmece Köyü’ndenim. Muhtara Sor İstersen.

ATATÜRK,

– Neden Kaymakam Bey’e gidip durumu anlatmadın Ağa?

– Gittim Bey.

Köylü duraksamıştır. Bunu anlayan ATATÜRK, devam eder:

– Kaymakam ne dedi?

– Git borcunu öde, dedi.

– Sen de Vali Bey’in yanına gitseydin.

Köylü ATATÜRK’ü bir müddet süzer. ATATÜRK, konuşmadan dinlemektedir. Köylü konuşmaya devam eder.

– Sen hiç Vali’nin yanına gitmemişsin bey. Halından belli oluyor.

– Halimden belli mi oluyor?

– He ya! Hem gitseydin bilirdin.

– Neyi bilirdim?

– Kapıdaki Jandarmaların adamı içeri koymadığını, bey.

ATATÜRK,

– Başvekil İsmet Paşa’ya telgraf çekip, durumunu niye izah etmedin? diye sorar. Köylü gülümseyerek,

– İnsanı güldürme bey. Başvekilin kulağı sağır, duymaz diyolar, der.

ATATÜRK kızmıştır.

– Peki! Gazi Paşa’ya niye telgraf çekmedin? diye sorar.

– Onun da bir gözü kör, görmez diyolar. Hem sen zenginsin. Tomofilin bile var. Bunları heç duymadın mı?

ATATÜRK cüzdanından elli lira çıkarır.

– Bunu kabul et ağa. Öküzün yanına bir eş alırsın, der.

Elleri titreyen köylünün elini sıkar. Yanından ayrılır. Hızlı adımlarla arabasına doğru yürür. Florya köşküne döner. Başbakan İsmet Paşa’ya şu telgrafı çeker.

– Derhal Heyeti Vekileyi (Bakanlar Kurulu’nu) topla, İstanbul’a gel.

Başbakan başkanlığında Bakanlar Kurulu Florya köşküne gelirler. ATATÜRK, şoförünü köylüyü alıp gelmesi için yollamıştır. Arabanın içinde sıra sıra dizilmiş Jandarmaların arasından Florya Köşkü’ne gelen köylü, “Eyvah ben ne yaptım” diye için için dövünmektedir.

Kendisini kapıda karşılayan şık giyimli bir beyefendi nazik bir sesle “Beni takip edin efendim” deyince içi biraz ferahlasa da çok korkmuştur. Adamı takip ederek büyük bir toplantı salonuna girerler. Salon kalabalıktır. Ortada büyük bir masa, etrafında sandalyelere oturmuş şık giyimli insanlar ile ayakta duran iki kişi daha vardır. Gözleri kararmış, ayakları bedenini taşımakta zorlanmaktadır. Heyecandan kalbi fırlayacak gibidir. Tanıdık bir ses duyar.

“Hoşgeldin ağa. Gel yerin burada” diyen ATATÜRK, sağ tarafında, yanında ayırdığı boş sandalyeyi eliyle işaret etmektedir. Köylü, zorlanarak yürür ve yığılırcasına sandalyeye oturur. Durumunu anlayan ATATÜRK,

– Sakin ol ağa. Korkacak hiç bir şey yok.

– Sağol bey! Sağol.

Köylünün soluklanmasını ve rahatlamasını bekleyen ATATÜRK, bir müddet sonra,

– Seni buraya niye çağırdım biliyor musun ağa?

– Hayır bey, bilmiyom.

– Dün bana anlattıklarını, bu gün burada anlatmanı istiyorum. Ama; bir tek kelimesini dahi atlamadan, eksiksiz olarak anlatmanı istiyorum. Haydi başla, seni dinliyoruz.

Köylü başından geçenleri bir bir anlatır. Daha önce söylediklerinin eksik olanlarını ATATÜRK tamamlar. Köylünün konuşması bitince ATATÜRK, masada oturanları tek tek tanıtır. Kendisinin de Gazi olduğunu söyler. Sonra ayağa kalkar. Elini masaya sertçe vurarak, öfkeli bir sesle;

– Beyler, ben çiftçinin koşumluk hayvanını sattıran yasa istemiyorum. Ben çiftçinin tohumluk buğdayını sattıran yasa istemiyorum. Ben çiftçinin tarım aletini, sağımlık hayvanını sattıran yasa istemiyorum. Ankara’ya dönecek ve bu işi hemen halledeceksiniz. Bu olaydan sonra aşağıdaki kanun bir gecede hazırlanıp yasalaştırılmıştır.

“İcra İflas Kanunu Madde 82/4.: Borçlu çiftçi ise, kendisinin ve ailesinin geçimi için zorunlu olan arazi ve çift hayvanları ve taşıma araçları ve diğer ayrıntıları ve tarım aletleri haczedilemez…”

Etiketler:
Paylaş Tweetle Paylaş Paylaş Paylaş

Yazarın Diğer Yazıları

“Yüreğin yetiyorsa arşivleri birlikte açalım”Deva Partisi Kurucu İlçe Başkanı Şaban Önen’den Yozgat'a zehir zemberek yanıt: DEVA Par...
“Yüreğin yetiyorsa arşivleri birlikte açalım”
CHP’li Sarıbal gübre desteğini değerlendirdi“Tarlada izi olmayanların sorunu çözme kabiliyeti yok.” CHP Bursa Milletvekili ve PM Üy...
CHP’li Sarıbal gübre desteğini değerlendirdi
“Hükümet hedefini bilmeyen bir gemi gibi”Saadet Partisi Karacabey İlçe Başkanı Zeynel Abidin Koçak, yaptığı basın açıklamasında gün...
“Hükümet hedefini bilmeyen bir gemi gibi”
Türkiye’de ‘mutlu insanların’ oranı düşüyor!2020 Yılı Dünya Mutluluk Raporu’na göre 156 ülkeyi kapsayan incelemede Finlandiya dünyanın...
Türkiye’de ‘mutlu insanların’ oranı düşüyor!

Yorum Yazın

Cevabı iptal etmek için tıklayın.

Yorum Yazmak İçin Giriş Yapmalısınız..

En Son Haberler

“Yüreğin yetiyorsa arşivleri birlikte açalım”Deva Partisi Kurucu İlçe Başkanı Şaban Önen’den Yozgat’a zehir zemberek......
“Yüreğin yetiyorsa arşivleri birlikte açalım”
CHP’li Sarıbal gübre desteğini değerlendirdi“Tarlada izi olmayanların sorunu çözme kabiliyeti yok.” CHP Bursa Milletvekili......
CHP’li Sarıbal gübre desteğini değerlendirdi
“Hükümet hedefini bilmeyen bir gemi gibi”Saadet Partisi Karacabey İlçe Başkanı Zeynel Abidin Koçak, yaptığı basın......
“Hükümet hedefini bilmeyen bir gemi gibi”
  • Seri İlanlar
  • Firma Rehberi
  • Güncel
  • Manşetler
  • Ekonomi
  • Dünya
  • Spor
  • Politika
  • Yaşam
Sitemizde yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz.. Görüş ve önerileriniz için yoremgazete@gmail.com adresine e-posta gönderebilirsiniz.
Copyright © 2016 - Yörem Gazete Her Hakkı Saklıdır.

Tasarım ve Programlama: Ertuğrul Seçkin