Ahmet Aygün Ata
AK Parti’nin göreve getirilmeden önce verdiği ve programına aldığı AB, ABD ve Dünya Ticaret Örgütü emri; “Tarımı ve Kamu İşletmelerini Yok Et”ti.
Emir önce Türk ulusunu zehirlemek için Demokrat Parti zamanında nişasta oranı yüksek buğday, mısır ve margarin ile başlamıştı. 1980’lerin AK Partisi ise Anavatan Partisi’ydi. Tonton, “Türk köylüsü, Türk çiftçisi devletin sırtında kambur” diyerek özelLEŞtirme furyasını başlattı. Kamu varlıkları peşkeş çekilmeye başlandı. KİT’lerin içi boşaltılmaya başladı.
Emperyalist tasarının son uygulayıcısı AK Parti, 2001 yılında Türk tarımının, Türk çiftçisinin, Türk köylüsünün kökünü kazımak üzere din sosuyla göreve getirildi. “Aslanlar gibi” Ulusal Varlıkları satmaya, peşkeş çekmeye başladılar. Şeker Fabrikaları da bundan nasibini aldı. Ancak şekerin kuruluşu Türkşeker henüz ayaktaydı ve emperyalist tasarının buyruğu tamamlanamamıştı.
Bir şey yapmalıydı AK Parti! Sonunda az miktarda kendini kurtarmak çok miktarda Türkşeker’i yok etmek için salça işine soktular. Gerçekte salça yapmak istedikleri Türkşeker’di. Hamdolsun, başardılar. Babalarının çiftliğinde böyle at koşturamazlardı. Ama oyla gelmişler, oooooyyyy çektirerek gözlerini kapatıp görevlerini yapıyorlardı. Domates serası bile kurdular. Hatta sera içinde konuk gezdirmek için golf arabası bile aldılar! Sonra müdür görevden alınınca apar topar sattılar.
Türkşeker adeta deneme yanılma yeri oldu. Müdürler, yardımcılar bir imza ile liyakatsiz, bilgisiz, yetersizliği olarak göreve geliyor. Mental yorgunluktan olsa gerek üç beş ay sonra görevden alınıyordu!
Tarım Kredi de durum çok mu farklı? Hayır değil. Üstelik Türk çiftçisini, Türk köylüsünü kooperatiften nefret ettirmek için kalemşör ve AK troller iş başındaydı.
Mahvettikleri ekonomiyi kurtarmak için önce ‘dış güçler’, ardından ‘stokçular’ (o üç harfli stokçuların tamamının AK Parti ile bağı vardır), yetinmediler tüccarın ve çiftçinin depolarını bastılar. Olmadı, olmadı. Günlük politikalar çözüm değildi biliyorlardı ama üretmeyi değil tüketmeyi bildiklerinden çözüm üretemiyorlardı.
Tam AK Partilik çözüm buldular! Tarım Kredi Kooperatifleri ne güne duruyordu, hemen el attılar. Hedef; ‘enflasyonu mahv-ü perişan etmek(!)’ gözükse de AK Parti içinde görev almış, kasaba siyasetçilerine hem makam, hem gelir sağlayıcı olacak biçimde Tarım Kredi Kooperatifleri açmaya başladılar. Her türlü reklamı denediler olmadı. Olmayacaktı da zaten. Olmasını isteyen de yoktu ya!
Hasılı Türkşeker ve Tarım Kredi Kooperatifleri zararın katmerlisini etmeye başladı. İstenen de bu değil miydi zaten?! ABD, AB, Dünya Ticaret Örgütü, “Siz ekmeyin, biz size bakarız” demiş. AK Parti’de şaaaak diye gerekenleri yapıyordu. Arjantin’den şeftali, Uruguay’dan elma alırken, ‘paramız var ki alıyoruz’ diyorlardı.
Peki paramız var da Hürriyet’in 150 dönüm arazisini niye satıyorsunuz be mübarekler!???