• Üye Ol
  • Üye Girişi
    • Anasayfam Yap
      • Sitene Ekle
      • Politikamız
      • Künye
      • İletişim
Karacabey Yörem Gazetesi
    •  
    • Anasayfa
  • Yerel
  • Bursa Bölge
  • Eğitim
  • Politika
  • Sağlık
  • Teknoloji
  • Spor
    • Canlı Sonuçlar
    • İstatistikler & Puan Durumu & Fikstür
  • Yazarlarımız
  • Kültür Sanat
  • Magazin
  • Gazeteler
  • Video Galeri
  • Foto Galeri
Karacabey Yörem Gazetesi Bizi Facebook'dan takip edin
Karacabey Yörem Gazetesi Bizi Twitter'dan takip edin
Anasayfa » Güncel
Mustafa Arı

TÜRKÇE KUR’AN VE EZAN CAİZ DEĞİLDİR!

Eklenme Tarihi: 24 Aralık 2020 Perşembe
Eklenme Saati: 14:43
Okunma Sayısı: 6
Tweetle
Mustafa Arı mustafa@yoremgazete.com
Yazdır
Yazıyı Büyüt Yazıyı Küçült
TÜRKÇE KUR’AN VE EZAN CAİZ DEĞİLDİR!

Mustafa Arı

Diyanet İşleri Başkanlığı’mız,  Kur’an mealinin Kur’an gibi tilâvet edilmesi, Türkçe ezan ve ibadet konularında açıklama yapmıştır.

Son günlerde kamuoyunda ezanın Türkçe okunması, Kur’an mealinin Kur’an gibi tilâvet edilmesi ve bu bağlamda Türkçe ibadet konularının tartışıldığı müşahede edilmekte ve Başkanlığımıza konuyla ilgili çokça soru ulaşmaktadır. Bunun üzerine aşağıdaki açıklamanın yapılması gereği doğmuştur.

Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim, Arapça olarak indirilmiştir. (Yusuf, 12/2; Zuhruf, 43/3). Kur’an-ı Kerim, hem lafzı hem manası ile Kur’an’dır. İndirildiği lafızların dışında, Arapça bile olsa, başka sözlerle ifade edilen mana Cenab-ı Hakk’ın kelâmı değil, mütercimin ondan anladığı manadır. Bu itibarla bu lafızlardan anlaşılan ve başka lafızlarla ifade edilen mana Kur’an değildir. Kur’an lafzı ve manasıyla mucizedir. Kur’an’ın Arapça olduğunu ifade eden ayetlerden, sadece mananın değil, lafızlarının da Kur’an kavramının içeriğine dâhil olduğu açık ve kesin bir şekilde anlaşılmaktadır.

Kur’an’ın tercümesine Kur’an denilemeyeceği ve tercümesinin Kur’an hükmünde olmadığı konusunda İslâm âlimleri görüş birliği içindedir. Yüce Rabbimizin öğütleri ve buyruklarını öğrenmek maksadıyla, Kur’an-ı Kerim’in meal ve tefsirlerini okumak gerekli olmakla birlikte okunan bu tercümelerin Kur’an olarak isimlendirilmesi caiz olmadığı gibi mealin Kur’an yerine okunması da doğru değildir. İbadet olarak okunduğunda Kur’an aslî lafızlarıyla okunmalıdır. Kur’an’ın meal, tercüme ve tefsirlerini okumanın hükmü başka, bu tercümeleri Kur’an yerine koymanın ve Kur’an hükmünde tutmanın hükmü ise bambaşkadır.

Namaz ibadetinde Kur’an’ın asli haliyle okunması ile kişinin kendi dilinde dua edebilmesi birbiriyle karıştırılmamalıdır. Çünkü namaz farz olan ve sahih olarak yerine getirdiğimizden emin olmamız gereken bir ibadettir. Bu nedenle namazın rüknü olan Kur’an kıraati ancak orijinal lafızlarıyla okunduğunda bu farz yerine getirilmiş olur. Namazda Kur’an kıraati icmâ ile farz olduğu ve meallerin hiç birine yine icmâen Kur’an denilemeyeceği için namazda Kur’an meali ile kıraatte bulunulması İslâm ümmetinin ittifakıyla meşru görülmemiştir. Nitekim 9 Ramazan 1324/23 Mart 1926 tarih ve 743 numaralı Müşavere Hey’eti ve Din İşleri Yüksek Kurulumuzun 04.12.1997 tarih ve 103 sayılı kararında da bu husus açıkça ifade edilmiştir.

Sözleri bizzat Hz. Peygamber’in (s.a.s.) sünneti ile sabit olan ezan, İslâm dininin şiarı ve Müslüman varlığının/kimliğinin bir göstergesidir. İslâm inancının temel esaslarını içeren ve İslâm toplumunun ortak değeri olan ezan, aynı zamanda İslâm birliğinin ve tevhîdin de sembolüdür.

Mâna ve muhtevası bakımından ezan hem namaz, hem de İslâm için bir çağrıdır. Yani ezan vasıtasıyla insanlar bir taraftan namaza çağrılırken diğer taraftan Allah’ın varlığı, birliği, Hz. Muhammed’in (s.a.s.) O’nun elçisi olduğu ve asıl kurtuluşun (felâh) âhiret mutluluğunda bulunduğu gerçeğini dile getirmektedir.

Ezanın aslî halinin dışında herhangi bir dil ile okunacak çağrının, İslâm âlimleri ve dünya Müslümanları nezdinde ezan olarak itibarının olmadığı muhakkaktır. Nitekim İslâm alimleri Arapça dışında okunacak bir çağrının ezan olarak nitelenemeyeceğini, örneğin Farsça olarak okunacak sözlerin ezan olarak sahih olmadığını belirtmişlerdir. (İbn Abidin, Reddü’l-muhtâr, I, 383.)

Ezanın özgün şekliyle okunması gerektiği konusunda 15 asırlık bir gelenek ve ittifak söz konusudur. Ezan, İslâm’ın şiarı ve namaza davet olduğundan değişik dilleri konuşan Müslümanların hepsine bu davetin ulaştırılması, ancak yine hepsinin ortak bilincine hitap etmekle olur ki, bu da ezanın bilinen asli lafızlarıyla yani Arapça olarak okunmasıyla gerçekleşir. (İbn Abidin, Reddü’l-muhtar, I, 383) Bu itibarla ezanın asli şekli dışında başka bir dille okunması caiz değildir.

Etiketler:
Paylaş Tweetle Paylaş Paylaş Paylaş

Yazarın Diğer Yazıları

ESKİ CAMLAR BARDAK MI OLDU?Mustafa Arı Bu söz artık her şeyin geri dönüşü olmayan bir şekilde geride kalmasını ifa...
ESKİ CAMLAR BARDAK MI OLDU?
KENDİNİ BEĞENMEMustafa Arı Rabbimiz Lokman Suresi’nin 18. ayetinde şöyle buyuruyor: “Allah, kendini be...
KENDİNİ BEĞENME
İÇKİ SOFRASINDA OTURULUR MU?Mustafa Arı Hayır. İçki sofrasında oturulmaz. Çünkü, Allah şöyle buyurmuştur: “Ey iman ...
İÇKİ SOFRASINDA OTURULUR MU?
BİZ NEREDE YANLIŞ YAPTIK!Mustafa Arı Dini öğrenirken ya da öğretirken çok yanlış bir taraftan başladık. İbadetle...
BİZ NEREDE YANLIŞ YAPTIK!

Yorum Yazın

Cevabı iptal etmek için tıklayın.

Yorum Yazmak İçin Giriş Yapmalısınız..

En Son Haberler

Belediyespor neden satılmak isteniyor!?ŞABAN ÖNEN’İN KALEMİNDEN İlçe gündemini bir süredir meşgul eden, “Karacabey......
Belediyespor neden satılmak isteniyor!?
“500 liralık zam sözü ne oldu Sayın Başkan?”Karacabey Belediyesi ile HAK-İş Sendikası arasında 2020 yılı Ekim ayından......
“500 liralık zam sözü ne oldu Sayın Başkan?”
“150 bin kişiye iş vaadi ne oldu Sayın Başkan?”Karacabey Belediye Başkanı Ali Özkan’ın yerel seçimler öncesi en büyük......
“150 bin kişiye iş vaadi ne oldu Sayın Başkan?”
  • Seri İlanlar
  • Firma Rehberi
  • Güncel
  • Manşetler
  • Ekonomi
  • Dünya
  • Spor
  • Politika
  • Yaşam
Sitemizde yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz.. Görüş ve önerileriniz için yoremgazete@gmail.com adresine e-posta gönderebilirsiniz.
Copyright © 2016 - Yörem Gazete Her Hakkı Saklıdır.

Tasarım ve Programlama: Ertuğrul Seçkin