Ahmet Aygün Ata
Yaşam direndiğiniz birçok gerçeği kabullenme zorunda bırakır, hatta dayatır. Yetmişli yıllarda tarikat ve cemaat adlı soysuz oluşumlar televizyona karşıydı. Televizyon olan odalara müritler girmezdi. Ama önce girmeye başladılar, sırtları dönük. Ardından yan döndüler, sonra tam döndüler!
Günümüzde besleyen iktidarlar sayesinde ve çağdaşlık adına gericiliğin de toplumsal gerçek olduğunu dile getiren liboşlar sayesinde artık bol bol kanalları var. Bu neyi getirdi? Bin dokuz yüz kırk beşlerde budanmaya başlayan, ellilerde yok edilmek için zemin hazırlanan, seksenlerde ise iktidarların tamamı sayesinde ihanete uğratılan Milli Demokratik Devrimi; diğer adıyla Türk Devrimi’ni ortadan kaldırma girişimlerini. Yani ‘Tam Bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’ni ortadan kaldırma girişimlerini…
Buna piyonluk edenler kimlerdir? Önce liboşlaşan sağ ve sol. İncir ağacı dikme görevi dinci partilere verildi, bu piyonluktu.
24 Temmuz 2015’de Türk ordusunun devrimci genleri, Kemalist genleri devreye girdi. Açılımı hendeklere gömmeye başladı. Ve AKP de yaşamın dayattıklarına diz çökmek zorunda bırakıldı. Ardından 2016’da Türk ordusunun içindeki ve sivil yurtseverler FETÖ’cü darbenin geldiğini, 2015 Kasım’ında haber verdi. Olasılık tarihleri ortaya çıkınca Amerika destekli, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu ilkelerine yönelik darbe yerle bir edildi. Kuşkusuz bunda en büyük etken yurtsever güçlerdi. Darbeye karşı sokağa çıkan, hangi görüşten olursa olsun amacı bir partiyi ya da bir başkanı kurtarmaya yönelik de olsa Türkiye Cumhuriyeti’nin Türk Devrimi’nin genlerinin eseridir.
Tarihte kurulan ilk ordu, biz Türkler’indir. Bin yıllar öncesinin gerçekleri yeni yaşam alanları bulmak, bulunan yerlere yerleşmek ve korumaya yönelikti. Ve bunun için de disipline edilmiş bir güce yani orduya gereksinim duyuldu. Türk toplumları dayanışma, paylaşma, yardımlaşma temelliydi. Türk Ordusu işte bu temeller üzerine oturduğu için yenildi ama tutsak edilemedi.
Türk Ordusu, yeni yaşam alanları bulma savaşımı içinde sürekli yeniliklere açık oldu. Gittiği her yerden edindiği her deneyimi, her kazancı Türk ulusuna yansıttı. Yaşanan dönem gereği bunlar yenilik olsa da yüz yıllar içerisinde bunlar köklü devrimleri getirdi, yaşam bunu dayatıyordu ki Türk Orduları bu konuda eşsizdi. Ta ki Osmanlı hanedanının yozlaşmaya başlamasına dek. Osmanlı aydınları bunu yeniliklerle değiştirmeye çabaladıysa da günü yakalayamadı. Çağ artık devrimler çağıydı. Sanayi devrimi, Rönesans ile kültür devrimini saptayamadılar. Saptayacak bilgide de değillerdi zaten. Bilim, din sığlığı içine sokulmuştu. Arapça ve Farsça’ya teslim edilmişti.
Bu saptamayı Namık Kemal’ler, Ziya Gökalp’ler, Mustafa Kemal’ler yaptı. Panislamizm, Osmanlıcılık, Batıcılık denemeleri tarihe yenildi, yerle bir oldu. Türk ulusu genlerine döndü. Kuşkusuz, Osmanlı hanedanının yozlaştırmaya çabaladığı, ezdiği, hakaret ettiği Türk bilinci, Türk ulusu gerçeği Anadolu’da sıkışmış korku ve kıyımlar yaşamıştı. Türk ordusu bunu da aştı. Anadolu’nun kıyı köşelerine sıkıştırılmış, yok edilmeye çalışılan Türk ulusunu; “Anadolu Bizim”de birleştirdi. Bağımsızlık Savaşı’mızda taş, saban, mermi, kürek ile destan yazdı soylu Türk Ulusu.!
Günümüzde Türk ulusunun genleriyle yine oynanıyor. Türk Ordusu zindanlara atıldı. Ancak genleri sağlam Türk subayı birlikte yürüyenleri, ABD-AB Gladyosu’nu Türk ulusu ile bozguna uğrattı.
Türk ordusuna bugün PKK ve HDP ile birlikte düşmanlık sergileyen, bir dönemin AKP’sinin rolünü ele geçiren muhalefete karşın, Türk ordusunun içini KHK’lar ile sözde darbe engellemeye yönelik önlemler ile boşaltmaya çabalayan, ‘mış’ gibi Türk ordusunun yanında görünen AKP ve bastonluk görevi gören MHP’ye karşın ve günümüzde bilimsel sosyalistlerin yanlış saptama ve teorileri sayesinde çaresiz gözükebiliriz.
Türk ulusu ve Türk ordusu, Türklük genleri, Kemalist genleri ile yine çare üretecektir. Milli Demokratik Devrim ya da Türk Devrimi kesinlikle tamamlanacaktır. Süreç biraz duraksama, biraz yalpalama getirse de Mustafa Kemal Atatürk’ümüzün saptadığı, “Biz Türkler, Asyai bir ulusuz. Güneşin doğuşuna nasıl eminsem, Ortadoğu’nun emperyalizmi yerle bir edeceğine de eminim” öngörüsüne engel olunamayacak ve Asya Devrimi hedefine ulaşacaktır.