CHP Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu; 10 Mayıs 2016, 3 Ekim 2017, 18 Nisan 2018, 20 Şubat 2019 ve 21 Ekim 2019 tarihlerinde Karacabey’deki çevre ve doğa tahribatlarıyla ilgili yaptığı açıklamalarına rağmen yetkililerin hiçbir şey yapmadığını belirterek, “İnsanlar ve canlılar zehirleniyor. Ama beş yıldır duymuyorsunuz. Allah aşkına duyun artık.” dedi.
CHP Bursa Milletvekili ve Parti Meclisi Üyesi Nurhayat Altaca Kayışoğlu, TBMM’de yaptığı konuşmada son müsilaj sorununu hatırlatarak, Bursa özelinde yapılan doğa tahribatlarını gündeme getirdi. Karacabey’deki çevre ve doğa felaketleri başta olmak üzere 5 yıldır Meclis kürsüsünde gündeme getirdiği sorunları sıralayan Altaca Kayışoğlu, “Derelerin, denizlerin, nehirlerin, göllerin, ağaçların, kuşların, balıkların dili olmaya çalıştım ama maalesef, kulaklarınız sağır!” dedi.
TBMM’de söz alan CHP Bursa Milletvekili ve PM Üyesi Nurhayat Altaca Kayışoğlu, doğanın son intikamı müsilaj sorununu hatırlatarak, “Marmara Denizi’ndeki müsilaj doğanın intikamının bize görünen yüzü, ben asıl tehlike olan görünmeyen yüzünü anlatacağım. Bereketli topraklarımız, insanlar zehirleniyorlar, kanser oluyorlar. Ben beş yıldır bu kürsülerden defalarca bu konuları gündeme getirdim, bu fotoğrafları gösterdim; anlattım derelerin, denizlerin, nehirlerin, göllerin, ağaçların, kuşların, balıkların dili olmaya çalıştım ama maalesef, kulaklarınız sağır, sağır.” ifadesini kullandı.
“Bakın, tarih tarih neler söylemişim” diyen Altaca Kayışoğlu, TBMM’de son 5 yılda gündeme getirdiği doğa tahribatlarını şöyle sıraladı:
“21 Ocak 2016: Bursa’da Bursa’nın en önemli içme suyu barajı olan Doğancı Barajı’na mermer ve taş ocaklarının kiri, bölgedeki köylerin foseptiği akıyor. Yenişehir’de hâlâ Boğazköy Barajı’nda sulama yapılamıyor, koca suda balıklar ölüyor.
10 Mayıs 2016: Bursa’da Karacabey ilçesinin Gölecik Mahallesi’nde kanalizasyon yapılıyor fakat bu kanalizasyonun bacası Gölecik Deresi’ne atılıyor, bir dere civarındaki tarım alanlarını suluyor. Dolayısıyla da tarım alanları foseptikle sulanmış oluyor.
3 Ekim 2017: Bu yıl Karacabey Canbolu Deresi’nde üç kez toplu balık ölümleri yaşandı. Aslında toplu balık ölümleri Bursa’nın kronik bir sorunu hâline dönüştü. Bursa’da her yıl Yenişehir Kocasu, İznik Gölü ve Karacabey Canbolu’da balık ölümleri yaşanıyor. Her olaydan sonra yetkililer sorularımıza açıklayıcı cevap vermedikleri gibi bugüne kadar bu katliamlara karşı önlem almıyor, denetim yapmıyor, sorumluları açıklamıyor. Balıkların dili yok diye bu zulüm niye?
7 Mart 2018: Bursa’da çevre felaketlerinin önüne bir türlü geçilemiyor. Daha geçtiğimiz hafta Bursa’nın İnegöl ve Yenişehir arasında kalan Kocasu Çayı üzerinde kurulu Boğazköy Barajı’nda balıklar karaya vurdu. Burası bir baraj ve bu barajdan binlerce dekar alan sulanıyor. Balıkların öldüğü bir barajdan ve o baraj sularıyla beslenen topraklardan söz ediyoruz. Çevre ve Şehircilik Bakanlığını ve Tarım ve Orman Bakanlığını göreve davet ediyorum çünkü balıklar da balıkların öldüğü sularla sulanan topraklar da, o topraklarda yetişen ürünler de, o ürünleri yiyen insanlar da büyük tehlike altında.
18 Nisan 2018: Geçen hafta sonu Bursa’mızın Karacabey ilçesinin köylerindeydim, İsmetpaşalılar köylerindeki Karadere’nin kirliliğinden dert yandılar. Birkaç yıl önce Karadere’de balık tuttuklarını ama şimdi hiçbir canlının yaşamadığını, dereden yayılan pis kokulardan nefes alamadıklarını ve bu sularla tarlaları suladıklarını haykırdılar. Bursa’nın tarım alanlarını koruyun, insan sağlığını koruyun.
11 Ocak 2018: İznik Gölü’ne sahil projesi yapılıyor, betonlar örülüyor, İznik Gölü haykırıyor: ‘Ey, insanoğlu bilmez misin bir göl ancak dalgalarla kıyıya vurduğunda kendini temizler, nefes alır. Bu duvarları örerseniz ben nasıl yaşayacağım?’
20 Şubat 2019: Şubat ayı başında Marmara Denizi kıyısı olan Karacabey’de karaya dev orkinoslar vurdu. Bir değil, birden çok orkinosun aynı gün ölmesine yol açan neden hâlen bilinmiyor. Bu yönde bir araştırma yapıldı mı, bilmiyoruz. Bu süreçte Marmara Denizi’nin bir başka kıyısı olan Gemlik Kumla’da da karaya 2 yunus balığı ölüsü vurdu. Arka arkaya yaşanan bu ölümler düşündürücü olup Marmara Denizi’nde nadide canlıları yok eden sebeplerin ve sorunların bulunması, denizlerimizin, göllerimizin, ırmaklarımızın korunması çocuklarımıza karşı yetkililerin sorumluluğudur.
21 Ekim 2019: Susurluk tarafından gelip Karacabey’de akan Canbolu’da her yıl ama her yıl balık ölümleri yaşanıyor, yaşanan balık ölümleriyle ilgili sebep bulunamıyor, çözüm üretilemiyor. Şehri neredeyse boydan boya geçen Nilüfer Çayı yıllardır lağım kokuyor ‘Her sene çözeceğiz.’ deniliyor, çözülmüyor.
20 Ekim 2020: Gemlik Fevziye köyünde gölet kurudu. Bursa’da 103 kilometre akıp 55 köyden ve şehrin içinden geçen Marmara Denizi’ne akan Nilüfer Çayı var. Bu çayla tarım alanları sulanıyor. Yakın zamanda İnkaya köyüne gittim; bu çay zifiri karanlık, kapkara, katran karası bir şekilde akıyor, kokuyor, köylüler nefes alamıyorlar, uyuyamıyorlar. Gözümün önünde kimyasallar fokur fokur kaynıyordu ve bu çayla tarlalar sulanıyor, insanlar zehirleniyor ama hâlâ sanayi denetlenmiyor. Arıtmalar denetlenmiyor, insanlar zehirleniyor.” demiştim. Ama beş yıldır duymamışsınız. Duyun artık, Allah aşkına duyun, yeter artık duyun doğanın sesini diyorum!”