Yılmaz Katran
Dostlarım;
Bir ülkenin dışarıya bağımlı olmadan tarım ve hayvancılıkta başarılı olmasıdır kalkınmanın birinci maddesi! Senelerce ülkemizin öğündüğü bir durumdu kendi kendine yetmesi… Son 6-7 yıldır maalesef tahıl, bakliyat, bazı meyveler ve samanı dahi ithal etmek durumuna geldi ülkemiz. Hayvancılıktaki yanlış politikalar yüzünden besicilik % 60 azalarak et ve canlı hayvan ithalatına mecbur bırakıldık. Dolayısıyla süt üretimimiz de azaldı ve bunların neticesinde sütlü mamuller, et fiyatları akıl almaz durumlara geldi.
Şu anda sütün de Rusya’dan ithal edileceği konuşulmakta. Petrol ve teknolojide dışa bağımlılığımız ve dışarıya ödediğimiz dövizin ne kadar olduğu, senelerden beri belimizi büktüğü bilinmektedir. Bu durumda, bir de ülkemizde ve toprağımızda var olan kapasitenin kullanılmaması, yanlış tarım politikasının ceremelerini 82 milyon halkın çekmesi nasıl önlenecektir? Bunlara ilave bir de dışarıya sattığımız bazı zirai ürünlerin tarım ilaçları yüzünden kabul edilmemesi ve geri yollanması da bu bir-iki yıl içerisinde fazlalaşarak pazar kaybetmemize sebep olmaya başlamıştır. Maalesef bu da ayrı bir sorundur. Durum tespiti budur. Pekiyi bundan nasıl düzlüğe çıkacağız.!
Dostlarım, ben ziraatçi değilim ama ülkemin durumunu her an gayet dikkatle takip ederim. Bu işin bilenlerini dinler, olabilecekleri tahlil ederim. Şu anda yapılabilecekleri sıralamak durumunu sizlerle paylaşmak istedim.
Yaklaşık 6-7 yıldır çiftçinin feryadına cevap üretilmemiştir. Neydi onların şikayeti? Mazot ve Gübre fiyatlarının pahallılığı ve ürünlerine hak ettikleri fiyatı bulamamaları… Yine devletin her yıl ürünlerine verdiği fiyatları enflasyonun altında tutarak çiftçiyi erime durumuna getirmesi ve onları dışarıdan ithalle susturması oldu. Hayvancılıkta da aynı sistemle teşvik yerine ithalata ağırlık verilerek onların da birer bire yok olmasına sebep olundu.
Şimdi ne olacak?
En acil şekilde yeni bir tarım politikası uygulanmasına geçilmesi şarttır. Öncelikle devlet her yıl dışarıdan milyonlarca dolar verilerek ithal edilen hibrit tohum ve benzerlerini mutlaka yurdumuzda yapılmasını teşvik ve desteklemelidir. Tahılda yerli tohum ıslahı yapılmalı, en kısa zamanda gerçekleştirilmelidir. Tarım mücadele ilaçları içinde yerli firmalar desteklenerek dışa bağımlılığımız asgariye indirilmelidir. Yurdumuzun iklim bölgelerinde çiftçiye ekilecek ürünleri yönlendirmeye özen gösterilmeli, randımanları yükseltmeye yardım edilmelidir. Aynı çalışmalar hayvancılık için de yapılmalıdır. Tarım ve hayvancılık desteklenerek ne gerekiyorsa yapılması kaçınılmaz olmuştur. Bu da adam kayırarak değil, hak edebilenlere gözetim ve kontrollerle ekimden hasadın kaldırılmasına kadar olmalı, takip ve ürünün maliyetlerini üzerine çiftçinin normal kazancını da koyarak fiyat politikası uygulanması olmalıdır.
Çiftçinin maliyetlerini düşürmek için ne lazımsa gayet güzel hesaplanarak yönlendirilmeli ve uygulamaya geçilmelidir. Örneğin 15-20 dönümle ziraat yapılan tarlaları kooperatifler kurarak, olabiliyorsa en az 600-700- dönüme çıkararak ekimler yapılmalı ki araç gereç maliyetleri ve işçilikler asgariye inmeli, bir de ürününü satarken ‘kırdı-kaçtı’ insanlara mal satmaktan kurtulmaları sağlanmalıdır. Çiftçiye kooperatiflerin onlara getireceği faydaları anlatılmalı, kurulacak kooperatiflere azami teşvikleri sunulmalı, ziraat mühendisleri ve veterinerlerin maaşları da devlet tarafından verilmesi düşünülmelidir. Kooperatiflere büyük şehirler pazarlarında belediyeler tarafından yerler tahsisi edilmeli, çiftçi ürününün bir kısmını kendisi pazarlayabilmelidir. Birçok köyde iki-üç büyükbaş besleyen köylüler de birleştirilerek, o köyün bu işle uğraşanları da kapasitelerini artırmalı ve devlete yardımcı ve destek olmalıdır. Süt fiyatları günün şartlarına göre ayarlanmalıdır. Yem fiyatları devletin gözetiminde yürütülmelidir.
Ülkemizde çiftçilik çok zor durumda, tüm üreticiler ürünlerinin maliyetini bile bulamadan satmak zorunda kalıyor ve bankalara borcunu ödeyemiyor. Bu devletin gözünden nasıl kaçıyor anlayamıyorum. Çiftçinin ürününü devlet desteği olmayınca alan tüccarlar ve fabrikalar, fiyatı nasıl aşağıya alırız diye ne lazımsa yapıyorlar. Bir de kış mevsiminde yaz ürünü tahıl, sebze ve meyveyi kıştan eken çiftçiye avans veren fabrikalar ile ölü fiyatına kapatan aracıların önüne geçmek için çareler düşünülmeli, çiftçinin onların eline düşmesi önlenmelidir. Benim naçizane görüşüm bunlardır. Bunlar yapılamadığı takdirde ülkemizde tarım bir daha belini doğrultamayacak duruma gelecektir.
ÇİFÇİ HER YIL ERİYOR. “BİR DAHA EKİM YAPMAYACAGIM” DİYOR. TARLASINI HER SENE BANKALARA BORCU YÜZÜNDEN SATMAK DURUMUNDA KALIYOR. TEHLİKE ÇANLARI ÇALIYOR!.