Karacabey Ziraat Odası’nda 2010 yılından önceki resmi üye kayıtlarının bulunmaması sebebiyle çok sayıda çiftçinin emekli olamadığı iddia edildi. Bu konuda ciddi mağduriyet yaşayan üreticilerden Baki Üzmez, 1995 yılından bu yana Tarım Bağkur’lu olduğunu belirterek, “Karacabey Ziraat Odası’nda en son kaydın 20 Temmuz 2010 tarihli defter kaydı olduğu, başkaca tasdik edilmiş defter kaydı bulunmadığı anlaşıldığından mahkeme aleyhimize karar verdi. Öğrendiğimize göre Ziraat Odası’nda 2010 yılı öncesi kayıtlar buhar olup yanmış. Bu sebeple emekli olamadığımız için benim gibi Bağkurlular da mağdur durumdadır. Devletimizden bu konuda destek bekliyoruz.” dedi.
Karacabey Ziraat Odası üyesi olan çiftçilerle ilgili emeklilikleri esnasında Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından üyeler için Sosyal Güvenlik Denetmeni görevlendirilerek oda kayıtlarının incelenmesi sonucunda Oda’ya ait üye kayıt defterlerinin 20 Temmuz 2010 tarihinde notere tasdik edildiği, bu sebeple üyelik sürelerinin geçersiz olduğu belirtildi. Bundan dolayı sigortadaki süreleri iptal edilen ve yıllarca zor koşullarda emeklilik hayali kuran çiftçilerin, çalıştıkları primlerinin adeta yok olması nedeniyle büyük mağduriyet yaşadıkları ileri sürüldü.
Bu önemli konuda mağduriyet yaşayan çiftçilerden Baki Üzmez, gazetemize yaptığı açıklamada, “Buradaki sıkıntı biz çiftçilerden kaynaklı değil. 1995 yılından bu yana da Tarım Bağkur’luyum. Hatta çiftçilik yaptığıma dair bazı evrakları da mahkemeye sundum. Ancak benden o döneme ait resmi Çiftçi Kayıt Belgesi istendi. Ziraat Odası’nda ise 2010 yılı öncesi kayıtlar buhar olup yanmış. Sorumlusu o dönemin yönetimidir. Zaten şahsım olarak o dönemin Ziraat Odası yöneticilerinden haklarında Cumhuriyet Başsavcılığı’na soruşturma açılması için suç duyurusunda bulundum. Benim gibi bu sebeple emekli olamayan çok sayıda çiftçilerin mağduriyetlerinin giderilmesini istiyoruz.” ifadesini kullandı.
Karacabey Ziraat Odası’nın üye kayıtlarının her ihtimale karşı yedeklenmesi gerektiğini vurgulayan Baki Üzmez, “Ancak bunların muhafaza altında tutulmaması çok garip değil mi? Tarım Bağkur’lu köylü, çiftçi, tarım işçisine yönelik Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın 1994 /2008 tarihleri arasında zahirecilere, fabrikalara, TMO ofisine, kabzımallara sattıkları mallarının stopaj, Bağkur ücreti ve teslimat kesintilerinin Ziraat Odası üye kayıtlarında mevcut olanlar 10 yıl borçlanarak bu yasadan faydalanan yüzlerce, binlerce insan şuan emekli oldu. Ancak ben, dedemden babamdan küçükbaş hayvancı ve çiftçiyiz. Bunu üç beş şahitle değil, Karacabey ve Bursa genelinde çok sayıda şahitle de ispatlayabilirim. Ayrıca SGK’ya, Bağkur’a ve Asliye Hukuk Mahkemesi’ne ıslak imzalı, mühürlü, ziraat yaptığım yerlerin dönümlerine, metresine kadar belgeleri ve yine müstahsil makbuzlarımla birlikte mahkemeye sundum. Yapılan bir sürü duruşma sonucunda mahkeme ilk önce lehime karar verdi. Ancak SGK avukatı buna itiraz ederek davayı istinaf mahkemesine taşıdı ve dava istinafta aleyhimize sonuçlanarak tekrar yargılanmak üzere Karacabey Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderildi.
Yargılama sürecinin başladığı duruşmalarda üye kayıtlarımı, resmi belgelerimi yüce mahkemeye (ıslak imza ve mühürlü olarak resmi evrak olarak) vermeme rağmen, benden o yıllara ait Ziraat Odası’ndan üye kaydım istendi. Ama Ziraat Odası’nda o döneme ait kayıtlar buhar olup yandığı için benden istenilen üye kayıt belgesini veremedim. Bu sebeple de mahkeme aleyhimde karar vererek beni ve benim gibi tüm Bağkur’luları mağdur etmiştir.
Bu sebeple 67–70’li yaşlara gelmiş şahsım ve benim gibi çiftçiler mağdur edilmiştir. Ziraat Odası’na gidiyorum, şimdiki yönetim hiçbir üyeye o yıllarla ilgili üye kaydını veremediklerini söylüyor. Çünkü bütün arşivler yanmış. Şimdi yüce devletimin, milletimin AK Parti ve diğer siyasi parti ilçe başkanları, il başkanları, milletvekilleri, genel başkan ve yardımcıları, yüce TBMM ve 2 milyon 600 bin EYT’li kişilerin feryadına kulak veren Sayın Cumhurbaşkanıma sesleniyorum; Temsilde hata olmasın, Hacivat’ın yaptığının ceremesini biz gariban köylü, çiftçi, hayvancı, zeytinci Karagöz’ler mi çekeceğiz? Herkesin aldığı bu hakkı ben bazı insanların adaletsizce yaptıklarından dolayı yıllardır mahkemelerde hakkımı aramama rağmen alamadım. Bu sebeple emekli olamıyorum. Ancak milyonlarca EYT’li arasında 40-45’li yaşlardaki gencecik insanlar her nasılsa emekli olabiliyor. Ama biz köylü ve çiftçilerin Bağkur’a olan bunca yıllık emeği görmezden geliniyor. Hakkımızın yenmesine göz yummak kimleri mutlu edecekse onların hepsine mutluluklar dilerim. Allah’ıma, peygamberime ve Kur’an-ı Kerim’e yemin olsun ki, hakkım olan emekliliğimi şahsım adına yüce Türk-İslam alemine bağışlıyorum.” şeklinde sözlerini noktaladı.