İsmail Hakkı Özsarı
Osmanlı devrinde padişahlar tebdili kıyafet giyerek halkın arasında dolaşırlardı.
Devrin padişahı bir gün kuşların satıldığı Pazar yerini ziyaret eder. Bir kuş sergisinin önünde durur. Sergide keklikler satılmaktadır. İlginçtir kekliklerin önünde fiyatlarının 1 altın olduğu ancak, birisinin önünde fiyatının 300 altın olduğu yazılıdır. Padişah neden böyle olduğunu merak eder ve sorar. Aldığı yanıt şaşırtıcıdır. “Efendim bu keklik çok güzel öter. Bunu avcılar satın alır. Avlanmaya giderken yanlarında götürürler. Kendileri gizlenerek kekliği çalılar arasına bırakırlar. Bu hayvanda o çok güzel ötüşüyle diğer keklikleri yanına çağırır. Avcılarda böylece gelen keklikleri öldürürler” der.
Padişah; “Ya öyle mi?” diyerek cebinden çıkardığı 500 altını kuşçuya verir. Kekliği alır. Hemen oracıkta kafasını kopartıp fırlatır atar.
Kuşçu, şaşkın bir ifadeyle, “Aman ne yaptınız efendim” der.
Padişah da, “Soyuna ihanet edenlerin cezası böyle olmalıdır” diyerek oradan uzaklaşır.
Efendim soyuna ihanet etmek sadece güzel ötüşlü kekliğin mührelik yapması mıdır?
Soyuna ihanet etmek; Diyarbakır’da öğrencilerin çıkış saatinin zamanlamasını yaparak bir dershanenin önüne bomba koyup, onlarca öğrencinin ölümüne neden olmaktır.
Soyuna ihanet etmek; Güngören’de bir sokaktaki çöp kutusuna patlayıcı koyarak kahpece onlarca günahsız insanın canına kıymaktır.
Soyuna ihanet etmek; malzemeden çalarak kaçak bina yapıp sonra da bu bina da kaçak öğrenimi görmezden gelerek, ardından da gaz kaçağından 18 yavrumuzun ölümüne ortam hazırlamaktır.
Soyuna ihanet; kamu malını deniz gibi görüp, onu domuz gibi yemektir.
Soyuna ihanet; ta tabandan tavana kadar tüm devlet memurlarının görevlerini hakkıyla yapmamasıdır.
Soyuna ihanet; devlet gücünü de arkasına alarak bin bir entrikalarla tüyü bitmedik yetimlerin hakkını kamu bankalarının içini boşaltarak yemektir.
Soyuna ihanet; insanların umutlarını ya bir çürük teknede ya da bir kamyon kazasında ölümlerden ölüm beğendirerek söndürmektir.
Soyuna ihanet; sırf kendi çıkarları için iç ve dış emperyalistlerle işbirliği yaparak, ülkesinin, halkının çıkarlarını peşkeş çekmektir.
Soyuna ihanet; kendi ülkesini soykırım gibi, özgürlükler yok gibi söylemlere yabancılar korosuyla birlikte katılıp hatta daha da ileri giderek kendi ülkesini şikayet etmektir.
Listeyi daha da uzatabilirsiniz.
İngiliz Kemal’ler, Damat Ferit’ler, Şeyh Sait’ler, Aznavur Ahmet’ler ve daha niceleri bizim tarihimizde soyuna ihanet edenler olarak hemen hatırlayabildiklerim.
Onlar dün vardı. Bugün de varlar. Hiç şüpheniz olmasın yarın da olacaklar.
Bize düşen görev bunları çok iyi tanımak ve daima uyanık olmaktır.