Ekonomi
“SON 20 YILDA 2,6 MİLYON HEKTAR TARIM ARAZİSİNİ KAYBETTİK”
- /home/u2093656/public_html/wp-content/plugins/mvp-social-buttons/mvp-social-buttons.php on line 27
http://www.yoremgazete.com/wp-content/uploads/2024/12/TZOB-toprak-kaybi-1.png&description=“SON 20 YILDA 2,6 MİLYON HEKTAR TARIM ARAZİSİNİ KAYBETTİK”', 'pinterestShare', 'width=750,height=350'); return false;" title="Pin This Post">
- Share
- Tweet /home/u2093656/public_html/wp-content/plugins/mvp-social-buttons/mvp-social-buttons.php on line 72
http://www.yoremgazete.com/wp-content/uploads/2024/12/TZOB-toprak-kaybi-1.png&description=“SON 20 YILDA 2,6 MİLYON HEKTAR TARIM ARAZİSİNİ KAYBETTİK”', 'pinterestShare', 'width=750,height=350'); return false;" title="Pin This Post">
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Dünya Toprak Günü dolayısıyla yazılı bir açıklama yaptı. Ülkemizde tarım arazilerinin yıldan yıla azaldığına dikkat çeken Bayraktar, “Ayrıca, tarım arazilerimizin küçük, parçalı, dağınık, çok hisseli olması ve sulama imkânlarının halen yetersizliğiyle verimli kullanımı da sağlanamıyor. Nitekim ülkemizde uzun ömürlü bitkilerle beraber toplam arazi miktarı 2004-2023 döneminde 26 milyon 593 hektardan 23 milyon 971 hektara geriledi. Yani 20 yıllık bir süreçte 2,6 milyon hektar tarım arazisini kaybettik.” dedi.
TZOB Başkanı Şemsi Bayraktar, konuyla ilgili şu önemli bilgileri paylaştı: “Toprak, kimileri için üzerine onlarca kat bina inşa edilebilir bir arsa, kimileri için bir yerden bir yere en kısa sürede üzerinde ulaşım sağlanan kara parçası, kimilerine göre de dededen kalma tapularla zenginliktir. Toprak, çiftçilerimiz için ise geçimini sağladığı, üretimini sürdürdüğü ekmek teknesidir. Böylesine büyük bir öneme sahip olan ve türkülerde sadık yar olarak adlandırılan toprak erozyondan tuzlaşma- asitleşme- betonlaşma ve kirliliğe varıncaya kadar insanoğlu tarafından birçok yanlışlığa layık görülüyor.
“Dünya topraklarının yüzde 33’ü bozuldu”
Toprak bozulması biyolojik, kimyasal ve fiziksel sebeplerden oluşur. Dünya topraklarının yaklaşık yüzde 33’ü orta ila yüksek derecede bozuldu. Bu bozulmuş toprakların yüzde 40’ı Afrika’da ve geri kalanının çoğu da yoksulluk ve gıda güvensizliğinden etkilenen bölgelerde yer alıyor. Sağlıklı topraklar ile sürdürülebilir bir arazi ve toprak yönetimi olmadan iklim krizlerini engelleyemez, gıda üretemez ve değişen iklim koşullarına uyum sağlayamayız.
“İklim değişikliği toprağı da etkiliyor!”
İnsanların tarımı keşfetmesiyle başlayan toprak kullanım sürecinin, 20. yüzyılda artmasıyla topraklar zarar görmeye başladı. Erozyon, organik madde kaybı, toprak kirlenmesi, toprak asitleşmesi, toprağın betonlaşma ile örtülmesi (yapılaşma), biyoçeşitliliğin azalması, toprak sıkışması, tuzlanma, taşkın ve toprak kaymaları gibi hususların yanı sıra iklim değişikliği de toprağa zarar veriyor. İnsan faaliyetlerinin yanı sıra iklim değişikliğine bağlı olarak meydana gelen olaylar toprak ekosisteminde yer alan canlıların yaşamını doğrudan etkiliyor. Özellikle kurak, yarı kurak ve yarı nemli iklim özelliklerine sahip bölgeler çölleşme riski altındadır.
“Ülkemizde tarım arazileri yıldan yıla azalıyor”
Tarım arazilerimizin küçük, parçalı, dağınık, çok hisseli olması ve sulama imkânlarının halen yetersizliğiyle verimli kullanımı da sağlanamıyor. Nitekim ülkemizde uzun ömürlü bitkilerle beraber toplam arazi miktarı 2004-2023 döneminde 26 milyon 593 hektardan 23 milyon 971 hektara geriledi. Yani 20 yıllık bir süreçte 2,6 milyon hektar tarım arazisini kaybettik. Ülkemizde son 10 yılda tarım alanlarımızda yüzde 0,1 oranında artış olsa da en fazla tarım arazisine sahip olan Konya ilinde, son 10 yılda tarım alanları yüzde 1,5 azaldı.
Aynı dönemde tarım arazilerinin en fazla olduğu illerimizden sırasıyla Ankara’da ve Şanlıurfa’da yüzde 4,9, Sivas’ta yüzde 3,1, Yozgat’ta yüzde 3 oranında azaldı. Diğer taraftan ülkemizde 39 ilde tarım arazisi alanında artış gerçekleşirken, 42 ilde azalma gerçekleşti.
“Cumhurbaşkanı Kararıyla 19 ilde 28 yeni ovanın sit alanı ilan edilmesiyle 2024 yılında toplamda 468 adet ova yani 9,5 milyon hektar koruma altına alındı”
Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından tarım arazilerinin korunması ve amaç dışına çıkarılmasının önlenmesi amacıyla çalışmalar yapılıyor, çeşitli Kanunlar çıkarılıyor. Birlik olarak tarım arazilerini daha fazla koruyabilecek, parçalanmanın önüne geçecek çalışmaları her zaman destekliyoruz. Bu doğrultuda geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Kararıyla 19 ilde 28 yeni ovanın sit alanı ilan edilmesiyle 2024 yılında toplamda 468 adet ova yani 9,5 milyon hektar koruma altına alındı. Bunu toprağı korumak adına atılmış, önemli bir adım olarak görüyor ve destekliyoruz.
Yine Hazine arazilerinde ecrimisil ödeyerek tarım yapan yüzbinlerce çiftçinin yıllardır bekleyen ve yılan hikâyesine dönen sorunuyla ilgili olarak, Birliğimiz geçmiş yıllarda yoğun çaba gösterdi. Bu kapsamda 2023 yılında 14 bin 800 olmak üzere bugüne kadar 80 bin 400 çiftçiyle 130 bin hektar yüzölçümlü Hazine arazisi için kira sözleşmesi imzaladı. Ayrıca, 2023 yılında tarım arazilerinin hak sahiplerine satışında 11 bin hak sahibine, 8 bin adet taşınmaz satışı yapıldı ve toplamda 118 bin hak sahibine 88 bin adet taşınmaz satışı gerçekleştirildi.
“Tarım arazileri üretim aracı olmaktan çıkarak birer yatırım aracı haline dönüştü”
Ülkemizde yaşanan yüksek enflasyona bağlı tarımsal girdi fiyatlarında yaşanan anormal artışlar tarımsal üretimde yeterli geliri elde edemeyen üreticilerin tarımsal üretimden kopmasına ve arazilerini elden çıkarmalarına neden oluyor. Diğer taraftan son yıllarda giderek popüler hale gelen, insanlara şehirden uzakta yaşamayı cazip gösteren hobi bahçesi, tiny house, bungalov ev benzeri yaşama alanları, tarım arazilerinin parçalanmasına ve çarpık yapılaşmanın oluşmasına neden oluyor.
Kısacası tarım arazileri üretim aracı olmaktan çıkarak birer yatırım aracı haline dönüştü. Değerinin üzerinde fiyatlarla satılan arazileri bölge insanı alamıyor. Bu tür satışlar tarım dışı amaç için arazi almak isteyenlerin işini kolaylaştırmış, arazilerin farklı amaçlarla kullanımının önünü açmıştır. Tarımsal arazilerin amaç dışı kullanımının engellenmesi adına alınacak her türlü tedbirin yanındayız. Unutulmamalı tarımsal üretimin temeli topraktır. Öncelikle sahip olduğumuz toprak ve su kaynaklarına sahip çıkmalı ve bu bilinçle hareket etmeliyiz.”
Bursa Bölge
“AKP VE SARAY TÜRKİYE’NİN SOSYAL KISIRLIK SEBEBİDİR”
CHP Bursa Milletvekili ve PM Üyesi Orhan Sarıbal, iktidarın 2024 yılında üretimdeki açıkları ithalatla kapatmaya çalıştığını belirterek, tarım alalarının talana açıldığı, çiftçinin maliyetler altında ezildiği, küçük esnafın kepenk kapattığı bir ülkede refah içinde yaşayan bir halktan söz edilemeyeceğini söyledi. Sarıbal; “Bir ülkede faşizm varsa orada ekmek kavgası vardır. Çünkü faşizm, üretimin köklerini kurutur, sosyal adaleti yok eder. AKP ve Saray, bir halk sağlığı sorunudur diyorduk, AKP ve Saray bu ülkenin sosyal kısırlık sebebidir.” dedi.
CHP Bursa Milletvekili ve PM Üyesi Orhan Sarıbal, 2024 yılı tarımsal üretim ve ithalat verilerini değerlendirdi. AKP İktidarının tarımda uyguladığı politikalarla, üretmeyi ithal etmekten daha pahalı hale getirdiğini vurgulayan Milletvekili Sarıbal, ithalata bağımlılığın yalnızca gıda maddeleriyle sınırlı olmadığını; tohum, gübre, tarım ilaçları ve mazot gibi girdilerde de büyük ölçüde dışa bağımlılığın söz konusu olduğunu söyledi. Tarım alalarının talana açıldığı, çiftçinin maliyetler altında ezildiği, küçük esnafın kepenk kapattığı bir ülkede ne adil bir gelecekten ne de refah içinde yaşayan bir halktan söz edilebileceğini kaydeden Sarıbal, “Bir ülkede faşizm varsa orada hürriyet kavgası vardır, adalet kavgası vardır. Faşizm varsa orada ekmek kavgası vardır. Çünkü faşizm, üretimin köklerini kurutur, sosyal adaleti yok eder. Bir ülkenin toprağı, işçisi, üretimi özgür olmazsa ne emeğin bereketi kalır ne de ekmeğin tadı. Faşizm, yalnızca insanlar üzerinde baskı kurmaz; aynı zamanda tarladan sofraya uzanan üretim zincirini kırar, bereketi yok eder. 2025’i aile yılı ilan eden Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın müjdesi 3 çocuk çıktı! Bugün Türkiye’de milyonlarca genç, bırakın çocuk sahibi olmayı, maddi yetersizlikler yüzünden evlenemiyor. Ülkemizin doğurganlık oranı neden 1,5’e düştü sanıyorsunuz? Sağlık sisteminde yaşanan aksaklıklar, sosyal güvence eksikliği ve artan yoksulluk, gençlerin çocuk sahibi olmasını bir kenara bırakın, sağlıklı bir yaşam sürmesine bile engel oluyor. AKP ve Saray, bir halk sağlığı sorunudur diyorduk, AKP ve Saray bu ülkenin sosyal kısırlık sebebidir. Çözüm popülist müjdelerde değil, gerçekçi bir kalkınma ve sosyal adalet politikasındadır.” diye konuştu.
“İktidar 2024’te de üretimdeki açığı ithalatla kapattı”
Milletvekili Sarıbal, iklim değişikliği, maliyet artışları ve çiftçinin ekonomik durumunun bozulması nedeniyle buğday üretiminin 22 milyon tondan 20.8 milyon tona, arpa üretiminin 9.2 milyon tondan 8.1 milyon tona, mısır üretiminin 9 milyon tondan 8.1 milyon tona gerilediğini açıkladı. AKP’nin hububat, baklagiller ve yağlı tohumlar öncelikli olacak şekilde yurt içi yeterlilik oranının yüzde 100’ün üzerinde tutulacağına dair vaadinin havada kaldığını belirten Sarıbal, “Yurt içi üretimin yurt içi talebi karşılama derecesi arpada yüzde 90, ekmeklik buğday, mısır ve kırmızı mercimekte yüzde 86, pirinçte 74, yeşil mercimekte yüzde 60, ayçiçeğinde yüzde 51, soyada ise yüzde 5 civarında. Hububat üretimi 3.2 milyon ton geriledi. 2024 yılında da üretimdeki açıklar ithalatla kapatılmaya çalışıldı. Patates üretimi bir önceki yıla göre yüzde 21.1, kuru baklagiller yüzde 2.8, yağlı tohumlar ise yüzde 2.6 oranında arttı. Buna karşılık şeker pancarı üretimi 25.3 milyon tondan 23 milyon tona düştü. 2023 yılında narenciyede üretim bir önceki yıla göre ortalama yüzde 67 oranında artarak 4.7 milyon tondan 7.9 milyon tona yükselmiş; artış oranı portakalda yüzde 75’i, limonda ise yüzde 76’yı bulmuştu. Özellikle erkenci limon ve mandalinada yaşanan pazarlama sorunları bu ürünlerin üçte birinin dalda kalmasına, hatta ağaçların sökülmesine yol açmıştı. Bu yıl üretim mandalinada yüzde 32.7, portakalda yüzde 30.3, limonda yüzde 25.6 oranında azaldı. Üretimi azalan bir başka meyve olan şeftali ise 1.1 milyon tondan 822 bin tona geriledi. 2024 zeytinde var yılı; üretim 1.5 milyon tondan 3.7 milyon tona yükseldi. Ancak önceki yıl narenciyede olduğu gibi bu yıl da zeytinde pazarlama sorunları öne çıkacak. Tariş henüz yağlık zeytin alım fiyatını açıklamadı. Marmarabirlik ise enflasyonun yüzde 50’leri bulduğu bir dönemde sofralık zeytine en fazla yüzde 13.6 zam vererek üreticileri mağdur etti.” ifadelerini kullandı.
Hububat ve yağlı tohum türevleri ithalatı 7.5 milyar dolar
2024 yılında buğday ve yağlı tohumlar türevleri için ödenen bedelin 7.5 milyar dolara ulaştığını kaydeden Sarıbal, 2023 yılında 11.9 milyon ton gibi çok yüksek bir buğday ithalatı yapılınca, 2024 yılında ithalat yasakları ile buğday ithalatının neredeyse yarı yarıya düştüğünü hatırlattı.
Milletvekili Sarıbal, “İç fındık ihracatında yüzde 56.7’lik bir artış yaşandı. Toplam ihracat geliri 1.3 milyar doları aştı. Ekmeklik buğday ithalatında uygulanan kısıtlamalar nedeniyle buğday unu ihracatı yüzde 20 oranında azaldı. Toplam ihracat geliri 1 milyar dolar oldu. Ayçiçeği yağı ihracatında da yüzde 6.7’lik bir düşüş yaşandı. Toplam ihracat geliri 813 milyon dolar olarak kaydedildi. Bu veriler, Türkiye’nin tarım ve gıda ürünleri ihracatında hem fırsatlar hem de bazı ürünlerdeki zorlukları yansıtıyor. Buna karşılık en fazla ithal edilen ürünlerden soya fasulyesi 1.6 milyar dolar, pamuk 1.4 milyar dolar, buğday 1.3 milyar dolar ve ayçiçeği yağı 1.2 milyar dolar olarak sıralandı. 2024 yılında da uluslararası piyasalarda tarım ürünleri fiyatlarının gerilemeye devam etmesi, gümrük vergilerinin düşürülmesi veya sıfırlanması ve alım fiyatlarının düşük tutulması nedeniyle ürünlerini değerinde satamayan çiftçiler giderek yoksullaşıp tarımı terk etmeye devam etti. Bunun gıda güvencesi ve gıda enflasyonu açısından büyük bir tehlike yarattığı Saray iktidarının umurunda değil.” diye konuştu.
Bursa Bölge
KADIN KOOPERATİFLERİ İÇİN 2025 İŞ PLANI HAZIRLANDI
Tarım ve Orman Bakanlığı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve Ticaret Bakanlığı İl Müdürlükleri tarafından ortaklaşa yürütülen çalışmalar sürüyor. Bilindiği üzere, 30 Ekim 2018 tarihinde üç bakanlık arasında, “Kadın Kooperatiflerinin Güçlendirilmesi İş Birliği Protokolü” imzalanmıştı. Protokol 12.07.2021 tarihinde iki yıl, 06.09.2023 tarihinde ise beş yıl süreyle yenilenmişti.
Protokol çerçevesinde bugüne değin düzenlenen çalışmalar, eğitimler, bilgilendirme toplantıları ve kooperatif ziyaretleri ile kadın işbirliklerinin karşılaştığı süreçler çözüm odaklı yaklaşımlar geliştirilmiş, üretimden pazarlamaya kadar birçok alanda faaliyet yürütüldü.
Kadın Kooperatifleri için 2025 yılına yön verilecek toplantı
Kadınların ekonomik ve sosyal hayatta kalmaları, daha güçlü bir yer edinmeleri için yürütülen çalışmalar kapsamında, geçtiğimiz hafta Bursa İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ev sahipliğinde önemli bir toplantı gerçekleştirildi. Toplantıda, kadın kooperatiflerinin üretim kapasitelerinin geliştirilmesi, teknik bilgi ve becerilerin geliştirilmesi, pazar imkanlarının genişletilmesi ve kadın emeğinin daha etkin değerlendirilmesine yönelik hedefler belirlendi. Eğitim programları, teknik projeler ve katma üretim modelleri gibi konular ele alındığı toplantıda, bu alanlarla ilgili kurumlarla işbirliği yapılmasının gerekliliği vurgulandı.
Kadın emeğiyle güçlü bir gelecek
Oluşturulan 2025 İş Planı, kadın kooperatiflerinin sürdürülebilirliğini arttırmayı ve onların ekonomik kalkınmadaki rollerini güçlendirmeyi sağlıyor. Bu potansiyel doğrultusunda, kadın emeğini merkeze alan, projeleriyle üretimden pazarlamaya kadar her aşamada etkin çözümlerin geliştirilmesi hedeflenmekte. Kadınların kooperatifler yoluyla güçlenmesine katkı sunan bu toplantının, hem bölgesel hem de ulusal kalkınma için önemli bir adım olduğu belirtildi.
Bursa Bölge
“BAĞKURLU ALMADIĞI HİZMETİN BEDELİNİ CEZALI ÖDÜYOR”
Sosyal güvenlik prim borcu olan çok sayıda esnaf ve sanatkarın sağlık alanında almadığı muayene ve almadığı ilacın bedelini cezalı ödediğini belirten TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “İki aydan fazla süreyle sigorta prim borcunu geciktiren esnafımız hem hastaneye gidip muayene olamıyor hem de tedavi için gereken ilaçları eczaneden alamıyor. Bu hizmeti sadece esnaf alamamakla kalmıyor bakmakla yükümlü ailesi de aynı şekilde yararlanamıyor. Aynı zamanda ödemeyi yatırmakta zorluk çekip geciktirdiği zaman olmadığı muayenenin ve almadığı ilacın bedelini faiziyle geri ödemek zorunda kalıyor. Sn. Cumhurbaşkanımız yapılandırmaya ve sürenin uzatılmasına imkan sağlıyordu fakat yeni yıl itibariyle artık uzatma yapılmıyor. Bizim ricamız bu sürenin 1 yıl daha uzatılması ve önemli bir mesele olan 7 bin 200 prim günü dolduran esnafımızın sağlıktan yararlanmasına imkan sağlanmalı. Esnafımızın ve ailelerinin mağdur olmaması için sağlık hizmetlerinden eksiksiz faydalanmanın önü açılmalı.” dedi.
Esnaf ve sanatkârların birikmiş prim borcunu ödeyebilmesi için yeni bir yapılandırma talebinde bulunan Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Prim borcu olan esnaf ve sanatkarlarımız yeni yıl itibariyle sağlık hizmetlerinden faydalanamıyor. Mevcut ekonomik koşullarda artan maliyetler karşısında ayakta kalmaya çalışan esnafımız sigorta primini geciktirebiliyor. Zaten sigorta primini ödemeyenlerin özel hastaneye gidecek ya da pahalı ilaçları alacak durumu yok. Esnafımızın ve ailesinin mağdur olmaması için sağlık hizmetlerinden kesintisiz faydalanabilmesinin önü açılmalı. Bunun için de yeni bir yapılandırma kanunu çıkarılarak esnafımızın gecikmiş prim borcunu sıfır faizli ya da düşük faizli kredi ile ödeme imkanı verilmeli.” şeklinde konuştu.
-
Bursa Bölge5 yıl ago
“Türkiye, Doğu Türkistan’a sahip çıkmalıdır”
-
Ekonomi5 yıl ago
Sütaş’tan “Tereyağı” açıklaması
-
Bursa Bölge2 hafta ago
İŞİTME HASTALARI İÇİN YENİ HİZMET DEVREYE GİRDİ
-
Genel2 hafta ago
KARACABEY BELEDİYESİ’NDE GÖREV DEĞİŞİKLİKLERİ
-
Bursa Bölge3 hafta ago
KARACABEY AK PARTİ BURSA’DA YER BULAMADI
-
Bursa Bölge2 hafta ago
BÜYÜKŞEHİR’DEN YILIN SON VE İLK BEBEKLERİNE ZİYARET
-
Bursa Bölge1 yıl ago
“BÜYÜK BİR SİSMİK TEHLİKE ALTINDAYIZ!”
-
Güncel2 yıl ago
“KELEBEKLERİN ONURLU DİRENİŞİNE SAHİP ÇIKACAĞIZ”
Warning: Undefined variable $user_ID in /home/u2093656/public_html/wp-content/themes/zox-news/comments.php on line 49
You must be logged in to post a comment Login