DEVA Partisi İlçe Başkanı Önen, Belediye Başkanı Özkan’ı yine topa tuttu:
Demokrasi ve Atılım Partisi Karacabey İlçe Başkanı Şaban Önen, Belediye Başkanı Ali Özkan’ın görev süresi boyunca hiçbir çalışma ve hizmet üretemediğini savunarak, tek bildiğinin verimli tarım arazilerini ve otlakiyeleri bir bir satarak sanayicilerin iştahını kabarttığı iddiasında bulundu. Önen ayrıca, bu satışlardan en ballısı olarak öne sürdüğü Hürriyet Mahallesi’ndeki otlakiye geliriyle de kamuoyunun 1,5 yıldır pazaryerine yeni bir tesis yapacağım söylemiyle avutulduğunu belirtti. Önen, gelinen süreçte yok pahasına satılan otlakiye gelirlerinin artan enflasyon karşısında eridiğini, sözde pazaryeri projesinin ise çöp olduğunu vurguladı.
Konuyla ilgili dikkat çeken bir açıklamada bulunan Deva Partisi İlçe Başkanı Şaban Önen, “Belediye Başkanı Ali Özkan’ın, pazaryeri ile ilgili geçen hafta yaptığı cılız açıklaması onun ‘kifayetsiz proje fakiri’ olduğunu bir kez daha tescillemiştir.” diyerek şu ifadelere yer verdi:
“Son bir buçuk yıldır Ömer Matlı Kapalı Pazaryeri ile ilgili büyük algı yaratan Özkan, geçtiğimiz hafta beklenen bir gelişme sonucu sosyal medyadan teknik sorunları öne sürerek ihalenin iptal edildiğini kamuoyuna duyurdu. Bu açıklama ise kamuoyunda farklı bir şekilde yankılandı ve AK Parti Genel Merkezi tarafından Özkan’ın baskı gördüğü konuşuldu. Gecikmiş siyasi baskı mıdır, yoksa teknik arıza mıdır bilemeyiz ancak bu ilçede 30 yıldır ihale ilanı yayınlayan bir kuruluşun temsilcisi olarak ben, bugüne kadar teknik değişikliklerden dolayı iptali istenen bir ihale görmedim. Sayın Özkan’a buradan seslenmek istiyorum; hiçbir ihale teknik analizleri son bulmadan kamuoyuna duyurulmaz. Duyuruluyorsa burada büyük bir keyfiyet veya beceriksizlik söz konusudur! Özkan’ın bu sebepten dolayı Karacabey halkının aklıyla daha fazla alay etmeyerek, “Kifayetsizliğim sebebiyle maalesef bu işi de elime yüzüme bulaştırdım. Geç de olsa Ankara’dan gelen tepkilere boyun eğmek zorunda kaldım” şeklinde bir açıklama yapması zorunluluğu vardır.
“Siyasi rant varsa vazgeçmiyor, taa ki koltuk sallanıncaya kadar…”
Özkan’ı bu sütunlarda pazaryeri konusunda defalarca uyardık. Karacabey’in şu sıkıntılı günlerinde pazaryerini yıkarak yerine yeni bir tesis yapma ihtiyacı yoktur, o nedenle yok pahasına parsel parsel verimli tarım arazilerini ve otlakiyeleri satma dedik. Karacabey’de yaşayan ve tüm kesimi ilgilendiren böyle büyük projelerin hiç kuşkusuz çok iyi teknik analizler yapılması gerektiğini söyledik. Sağlam hukuki analizlere ihtiyaç vardır dedik. Çevresel analizler yapılmalı dedik. Uyduruk anketlerle değil gerçek anlamda esnafa ve halka sorularak istişare edilmeli önerisinde bulunduk. İlk önce projenin fizibilitesinin ortaya konması gerektiğini vurguladık. Yasa gereği komisyonların kurulması ve belediye meclisindeki tüm üyelerin görüşlerinin önemsenmesini talep ettik. Ancak Sayın Özkan her nedense işe tersten başlamayı alışkanlık haline getirdi. Önce kafayı takıyor, siyasi rant varsa ki zaten vazgeçirmek mümkün olmuyor! Ondan sonra o kafaya taktığı projenin gerçekleşmesi için kamu kaynaklarını kullanarak ne var ne yoksa elinden geleni yapıyor. Taa ki koltuk altından gideceğinin farkına varıncaya kadar! Sonra hayal dünyasından uyanarak çok iyi bildiği 3D yani ‘düğün defin ve doğum’ etkinliklerine geri dönüş yapıp boy gösteriyor. Zannediyor ki Karacabey halkı da bunu yutuyor. Sizin içiniz kalaylı dışınız vayvaylı olabilir. Bizim içimiz de dışımızda kalaylı olduğu için kamuoyu adına bu konuda size soru sormak ve cevap almak hasıl olmuştur. Gerçi bugüne değin sorduğum hiçbir soruya yanıt alamadım, ancak bir buçuk yıldır psikolojik baskı gören pazarcı esnafını bir kenara bırakırsak, bu işte kamu zararı var mıdır yok mudur bunu Karacabey halkının bilmeye hakkı vardır?
İşte Önen’den Özkan’a dikkat çeken sorular!
1) Hürriyet Mahallesi’ndeki yaklaşık 650 dönüm otlakiye için Tarım ve Orman Bakanlığı’nın yanıltıldığı öne sürülüyor. Söz konusu bu alanı TEKNOSAB’a yakışacak sosyal ve lojistik tesisler yapmak için bakanlıktan belediyeye devir aldığınız konuşuluyor. Oysa ki siz bu alanın 236 dönümünü amacı dışına çıkarak, 1/100.000 çevre planı yapmadan pazaryeri yıkma sevdanız için yok pahasına alelacele 49 milyona sattınız. Bu satış sonrası da Hürriyetliler tarafınıza ihale iptal davası açtılar. Hukuki süreç devam ederken mahkemeden ihalenin iptali yönünde bir karar çıkarsa 49 milyonu yasal faiziyle birlikte alıcıya geri ödemek zorunda kalınacaktır. Böylesi bir olasılıkta ana para dışında yasal faizi Belediye kasasından mı yoksa kendi cebinizden mi ödeyeceksiniz? Belediye’den ödemeye yeltenirseniz bu durumda da kamu zararı oluşmayacak mı?
2) Geçtiğimiz hafta Elektronik Kamu Alımları Platformu’ndan (EKAB) ihale ilanını geri çekmenizin sebebi ‘gerçekten’ teknik değişiklikler mi, yoksa ‘siyasi baskı’ mı?
3) Teknik(!) bir konuysa eğer, 6 Haziran’da ihaleye çıkacak projeyi hangi ‘teknik’ gerekçelerle iptal ettiniz?
4) EKAB’a bu ihaleyi yayınlatmak için belediye kasasından ne kadar ücret ödediniz?
5) Bütün teknik analizler son bulmadan ihaleye çıkmanızın sebebi nedir?
6) İhaleye çıkmadan önce 30’a yakın yaptırdığınız sondaj çalışmaları ile pazaryeri çatısı ve zeminine verdiğiniz zarara ne kadar bedel ödediniz?
7) Uzun bir süre elektriksiz kalan ilçe esnafının mağduriyetini bir yana bırakırsak, pazaryeri ve çevresini besleyen elektrik trafosu için UEDAŞ’a ödediğiniz bedel ne kadardır? Ayrıca bu trafonun yer değişikliği için meclisten ‘imar plan değişikliği’ kararı aldınız mı?
8) Son olarak birçok kez revize ettiğiniz ve hala teknik problemlerden bahsettiğiniz proje çizimine ne kadar ücret ödediniz?
9) Tüm bu sorular ışığında çöpe giden bunca çalışmadan dolayı kamu zararı var mıdır yok mudur?”
Önen, kamuoyu adına sorduğu bu sorulara yanıt bulamadığı takdirde konuyu DEVA Partisi olarak hukuka taşıyacaklarını da sözlerine ekleyerek, tüyü bitmemiş yetimin hakkını sonuna kadar savunacaklarını söyledi.