Connect with us

Ekonomi

SARIBAL: “TARIMSAL ÜRETİM AZALIYOR, İTHALAT ARTIYOR”

CHP Bursa Milletvekili ve PM Üyesi Orhan Sarıbal, 2024 yılı ilk yarısındaki tarımsal ithalat verilerini değerlendirdi. AK Parti’nin 22 yıllık iktidarında uyguladığı politikalarla üretim yerine ithalatı teşvik ettiğini ve ülkemizi tarım dış ticaretinde net ithalatçı haline getirdiğini ileri süren Sarıbal, “İthalata bağımlılık sadece tarımsal ham maddelerle sınırlı değildir. Tohum, kimyasal gübreler, tarım ilaçları ve mazot gibi tarım girdilerinde de büyük ölçüde dışa bağımlılık söz konusudur.” dedi.

Tarımsal girdi piyasalarında etkili olan KİT’lerin özelleştirilmesinin ardından piyasanın tamamen şirketlerin kontrolüne girdiğini, böylelikle kamunun fiyatları düzenleyici rolünün sona erdiğini vurgulayan CHP’li Vekil Sarıbal, “Girdi fiyatlarını tekel konumundaki şirketler ve döviz kurundaki değişmeler belirlemekte, dolayısıyla üretim maliyetleri giderek artmaktadır. Bu nedenle tarımsal üretimin en önemli sorununu fahiş girdi maliyetleri oluşturmaktadır.” ifadesini kullandı.

CHP Bursa Milletvekili ve PM Üyesi Orhan Sarıbal, yazılı açıklamasında şunları kaydetti: “AKP iktidarı başından beri IMF/DB politikaları sadakatle sürdürüyor. Üretici piyasaya ve uluslararası şirketlerin insafına terk edildi, ülke tarımı tamamen dışarıya bağımlı hale getirildi, çiftçiler desteksiz bırakıldı. Hububat ve bazı baklagiller haricindeki ürünlerde alım fiyatları şirketler tarafından belirleniyor. Özellikle fındık ve tütün piyasalarına yabancı tekeller hakimdir. Bu nedenle ürün alım fiyatları maliyetlerin altında veya önceki yılki seviyesinin altındadır.

Tarım Kanunu’na göre çiftçilere verilecek nakdi desteklerin Gayrisafi Yurt İçi Hasıla (GSYH) içindeki payını yüzde 1 (binde 10) ile sınırlandırmış ancak bu rakam 2024 yılı itibariyle binde 2’lere geriletilmiştir. 2024 yılında 91,5 milyar TL olarak ayrılan tarımsal destek bütçesinin aslında 412 milyar TL olması gerekmektedir. Yani verilen destek miktarı kanunda belirtilen asgari oranın dahi çok altındadır. Çiftçinin tarlaya tohumu ekmesinden önce açıklanması gereken destekler, hasat sona erdikten sonra belirlenmekte, üstelik bir sonraki yıl ödenmektedir.

2024 yılında tarıma verilecek destek 91,6 milyar TL iken iç ve dış borç faizlerine 1,3 trilyon TL ödenecektir. Tarıma yapılan desteğin yaklaşık 14 katı rantiyeye faiz olarak ödenmektedir. Desteklerin yetersiz kalması çiftçilerin bankalara olan borçlarını artırmaktadır. 2023 yılı Haziran ayında çiftçilerin kullandığı banka kredileri 464 milyar TL iken, 2024 yılı Haziran ayında yüzde 51 oranında artarak 700 milyar liraya yükselmiştir.  Bu miktar 2024 yılında ödenecek olan tarımsal desteklerin yaklaşık 8 katıdır.

AKP 22 yıllık iktidarında 600 bin çiftçinin ve 26 milyon dekarı aşkın tarım toprağının üretim dışı kalmasını başarmıştır! Tarım arazileri cömertçe amaç dışı kullanıma açılmaktadır. Sadece 2005-2018 yılları arasında toplam 7 milyon dekar tarım arazisinin tarım dışı kullanımına izin verilmiştir.

Zaten ot verimi düşük olan mera alanları, rant amaçlı kullanıma açılmaları nedeniyle iyice yetersiz hale gelmektedir. Uygulanan hayvancılık politikasının endüstriyel yeme dayalı olması nedeniyle yem üretiminde ithalata bağımlılık oranı yüzde 50’yi aşmıştır. Döviz kurundaki artışlarla birlikte yem fiyatları tırmanmakta ve hayvancılığa darbe vurmaktadır.

Sonuç olarak; verilen desteklerin düşük ve üretim (özellikle girdi) maliyetlerinin yüksek olmasına karşılık;  çiftçilerin ürünlerini değerinde satamaması nedeniyle özellikle küçük aile işletmeleri giderek yoksullaşmakta ve tarımdan kopmaktadır.

AKP’nin 22 yıllık iktidarında uygulanan emek düşmanı politikalarla, üretmek ithal etmekten daha pahalı hale getirilmiş, stratejik ürünlerde üretim ya düşmüş veya önceki yılki seviyesinde kalmıştır. Nüfus artmakta, ancak buna paralel olarak üretim artmamaktadır. Türkiye tarımda ithalata mahkum hale getirilmiştir. AKP’nin “Hububat, baklagiller ve yağlı tohumlar öncelikli olacak şekilde yurt içi yeterlilik oranının yüzde 100’ün üzerinde tutulacağı” konusundaki vaatleri bir söylemden ibarettir.

Bu koşullarda tarımın ithalatçı bir yapıya evrilmesi kaçınılmaz bir sonuçtur. Nitekim TÜİK tarafından 31 Temmuz 2024 tarihinde yayımlanan bu yılın ilk 6 ayına (Ocak-Haziran 2024) ait Dış Ticaret İstatistikleri bu yapıyı açık bir şekilde ortaya koymuştur.

Bu dönemde toplam hububat ithalatı 6,4 milyon ton (bedeli 1,6 milyar $), bakliyat ithalatı 371 bin ton (bedeli 238 milyon $), yağlı tohumlar ithalatı 2,3 milyon ton (bedeli 1,1 milyar $), bitkisel yağlar ithalatı 1 milyon ton (bedeli 977 milyon $), küspe ithalatı ise 1,4 milyon ton (bedeli 453 milyon $) olarak gerçekleşmiştir. Hububat, bakliyat ve yağlı tohumlar ve türevleri ithalatına toplam 4,4 milyar $ ödenmiştir.

Uygulanan yanlış politikalar ile hayvancılıkta da üretim yerine ithalat teşvik edilmiştir. 2024’ün ilk yarısında 42 bin ton kırmızı et ithal edilerek 264 milyon $ ödenmiştir. İthal edilen 197.396 baş sığır ve 10.965 baş koyun ve keçi karşılığı ödenen 362 milyon $ ile birlikte hayvansal ithalat 626 milyon dolara ulaşmıştır. Oysa son yıllarda yaşanan pandemi, ekonomik kriz ve savaşlar, stratejik ürünlerde kendine yeterliliğin önemini bir kez daha göstermiştir. Bu nedenle ithalata dayalı tarım politikalarından vaz geçilmeli; üretimin ve çitçi refahının artırılması için çaba gösterilmelidir.

Continue Reading
Click to comment

Warning: Undefined variable $user_ID in /home/u2093656/public_html/wp-content/themes/zox-news/comments.php on line 49

You must be logged in to post a comment Login

Leave a Reply

Ekonomi

İSTİHDAMDA DÜŞÜŞ BEKLENİYOR

Bursa Sanayicileri ve İşinsanları Derneği (BUSİAD), Bursa ekonomisinin nabzını tutmak adına üyeleri nezdinde Ocak 2025’te gerçekleştirdiği, BUSİAD İktisadi Yönelim Anketi’nin sonuçlarını açıkladı.

Bursa Uludağ Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Metin Özdemir’in katkılarıyla gerçekleştirilen çalışmada, katılımcıların yanıtları enflasyonda olumlu bir beklentiyi, ihracat ve istihdam da ise azalışı öne çıkarıyor.

Türkiye ekonomisinde, 2024 yılı son çeyreğinden itibaren daha belirgin hale gelen dezenflasyon sürecinin 2025 yılında somut meyvelerinin alınması arzulanmaktadır. 2025 yılı başında, para politikasında gevşeme seyrine rağmen finansal koşulların görece sıkılığının korunacağı ve büyümenin, potansiyelin altında olsa da süreceği bir makroekonomik görünüm beklenmektedir.

Bununla birlikte, politika faiz indirimin sürecinin seyri, maliye politikasının vereceği katkı ve Trump döneminin belirsizliklerinin doğuracağı etkilerin izlenmesi gerekmektedir.

Ocak 2025 (2024 4. Çeyrek) BUSİAD İktisadi Yönelim Anketine verilen yanıtlar bir önceki çeyreğe göre daha belirgin ve Türkiye ekonomisi ile (görece) örtüşen sinyaller vermektedir.

Firmaların üretim ve yatırım görünümlerindeki zayıf seyir istihdam kararlarına da yansımıştır. Ankete verilen yanıtlar firmaların yılın ilk çeyreğinde faiz oranlarında indirimlerin süreceği beklentisi içinde olduklarını yansıtmaktadır. Bu çerçevede ankete verilen yanıtların bir önceki çeyreğe göre değişimi, toplulaştırılmış halde aşağıda sunulmaktadır;

İstihdam

Ankete katılan tüm firmaların mevcut ekonomik koşullardaki görünümünün, bir önceki çeyreğe göre yatay bir seyir izlediği gözlenmektedir. Firmalar gelecek altı aylık süre içinde mevcut görünümlerinin süreceğini değerlendirmektedir. Bu seyir, önümüzdeki üç ay içinde bir önceki çeyreğe göre üretim hacimlerinde değişim olmayacağı beklentisiyle de yansıtılmıştır. Ankete katılan tüm firmalar, önümüzdeki üç ayda istihdam düzeyinde bir önceki çeyreğe göre ortalama olarak olumsuz yönde bir değişim beklemektedir. Ayrıca, önümüzdeki 6 ay boyunca ücretlere ilişkin maliyetlerde yukarı yönlü bir değişim beklenmektedir. Ankete katılan tüm firmalar açısından gelecek 12 ayda, geçmiş 12 aya kıyasla makine-teçhizat yatırımlarının bir önceki çeyreğe göre ortalama olarak iyileşme yönünde değişim gösterdiği gözlenmektedir. Aynı dönem için bina-tesis yatırım harcamalarında bir önceki çeyreğe göre ortalama olarak artış yönünde bir değişim beklenirken, imalat sanayi açısından söz konusu eğilimin bir önceki çeyreğe göre olumsuz bir eğilim sergilediği gözlenmektedir.

İhracatta düşüş beklentisi

İhracat yapan firmalar, gelecek üç aya ait ihracat siparişlerinin bir önceki çeyreğe göre ortalama olarak azalış yönünde bir değişim göstermesini beklemektedir. Değişim imalat sanayinde daha güçlüdür. Ankete katılan firmaların faiz riskinde belirgin bir biçimde azalış gözlenmektedir. Ortalama olarak faiz riski, bir önceki çeyreğe göre imalat sanayi için önemli ölçüde düşüş sergilemiştir. Yanı sıra firmaların finansman ihtiyacının da bir önceki çeyreğe göre azaldığı izlenmektedir. Firmaların bir önceki çeyreğe göre ortalama olarak kur risklerinde de azalış olduğu görülmektedir. Ankete katılan tüm firmaların gelecek üç aylık dönemde TL cinsi kredi faiz oranına ilişkin beklentisinin önemli ölçüde aşağı yönlü olduğu görülmektedir.

Maliyetler artacak

Ankete katılan tüm firmalar itibariyle, döviz kurundaki değişimlerin satış fiyatlarını etkileme hızı ağırlıklı olarak 0-3 ay arasında gerçekleşirken, tüm firmalar için bir önceki çeyreğe göre ortalama olarak hızın önemli ölçüde güçlendiği gözlenmektedir. Ankete katılan firmalar gelecek 3 ayda ortalama birim maliyetlerinin artmasını beklerken, söz konusu beklenti bir önceki çeyreğe göre belirginleşmiştir. Firmalar gelecek 3 aya ilişkin satış fiyatlarının bir önceki çeyreğe göre önemli ölçüde yukarı yönlü değişmesini beklemektedir. Firmaların yıl sonu yıllık üretici fiyatları enflasyonu beklentisi, bir önceki çeyreğe göre ortalama olarak önemli ölçüde azalış yönünde değişim göstermiştir. Birim maliyetlerindeki artış beklentisi, satış fiyatlarında beklenen yukarı yönlü değişim ve üretimdeki zayıf görünümün dezenflasyonun arz yönlü dinamikleri açısından doğuracağı sonuçlar önümüzdeki dönemde dikkatle izlenmelidir.

Öte yandan enflasyondaki gerilemenin firmaların bekleyişlerine kalıcı olarak yansımaya başladığı anlaşılmaktadır.

“İhracatı artırmak zorundayız”

Anket sonuçlarını değerlendiren BUSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Buğra Küçükkayalar, ekonominin yükselen ateşinin düşürülme çabalarının etkisini göstermeye başladığını ifade ederken, “Faizlerde 2025 yılı boyunca düşüş olacağına yönelik bir beklenti oluştu. Bu olumlu havanın, finansa ulaşma açısından da olumlu seyrini görmeyi arzuluyoruz. Üreterek, istihdamı ve ihracatı artırmak zorundayız. Türkiye’nin rahatlaması için ihracat yapması şarttır. Bunun için de gereken her türlü destek verilmeli, yeni ihracat alanları açılmalıdır. Bunlar yapılırken orta gelir tuzağından çıkaracak yeni yollar da paralel olarak planlanmalıdır” dedi. Küçükkayalar ankete yanıt veren BUSİAD üyesi firmalara da teşekkür etti.

Continue Reading

Ekonomi

KARNABAHAR VE LİMON FİYATLARI ÜRETİCİDE GERİLEDİ, MARKETLERDE YÜKSELDİ

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Ocak ayında üretici ile market arasında yaşanan fiyat farklılıklarını ve aylık-yıllık girdi fiyat değişimlerini yaptığı görüntülü basın açıklamasıyla değerlendirdi.

“Ocak ayında üretici ve market arasındaki fiyat farkı en fazla yüzde 597,4 ile limonda görüldü” diyen Bayraktar, verileri paylaştı;

“Limondaki fiyat farkını yüzde 379,9 ile patates, yüzde 267,2 ile mandalina, yüzde 215,4 ile kuru kayısı, yüzde 193,6 ile kuru fasulye ve yüzde 186,8 ile kuru incir takip etti.Limon 7 kat, patates 4,8 kat, mandalina 3,7 kat, kuru kayısı 3,2 kat, kuru fasulye ve kuru incir 2,9 kat fazlaya satıldı.Üreticide 4 lira olan limon 27 lira 90 kuruşa, 3 lira 80 kuruş olan patates 18 lira 24 kuruşa, 11 lira 50 kuruş olan mandalina 42 lira 22 kuruşa, 140 lira olan kuru kayısı 441 lira 61 kuruşa ve 33 lira 29 kuruş olan kuru fasulye 97 lira 73 kuruşa markette satıldı.Ocak ayında markette en fazla fiyatı artan ürün yüzde 14,9 ile kuru fasulye, üreticide ise yüzde 25,8 ile portakal olurken, fiyatı en fazla düşen ürün markette yüzde 26,8 ile patlıcan, üreticide yüzde 46,8 ile karnabahar oldu.”

Market fiyatları

“Ocak ayında markette 41 ürünün 23’ünde fiyat artışı görülürken 18 üründe fiyat düşüşü görüldü.Markette fiyatı en fazla artan ürün yüzde 14,9 ile kuru fasulye oldu. Kuru fasulyedeki fiyat artışını yüzde 12 ile kırmızı mercimek, yüzde 10,7 ile sivri biber, yüzde 10,7 ile kuru kayısı izledi.Markette fiyatı en fazla azalan ürün ise yüzde 26,8 ile patlıcan oldu. Patlıcandaki fiyat düşüşünü yüzde 23 ile karnabahar, yüzde 20,3 ile marul, yüzde 17,1 ile havuç takip etti.”

Üretici Fiyatları

“Ocak ayında üreticide 33 ürünün 12’sinde fiyat artışı görülürken 14’ünde fiyat düşüşü görüldü. 7 üründe ise fiyat değişimi yaşanmadı.Üreticide en fazla fiyat düşüşü yüzde 46,8 ile karnabaharda görüldü. Karnabahardaki fiyat düşüşünü yüzde 45,4 ile limon ve yüzde 29,5 ile patlıcan, yüzde 28,1 ile mandalina izledi.Üreticide en çok fiyat artışı yüzde 25,8 ile portakalda görüldü. Portakaldaki fiyat artışını yüzde 22,7 ile havuç, yüzde 15,5 ile maydanoz, yüzde 13,2 sivri biber takip etti.”

Üretici fiyat değişimlerinin nedenleri

“Karnabaharda erkenci, orta ve geçci çeşitler havaların iyi seyretmesiyle hepsinin aynı dönemde hasat edilmesiyle ürün fazlalığından kaynaklı fiyatta düşüş yaşandı.Havaların sıcak gitmesi sebebiyle birim alandan alınan verimin artması; patlıcan rekoltesini artırdı, bu da üreticilerimizin fiyatlarının gerilemesine sebep oldu.Yeşil sebzelerde (ıspanak, marul, yeşil soğan, pırasa) talepteki azalmadan kaynaklı fiyat düşüklüğü yaşandı.Limonda dalında alım satım durgun olduğu için çiftçilerimiz mağdur olurken, yeterli talebin olmaması da fiyatları düşürdü.Mandalinada sezon sonuna yaklaşıldığı için ve diğer narenciye ürünleri gibi bekletilemediğinden dolayı fiyatı düştü.Portakal ve havuçta talebin artmasından dolayı fiyat yükseldi.”

Ocak ayı aylık ve yıllık girdi fiyatlarında yaşanan değişimler

“Ziraat Odalarımız aracılığıyla girdi piyasalarından aldığımız fiyat verilerine göre; Ocak ayında, Aralık ayına göre ÜRE ve amonyum nitrat gübresi yüzde 10, amonyum sülfat gübresi yüzde 6,3, 20.20.0 kompoze gübresi yüzde 5,6 ve DAP gübresi yüzde 3,5 oranında arttı.Geçen yılın Ocak ayına göre ÜRE gübresi yüzde 35,3, amonyum sülfat gübresi yüzde 34,4, DAP gübresi yüzde 32,9, 20.20.0 kompoze gübresi yüzde 29,1 ve amonyum nitrat gübresi yüzde 25,3 oranında arttı.

Ocak ayında bir önceki aya göre besi yemi yüzde 3,6, süt yemi ise yüzde 3,4 oranında arttı. Bir önceki yılın aynı ayına göre süt yemi yüzde 24,6, besi yemi ise yüzde 24,2 oranında arttı.Son bir yılda elektrik fiyatı yüzde 30,4, tarım ilacı fiyatı yüzde 30,2, mazot fiyatı ise yüzde 13,3 oranında arttı.”

Continue Reading

Yerel

KARACABEY’DE KOOPERATİF HAMLESİ: YEREL EKONOMİ VE TARIM CANLANIYOR

Karacabey Belediyesi öncülüğünde Üretim ve İşletme Kooperatifi resmen kuruldu. Bu önemli yatırım, yerel ekonomiyi ve tarım sektörünü canlandırma yönünde atılmış büyük bir adım olarak öne çıkıyor. Kooperatifin öncelikli hedefi, planlı üretim yaparak yemek sanayi ve tanzim satışına yönelik ürün tedarik etmek. Bu sayede bölgedeki çiftçilerin ürünlerinin daha geniş pazarlara ulaştırılması sağlanacak ve ekonomik açıdan güçlü bir temel oluşturacak. Yanı sıra, Karacabey salçasına coğrafi işaret almayı amaçlayan kooperatif, bu sayede yerel bir ürünü ulusal ve uluslararası alanda markalaştırmayı planlamakta. Coğrafi işaret, ürünün kaynağını ve kalitesini belgeleyerek, tüketicilere güvenilir bir seçenek sunacak.

Karacabey Belediyesi’nin desteğiyle kurulan bu kooperatifin bir diğer önemli hedefi ise Karacabey sepeti oluşturarak, markalaşma yoluyla çiftçilerin ürünlerinin değerini artırmak ve satılabilirliğini kolaylaştırmak. Ortaklaşa planlı üretim yaparak, çiftçilerin birlikte hareket etmeleri sağlanacak ve bu işbirliği sayesinde üreticiler ekonomik olarak güçlenecek. Toprak analizi ve yerel işletmelerden alınan destekle yapılan bilimsel teknikler, toprağın orgominarel değerlerini belirleyerek, verimli ve sağlıklı tarım yapılmasına olanak tanıyacak.

Karacabey Üretim ve İşletme Kooperatifi; Belediye öncülüğünde tohumcu, gübreci, çiftçi, paketleme ve pazarlama sektörlerinde faaliyet gösteren 7 ortak tarafından kuruldu. Bu ortaklık, tarım sektörünün farklı aşamalarında uzmanlaşmış kişilerin bilgi ve deneyimlerini bir araya getirerek, başarılı bir üretim ve pazarlama süreci oluşturmayı hedeflemekte.

Karacabey Belediye Başkanı Fatih Karabatı, kooperatifin kurulmasıyla ilgili yaptığı açıklamada, bu girişimin Karacabey’in tarım sektörü için büyük bir adım olduğunu vurguladı. Başkan Karabatı, “Kooperatifimizin, bölgedeki çiftçilerin ekonomik olarak güçlenmesine ve ürünlerinin değer kazanmasına büyük katkı sağlayacağına inanıyoruz. Planlı üretim ve markalaşma çalışmaları sayesinde, hem yerel halkımız hem de çiftçilerimiz önemli kazançlar elde edecek. Kooperatifimizin başarılı olması için her türlü desteği vermeye hazırız.” dedi.

Başkan Karabatı ayrıca, kooperatifin kurulmasıyla birlikte Karacabey’in tarımsal potansiyelinin daha etkin bir şekilde kullanılacağını ve bu tür işbirliklerinin bölgenin ekonomik kalkınmasına olumlu etkiler yaratacağını ifade etti.

Kooperatifin, bilimsel teknikler ve yenilikçi yaklaşımlar kullanarak tarımsal verimliliği artırma hedefi, Karacabey’in tarım sektöründe lider konuma gelmesine katkı sağlayacak.

Öte yandan Karacabey Belediyesi öncülüğünde kurulan Üretim ve İşletme Kooperatifi ile ilgili yakın zaman içinde geniş çaplı bir basın lansmanı düzenleneceği bildirildi.

Continue Reading

Trending