Mustafa Arı
Ramazan orucu, Bakara Suresi’nin 183-184. ayetleriyle, hicretin ikinci yılında Bedir Savaşı öncesinde Şaban ayında farz kılınmıştır. Peygamberimiz hayatında dokuz sene Ramazan orucu tutmuştur. Oruç; imsak vaktinden, iftar vaktine kadar, yeme içme ve nefsani arzulardan sakınmaktır.
“Ey iman edenler! Oruç, sizden önceki ümmetlere farz kılındığı gibi, size de farz kılındı. Umulur ki, korunursunuz.” ayetteki “sizden öncekilere oruç farz kılındığı gibi” lafzı, Peygamber’den önceki Peygamberlere ve onların ümmetlerine de orucun farz kılındığına işaret edilmektedir. Yani Hz. İsa (as), Hz. Musa (as) gibi Peygamberler döneminde de orucun tutulduğuna işaret ediliyor. ‘Önceden var olan bu ibadeti siz de devam ettirin. Sevabını da ben takdir edeyim’ buyruluyor.
Kudsi Hadis’te, (Sözü peygambere, manası Allaha aittir) Allah buyurmuştur ki: “Oruçlu kimse, benim için yemesini, içmesini ve cinsi arzularını terk etmiştir. Oruç doğrudan bana (Allah’a) yapılan (yani riya karışmayan) bir ibadettir. Onun sayısız ecrini de doğrudan ben veririm.” Halbuki diğer ibadetler de on misliyle ödenmektedir. Oruçta o kadar çok sevap vardır ki; Matematik ilmi sevapları hesaplamakta aciz kalır.
Oruç; Farz, Vacip ve Sünnet olmak üzere 3 çeşittir. Ramazan ayında tutulan oruç, ayet ve hadislerde çokça zikredildiğinden farz’dır. Adanan oruç vacip, Muharrem’de tutulan gibi isteyerek tutulan oruçlara da Nafile veya Sünnet denilir.
Oruç; Müslüman olan, akıllı olan, buluğ çağına ermiş tüm Müslümanlara farzdır. Ancak, sıhhatli olmak, oruç tutmaya engel olacak bir hastalığın bulunmaması da gerekir. Bundan başka yolcu olan, misafir olan kimseler oruçlarını tehir edebilirler. Bu Allah’ın kullarına bir ruhsatıdır. Oruç bir ibadet olduğundan, tutanların temiz bulunmaları gerekir.
Hz. Peygamberimiz şöyle buyuruyorlardır: “Oruçlu kötü söz söylemesin. Oruçlu kendisiyle dalaşmak isteyen kimseye iki defa “ben oruçluyum” desin.”
Orucunuzu bütün vücut azalarınıza tutturmayı unutmayınız. Oruçlu iken dilimiz yalandan, ellerimiz haram işlerden, midemiz haram lokmadan, gözlerimiz harama bakmaktan, kulaklarımız yalan ve dedikodu dinlemekten, ayaklarımız kötü işler peşinde koşmaktan uzaklaşarak, oruçtan nasibini almalı ve ömür boyu böyle devam etmelidir.
Orucun faziIetIeri saymakla bitmez; oruç sizi, siz orucu tutun. Oruçlunun susması tesbih, uykusu ibadet, duası makbul, ameli ise çok sevaptır. Oruç, sayılı günlerin sayısız güzelliklerin ibadetidir. Oruç bir nefis terbiyesi, bir gönül tezkiyesi, içteki bütün kirlerin tasfiyesidir. Oruç, bir aşlık grevi değil, bir kulluk görevidir.