Saadet Partisi Karacabey İlçe Eğitim Başkanı Engin Pakdemir, yaptığı basın açıklamasında Türkiye’nin eğitim gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Pakdemir, koronavirüs salgın riskine rağmen yapılan Liselere Geçiş Sistemi (LGS) ve Yükseköğretim Kurumları Sınavı’na (YKS) ilişkin önemli tespitlerde bulundu.
Eğitim konusunun siyaset üstü ve milli bir konu olduğunun altını çizerek açıklamasına başlayan Pakdemir, iktidarın eğitimi devlet politikası ve maarif dava olarak yaklaşması gerektiğine dikkat çekti. Gençlerin geleceği üzerinden siyasi hesapların yapılmaması gerektiği konusunda uyarılarda bulunan Pakdemir, “Geçtiğimiz hafta sonu velilerin ve öğrencilerin, salgın hastalık bulaşma tehlikesinden dolayı yoğun şekilde, sınav ertelensin taleplerine rağmen LGS sınavı yapıldı ve bu sınava yaklaşık 1 milyon 800 bin öğrencimiz girdi. Yine, ilk önce 25-26 Temmuz’a ertelendiği duyurulan, daha sonra da ani bir kararla, 27-28 Haziran tarihlerine çekilen üniversite sınavına ise, bu hafta sonu yaklaşık 2,5 milyon gencimiz girecektir. Salgın sürecinde bu sınav tarihi kargaşası ile birlikte, Türkiye’deki eğitim sisteminin çağı ne derece yakaladığı ve nitelikli eğitime ulaşmada ne derece, fırsat eşitliği sağladığı yeniden gündeme gelmiştir.” dedi.
Engin Pakdemir, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından 2010 yılında asrın projesi olarak başlatılan ve milyarlarca lira harcanan ‘FATİH’ projesinin yanlış planlama ve yanlış yönetim anlayışı nedeniyle bir fiyaskoya dönüştüğüne dikkat çekti. Pakdemir, şöyle devam etti: “MEB tarafından 23 Mart itibarıyla başlatılan uzaktan eğitimde, kullanılacağı ifade edilen EBA’nın, etkin bir şekilde kullanılamaması ve yola 1980’li yılların uzaktan eğitim modeli, ‘Televizyon aracılığıyla Öğretim Uygulamaları’ ile devam edilmesi bunu açıkça ortaya koymaktadır. Genel manada eğitimde kalite ve başarı oranları düşmüş, fırsat eşitliği ortadan kalkmış hatta devlet, kendi okullarını ‘nitelikli-niteliksiz’ diye tanımlamak mecburiyetinde kalmıştır.”
Eğitimde izlenmesi gereken yol haritasıyla ilgili olarak Pakdemir, “Eğitim sistemimizin içerisinde bulunduğu bu keşmekeş, reform adı altındaki politik ve günübirlik değişikliklerle giderilemez, giderilemiyor da, tablo ortada… Bu problemlerden çıkış, planlı, programlı ve sistemli bir eğitim seferberliği ile mümkündür. Mesele sistem ve zihniyet meselesidir, işi kavranış ve ele alış meselesidir. Eğitim sisteminde, ele alınması gereken daha köklü bir değişiklik ise, gençlerimizi geleceğin mesleklerine hazır hale getirecek şekilde, eğitimin şekillendirilmesidir. Artık, sadece teknolojiyi kullanan değil aynı zamanda teknolojiyi, her alanda tasarlayan, geliştiren, üreten ve üretilen teknolojiyi kullanabilen, insan gücünün yetiştirilmesi, ülkeler için zorunlu bir durum arz etmektedir.” ifadelerini kullandı.
Eğitim sisteminin çağı yakalamış ve gençleri geleceğe hazırlayacak şekilde, düzenlenmesi için Saadet Partisi olarak iktidara madde madde önerilerde bulundu:
“1- Şekille uğraşmaktan artık vazgeçilmeli, ‘eğitimin ruhunu’ düzeltecek adımlar atılmalıdır.
2- Bir değişiklik yapılacaksa; deneme-yanılma yoluyla değil, ilmi dayanaklarla yapılmalıdır.
3- Üniversitelerimizin çevrimiçi dersler ve uzaktan dersler gibi uygulamaları hayata geçirmesi ve bunu gerçekleştirirken de, profesyonel bir şekilde özellikle milli kaynakları geliştirmeye odaklı, bir tutum sergilemesi önemlidir.
4- Yükseköğretim kurumlarının kendilerini, bugünün ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde güncellemeleri gerekmektedir.
5- Sadece teknoloji odaklı değil, merkezinde insan olan politikalar üretilmeli, dolayısıyla stratejik planlamaların ve ilgili yatırımların bu yönde yapılması gerekmektedir.
6- Ülkemizin teknolojiyi sadece kullanan konumundan çıkıp teknolojiyi üreten ülke konumuna gelmesinde mesleki ve teknik eğitimin endüstri 4.0’ı esas alan bir anlayışa geçmesi çok önemlidir.
7- Eğitim sisteminin, ilköğretimden yükseköğretime kadar, insanlara herhangi bir beceriyi hızlı ve etkin bir şekilde öğrenebilmesini kazandıracak, bir yapıya kavuşturulması şarttır.”