Karacabey İlçe Müftülüğü, 2021 Yılı Mevlid-i Nebi Haftası kapsamında yazılı bir açıklama yaptı. İlçe Müftülüğü, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın “Vefa” duygusuna vurgu yapmak ve bu noktada bir farkındalık oluşturmak amacıyla, 2021 yılı Mevlid-i Nebi Haftası’nın ana temasını “Peygamberimiz ve Vefa Toplumu” olarak belirlendiğini bildirdi.
Karacabey İlçe Müftülüğü’nden konuyla ilgili yapılan açıklama şöyle: “Mükerrem bir varlık olarak yaratılan insan, kendisine takdir edilen zaman dilimini geçirdiği şu dünyada hiç kuşkusuz birbirleriyle, canlı ve cansız diğer mahlûkatla hayatı paylaşmak, sağlıklı ve iyi bir iletişim kurarak toplum içerisinde yaşamak durumundadır ve bu insanoğlunun en temel sorumluluklarından birisidir. Etrafıyla sağlıklı iletişim kuramayan insan, yalnız ve dolayısıyla da mutsuz insandır. İşte insanlar arasındaki iletişimi güçlendirecek, aralarındaki muhabbeti artıracak en temel kavram ise “Vefa” duygusudur. “Ey dost! Sen, gamlar içinde bulunduğun halde neşeli ol; vefasız olan, vefa nedir bilmeyen şu dünyada, sen vefalı ol!” (Mevlana Celaleddin-i Rumi)
Vefa kavramı; sözünde durma, sözünü yerine getirme, borcunu ödeme, sevgi, dostluk ve bağlılıkta sebat etme, kendini sevenleri, kendisine iyiliği dokunanları unutmama, dostlarıyla ilgiyi kesmeme gibi anlamlara gelir. Bu güzel özelliklere ve yüce vasıflara sahip olan kimseye de vefakâr ya da vefalı denir. Vefanın zıttı nankörlüktür. Vefakârlık; kadir kıymet bilmek, kendisine yapılan iyiliği unutmamak, nankörlük ise iyiliğin kadrini bilmemek ya da kendisine yapılan iyiliğe kötülükle mukabelede bulunmaktır.
Yüce dinimiz İslam’ın en temel iki kaynağı olan Kur’an ve Sünnet’e baktığımızda vefa kavramının çok sık yer aldığını görürüz. Cenab-ı Allah bir ayet-i kerimesinde şöyle buyurur: “Muhakkak ki sana biat edenler ancak Allah’a biat etmektedirler. Allah’ın eli onların ellerinin üzerindedir. Kim ahdini bozarsa, ancak kendi aleyhine bozmuş olur. Kim de Allah ile olan ahdine vefa gösterirse Allah ona büyük bir mükâfat verecektir.” (Fetih, 10)
Yine, Peygamber Efendimizden mervi bir hadis-i şerifte cenneti kazanabilmemizin şartları sayılırken şu sıralama dikkat çekicidir: “Bana kendi adınıza altı şeyin güvencesini verin, ben de size cennetin güvencesini vereyim. Konuştuğunuzda doğru söyleyin, söz verdiğinizde sözünüzü tutun, size bir şey emanet edildiğinde ona riayet edin, iffetinizi koruyun, gözlerinizi (bakılması yasak olandan) sakının ve ellerinizi (haramdan) çekin.” ( İbn Hanbel, V, 323)
Vefa; güvendir, sadakattir. Verdiği sözü yerine getirerek kardeşine söz senediyle güvence vermektir. Vefa; hatırlamaktır. Sevdiği, muhabbet beslediği kardeşini unutmamak, onu hep iyilikle yâd etmek, her daim hatırında olduğunu hissettirmektir. Vefa; sadakadır, yardımdır. Dili, rengi ve vatanı ne olursa olsun ihtiyaç sahibi kardeşine yardım eli uzatmak, zor zamanlarında her daim yanında olduğunu hissettirmektir.
Peki, kimlere vefalı olunmalı, nelere vefa gösterilmelidir?
Elbette ilk olarak tüm mahlukatı yoktan var eden ve kendisine kul olma şerefini bizlere bahşeden, Alemlerin Rabbi Allah’a karşı vefalı olunmalıdır. Rabbimize karşı vefamızın en büyük göstergesi, kulluğumuzun ve sadakatimizin bilincinde olmamız ve hayatımızı bu noktada tanzim edebilmemizdir.
Yaratılmışlar içinde mükerrem olarak yaratıldığı ifade edilen insanoğlu kendine vefalı olmalıdır. Kendine vefalı olmak hiç kuşkusuz, Rabbimizin bizlere emanet ettiği bu canı ve bedeni maddi-manevi her türlü kötülüklerden koruyarak beden emanetine riayet etmektir. Aynı zamanda hak duyarlılığını da dikkate alarak, öncelikle en yakın çevremizden başlamak üzere, anne-babamız, çocuklarımız, akrabalarımız ve komşularımıza yani insana karşı vefalı olmalıyız.
“Oku” hitabıyla başlayan, bilgiyi ve tefekkürü bizlere telkin eden bir dinin mensupları olarak, bilmediklerimizi bize öğreten, davranışlarıyla örnek olan, yolumuzu aydınlatan hocalarımıza, ilim ve bilim insanlarına karşı da vefalı olmalıyız. Yine Rabbimizin bizler için var ettiği ve istifademize sunduğu çevremize yani tabiata karşı da vefalı olmalıyız. Çevreye vefanın en büyük göstergesi de bu dünya ve içindekilerin bizlere bir emanet olduğu bilincini yüreğimizde hissetmemiz, canlı ve cansız bütün varlıklara bu bilinçle yaklaşmamızdır.
Bu vesileyle tüm kardeşlerimizin Pazar gecesi idrak edeceğimiz Mevlid Kandili’ni bir kez daha tebrik eder, akabinde kutlayacağımız Mevlid-i Nebi Haftası’nın da hayırlara vesile kılmasını yüce Allah’tan dileriz.”
Karacabey’de Mevlid-i Nebi Haftası programı
Öte yandan Karacabey İlçe Müftülüğü, Mevlid-i Nebi Haftası kapsamında önümüzdeki Çarşamba günü, “Peygamberimiz ve Vefa Toplumu” konulu bir program düzenleyecek. Şükran Yemişçioğlu Kültür Merkezi’nde saat 14.00’te başlayacak programda, Tasavvuf Tarihi Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Kara, haftanın önemiyle ilgili bir konferans sunacak.
İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayacak olan programda konferansın yanı sıra; Kur’an-ı Kerim Tilaveti, İlçe Müftüsü Abdullah Karaca’nın açılış konuşması, sinevizyon ve ödül töreni de düzenlenecek.