Dünya Hukuk Günü nedeniyle yazılı bir açıklama yapan CHP Karacabey İlçe Başkanı Süleyman Tuğ, ‘Hukuk Devleti’ kavramının bünyesinde pek çok tanımlayıcı öğeyi de barındırdığını belirterek, “Bunlardan belki de en önde geleni, devletin hukuka bağlı olması ve hatta siyasal meşruiyetin hukuk aracılığıyla sağlanmasıdır.” dedi.
Yasaların ‘haksızlık düzeni’nin maşası haline getirebileceğine dikkat çeken Başkan Tuğ, “Böylece Nazi rejimine ithafen Gustav Radbruch’un “yasal haksızlık” deyimi kana ve cana bürünebilir, zira Naziler pek çok insanlık suçunu yasal dayanaklar oluşturarak işlemişlerdir.” ifadesini kullandı.
Modern hukukun din ve siyasete bağımlı olmadığını, rasyonel, keyfiyet arz etmeyen ve özerk bir alanda varlık kazanması gerektiğini vurgulayan CHP İlçe Başkanı Süleyman Tuğ, şunları kaydetti: “İspanya Kralı Ferdinand; “Kral olmasına Kralım, bunda kuşku yok ama her aklıma eseni de yapamam ya…” derken, kendisinin bile uymakla yükümlü olduğu hukuk kuralları olmalı diyordu. Günümüzde ne yazık ki haklının güçlü olduğu değil, güçlünün haklı olduğu bir süreç yaşanmaktadır. Honore de Balzac’ın “yasalar örümcek ağı gibidir, büyük sinekler deler geçer, küçükler ise takılır kalır” sözünü yaşayarak görmekteyiz. Ergenekon, Balyoz, 3 Temmuz Şike kumpası vb. davalarını unutmadık. İktidara muhalif gazetecilerin, politikacıların, aydınların, öğrencilerin uydurma sebeplerle tutuklandığı, iddianamelerin aylarca yazılmadığı, gizlilik kararıyla sanık ve sanık avukatlarının dava dosyalarına ulaşamadığı günleri hala yaşamaktayız. Hak-Hukuk-Adalet arayışı için 450 Km. yürünen bir ülke olmaktan hala çıkamadık. Türkiye kanun devleti değil hukuk devleti olmak zorundadır. ABD Başkanı’nın “Kimse getiremedi, ben Erdoğan’la konuştum, 24 saat sonra rahip Bronson oval ofisteydi” demesi bile yargının içler acısı durumunu ortaya koymaktadır. Ergenekon-Balyoz-Şike davalarında olduğu gibi kumpasların kurulmadığı günler diler, Dünya Hukuk Günü’nü kutlarız.”