Mustafa Arı
23 Nisan Perşembe günü (yarın) oruçla birlikte mübarek Ramazan ayını idrak edeceğiz. Mübarek Ramazan ayında sahurla, iftarla, teravihlerle, mukabelelerle gönüllerimiz coşardı. Ama bu 2020 yılının Ramazan ayı evlerimizde geçecek. Çünkü koronavirüs dolayısıyla kararlar alındı. Camilerimizde cemaat olmasa da, evimizde ailece cemaat olabiliriz. Yine de Hoşgeldin Mübarek Ramazan ayı diyoruz.
Mübarek olmasındaki hikmet, müminlerce büyük bir iman, heyecan ve coşkuyla karşılanan kulluk bilinci ve ibadet şuuru ile ihya edilen Ramazan’daki tüm ameller müminleri günahlardan temizler.
Namazla, Kur’an okumaya ve anlamaya, Kur’an ahlakı ile ahlaklaşmaya devam etmek, tövbe ve istiğfarla Yaradan’a sığınmak, zekat, fitre, infak, ihsan, ikram, dayanışma ve yardımlaşma ruhu ile zenginlerle fakirler arasında sevgi köprüleri kurmak, kulluk akdimizi yenilememize, maneviyatımızın bilenmesine vesile olur. Bütün bu yönleri ile Ramazan ayı kullukta zirve sayılan mübarek fırsat ve zaman dilimidir. Kötü alışkanlıkları yenmenin en kolay olduğu mevsim bu aydır.
11 Ayın Sultanı, ayları gözdesi, yılın zirvesi olan Ramazan ayının Kur’an ayı ve bin aydan hayırlı Kadir Gecesi’nin oluşunu, bu gecenin hayır af ve bereketinden mahrum olanın bütün senenin bereketinden mahrum kalacağını dikkatten uzak tutmayarak, Ramazan ayını ve Kadir Gecesi’ni doya doya, duya duya mümin duyarlılığı ile yaşamak gerekir.
Bu ayda tutulan orucun bedeni perhiz değil ruhi teçhiz olduğunu, orucu sadece midemize tutturmanın ötesinde haramlardan, günahlardan sakınarak ruhumuzu kemale erdirmeyi ihmal etmemeliyiz. Ruhu kemale erdirme cihadının en kolay olduğu bu ayda, Kur’an’ın mesajlarını anlayarak, Kur’an ahlakını hayatımızın gerçek ziyneti yaparak, yasakları terk ederek hayat orucu tutup Ramazan bereketine erişebiliriz.
Göstermelik Ramazan şovlarının ötesinde, gerçekten tövbemizde, tüm ibadetlerimizde, iftarımızda, infak, ikram ve yardımlarımızda müminliğe yaraşır ihlas ve samimiyette olabilirsek, o zaman kamil bir Müslüman olgun bir insan olabiliriz.
Aramızda sevgiye en çok muhtaç olduğumuz bir zamanda mümin duyarlılığı ile gönüller yapmaya, kırık gönüllere girmeye, affetmeye özen gösterdiğimizde, gönlümüze, yuvamıza, cennet vatanımıza Ramazan’ın, Kur’an’ın, Kadir Gecesi’nin ve bayramın bereketi, mutluluğu doğacaktır. İnşallah virüs biter de bayramı en güzel şekilde geçirmek nasip olur.
Mübarek Ramazan ayımız mübarek olsun.
ÇOCUK VE RAMAZAN
“Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun. O ateşin başında gayet katı, çetin, Allah’ın kendilerine verdiği emirlere karşı gelmeyen ve kendilerine emredilen şeyi yapan melekler vardır.” Bu ayeti baz alarak çocuklarımıza Ramazan bilincini aşılayalım. Bir hadisi şerifte: “Bakmakla yükümlü olduğu kişileri (sorumluluklarını yerine getirmeyerek) zayi etmesi kişiye günah olarak yeter.
Çocuklar tertemiz bir yaratılışa sahiptir. Ona şekil veren başta anne ve babası olmak üzere çevresidir. Çocuklar meraklı, hevesli, saf, temiz ve iyi niyetlidir. Davranışları, düşünceleri ön yargısızdır. İçlerinden geldiği gibi, düşündükleri gibi davranırlar. Hayal dünyaları çok geniştir.
Çocuk, başta anne ve babası olmak üzere çevresindeki büyüklerin kendisine aşıladıkları değerleri ve davranış modellerini benimser ve ona göre şekil almaya başlar. Müslüman bir çocuğun ruhen sağlıklı yetişmenin temel şartı, İslam kimliği ile yetişmesidir.
“Ağaç yaşken eğilir” Atasözü’nün işaret ettiği gibi çocuğun İslami kimliği özümsemesinin en elverişli zamanı, çocukluk yaşlarıdır. Bunun için çocukluk yaşında kazanılan İslami kimlik kolay kolay silinmez.
Yaşına, seviyesine ve anlatılacak dini konunun mahiyetine göre küçük yaşlardan itibaren çocuklara din eğitiminin verilmeye başlanması gerekir. Ramazan ayı çocuğun İslami kimlik aşısı yapılabilmesi için önemli bir fırsattır. Çünkü ramazanda yoğun bir dini hayat vardır.
Ramazan ayında çocukları oruca alıştırmalıyız.
Sahabe, çocukları oruca alıştırırken onlara oyuncaklar hazırlarmış. Birisi yemek için ağladığında bunlar verilerek, iftar vaktine kadar oynamaları sağlanırdı. İftarıyla, sahuruyla, teravih namazıyla, okunan mukabelelerle çocuklar Ramazanı severler. Bu atmosferden yararlanarak çocukların Ramazan’ın maneviyatını doya doya yaşamaları sağlanmalıdır. Çocuk, oruç ile Müslüman olmanın insan hayatına getirdiği farklılığın bilincine varır. Çocuk dindarlığı, Ramazan ve oruç sayesinde başlamış olur. Hep aklıma gelir. 11 yaşında oruç tutmaya başladığımda iftara bir saat kala, “Anne çok açıktım.” derdim. Rahmetli annem de, “Sabret oğlum az kaldı” derdi. Bizi böyle alıştırdılar.
Tuttuğu oruç veya kıldığı namazdan dolayı tebrik edilen ve ödüllendirilen çocuk dini sever. Bütün bunlar hafızasına nakşedilir. Çocuklar, kendilerine söylenenlerden daha çok gördüklerine, yaşadıklarına ve tanık olduklarına itibar ederler. Sözlerden daha çok yaşadıkları, onlar üzerinde etkili olur. Bu bakımdan küçük yaştan itibaren onların İslami kimlikle yetiştirilmeli önemlidir. O halde Ramazan ayının güzelliklerini çocuklarınıza da yaşatma adına anne babalar haydi iş başına!