Mustafa Arı
Yüce Dinimiz İslam hırsızlık, gasp, faiz, kumar, rüşvet ve şans oyunları; kamu mallarını zimmete geçirmek, her türlü yolsuzluk, hileli alışveriş, müşteriye birinci kalite diye ikinci kalite mal vermek, eksik tartıp ölçmek, malı fâhiş fiyatla satmak, işçi ve memurun görevini ihmal ve terk etmesi, işverenin çalışanlara hak ettiği ücretlerini, devlete vergisini, fakire zekatını vermemesi ve kalitesiz mal üretip pahalıya satarak servet elde etmesi gibi her türlü gayrı meşru kazancı yasaklamıştır.
Yalan söylemek, hırsızlık haram ise, mazlumun ahını almak, tüyü bitmemiş yetimin hakkını yemek haram ise, alın teri dökmeden, işe gitmeden, emek vermeden, yorulmadan kazanılan para da haramdır. İnsanın alın teri ve emeğiyle hak ederek kazandığı para helaldir. Helal ve meşru işlerde çalışmalı, helalinden kazanmalı, haram gıdalarla beslenmemeli ve çoluk çocuğa da harama yedirmekten sakınmalıdır.
Bir Hadis-i Şerifleri’nde Peygamberimiz şöyle buyurmuştur: “En hayırlı ve tatlı kazanç, insanın el emeği, göz nuru, alın teri ile kazandığı rızıktır.”
Çalışmak ve para kazanmak elbette çok güzel bir duygudur. Ancak ondan daha güzel bir duygu var ki, o da alın teri ile helal para kazanmaktır. Alın teri dökmeyenler, emeğin ne olduğunu bilemezler.
Bir yerden, çalışmadan, yorulmadan alın teri dökmeden para geliyorsa, birilerinin parası haksız olarak başkalarının cebine giriyor demektir. İşte bu alın teri değil, akıl teridir.
Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Öyle bir zaman gelecek ki, insanlar, yalnız malın, paranın gelmesini düşünüp, helalini, haramını düşünmeyecekler. Gelsin de nereden gelirse gelsin! Helal haram mefhumuna dikkat etmeyecekler.”
İnsanlar çalışarak, alın teri dökerek ancak başarıya ulaşırlar. Çalışan insan emeğinin karşılığını her zaman alır. Örneğin, bir çiftçi önce tarlasını sürer, eker, biçer. Mahsulünün güzel ve verimli olması için alın teri döker. Bunun sonucunda mahsulünü hasat eder. Hasat edilen mahsulde helal kazanç olmasından dolayı emek harcayan kişiyi mutlu eder. Alın teri ve emek sonucu insanlar huzur ve mutluluğa kavuşur.
Sonuç olarak hangi alanda kazanç ve başarı elde etmek istiyorsak o yolda çaba sarf ederek daha sonra emeğimizin karşılığını alarak mutluluk ve huzura kavuşmaya çalışmalıyız.
Bu dünyada herkesin ulaşmak istediği bir amacı vardır. Kimi ev almak ister, kimi araba almak ister. Kimi de evlenip mutlu bir yuva kurmak ister. Herkesin istediği huzurlu, mutlu bir hayattır.
Unutmayalım! Haram olan haksız kazanç senin nefsini etkiliyor, neslini, sağlığını, kalbini, ibadetlerini, duanı, ilişkilerini ve neticede ahiretini etkiliyor. Kazancın nereden geldiğine bakmayıp, haram mı helal mi diye düşünmeyenlerden olmayalım!
İSRAF EDEN İFLAS EDER
Yüce Allah, kainattaki her şeyi insanın hizmetine sunmuştur. Bizlere bahşedilen nimetler o kadar çok ki; saymaya kalsak sayamayız. Kur’an-ı Kerim’de: ”Eğer Allah’ın nimetini sayacak olsanız sayıp bitiremezsiniz. Şüphe yok ki insan elbette çok zalimdir, çok nankördür.”
İsraf: Aşırı gitmek, haddi aşmak, malı-mülkü saçıp savurmak anlamlarına gelir. Malı israf etmek, onu yerli yerinde harcamamak faydasız yere harcamak, gerektiğinden çok harcamak anlamına geldiği gibi, Allah’ın uygun görmediği yerlere harcamak anlamına da gelir.
Verilen bütün nimetlerden hesaba çekileceğiz. Peygamberimiz: “Kıyamet günü, dört şeyden sual edilmedikçe, Rabbinin huzurundan ayrılamaz. Ömrünü nerede tükettiğinden, ne amel işlediğinden, malını nerede kazandığından ve nereye harcadığından, vücudunu nerede yıprattığından…”
Kur’an’da israfla ilgili ayetlerden bazıları:
“Yiyin, için fakat israf etmeyin. Çünkü Allah, israf edenleri sevmez.
Rahman’ın kulları, harcadıkları zaman ne savurganlık ederler ne de cimrilik, bu ikisi arasında orta bir yolu tutarlar.
Akrabaya, yoksula ve yolda kalmış yolcuya haklarını ver, fakat saçıp savurma. Çünkü saçıp savuranlar şeytanın kardeşleridir. Şeytan ise Rabbine karsı çok nankörlük etmiştir.
Elini boynuna bağlı tutma (cimrilik yapma). Onu, büsbütün de açıp-saçma (İsraf da yapma), sonra kınanır, kaybettiklerinin hasretini çeker durursun.”
Resulullah buyurdu ki; “Yiyiniz, tasadduk ediniz, giyiniz. Fakat bunları yaparken israfa kaçmayınız.”
Bolluk anında dahi israftan kaçınmalıdır. Düğünlerde, cenaze merasimlerinde ve mezarlıklarda yapılan israflar… Bir mezarın süslemesine, mermerine İslam’ın hoş görmediği, tasvip etmediği şekilde harcanan paralar, kaç hastaya ilaç, maddi imkansızlıktan okuyamayan kaç öğrenciye burs olur? İşte bu anlamda israf hem fertte hem de ihtiyaç içindeki toplumda büyük yaralar açmaktadır.
Yeme-İçmede İsraf: İnsan karnını tıka basa, ölçüsüzce doldurmayacak, ama güç ve takatten düşecek derecede de aç durmayacaktır. Yemek yediğiniz zaman; midenizin üçte birini yemeğe, üçte birini içmeğe, üçte birini de nefes almaya ayırın.
Ekmek İsrafı: Ekmeğe saygı gösterin. Zira Allah, ekmeği hürmete değer kılmıştır. Kim ekmeğe saygı gösterirse Allah da ona ihsanda bulunur.
Ekmeğe hürmet ediniz, zira ekmek göğün ve yerin bereketidir. Sofradan düşen kırıntıları alıp yiyen kişiyi Allah mağfiret eder. Bayat ekmekler başka bir tatlı veya yemek yapımında kullanılmalıdır.
Su İsrafı: Su canlılar için en önemli doğal kaynaktır. Su tasarruf yöntemlerine dikkat etmelidir. Bulaşık ve çamaşır makineleri tam dolu çalıştırılmalıdır. Tuvalet kağıdı, peçete, sigara izmariti gibi atıklar, klozet ve tuvaletlere atılmamalıdır. Araba yıkamada hortum yerine, kova-sünger kullanılmalıdır.
Giyim-Kuşamda israflara dikkat edilmeli, güzel giyineceğim derken lüks ve gösteriş yönünden israfa kaçmamalı, henüz giyilebilecek elbiseleri, modası geçti düşüncesiyle zayi etmemelidir.
Zaman İsrafına gelince Peygamberimiz; “İki nimet vardır ki insanların çoğu bunların değerinden habersizdirler. Bunlar sağlık ve boş zamandır.” buyurmuştur.
Elektrikte, aydınlanmada tasarruf ampulleri tercih edilmelidir. Keza doğalgaz, kağıt israfı, ilaç israfı bunlara da dikkat etmemiz gerekir. Türkiye ilaç israfında dünyada 2. sıradadır. Eve giren ilaçların %34’ü daha ambalajı açılmadan israf olmaktadır.
Neleri israf etmiyoruz ki?
Ömrü, fırsatları ve zamanı israf ediyoruz. Kağıdı kullanmasını bilmiyoruz. Modayı takip etme adına giyimde de büyük israflar yapılmaktadır. İlaç israfı korkunç, uzayan telefon konuşmaları, söndürülmeyen lamba, kapatılmayan musluk, çöpe dökülen yemek, iki bulaşığa, üç çamaşıra çalışan makineler, Ölüye lüks mezarlar yapılıyor. Vesselam!