Mustafa Arı
Güvenmenin temelinde adalet, eşitlik, özgürlük ve dürüstlük vardır. Güvenmek güzeldir. Sağlam ilişkiler güven üzerine kuruludur. En güzel insan güven verendir. Güvenmek sevilmekten önce gelir. Fakat günümüz toplumunun en önemli sorunu güvensizliktir. İş yaşamından tutun, hemen hemen hayatın tüm kesitinde güvensizlik yatar. Aslında güvenilir bir kişi olmak, insanın yaşamında kazanabileceği en önemli ve üstün özelliklerden biridir.
Müslüman görünüşüyle, ticaretiyle, söz ve ahdi helal kazancıyla güvenilir olmalıdır. Müslüman rüşvetten, haramdan, sahte iş yapmaktan, faizden, başkasının çaresizliğinden faydalanmaz. Sözleri senet, işleri tapu gibi sağlam olmalıdır.
Rabbimiz: Güvenilir olmanın müminlerin vasfı olduğunu, Hz. Peygamber de, “Güvenilir olmamanın münafıkların alametlerinden olduğunu” ve “Güvenilir olmayan kişinin gerçek imanının olmayacağını” ifade buyurmuşlardır. Yalan, dolan, çürük ve doğru olmayan işler Müslümanların iş ve sıfatları olmamalıdır. “Emrolunduğun gibi doğru ol” ayetini unutmamalıdır.
Toplumumuzda insanlar güvenilirliği kadar itibar görür. Güvenilmeyen insanlar toplum tarafından dışlanılırlar. Peygamberlerin, “Ben güvenilir bir peygamberim” demeleri sözden ibaret değildi. Bir komşunun bize olan güveni her sıkıntısında yanında olmaktır, derdiyle dertlenmek, sevincine ortak olmaktır.
Amir memuruna, memur amirine, işçi işverenine, müşteri satıcısına, kişi dostuna güvenmezse böyle bir toplumda mutluluktan bahsedilemez. Birbirine güvenmeyen fertlerden oluşan bir toplum geleceğinden emin olamaz. Güven, tevazu, kardeşlik, adaletli davranma sevgi ve saygı esastır. Müslümanların birbirlerine karşı güvenirli ve dürüst davranmaları güzel ahlakın bir özelliğidir. Hz. Muhammed’in hayatını okuduğumuzda, güven ve sevgi üzerinde oluşturduğu toplumdaki ilişkilerinde hep adil davranmış, kesinlikle zengin–fakir, kuvvetli–zayıf veya sınıf ayırımına yer vermemiştir. Medine’de emniyet ve güveni temin etmiş, insanlar arasında birlik beraberlik ve kardeşliği oluşturmuştur.
Güven; sadakattir, samimiyettir, olduğun gibi görünmektir, verilen sözde durmak, emanete riayet etmektir. Güvenemiyorsak şunu unutmamalı ki, kendi nefsine güvenemeyen birisi asla kimseye güven telkin edemez, kendini aşamayan, nefsini terbiye edemeyen, kimseye faydalı olamaz. Onun için diyoruz ki sevmeden önce güven gelir.