Karacabey’in Kedikaya Mahallesi’nde ikamet eden Şadan Öztürk isimli vatandaş, Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından mağdur edildiğini ileri sürdü. Kedikaya’daki evinin önünden geçen yolun kotasının yükseltildiğini belirten Öztürk, “Oturduğum ev ile yol kotanın yükseltilmesi sebebiyle bitişik durumda ve aynı hizaya geldi. Yoldan geçen kamyon ve greyder gibi araçlar evimde ciddi sarsıntılara sebep oluyor. Oturduğum evde ciddi yarık ve çatlaklar oluştu. Hatta 3-4 şiddetinde deprem olsa evim yıkılacak. Aylardır uyku uyuyamıyorum. Enkaz altında kalmak istemiyorum. Evimin acil güçlendirilmesini ve oturulacak hale getirilmesini talep ediyorum.” dedi.
Bu konudaki haklılığını söz konusu evi inceleyen Karacabey Sulh Hukuk Mahkemesi Hakimliği Bilirkişi Raporu’nun da doğruladığını belirten Şadan Öztürk, aylardır tüm uğraşlarına rağmen ne Karacabey Belediyesi’nden ne de Büyükşehir Belediyesi’nden sonuç alamadığını vurguladı. Öztürk, “İşin vahim olanı ise, derdimi bilen insanların bana, “Torpilin yok mu? AK Parti’de çaycı tanıdığın bile olsa senin bu sıkıntını çözer” demeleri oldu. Anlamıyorum. Mağduriyetimin giderilmesi için ille de birilerinin torpiline mi ihtiyacım olmalı. Her şey ortada ve net. Oturduğum ev eski, yıkıp yenisini inşa ettirmeye ya da evimi güçlendirmeye maddi gücüm de yok. Sosyal devlet böyle durumlarda vatandaşının yanında olmayacaksa ne zaman olacak? Eğer gerçekten devlet mekanizmasında işler ahbap-çavuş ilişkileriyle yürütülüyorsa vah biz vatandaşların haline…” diyerek sitem etti.
Oturduğu evin yanı sıra, evin yanında bulunan samanlık ve ahır olarak kullanılan taşınmazın da yıkılmak üzere olduğuna dikkat çeken Şadan Öztürk, Karacabey Sulh Hukuk Mahkemesi Hakimliği Bilirkişi Raporu’na rağmen derdini kimseye anlatamadığını ve başta Büyükşehir Belediyesi olmak üzere ilgili hiçbir kurumun kendisine yardımcı olmadığını iddia ederek, “Bilirkişi raporunda açıkça; “Gerekli onarım yapılmadığı takdirde söz konusu yapılar 3-4 şiddetindeki depremde dahi zarar görebilir. Bundan dolayı ileride söz konusu taşınmazların cepheli olduğu köy içi yolunda yapılacak olan çalışmalardan dolayı yapıların zarar görmesinden Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin sorumlu olabileceği anlaşılmaktadır” denilmesine karşın ben derdimi kimseye anlatamıyorum. Karacabey Belediyesi’ne gidiyorum; “Yol bizim değil, Büyükşehir Belediyesi’nin sorumluluğunda” deniyor. Büyükşehir Belediyesi’ne gidiyorum; “Biz işimizi yapıyoruz, yasal olmayan bir durum yok” diyorlar. Şikayetimi CİMER’e bildirdim. Ardından Kaymakama ve hatta Vali’ye kadar çıktım ama bir türlü sonuç alamadım. İşin acı ve vahim tarafı ise, derdimi bilen insanların bana, “Hiç mi tanıdığın, devreye sokabileceğin kişiler yok? AK Parti’de çaycı tanıdığın bile olsa senin bu sorununu çözer” demeleri oldu. Gerçekten anlamıyorum. Bu ülkede işler torpille mi, ahbap-çavuş ilişkileriyle mi yürütülüyor. Mağduriyetimin giderilmesi için ille de birilerinin torpiline mi ihtiyacım olmalı? Bilirkişi raporu ortada ve net. Oturduğum ev eski, yıkıp yenisini inşa ettirmeye ekonomik gücüm yok, evimi güçlendirmeye de maddi gücüm yok. Sosyal devlet böyle durumlarda vatandaşının yanında olmayacaksa ne zaman olacak? Aylardır korkudan uykularım kaçıyor. Torunlarım da korktuğu için evi terk etti. Evimin başıma yıkılmasından korkuyorum. Enkaz altında kalmak istemiyorum. Lütfen sesime kulak verin. Göz göre göre ölmek istemiyorum. Evimin acil güçlendirilmesini ve oturulacak hale getirilmesini talep ediyorum.” şeklinde sözlerini noktaladı.