CHP Bursa Milletvekili Erkan Aydın: “Bugün dünyanın en güçlü ülkelerinin oluşturduğu G-20’deki 19 ülke parlamenter sistemle yönetiliyor. Yalnızca Amerika’da başkanlık sistemi var ama onların sistemiyle bize dayatılan arasında çok fark var. Bir de ‘tek adam rejimi’ ile yönetilen ülkelere bir bakın. Hepsinde kan, gözyaşı ve yoksulluk var. Bu kadar yetkiyi bir kişiye verirsen bunların olması normal. İşte bu yüzden önümüzdeki referandumda ülkemizin kaderini belirleyeceğiz. Türkiye’nin aydınlık geleceği adına ‘Hayır’ demeliyiz.”
Cumhuriyet Halk Partisi Bursa Milletvekili Erkan Aydın, dün Karacabey İlçe Örgütü’nü ziyaret etti. Yeni Anayasa ve Başkanlık Sistemi ile ilgili çarpıcı açıklamalarda bulunan Aydın, “Saraydan alınıp millete verilen haklar, şimdi milletten alınıp saraya verilmek isteniyor. Bu yeni başkanlık sisteminde halk yok, sadece bir kişi var.” dedi.
Murat Tanrıverdi başkanlığındaki CHP ilçe yöneticileri ve çok sayıda partilinin de katıldığı ziyarette 16 Nisan’da yapılacak referandum hakkında konuşan Bursa Milletvekili Erkan Aydın, söz konusu yeni anayasa ve başkanlık sistemi hakkında AK Partililer’in de bile bilgi sahibi olmadığını savundu. Tek kişiye göre bir düzen kurulmak istendiğini ve bunun da ülke adına büyük tehlike olduğunu vurgulayan Erkan, şunları dile getirdi:
“Siyasetin içinde olan partililer şu anda sandık meselesiyle uğraşıp duruyor. Halka indiğimizde ise kimsenin derdi ne başkanlık ne de Cumhurbaşkanlığı. Ülkenin gündemini ekonomik, işsizlik, terör, Suriye, yani vatandaşı ilgilendiren sorunlar oluşturuyor. Şu anda önümüze getirilen referandumun bunlarla hiç ilgisi yok. Ancak algı operasyonu yapıyorlar. Sanki 17 Nisan’da işsizlik bitecek, dolar düşecek, terör bitecek, herkes dört dörtlük bir hayata başlayacakmış gibi algı yaratılıyor. Gerçek böyle değil. 16 Nisan’da seksen milyon bir sınava girecek. Aslında Cumhuriyet tamam mı, devam mı sınavı verecek. Ancak, 16 Nisan’da millet neyden sınava gireceğini bilmiyor.
18 maddeyi herkese, ve özellikle de AKP’lilere soruyorum ama cevap veremiyorlar. ‘Evet’ çıkarsa, seksen milyon doğmamış çocuklar bu durumdan mesul olarak yaşamaya devam edecek. ‘Hayır’ çıkarsa da bize göre daha aydınlık bir Türkiye görünüyor. Bu yüzden yapmamız gereken bu soruların ne olduğunu bilmek ve halka anlatmak. Gerçekten anlatıldığında sandıktan yüzde 95 Hayır çıkacağına inanıyorum. O yüzden iktidar partisi çıkıp da bir tane sorudan bahsedemiyor. Ne yapıyor? Algı operasyonu yapıyor. Hayır diyenlere terörist diyor. Sen nasıl olur da kendin gibi düşünmeyeni terörist ilan edebilirsin?
Kuvvetler ayrılığı ortadan kalkıyor, yasama yürütme, yargı bir kişinin emrine veriliyor. Denetim, denge, fren mekanizması ellerine geçiyor. Yani bir kişi isterse ülkeyi savaşa sokabilecek. Bütçe yetkisi tek kişiye veriliyor. Peki biz bu yetkileri neden vereceğiz? TBMM’de ‘Hakimiyet kayıtsız, şartsız milletindir’ yazısını yazan yerden alıp, tek bir kişiye neden vereceğiz? AKP’li vekillere sürekli soruyorum, tek dedikleri şey ‘bizde parti disiplini var.’ Başka hiçbir açıklama yapamıyorlar. Bu 18 madde içinde halk, esnaf, sanayici, çiftçi, işçi, köylü, emekçi yok. Ne var, sadece bir kişi var. Bedel ödeyerek kazandıklarımızı, yüz yıllık demokrasi birikimimizi, parlamenter sistemin kazanımlarını bir kişiye devretmenin ne anlamı var? Bu yetki Kemal Kılıçdaroğlu’na da verilse biz karşıyız. Bunun kişilerle ve şu anki cumhurbaşkanıyla ilgisi yok. Böylesine yetkililer kötü birinin eline geçerse ne olacak? Bunun olmayacağının garantisi var mı? Yok. Kötü biri geldiğinde denge, frenleme var mı? Yine yok. Peki o zaman bu yetkiyi neden verelim. Mantıklı bir açıklamaları varsa açıklasınlar. Desinler ki, bu maddeler bizi demokraside en üst seviyeye çıkaracak, dünyanın en gelişmiş on ülkesinden biri yapacak. Ama böyle bir şey yok, diyemezler.
Diyorlar ki, ‘sizde her şeye karşınız.’ Biz her şeye karşı değiliz. Gelin anayasayı, 12 Eylül darbe anayasasının, darbe hukukunun hep birlikte daha iyisini yapalım, seçim sistemini, siyasi partililer kanunu değiştirelim. Ama hemen konuyu döndürüp başkanlığa getirdiler. Gerçekten amacımız bir anayasa yapmaksa, bu ülkeyi ileri götürebilecek daha özgürlükçü, gelişimin önünü açabilecek, insan haklarına daha fazla vurgu yapan, devleti değil bireyi öne çıkartacak bir anayasaysa biz her zaman hazırız. Amaç kişi üzerinden yapılacak anayasa adı da başkanlık sistemiyse biz karşıyız. Karşı olmamızın haklı gerekçelerini de genel kurulda, komisyonda bir ay öncesi söyledik. Gördüğümüz kadarıyla, AKP’ye oy vermemiş vatandaş da dahil “Hayır” diyeceğini söyleyen birçok kesim var. Tabanlarını dahi ikna edemiyorlar.
Genel anlamıyla 18 madde içerisinde halk yok, onun yerine kim var. Sadece tek adama verilecek olan Türkiye Cumhuriyeti’nin tapusu var. Türkiye’nin genel vekâletnamesi var. Ve biz bu vekaletnameyi verirsek, ülkeyi istediği gibi satar, ipotek ettirir, ne istiyorsa onu yapar. Buna gerek var mı? İnsan eşine, çocuğuna vermiyor bu vekaletnameyi. Buna izin vermeyelim.
Niye saraydan alınıp millete verilen hakları şimdi milletten alıp saraya verelim? Çok mu güçlü ülke olacağız. Tabii ki hayır.
Sürekli çift başlılıktan bahsediyorlar. 15 yıldır bu ülkeyi tek başına yönettiler. İstediklerini yaptılar, kim onları engelledi ki? Neyin çift başlılığından bahsediyorlar. Hatta ‘babalar gibi satarız’ dediler ve sattılar. Bunda bile onları kim engelledi? Bıraksın böyle içi boş, saçma sapan gerekçeleri. Bu ülke bu zamana kadar elde ettiği tüm kazanımlarını parlamenter sisteme borçludur. O yüzden halkımızın bunların söylediği yalanlara inanmamasını istiyoruz.
Bugün dünyanın en güçlü ülkelerinin oluşturduğu G-20’deki 19 ülke parlamenter sistemle yönetiliyor. Yalnızca Amerika’da başkanlık sistemi var ama onların sistemiyle bize dayatılan arasında çok fark var. Bir de ‘tek adam rejimi’ ile yönetilen ülkelere bir bakın. Hepsinde kan, gözyaşı ve yoksulluk var. Bu kadar yetkiyi bir kişiye verirsen bunların olması normal. İşte bu yüzden önümüzdeki referandumda ülkemizin kaderini belirleyeceğiz. Türkiye’nin aydınlık geleceği adına ‘Hayır’ demeliyiz.”