Ekonomi
BİR BARDAK ÇAYLA BİR SİMİDİ BİLE LAYIK GÖRMÜYORLAR
- /home/u2093656/public_html/wp-content/plugins/mvp-social-buttons/mvp-social-buttons.php on line 27
http://www.yoremgazete.com/wp-content/uploads/Koçak’tan-iktidara-eleştiri-yağmuru.gif&description=BİR BARDAK ÇAYLA BİR SİMİDİ BİLE LAYIK GÖRMÜYORLAR', 'pinterestShare', 'width=750,height=350'); return false;" title="Pin This Post">
- Share
- Tweet /home/u2093656/public_html/wp-content/plugins/mvp-social-buttons/mvp-social-buttons.php on line 72
http://www.yoremgazete.com/wp-content/uploads/Koçak’tan-iktidara-eleştiri-yağmuru.gif&description=BİR BARDAK ÇAYLA BİR SİMİDİ BİLE LAYIK GÖRMÜYORLAR', 'pinterestShare', 'width=750,height=350'); return false;" title="Pin This Post">
Saadet Partisi Karacabey İlçe Başkanı Zeynel Abidin Koçak, gündemdeki konulara ilişkin önemli değerlendirmelerde bulunduğu bir basın açıklaması düzenledi. Koçak, milyonlarca vatandaşın kilitlendiği asgari ücret görüşmeleriyle ilgili bu görüşmelerin asgari ücretliyi, enflasyona, faize ve vergilere ezdirmeyecek bir rakamla sonuçlanması gerektiğinin altını çizerek, “Asgari değil, insani bir ücret belirlenmelidir.” dedi.
Engellilerin sorunlarıyla ilgili hükümete seslenen Koçak şunları kaydetti: “Kamudaki yüzde 3’lük engelli kotasının artık ihtiyacı karşılamadığını ve istihdam edilemediklerinden birçok engelli bireyin muhtaç durumda hayatını idame ettirmek zorunda kaldığını bir kez daha tekrarlıyoruz. Etkileri devam etmekte olan Kovid-19 salgını boyunca on binlerce engelli bireyin işini kaybettiği SGK ve İŞKUR verilerine yansımıştır. Bu süreçte özel sektörde iş bulması güç olan, daha fazla yoksullaşma riski altında bulunan ve hakları anayasa ile koruma altına alınmış engellilerin istihdamı sosyal hukuk devletinin temel bir gereği olacaktır. Yapılacak olan atamalarda eğitim durumları göz önüne alınarak nitelikli kadrolar açılmasını ve adaletli kadro dağılımı yapılmasını buradan hatırlatıyoruz. İstihdam kotasının yüzde 6’ya çıkarılmasını ve ilave 10 bin atamanın ivedilikle yapılmasını atama bekleyen engelli kardeşlerimiz adına talep ediyoruz.”
Devam eden asgari ücret görüşmeleriyle ilgili de Koçak, mevcut durumda asgari ücretin 2 bin 825 TL olduğunu hatırlatarak, “Düşünebiliyor musunuz? Açlık sınırının 3 bin 192 lira, yoksulluk sınırın ise 10 bin 296 lira olduğu bir zamanda işçimize diyoruz ki ‘al bu 2 bin 825 lirayı geçin.’ Tabi geçinebilirse. Bunun bir de işverene maliyeti var. Bugün bir asgari ücretlinin işverene maliyeti 4 bin 203 lira 56 kuruş. Aradaki bin 377 lira 66 kuruş, 6 ayrı vergi ve kesintiyle vatandaşın cebinden alınmaktadır. Peki, bununla kalıyor mu? Ne yazık ki kalmıyor. Bir asgari ücretli; kazancının yüzde 23’ünü faize, yüzde 51’ini maaştan kesintilere ve vergilere vermektedir. Yani, vatandaşın 3 bin 111 lirası cebinden alınmaktadır. Yani, vatandaş bir ayın sadece 7 gününü kendine çalışırken, 6 gününü faiz lobilerine, 13 gününü ise devlete çalışmaktadır. Yani, vatandaşın bir cebinde faizcilerin, diğer cebinde ise devletin eli vardır. Hasılı kelâm, asgari ücretlinin gelirinin 4’te 3’üne adeta el konulmaktadır.” dedi.
Vatandaşın birinci gündeminin ‘geçim derdi’ olduğunu kaydeden Koçak, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yıllar önce yaptığı çay simit hesabına dikkat çekerek, “Buyurun, bu hesabı bugün yeniden yapalım. 5 kişilik bir ailenin 3 öğün sadece 1 simit maliyeti günde 52,5 liradan ayda bin 575 lira. Yine 3 öğün sadece 1 bardak çay maliyeti günde 30 liradan ayda 900 lira. Toplamda ayda 2 bin 475 lira. Asgari ücretse 2 bin 825 lira. Evin kirasını kim ödeyecek? Elektrik-su-doğalgaz faturasını kim ödeyecek? Çoluk-çocuğun okul parasını kim ödeyecek? Neredeyse 30 yıl sonra buradan tekrar soruyoruz: ‘Bu zalim yönetim, bu aziz millete 1 bardak çayla 1 simidi bile layık görmüyor, bunların peşinden hâlâ nasıl gidiyorsunuz?’ Biz, Saadet Partisi olarak asgari ücretin bir minimum ücret veya bir pazarlık aracı olarak değerlendirilmesini doğru bulmuyoruz. Asgari ücret insan onuruna yaraşır, gelir dağılımında ve vergilendirmede adaletli bir şekilde, asgari değil, insani bir ücret olarak belirlenmelidir.” diye konuştu.
Saadet Partisi İlçe Başkanı Zeynel Abidin Koçak, asgari ücretle ilgili tespitlerin ardından çözümü ise şöyle sıraladı:
“Asgari ücretten alınan vergi ve yapılan kesintilerin yeniden düzenlenmesiyle net ücrette doğal bir artış sağlanabilecektir. Damga vergisi kaldırılmalı, gelir vergisi alınmamalı, asgari ücretin üzerinde kalan rakam içinse yüzde 10 gelir vergisi uygulanmalıdır. Bu düzenleme, mevcut haliyle net asgari ücrete 483 liralık bir katkı sağlayacaktır.
Asgari ücret gelir vergisi ilk dilim matrahı 40 bin liraya yükseltilmek suretiyle kazanca oranla daha âdil bir vergilendirme sağlanabilecektir.
İşverenlere sağlanan SGK prim desteğinin bir benzeri işçilere de sağlanmalı ve işçilerin sosyal güvenlik haklarında bir kayıp oluşmayacak şekilde SGK İşçi Prim payı 4 puan düşürülerek bütçeden karşılanmalıdır. Bu da yine net asgari ücrete 143 liralık bir katkı sağlayacaktır.
Bununla birlikte işverenin yükü hafifletilmeli, SGK İşveren Prim Payı 5,5 puan düşürülerek işçi payına eşitlenmelidir. Bu düzenleme, işverene 197 lira katkı sağlayacaktır.
Asgari ücret tespitinde enflasyon, yeniden değerleme oranı ve milli gelir artışı karşılaştırılmalı, en az yüksek olan kadar zam yapılmalıdır.
Tüm bu düzenlemeler net asgari ücreti yüzde 22’lik bir artışla 3 bin 451 liraya çıkardığı gibi, işverenin yükünü de 4 bin liraya düşürecektir.”
Başkan Koçak, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Çalışanlarımızı enflasyona ezdirmemek için gereken çabayı gösteriyoruz. Asgari ücreti de benzer şekilde tespit ederek dar gelirlilerin üzerindeki yükü de hafifleteceğiz” açıklamasını hatırlatarak, “Tüm bu şartları değerlendirdiğimizde, dar gelirliyi enflasyona ezdirmemek için asgari ücretin en az net 4 bin 700 lira olması gerektiğini belirtmek istiyoruz. Bu rakam mevcut asgari ücrete yüzde 66 oranında bir zam anlamına gelmektedir. Enflasyonun yüzde 50’leri aştığını göz önünde bulundurduğumuzda, bu teklifin yüzde 16’lık bir refah payını da ihtiva ettiğini belirtmek isteriz.” ifadelerine yer verdi.
Bursa Bölge
“AKP VE SARAY TÜRKİYE’NİN SOSYAL KISIRLIK SEBEBİDİR”
CHP Bursa Milletvekili ve PM Üyesi Orhan Sarıbal, iktidarın 2024 yılında üretimdeki açıkları ithalatla kapatmaya çalıştığını belirterek, tarım alalarının talana açıldığı, çiftçinin maliyetler altında ezildiği, küçük esnafın kepenk kapattığı bir ülkede refah içinde yaşayan bir halktan söz edilemeyeceğini söyledi. Sarıbal; “Bir ülkede faşizm varsa orada ekmek kavgası vardır. Çünkü faşizm, üretimin köklerini kurutur, sosyal adaleti yok eder. AKP ve Saray, bir halk sağlığı sorunudur diyorduk, AKP ve Saray bu ülkenin sosyal kısırlık sebebidir.” dedi.
CHP Bursa Milletvekili ve PM Üyesi Orhan Sarıbal, 2024 yılı tarımsal üretim ve ithalat verilerini değerlendirdi. AKP İktidarının tarımda uyguladığı politikalarla, üretmeyi ithal etmekten daha pahalı hale getirdiğini vurgulayan Milletvekili Sarıbal, ithalata bağımlılığın yalnızca gıda maddeleriyle sınırlı olmadığını; tohum, gübre, tarım ilaçları ve mazot gibi girdilerde de büyük ölçüde dışa bağımlılığın söz konusu olduğunu söyledi. Tarım alalarının talana açıldığı, çiftçinin maliyetler altında ezildiği, küçük esnafın kepenk kapattığı bir ülkede ne adil bir gelecekten ne de refah içinde yaşayan bir halktan söz edilebileceğini kaydeden Sarıbal, “Bir ülkede faşizm varsa orada hürriyet kavgası vardır, adalet kavgası vardır. Faşizm varsa orada ekmek kavgası vardır. Çünkü faşizm, üretimin köklerini kurutur, sosyal adaleti yok eder. Bir ülkenin toprağı, işçisi, üretimi özgür olmazsa ne emeğin bereketi kalır ne de ekmeğin tadı. Faşizm, yalnızca insanlar üzerinde baskı kurmaz; aynı zamanda tarladan sofraya uzanan üretim zincirini kırar, bereketi yok eder. 2025’i aile yılı ilan eden Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın müjdesi 3 çocuk çıktı! Bugün Türkiye’de milyonlarca genç, bırakın çocuk sahibi olmayı, maddi yetersizlikler yüzünden evlenemiyor. Ülkemizin doğurganlık oranı neden 1,5’e düştü sanıyorsunuz? Sağlık sisteminde yaşanan aksaklıklar, sosyal güvence eksikliği ve artan yoksulluk, gençlerin çocuk sahibi olmasını bir kenara bırakın, sağlıklı bir yaşam sürmesine bile engel oluyor. AKP ve Saray, bir halk sağlığı sorunudur diyorduk, AKP ve Saray bu ülkenin sosyal kısırlık sebebidir. Çözüm popülist müjdelerde değil, gerçekçi bir kalkınma ve sosyal adalet politikasındadır.” diye konuştu.
“İktidar 2024’te de üretimdeki açığı ithalatla kapattı”
Milletvekili Sarıbal, iklim değişikliği, maliyet artışları ve çiftçinin ekonomik durumunun bozulması nedeniyle buğday üretiminin 22 milyon tondan 20.8 milyon tona, arpa üretiminin 9.2 milyon tondan 8.1 milyon tona, mısır üretiminin 9 milyon tondan 8.1 milyon tona gerilediğini açıkladı. AKP’nin hububat, baklagiller ve yağlı tohumlar öncelikli olacak şekilde yurt içi yeterlilik oranının yüzde 100’ün üzerinde tutulacağına dair vaadinin havada kaldığını belirten Sarıbal, “Yurt içi üretimin yurt içi talebi karşılama derecesi arpada yüzde 90, ekmeklik buğday, mısır ve kırmızı mercimekte yüzde 86, pirinçte 74, yeşil mercimekte yüzde 60, ayçiçeğinde yüzde 51, soyada ise yüzde 5 civarında. Hububat üretimi 3.2 milyon ton geriledi. 2024 yılında da üretimdeki açıklar ithalatla kapatılmaya çalışıldı. Patates üretimi bir önceki yıla göre yüzde 21.1, kuru baklagiller yüzde 2.8, yağlı tohumlar ise yüzde 2.6 oranında arttı. Buna karşılık şeker pancarı üretimi 25.3 milyon tondan 23 milyon tona düştü. 2023 yılında narenciyede üretim bir önceki yıla göre ortalama yüzde 67 oranında artarak 4.7 milyon tondan 7.9 milyon tona yükselmiş; artış oranı portakalda yüzde 75’i, limonda ise yüzde 76’yı bulmuştu. Özellikle erkenci limon ve mandalinada yaşanan pazarlama sorunları bu ürünlerin üçte birinin dalda kalmasına, hatta ağaçların sökülmesine yol açmıştı. Bu yıl üretim mandalinada yüzde 32.7, portakalda yüzde 30.3, limonda yüzde 25.6 oranında azaldı. Üretimi azalan bir başka meyve olan şeftali ise 1.1 milyon tondan 822 bin tona geriledi. 2024 zeytinde var yılı; üretim 1.5 milyon tondan 3.7 milyon tona yükseldi. Ancak önceki yıl narenciyede olduğu gibi bu yıl da zeytinde pazarlama sorunları öne çıkacak. Tariş henüz yağlık zeytin alım fiyatını açıklamadı. Marmarabirlik ise enflasyonun yüzde 50’leri bulduğu bir dönemde sofralık zeytine en fazla yüzde 13.6 zam vererek üreticileri mağdur etti.” ifadelerini kullandı.
Hububat ve yağlı tohum türevleri ithalatı 7.5 milyar dolar
2024 yılında buğday ve yağlı tohumlar türevleri için ödenen bedelin 7.5 milyar dolara ulaştığını kaydeden Sarıbal, 2023 yılında 11.9 milyon ton gibi çok yüksek bir buğday ithalatı yapılınca, 2024 yılında ithalat yasakları ile buğday ithalatının neredeyse yarı yarıya düştüğünü hatırlattı.
Milletvekili Sarıbal, “İç fındık ihracatında yüzde 56.7’lik bir artış yaşandı. Toplam ihracat geliri 1.3 milyar doları aştı. Ekmeklik buğday ithalatında uygulanan kısıtlamalar nedeniyle buğday unu ihracatı yüzde 20 oranında azaldı. Toplam ihracat geliri 1 milyar dolar oldu. Ayçiçeği yağı ihracatında da yüzde 6.7’lik bir düşüş yaşandı. Toplam ihracat geliri 813 milyon dolar olarak kaydedildi. Bu veriler, Türkiye’nin tarım ve gıda ürünleri ihracatında hem fırsatlar hem de bazı ürünlerdeki zorlukları yansıtıyor. Buna karşılık en fazla ithal edilen ürünlerden soya fasulyesi 1.6 milyar dolar, pamuk 1.4 milyar dolar, buğday 1.3 milyar dolar ve ayçiçeği yağı 1.2 milyar dolar olarak sıralandı. 2024 yılında da uluslararası piyasalarda tarım ürünleri fiyatlarının gerilemeye devam etmesi, gümrük vergilerinin düşürülmesi veya sıfırlanması ve alım fiyatlarının düşük tutulması nedeniyle ürünlerini değerinde satamayan çiftçiler giderek yoksullaşıp tarımı terk etmeye devam etti. Bunun gıda güvencesi ve gıda enflasyonu açısından büyük bir tehlike yarattığı Saray iktidarının umurunda değil.” diye konuştu.
Bursa Bölge
KADIN KOOPERATİFLERİ İÇİN 2025 İŞ PLANI HAZIRLANDI
Tarım ve Orman Bakanlığı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve Ticaret Bakanlığı İl Müdürlükleri tarafından ortaklaşa yürütülen çalışmalar sürüyor. Bilindiği üzere, 30 Ekim 2018 tarihinde üç bakanlık arasında, “Kadın Kooperatiflerinin Güçlendirilmesi İş Birliği Protokolü” imzalanmıştı. Protokol 12.07.2021 tarihinde iki yıl, 06.09.2023 tarihinde ise beş yıl süreyle yenilenmişti.
Protokol çerçevesinde bugüne değin düzenlenen çalışmalar, eğitimler, bilgilendirme toplantıları ve kooperatif ziyaretleri ile kadın işbirliklerinin karşılaştığı süreçler çözüm odaklı yaklaşımlar geliştirilmiş, üretimden pazarlamaya kadar birçok alanda faaliyet yürütüldü.
Kadın Kooperatifleri için 2025 yılına yön verilecek toplantı
Kadınların ekonomik ve sosyal hayatta kalmaları, daha güçlü bir yer edinmeleri için yürütülen çalışmalar kapsamında, geçtiğimiz hafta Bursa İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ev sahipliğinde önemli bir toplantı gerçekleştirildi. Toplantıda, kadın kooperatiflerinin üretim kapasitelerinin geliştirilmesi, teknik bilgi ve becerilerin geliştirilmesi, pazar imkanlarının genişletilmesi ve kadın emeğinin daha etkin değerlendirilmesine yönelik hedefler belirlendi. Eğitim programları, teknik projeler ve katma üretim modelleri gibi konular ele alındığı toplantıda, bu alanlarla ilgili kurumlarla işbirliği yapılmasının gerekliliği vurgulandı.
Kadın emeğiyle güçlü bir gelecek
Oluşturulan 2025 İş Planı, kadın kooperatiflerinin sürdürülebilirliğini arttırmayı ve onların ekonomik kalkınmadaki rollerini güçlendirmeyi sağlıyor. Bu potansiyel doğrultusunda, kadın emeğini merkeze alan, projeleriyle üretimden pazarlamaya kadar her aşamada etkin çözümlerin geliştirilmesi hedeflenmekte. Kadınların kooperatifler yoluyla güçlenmesine katkı sunan bu toplantının, hem bölgesel hem de ulusal kalkınma için önemli bir adım olduğu belirtildi.
Bursa Bölge
“BAĞKURLU ALMADIĞI HİZMETİN BEDELİNİ CEZALI ÖDÜYOR”
Sosyal güvenlik prim borcu olan çok sayıda esnaf ve sanatkarın sağlık alanında almadığı muayene ve almadığı ilacın bedelini cezalı ödediğini belirten TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “İki aydan fazla süreyle sigorta prim borcunu geciktiren esnafımız hem hastaneye gidip muayene olamıyor hem de tedavi için gereken ilaçları eczaneden alamıyor. Bu hizmeti sadece esnaf alamamakla kalmıyor bakmakla yükümlü ailesi de aynı şekilde yararlanamıyor. Aynı zamanda ödemeyi yatırmakta zorluk çekip geciktirdiği zaman olmadığı muayenenin ve almadığı ilacın bedelini faiziyle geri ödemek zorunda kalıyor. Sn. Cumhurbaşkanımız yapılandırmaya ve sürenin uzatılmasına imkan sağlıyordu fakat yeni yıl itibariyle artık uzatma yapılmıyor. Bizim ricamız bu sürenin 1 yıl daha uzatılması ve önemli bir mesele olan 7 bin 200 prim günü dolduran esnafımızın sağlıktan yararlanmasına imkan sağlanmalı. Esnafımızın ve ailelerinin mağdur olmaması için sağlık hizmetlerinden eksiksiz faydalanmanın önü açılmalı.” dedi.
Esnaf ve sanatkârların birikmiş prim borcunu ödeyebilmesi için yeni bir yapılandırma talebinde bulunan Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Prim borcu olan esnaf ve sanatkarlarımız yeni yıl itibariyle sağlık hizmetlerinden faydalanamıyor. Mevcut ekonomik koşullarda artan maliyetler karşısında ayakta kalmaya çalışan esnafımız sigorta primini geciktirebiliyor. Zaten sigorta primini ödemeyenlerin özel hastaneye gidecek ya da pahalı ilaçları alacak durumu yok. Esnafımızın ve ailesinin mağdur olmaması için sağlık hizmetlerinden kesintisiz faydalanabilmesinin önü açılmalı. Bunun için de yeni bir yapılandırma kanunu çıkarılarak esnafımızın gecikmiş prim borcunu sıfır faizli ya da düşük faizli kredi ile ödeme imkanı verilmeli.” şeklinde konuştu.
-
Bursa Bölge5 yıl ago
“Türkiye, Doğu Türkistan’a sahip çıkmalıdır”
-
Ekonomi5 yıl ago
Sütaş’tan “Tereyağı” açıklaması
-
Bursa Bölge2 hafta ago
İŞİTME HASTALARI İÇİN YENİ HİZMET DEVREYE GİRDİ
-
Bursa Bölge3 hafta ago
KARACABEY AK PARTİ BURSA’DA YER BULAMADI
-
Genel2 hafta ago
KARACABEY BELEDİYESİ’NDE GÖREV DEĞİŞİKLİKLERİ
-
Bursa Bölge2 hafta ago
BÜYÜKŞEHİR’DEN YILIN SON VE İLK BEBEKLERİNE ZİYARET
-
Bursa Bölge1 yıl ago
“BÜYÜK BİR SİSMİK TEHLİKE ALTINDAYIZ!”
-
Güncel2 yıl ago
“KELEBEKLERİN ONURLU DİRENİŞİNE SAHİP ÇIKACAĞIZ”
Warning: Undefined variable $user_ID in /home/u2093656/public_html/wp-content/themes/zox-news/comments.php on line 49
You must be logged in to post a comment Login