Yılmaz Katran
Dostlar; Sekizinci ayda hatırlarsanız ‘İnce Balon’ diye bir makale kaleme almıştım. O yazımda; CHP’de 18-19 yaşlarında afişler asarak hizmete başladığını ve yaklaşık 42 yıl nefer gibi çalıştığını söyleyen, partisinin muhtelif kademelerinde görev alan ve Genel Başkanı tarafından bir siyasetçinin hayalinde yaşayacağı en büyük ödülü ona takdim ederek ülkenin Cumhurbaşkanlığına aday gösterilen Muharrem İnce bey, daha öncede illaki partiye başkan olacağım deyip kongrelerde mücadeleye girdi. Ama gerekli desteği bulamadığından partiye rest çekti. Ülkeyi dolaşıp yüz bin imzayı alıp başkanlığa aday olacağım diyerek dolaşmaya ve bir yandan da parti kurarım ha diye kendince bir hava yaratarak bu günlere gelindi.
Onca sene partide olup, partinin idaresinin nasıl yapıldığını bilen birisinin isteklerinin yapılmayacağını bilerek kendince bir ortam yaratmak, yanına üç beş milletvekili de alarak istifa etti ve yakın bir tarihte de partisini kuracak. Halen ülkemizde 77 tescilli parti olup, ancak on beşi seçimlere girebiliyor. Parti kurmak ve onu seçimlere sokabilmenin ne kadar zor ve finansa ihtiyacı olduğu gerçeğinin hesabını herhalde yapmışlardır diye düşünüyorum. Ülkemizin bu gün böyle bir ihtiyacı olduğunu düşünemiyorum. Ekonomi bu durumdayken kimsenin böyle bir maddi yükün altına gireceğini de zannetmiyorum.
Sayın İnce ilk konuşmasında; “Kuracağımız parti hiç bir surette Cumhur İttifakı’na girmeyecek” sözünü verdiğine göre, güvendiği çok kuvvetli bir desteği var ki bu işe kalkışıyor. Ben ne kadar maddiyat lazım diye hesap edecek bilgiye sahip değilim ama tahminim 1-2 milyar lazımdır diye düşünüyorum.
Gelecek ve Deva Partileri kurulduktan yaklaşık bir buçuk yıl sonra tescil edildi. Şu an seçime girebilmeleri zamana kalmış. Muharrem bey 48 ilde teşkilat kuracak parti olmanın prosedürlerini yerine getirecek, bunları yaparken de hesapta olmayan masraflarla boğuşacak. Erken seçimin konuşulduğu bu ortamda ilk seçimlere girme olasılığı yok! Olsa bile sanki tüm ülke bu partiyi bekliyor da hemen halka hizmete başlayacaklar…
Muharrem bey, AKP’nin refahtan ayrılıp ilk seçimde iktidar olmasını hayal ediyor olmalı ki bir şeyler düşünüyor. O günkü ortam bir daha olmaz. Bir de lafla peynir gemisi yürümez. Ülkeye ne gibi bir hamle düşünüyorsunuz ki ilk seçimde halk sizi iktidar yapsın! Senelerce partinin içinde çalışan, 4 dönem milletvekili olan bir kişi olarak partiyi ayakta tutmanın ne kadar zor olduğunu, seçimlere girmenin türlü zorlukları olduğunu çok iyi bildiğine eminim. Birde istifa günü CHP’nin Atatürk partisi olmaktan uzaklaştığını, demokrasi olmadığını söylemesi benim garibime gitti. Sayın İnce başkanlığa aday olduğu zamanlarda CHP Atatürk’ün partisiydi de ayrılmaya niyet ettiğinde mi parti bu hedeften uzaklaştı. Bunu da anlamış değilim.
Parti içinde anlaşmazlıklar, uyuşmazlıklar, rakip olmalar, çekememezlikler olur. Bunlar bu işlerin içinde olması da doğaldır. Siz diyebilir misiniz yeni kuruluşlar içinde bunlar olmayacak. Benim hatırladığıma göre 1950 yılından bu yana siyasi partilerden ayrılarak yeni bir parti kuranlar her halde 20’nin üzerindedir. Bir tek AKP ortamın çok uygun olmasından dolayı bu günlere ulaşmıştır. Diğerleri ya yok olup kayboldu, ya da tabela partisi olarak üç beş kişinin hobisi olarak duruyor. Şunu da unutmamak lazım. Sadece konuşma ile bir yere varılmaz. Ve ülkeye hizmet bir partinin başkanı olmakla bitmez. Oy verecek seçmen lafa değil icraata bakar. Bu günkü durumlara düşmenin faturasını ilk seçimde vaatlere değil, yapabileceklere verecektir. Buna inanıyorum.
Bunları kendi görüşüm olarak yazdım. Şunu da söylüyorum; ben ülkeme hizmet edecek, tüm insanların ne partisine ne de ismine bakarım. İstediğim vaat değil yapabilecekleridir. Onun için de ülkeme hayrı dokunacaksa Allah Muharrem İnce’nin yolunu açık etsin. İsteğim üç beş oy fazla alırım diye geçmişini unutmadan siyaset yapılmasıdır.
Hoşça kalın.