Connect with us

Ekonomi

BAYRAKTAR’DAN 2024 YILI FİYAT DEĞİŞİMLERİ DEĞERLENDİRMESİ

Published

on

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, 2024 yılı ve Aralık ayı üretici market fiyatları ile girdi fiyatlarında yaşanan değişimleri yaptığı görüntülü basın açıklamasında değerlendirdi. Üretici ile market arasındaki fiyat farklılıklarını her yıl olduğu gibi bu yıl da Ülkemizin dört bir yanından Ziraat Odaları aracılığıyla alınan veriler doğrultusunda değerlendirdiklerini belirten Bayraktar, açıklamasında şu bilgilere yer verdi:

“Yaptığımız değerlendirmeler sonucunda; 2024 yılında markette takip edilen 41 ürünün 40’ında fiyat artışı, 1 üründe fiyat azalışı oldu. 2024 yılında, fiyatı en fazla artan ürün markette beyaz lahana, üreticide mandalina, fiyatı en fazla düşen ürün markette ve üreticide patates oldu. Geçen yıla göre bu yıl markette en fazla fiyat artışı yüzde 179,1 ile beyaz lahana da görüldü. Beyaz lahanadaki fiyat artışını, yüzde 135 ile mandalina, yüzde 115,2 ile patlıcan ve pırasa, yüzde 98,5 ile limon izledi.

Geçen yıla göre bu yıl markette fiyatı en fazla düşen ürün ise yüzde 16 ile patates oldu. 2024 yılında, üreticide takip edilen 33 ürünün 29’unda fiyatlar artarken, 4 üründe fiyat düşüşü yaşandı. Geçen yıla göre bu yıl, üreticide en fazla fiyat artışı yüzde 276,5 ile mandalinada görüldü. Mandalinadaki fiyat artışını yüzde 270,4 ile karnabahar, yüzde 166,2 ile beyaz lahana, yüzde 153 ile pırasa izledi. Geçen yıla göre bu yıl, üreticide en fazla fiyat düşüşü yüzde 59,8 ile patateste görüldü. Patatesteki fiyat düşüşünü yüzde 20,7 ile zeytinyağı, yüzde 9,4 ile Antep fıstığı, yüzde 3,6 ile kuru kayısı takip etti. Bu yıl patates üretiminde yüzde 21,1 oranında artış görüldü. Bu üretim artışı özellikle patateste yıllık bazda üretici fiyatlarının geçen senenin altında kalmasına neden oldu. Zeytinyağı, Antep fıstığı ve kuru kayısıda ürün arzında artış yaşandı ve fiyatlar geçen senenin altına düştü.

Aralık ayı üretici-market fiyat değişimi

Aralık ayında üretici ve market arasındaki fiyat farkı en fazla yüzde 312,3 ile limonda görüldü. Limondaki fiyat farkını, yüzde 300,8 ile patates, yüzde 270 ile portakal, yüzde 237,2 ile havuç takip etti. Limon 4,1 kat, patates 4 kat, portakal 3,7 kat, havuç 3,4 kat fazlaya markette satıldı. Üreticide 7 lira olan limon 30 liraya, 4 lira olan patates 18 liraya, 10 lira olan portakal 37 liraya, 11 lira olan havuç 37 liraya satıldı. Aralık ayında fiyatı en fazla artan ürün; markette beyaz lahana, üreticide patlıcan olurken, fiyatı en fazla düşen ürün; markette karnabahar, üreticide patates oldu.

Market Fiyatları

Aralık ayında markette 41 ürünün 24’ünde fiyat artışı, 17’sinde fiyat azalışı görüldü. Aralık ayında markette fiyatı en fazla artan ürün yüzde 75,6 ile beyaz lahana oldu. Beyaz lahanadaki fiyat artışını yüzde 43 ile patlıcan, yüzde 30,2 ile yeşil soğan ve yüzde 16,6 ile marul takip etti. Markette fiyatı en çok azalan ürün ise yüzde 35,5 ile karnabahar oldu. Karnabahardaki fiyat düşüşünü yüzde 13,6 ile domates, yüzde 7,6 ile sivribiber, yüzde 6,3 ile kabak izledi.

Üretici Fiyatları

Aralık ayında üreticide 33 ürününün 15’inde fiyat artışı olurken, 9’unda fiyat düşüşü görüldü. 9 üründe ise fiyat değişimi olmadı. Aralık ayında üreticide en çok fiyat düşüşü yüzde 27,9 ile patateste görüldü. Patatesteki fiyat düşüşünü yüzde 25,3 ile portakal, yüzde 11,2 ile limon ve yüzde 11,1 ile mandalina izledi. Üreticide en fazla fiyat artışı yüzde 89,2 ile patlıcanda görüldü. Patlıcandaki fiyat artışını yüzde 44,5 ile yeşil soğan, yüzde 42,3 ile beyaz lahana, yüzde 31,6 ile karnabahar takip etti.

Üretici fiyat değişiminin nedenleri

Üreticide patlıcan fiyatındaki artışın sebebi ürün arzındaki azalmadır. Arzın düşmesi ve talebin artması üreticide yeşil soğan, beyaz lahana ve karnabaharda da fiyatların yükselmesine sebep oldu. Sera üretiminde kış döneminde birim alandan alınan verimin azalması, kışlık sebzelerde geçen yıl üretici fiyatlarının düşük olması ve maliyetlerinin de yükselmesi üretim alanlarını daralttı. Seracılığın yoğun olarak yapıldığı kıyı şeritlerimizde ve kışlık sebzelerin yoğun ekilişlerinin olduğu bölgelerde meydana gelen doğal afetler üretimi olumsuz etkileyerek üretici fiyatlarının artmasına sebep oldu. Patateste bu yıl rekoltenin yüksek olmasından kaynaklanan arzdaki artış fiyatların düşmesine neden oldu. Ödemiş patatesinde hasat başladı. Ancak tüccar ürün alımı yapmıyor. Nevşehir ve Niğde’de de durum aynı olunca patates üreticilerimiz bu yıl rekoltenin yüksek olması sebebiyle ellerindeki patatesin bozulmadan devlet tarafından alınmasını istiyor. Tarım Kredi ve Toprak Mahsulleri Ofisinin devreye girerek, doğrudan üreticiden alım yapması sağlanmalıdır. Kuru soğanda üreticilerimiz ürününü satacak alıcı bulamıyor. Alım satımın olmaması nedeniyle fiyatlar geriliyor. Limon, portakal ve mandalinada erkenci çeşitlerin yanı sıra yeni sezonla birlikte depoluk ürünün çıkmasıyla üretici fiyatları düşüş gösterdi. Halen limonda talebin az olması nedeniyle üreticilerimiz ürününü satmakta zorlandığı için erkenci çeşitler dalında kaldı.

Aralık ayı aylık ve yıllık girdi fiyatlarında yaşanan değişimler

Ziraat Odalarımız aracılığıyla girdi piyasalarından aldığımız fiyat verilerine göre; Aralık ayında, Kasım ayına göre amonyum nitrat yüzde 12,3, ÜRE gübresi yüzde 9,2, DAP gübresi yüzde 2,7, 20.20.0 kompoze gübresi yüzde 2,6, amonyum sülfat gübresi yüzde 1,8 oranında arttı. Geçen yılın Aralık ayına göre son bir yılda amonyum sülfat gübresi yüzde 35,2, DAP gübresi yüzde 29, ÜRE gübresi yüzde 28,6, amonyum nitrat yüzde 27,7, 20.20.0 kompoze gübresi yüzde 19,5 oranında arttı. Aralık ayında Kasım ayına göre süt yemi yüzde 1,8, besi yemi yüzde 1,6, son bir yılda süt yemi yüzde 26,1, besi yemi ise yüzde 25,5 oranında arttı. Tarım ilacı fiyatları geçen aya göre yüzde 6,8 oranında artarken, yıllık yüzde 34,3 oranında artış gösterdi. Elektrik fiyatları yıllık olarak yüzde 30,4 oranında arttı. Mazot fiyatları aylık yüzde 0,5 oranında azalış gösterirken, yıllık bazda yüzde 18 oranında arttı.”

Continue Reading
Click to comment

Warning: Undefined variable $user_ID in /home/u2093656/public_html/wp-content/themes/zox-news/comments.php on line 49

You must be logged in to post a comment Login

Leave a Reply

Bursa Bölge

“AKP VE SARAY TÜRKİYE’NİN SOSYAL KISIRLIK SEBEBİDİR”

Published

on

By

CHP Bursa Milletvekili ve PM Üyesi Orhan Sarıbal, iktidarın 2024 yılında üretimdeki açıkları ithalatla kapatmaya çalıştığını belirterek, tarım alalarının talana açıldığı, çiftçinin maliyetler altında ezildiği, küçük esnafın kepenk kapattığı bir ülkede refah içinde yaşayan bir halktan söz edilemeyeceğini söyledi. Sarıbal; “Bir ülkede faşizm varsa orada ekmek kavgası vardır. Çünkü faşizm, üretimin köklerini kurutur, sosyal adaleti yok eder. AKP ve Saray, bir halk sağlığı sorunudur diyorduk, AKP ve Saray bu ülkenin sosyal kısırlık sebebidir.” dedi.

CHP Bursa Milletvekili ve PM Üyesi Orhan Sarıbal, 2024 yılı tarımsal üretim ve ithalat verilerini değerlendirdi. AKP İktidarının tarımda uyguladığı politikalarla, üretmeyi ithal etmekten daha pahalı hale getirdiğini vurgulayan Milletvekili Sarıbal, ithalata bağımlılığın yalnızca gıda maddeleriyle sınırlı olmadığını; tohum, gübre, tarım ilaçları ve mazot gibi girdilerde de büyük ölçüde dışa bağımlılığın söz konusu olduğunu söyledi. Tarım alalarının talana açıldığı, çiftçinin maliyetler altında ezildiği, küçük esnafın kepenk kapattığı bir ülkede ne adil bir gelecekten ne de refah içinde yaşayan bir halktan söz edilebileceğini kaydeden Sarıbal, “Bir ülkede faşizm varsa orada hürriyet kavgası vardır, adalet kavgası vardır. Faşizm varsa orada ekmek kavgası vardır. Çünkü faşizm, üretimin köklerini kurutur, sosyal adaleti yok eder. Bir ülkenin toprağı, işçisi, üretimi özgür olmazsa ne emeğin bereketi kalır ne de ekmeğin tadı. Faşizm, yalnızca insanlar üzerinde baskı kurmaz; aynı zamanda tarladan sofraya uzanan üretim zincirini kırar, bereketi yok eder. 2025’i aile yılı ilan eden Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın müjdesi 3 çocuk çıktı! Bugün Türkiye’de milyonlarca genç, bırakın çocuk sahibi olmayı, maddi yetersizlikler yüzünden evlenemiyor. Ülkemizin doğurganlık oranı neden 1,5’e düştü sanıyorsunuz? Sağlık sisteminde yaşanan aksaklıklar, sosyal güvence eksikliği ve artan yoksulluk, gençlerin çocuk sahibi olmasını bir kenara bırakın, sağlıklı bir yaşam sürmesine bile engel oluyor. AKP ve Saray, bir halk sağlığı sorunudur diyorduk, AKP ve Saray bu ülkenin sosyal kısırlık sebebidir. Çözüm popülist müjdelerde değil, gerçekçi bir kalkınma ve sosyal adalet politikasındadır.” diye konuştu.

“İktidar 2024’te de üretimdeki açığı ithalatla kapattı”

Milletvekili Sarıbal, iklim değişikliği, maliyet artışları ve çiftçinin ekonomik durumunun bozulması nedeniyle buğday üretiminin 22 milyon tondan 20.8 milyon tona, arpa üretiminin 9.2 milyon tondan 8.1 milyon tona, mısır üretiminin 9 milyon tondan 8.1 milyon tona gerilediğini açıkladı. AKP’nin hububat, baklagiller ve yağlı tohumlar öncelikli olacak şekilde yurt içi yeterlilik oranının yüzde 100’ün üzerinde tutulacağına dair vaadinin havada kaldığını belirten Sarıbal,  “Yurt içi üretimin yurt içi talebi karşılama derecesi arpada yüzde 90, ekmeklik buğday, mısır ve kırmızı mercimekte yüzde 86, pirinçte 74, yeşil mercimekte yüzde 60, ayçiçeğinde yüzde 51, soyada ise yüzde 5 civarında. Hububat üretimi 3.2 milyon ton geriledi. 2024 yılında da üretimdeki açıklar ithalatla kapatılmaya çalışıldı.  Patates üretimi bir önceki yıla göre yüzde 21.1, kuru baklagiller yüzde 2.8, yağlı tohumlar ise yüzde 2.6 oranında arttı. Buna karşılık şeker pancarı üretimi 25.3 milyon tondan 23 milyon tona düştü. 2023 yılında narenciyede üretim bir önceki yıla göre ortalama yüzde 67 oranında artarak 4.7 milyon tondan 7.9 milyon tona yükselmiş; artış oranı portakalda yüzde 75’i, limonda ise yüzde 76’yı bulmuştu. Özellikle erkenci limon ve mandalinada yaşanan pazarlama sorunları bu ürünlerin üçte birinin dalda kalmasına, hatta ağaçların sökülmesine yol açmıştı. Bu yıl üretim mandalinada yüzde 32.7, portakalda yüzde 30.3, limonda yüzde 25.6 oranında azaldı. Üretimi azalan bir başka meyve olan şeftali ise 1.1 milyon tondan 822 bin tona geriledi. 2024 zeytinde var yılı; üretim 1.5 milyon tondan 3.7 milyon tona yükseldi. Ancak önceki yıl narenciyede olduğu gibi bu yıl da zeytinde pazarlama sorunları öne çıkacak. Tariş henüz yağlık zeytin alım fiyatını açıklamadı. Marmarabirlik ise enflasyonun yüzde 50’leri bulduğu bir dönemde sofralık zeytine en fazla yüzde 13.6 zam vererek üreticileri mağdur etti.” ifadelerini kullandı.

Hububat ve yağlı tohum türevleri ithalatı 7.5 milyar dolar

2024 yılında buğday ve yağlı tohumlar türevleri için ödenen bedelin 7.5 milyar dolara ulaştığını kaydeden Sarıbal, 2023 yılında 11.9 milyon ton gibi çok yüksek bir buğday ithalatı yapılınca, 2024 yılında ithalat yasakları ile buğday ithalatının neredeyse yarı yarıya düştüğünü hatırlattı.

Milletvekili Sarıbal, “İç fındık ihracatında yüzde 56.7’lik bir artış yaşandı. Toplam ihracat geliri 1.3 milyar doları aştı. Ekmeklik buğday ithalatında uygulanan kısıtlamalar nedeniyle buğday unu ihracatı yüzde 20 oranında azaldı. Toplam ihracat geliri 1 milyar dolar oldu. Ayçiçeği yağı ihracatında da yüzde 6.7’lik bir düşüş yaşandı. Toplam ihracat geliri 813 milyon dolar olarak kaydedildi. Bu veriler, Türkiye’nin tarım ve gıda ürünleri ihracatında hem fırsatlar hem de bazı ürünlerdeki zorlukları yansıtıyor. Buna karşılık en fazla ithal edilen ürünlerden soya fasulyesi 1.6 milyar dolar, pamuk 1.4 milyar dolar, buğday 1.3 milyar dolar ve ayçiçeği yağı 1.2 milyar dolar olarak sıralandı. 2024 yılında da uluslararası piyasalarda tarım ürünleri fiyatlarının gerilemeye devam etmesi, gümrük vergilerinin düşürülmesi veya sıfırlanması ve alım fiyatlarının düşük tutulması nedeniyle ürünlerini değerinde satamayan çiftçiler giderek yoksullaşıp tarımı terk etmeye devam etti. Bunun gıda güvencesi ve gıda enflasyonu açısından büyük bir tehlike yarattığı Saray iktidarının umurunda değil.” diye konuştu.

Continue Reading

Bursa Bölge

KADIN KOOPERATİFLERİ İÇİN 2025 İŞ PLANI HAZIRLANDI

Published

on

By

Tarım ve Orman Bakanlığı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve Ticaret Bakanlığı İl Müdürlükleri  tarafından ortaklaşa yürütülen çalışmalar sürüyor. Bilindiği üzere, 30 Ekim 2018 tarihinde üç bakanlık arasında, “Kadın Kooperatiflerinin Güçlendirilmesi İş Birliği Protokolü” imzalanmıştı. Protokol 12.07.2021 tarihinde iki yıl, 06.09.2023 tarihinde ise beş yıl süreyle yenilenmişti.

Protokol çerçevesinde bugüne değin düzenlenen çalışmalar, eğitimler, bilgilendirme toplantıları ve kooperatif ziyaretleri ile kadın işbirliklerinin karşılaştığı süreçler çözüm odaklı yaklaşımlar geliştirilmiş, üretimden pazarlamaya kadar birçok alanda faaliyet yürütüldü.

Kadın Kooperatifleri için 2025 yılına yön verilecek toplantı

Kadınların ekonomik ve sosyal hayatta kalmaları, daha güçlü bir yer edinmeleri için yürütülen çalışmalar kapsamında, geçtiğimiz hafta Bursa İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ev sahipliğinde önemli bir toplantı gerçekleştirildi. Toplantıda, kadın kooperatiflerinin üretim kapasitelerinin geliştirilmesi, teknik bilgi ve becerilerin geliştirilmesi, pazar imkanlarının genişletilmesi ve kadın emeğinin daha etkin değerlendirilmesine yönelik hedefler belirlendi. Eğitim programları, teknik projeler ve katma üretim modelleri gibi konular ele alındığı toplantıda, bu alanlarla ilgili kurumlarla işbirliği yapılmasının gerekliliği vurgulandı.

Kadın emeğiyle güçlü bir gelecek

Oluşturulan 2025 İş Planı, kadın kooperatiflerinin sürdürülebilirliğini arttırmayı ve onların ekonomik kalkınmadaki rollerini güçlendirmeyi sağlıyor. Bu potansiyel doğrultusunda, kadın emeğini merkeze alan, projeleriyle üretimden pazarlamaya kadar her aşamada etkin çözümlerin geliştirilmesi hedeflenmekte. Kadınların kooperatifler yoluyla güçlenmesine katkı sunan bu toplantının, hem bölgesel hem de ulusal kalkınma için önemli bir adım olduğu belirtildi.

Continue Reading

Bursa Bölge

“BAĞKURLU ALMADIĞI HİZMETİN BEDELİNİ CEZALI ÖDÜYOR”

Published

on

By

Sosyal güvenlik prim borcu olan çok sayıda esnaf ve sanatkarın sağlık alanında almadığı muayene ve almadığı ilacın bedelini cezalı ödediğini belirten TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “İki aydan fazla süreyle sigorta prim borcunu geciktiren esnafımız hem hastaneye gidip muayene olamıyor hem de tedavi için gereken ilaçları eczaneden alamıyor. Bu hizmeti sadece esnaf alamamakla kalmıyor bakmakla yükümlü ailesi de aynı şekilde yararlanamıyor. Aynı zamanda ödemeyi yatırmakta zorluk çekip geciktirdiği zaman olmadığı muayenenin ve almadığı ilacın bedelini faiziyle geri ödemek zorunda kalıyor. Sn. Cumhurbaşkanımız yapılandırmaya ve sürenin uzatılmasına imkan sağlıyordu fakat yeni yıl itibariyle artık uzatma yapılmıyor. Bizim ricamız bu sürenin 1 yıl daha uzatılması ve önemli bir mesele olan 7 bin 200 prim günü dolduran esnafımızın sağlıktan yararlanmasına imkan sağlanmalı. Esnafımızın ve ailelerinin mağdur olmaması için sağlık hizmetlerinden eksiksiz faydalanmanın önü açılmalı.” dedi.

Esnaf ve sanatkârların birikmiş prim borcunu ödeyebilmesi için yeni bir yapılandırma talebinde bulunan Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Prim borcu olan esnaf ve sanatkarlarımız yeni yıl itibariyle sağlık hizmetlerinden faydalanamıyor. Mevcut ekonomik koşullarda artan maliyetler karşısında ayakta kalmaya çalışan esnafımız sigorta primini geciktirebiliyor. Zaten sigorta primini ödemeyenlerin özel hastaneye gidecek ya da pahalı ilaçları alacak durumu yok. Esnafımızın ve ailesinin mağdur olmaması için sağlık hizmetlerinden kesintisiz faydalanabilmesinin önü açılmalı. Bunun için de yeni bir yapılandırma kanunu çıkarılarak esnafımızın gecikmiş prim borcunu sıfır faizli ya da düşük faizli kredi ile ödeme imkanı verilmeli.” şeklinde konuştu.

Continue Reading

Trending

Copyright © 2017 Zox News Theme. Theme by MVP Themes, powered by WordPress.