Connect with us

Ekonomi

“AYÇİÇEĞİNDE HEM REKOLTE HEM ALIM FİYATLARI DÜŞÜK”

Published

on

CHP Bursa Milletvekili ve PM Üyesi Orhan Sarıbal, yağlık ayçiçeği alım fiyatlarını değerlendirdi. AK Parti iktidarında ithalata dayalı tarım politikalarının ayçiçeği üreticisini de zora düşürdüğünü belirten Sarıbal, “TÜİK’e göre, Türkiye’nin ayçiçeğindeki yeterlilik derecesinin 2002 yılında yüzde 84.8 iken, 2023 yılında yüzde 51.3’e gerilemiştir.” dedi.

CHP’li Vekil Sarıbal, konuyla ilgili şunları kaydetti: “Yağlı tohumlar yeterli, dengeli ve sağlıklı beslenme için tüketilmesi gerekli gıdalar olup, bu nedenle özellikle de bitkisel yağ sanayiinde geniş ölçüde kullanılmaktadır. Türkiye’de ayçiçeği bitkisel yağ üretiminin yaklaşık yüzde 80’ini karşılamaktadır. Dünya ayçiçeği üretiminin yüzde 75.8’i Rusya, Ukrayna ve Avrupa Birliği’nde yapılmaktadır. Buna karşılık AB en büyük ithalatçı, Çin ise en büyük ihracatçı konumdadır.

Türkiye ayçiçeği üretiminde dünyada 9’unucu sırada olup; yağlık ayçiçeği üretiminin yarısından fazlası Trakya ve Batı Karadeniz illerinde gerçekleştirilmekte; en çok üretim Edirne (yüzde 13), Adana’da (yüzde 12) Tekirdağ (yüzde 10), Kırklareli (yüzde 10) ve Konya’da (yüzde 8) yapılmaktadır. Bu 5 ilin toplam üretimdeki payı yüzde 50’yi geçmektedir.

AKP’nin ithalata dayalı tarım politikaları ayçiçeği üreticisini de zora sokmuştur. TÜİK’e göre, Türkiye’nin ayçiçeğindeki yeterlilik derecesinin 2002 yılında yüzde 84.8 iken, 2023 yılında yüzde 51.3’e gerilemiştir.

TÜİK verilerine göre 2022 yılında yağlık ayçiçeği üretimi 2.4 milyon ton iken 2023 yılında 2 milyon tona düşmüştür. TÜİK’in 2024 yılı ilk tahmin sonuçlarına toplam ayçiçeği üretiminin yüzde 8.7 oranında artması beklenmektedir. Ancak ayçiçeği üretiminin yoğun olarak gerçekleştirildiği illerde bahar aylarında beklediği yağış düşmemiş; yaz aylarında ise sıcaklıklar mevsim normallerinin üzerinde gerçekleşmiştir. Örneğin Haziran ayı son 53 yılın en sıcak haziran ayı olmuştur. Aşırı sıcakların ayçiçeğinde verimi azalttığı ve çiftçilerin beklenen verimi alamadığı tahmin edilmektedir. Ayçiçeği üretiminin kuru şartlarda yapıldığı Trakya’da çiftçiler. Verimin dekara 250 kg olması gerekirken 90- 95 kilograma kadar düştüğünü bildirmişlerdir. Trakyabirlik yetkililerine göre, Trakya’da normalde 750-800 bin ton olan ayçiçeği üretiminin bu yıl 600-650 bin tonda kalacaktır.

Yağlı tohum ve türevleri Türkiye’nin en önemli ithalat kalemlerinden birini oluşturmaktadır. Türkiye ayçiçeği ithalatında Avrupa Birliği’nin ardından dünyada ikinci sırada gelmektedir. Ayçiçeği tohumu, yağı ve küspesi için ödenen toplam bedel 2023 yılında 2 milyar dolar olmuştur. İthalatın yüzde 44’ü Ukrayna’dan, yüzde 25’i ise Romanya’dan yapılmıştır.

Son 5 yılda ödenen bedel yüzde 117 oranında artmıştır.  AKP döneminde yağlı tohum ve türevleri için ödenen bedel ise 26 milyar dolara yaklaşmıştır. 2024 yılı 6 aylık verilerine göre yaklaşık 1 milyar dolar değerinde ithalat yapılmıştır. İthalat daha çok yağlı tohum ve ham yağ olarak yapılmakta, ithalatın çoğunlukla ham yağ şeklinde yapılması katma değer kaybına yol açmakta ve sanayinin kırma kapasitesinin atıl kalmasına neden olmaktadır.

Türkiye’nin ayçiçeğinde net ithalatçı konumdadır. Bu nedenle yurtiçi ayçiçeği tohumu ve yağ fiyatları dünya fiyatlarındaki değişimlerden etkilenmektedir. İthalat fiyatlarının artmasıyla Türkiye’de fiyatlar da artışa geçmektedir. Dünyada döviz kurlarının yükseldiği ve petrol fiyatlarının arttığı yıllarda, Türkiye’de de fiyatlar artmaktadır.

Ayçiçeğinde hasat devam ederken 6 Ağustos 2024 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile 1 Ocak 2025 – 30 Nisan 2025 tarihleri arasında 1 milyon ton yağlık ayçiçeği veya bunun karşılığı 400 bin ton ham ayçiçeği yağı ithalatı için tarife kontenjanı açılmıştır. Bu karara göre yağlık ayçiçeği ithalatında gümrük vergisi yüzde 27 yerine yüzde 8, ham yağ ithalatında ise gümrük vergisi yüzde 36 yerine yüzde 20 olarak uygulanacaktır. Düşük gümrük vergilerinden yararlanmak için iç piyasadan ayçiçeği alma koşulu getirilmiştir. Ucuz ithalattan sadece 1 Temmuz 2024-30 Kasım 2024 tarihleri arasında iç piyasadan yağlık ayçiçeği alan şirketler ve birlikler yararlanacaktır. Ancak istismarı önlemek için iç piyasadan ne kadar yağlık ayçiçeği alanların ucuz ithalattan yararlanabilecekleri konusu açıklığa kavuşturulmalıdır.

Üretici için alım garantisi önemli bir unsurdur. Ancak ayçiçeği fiyatlarına müdahale edecek bir kamu kuruluşu bulunmamaktadır. Ayçiçeğinde Trakyabirlik, Çukobirlik, Karadenizbirlik ve Konya Şeker gibi kooperatiflerin alım yapması üretimin artırılması için çok önemlidir. Bu nedenle; üretici kooperatiflerine ürün alımları için kamu bankaları tarafından finansman sağlanmalıdır. Geçen yıl yüzde 44 yağ oranlı ayçiçeği için alım fiyatını Trakyabirlik 15.000 TL/Ton, Karadenizbirlik ise 12.700 TL/Ton olarak açıklamıştı. Haziran ayı itibarıyla girdi fiyatları mazot yıllık yüzde 78.5, gübre yüzde 51, tarım ilacı fiyatları da yüzde 58 oranında arttı. Ancak geçtiğimiz günlerde Çukobirlik 2024/2025 kampanya dönemi için yağlık ayçiçeği alım fiyatını yüzde 24.4 oranında artırarak kilo başına 15 lira 30 kuruş olarak açıklamıştır. Trakyabirlik ise yüzde 44 yağ oranlı ayçiçeği için alım fiyatını kilo başına 20 TL olarak belirlemiş; yani geçen yıla göre yüzde 33.3 artış yapmıştır. Bu fiyatlar artan maliyetler karşısında yeterli değildir. Kooperatifler ayçiçeği alım fiyatını belirlerken artan girdi maliyetlerini, enflasyon oranını ve üreticilerimizin kârını da dikkate almalıdırlar.

Üretici örgütleri tarafından da dile getirilen öneriler şöyle sıralanabilir;

1) Ayçiçeği tohumu ve ham ayçiçeği yağı ithalatında gümrük vergileri rekoltenin gıda güvencesini tehlikeye sokacak seviyeye düştüğü durumlar hariç hiçbir zaman düşürülmemelidir.

2) Yağlık ayçiçeğinde 2 lira 25 kuruş fark ödemesi (prim) desteği 5 TL’ye yükseltilmelidir.

3) Kuraklıktan zarar gören ayçiçeği üreticilerinin zararları en kısa zamanda ödenmelidir.

4) Kamu araştırma kuruluşlarının kuraklığa dayanıklı çeşit geliştirme çalışmaları hızlandırılmalıdır. 5) Yıl içerisinde yapılan zamlar dikkate alınarak mazot ve gübre destekleri revize edilmelidir.”

Continue Reading
Click to comment

Warning: Undefined variable $user_ID in /home/u2093656/public_html/wp-content/themes/zox-news/comments.php on line 49

You must be logged in to post a comment Login

Leave a Reply

Ekonomi

BURSA TİCARET BORSASI’NDAN 100. YILDA TARİHİ BAŞARI

Published

on

By

Bursa Ticaret Borsası, 2024 yılında kaydettiği işlem hacmiyle büyüme trendini sürdürdü. Bir önceki yıla göre yüzde 42 oranında artışla 46,5 milyar liralık işlem hacmine ulaşan Bursa TB, bölge ekonomisine sağladığı katkıyı bir kez daha gözler önüne serdi.

Bursa Ticaret Borsası (BTB), 100 yıllık köklü geçmişiyle bölgesel ve ulusal ticaretin en önemli aktörlerinden biri olmaya devam ediyor. 2024 yılına ait tescil işlem hacmi verilerini açıklayan Bursa Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Özer Matlı, bir önceki yıla göre yüzde 42’lik bir artışla 46 milyar 531 milyon TL’lik işlem hacmine ulaşıldığını belirtti. Bursa Ticaret Borsası’nın 100. yılında elde edilen başarıya dikkat çeken Başkan Matlı, Borsa’nın yalnızca bölge ekonomisinin değil, aynı zamanda Türkiye genelindeki tarımsal ticaretin de önemli bir destekçisi olduğunu ifade etti.

“Zeytin 14 milyar TL ile işlem hacminde lider”

Bursa’nın tarımsal üretimdeki stratejik önemine vurgu yapan Başkan Matlı, Borsa kotasyonuna tabi ürünler arasında en çok işlem gören ürünleri de açıkladı. 2024 yılında tescil işlem hacminde ilk sırayı 14 milyar 163 milyon lira ile zeytinin aldığını kaydeden Başkan Matlı, zeytini 8 milyar 677 milyon lira ile yaş sebze-meyve, 4 milyar 546 milyon lira ile et, 4 milyar 488 milyon lira ile canlı hayvan ve 2 milyar 596 milyon lira ile mısırın izlediğini ifade etti. Bu ürünlerin Bursa tarım üretiminin temel taşları olduğunu vurgulayan Özer Matlı, “Borsa olarak üyelerimizin ticari faaliyetlerine katkı sunmak, üreticilerimizin emeğini değerli kılmak ve ticaret hacmini artırmak adına sürekli çalışıyoruz. 2024 yılı verileri, bu çabalarımızın karşılığını aldığımızı gösteriyor.” diye konuştu.

BTB, TÜRİB ile tarımda dijitalleşmeye öncülük ediyor

Bursa Ticaret Borsası’nın A Grubu büyük hissedarı olduğu Türkiye Ürün İhtisas Borsası (TÜRİB) Elektronik Ürün Senetleri (ELÜS) Piyasası’ndaki gelişmelere de değinen Özer Matlı, 2024 yılı boyunca TÜRİB’de toplam 1 milyar 204 milyon TL’lik işlem hacmi gerçekleştirdiklerini belirtti. Ayrıca, Bursa TB acente kaydındaki yatırımcı sayısının yüzde 13 arttığını ifade eden Matlı, “TÜRİB üzerinden yapılan işlemlerde özellikle mısır, arpa, buğday ve zeytin gibi stratejik ürünler öne çıktı. ELÜS piyasası, tarım ticaretinin modernleşmesine ve dijitalleşmesine önemli katkılar sunuyor. Bursa olarak bu platformun aktif bir parçası olmaktan mutluluk duyuyoruz.” dedi.

“100 yıllık başarılarla geleceğe güvenle yürüyoruz”

Bursa Ticaret Borsası’nın 100. yılında elde edilen başarıların ayrı bir anlam taşıdığını belirten Başkan Özer Matlı, “Borsamız, 100 yıllık tarihi boyunca üyelerimizin ticaretine rehberlik etmiş, bölgesel kalkınmada öncü bir rol üstlenmiştir. Bugün, bu köklü geçmişin bize verdiği güçle, tarım ve hayvancılık sektörlerindeki ticaretin geleceğine yön vermeye devam ediyoruz. Bu başarılar, hep birlikte daha güçlü yarınlara yürüme kararlılığımızın bir ifadesidir” dedi. 2025 yılına yönelik hedeflerini de açıklayan Matlı, “Bursa Ticaret Borsası olarak, üyelerimize daha geniş olanaklar sunmak ve işlem hacmimizi daha da artırmak için çalışmayı sürdüreceğiz. Bursa’nın tarım ve ticaretteki lider rolünü pekiştirecek projelerle, ülkemizin ekonomisine daha büyük katkılar sağlamayı hedefliyoruz. Başarımıza katkı sunan tüm üyelerimize ve paydaşlarımıza teşekkür ediyorum.” ifadelerini kullandı.

BTB’de en çok işlem gören 5 ürün

Zeytin: 14.163.000.000 TL

Yaş sebze meyve: 8.677.000.000 TL

Et: 4.546.000.000 TL

Canlı hayvan: 4.488.000.000 TL

Mısır: 2.596.000.000 TL

Continue Reading

Bursa Bölge

PALANDÖKEN: “ESNAF YENİDEN SAĞLIKTAN FAYDALANACAK”

Published

on

By

Prim borcu olanların sağlıktan faydalanma hakkının yılsonuna kadar uzatılmasının sevindirici olduğunu dile getiren TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Bağ-Kur’luların borcu olsa dahi sağlıktan yararlanmasının önü açıldı. Başta Cumhurbaşkanımız Sn. Recep Tayyip Erdoğan’a ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’a teşekkür ediyoruz. Çünkü insanlar borçlarını ödediklerinde bu sağlık primlerini ceza olarak yatırmak zorunda kalıyorlardı. Ancak 31 Aralık 2025’e kadar uzatılması, hem esnafın hem de Bağ-Kur’lu tüm çalışanların sağlık hizmetlerinden yararlanmasının önünü açtı. Bu, konfederasyonumuzun teklifleri arasında yer alıyordu ve bununla birlikte, 6 Şubat depreminde büyük maddi zarar ve can kaybı yaşayan illerimizde mücbir sebep süreci Mayıs ayına kadar uzatıldı. Bizim talebimiz, ancak yıl sonuna kadar toparlanabileceği yönündeydi, çünkü insanlar hem canlarını hem de mallarını kaybettiler; ancak 6 aylık bir süre uzatımı yapılmış oldu. Bu konuda emeği geçen herkese teşekkür ediyoruz” dedi.

Tedavi olabilen Bağ-kurlu esnafın ilaç alabilmesinin de önünün açılması gerektiğini ifade eden Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Zaten Bağ-Kur’lu çalışanların veya esnafın bu konudaki mağduriyeti giderilmiş oldu. Bugüne kadar, bir aydır sağlık hizmetinden yoksun bırakılmanın ne kadar zor olduğunu ilk etapta görmüş olduk ve borçlarını yatırmak suretiyle normal ödeme sisteminin gelişmesine katkı sağlayacaklar. Ben, Esnaf Sanatkarlar Konfederasyonu olarak, iki talebimizin de hayata geçirilmesini çok önemli buluyorum. Tabi ilerleyen zamanlarda, tedavi süreçlerinde ilaçlarını alabilirlerse daha da rahat edecekler, çünkü sağlık hizmeti ihmal edilmiyor ancak oldukça masraflı bir süreç. Devletin bunu karşılaması yatmayan primlerden dolayı sıkıntı yaratabiliyor, ama neticede insanlar borçlarını ödeyecekler ve alınan hizmetin bedeli de sağlıklı bir çalışma modeliyle daha faydalı bir kazanca dönüşecek. Bu konuda hem Sayın Cumhurbaşkanımıza hem de Çalışma Bakanımıza ve emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.” diye konuştu.

Continue Reading

Bursa Bölge

“AKP VE SARAY TÜRKİYE’NİN SOSYAL KISIRLIK SEBEBİDİR”

Published

on

By

CHP Bursa Milletvekili ve PM Üyesi Orhan Sarıbal, iktidarın 2024 yılında üretimdeki açıkları ithalatla kapatmaya çalıştığını belirterek, tarım alalarının talana açıldığı, çiftçinin maliyetler altında ezildiği, küçük esnafın kepenk kapattığı bir ülkede refah içinde yaşayan bir halktan söz edilemeyeceğini söyledi. Sarıbal; “Bir ülkede faşizm varsa orada ekmek kavgası vardır. Çünkü faşizm, üretimin köklerini kurutur, sosyal adaleti yok eder. AKP ve Saray, bir halk sağlığı sorunudur diyorduk, AKP ve Saray bu ülkenin sosyal kısırlık sebebidir.” dedi.

CHP Bursa Milletvekili ve PM Üyesi Orhan Sarıbal, 2024 yılı tarımsal üretim ve ithalat verilerini değerlendirdi. AKP İktidarının tarımda uyguladığı politikalarla, üretmeyi ithal etmekten daha pahalı hale getirdiğini vurgulayan Milletvekili Sarıbal, ithalata bağımlılığın yalnızca gıda maddeleriyle sınırlı olmadığını; tohum, gübre, tarım ilaçları ve mazot gibi girdilerde de büyük ölçüde dışa bağımlılığın söz konusu olduğunu söyledi. Tarım alalarının talana açıldığı, çiftçinin maliyetler altında ezildiği, küçük esnafın kepenk kapattığı bir ülkede ne adil bir gelecekten ne de refah içinde yaşayan bir halktan söz edilebileceğini kaydeden Sarıbal, “Bir ülkede faşizm varsa orada hürriyet kavgası vardır, adalet kavgası vardır. Faşizm varsa orada ekmek kavgası vardır. Çünkü faşizm, üretimin köklerini kurutur, sosyal adaleti yok eder. Bir ülkenin toprağı, işçisi, üretimi özgür olmazsa ne emeğin bereketi kalır ne de ekmeğin tadı. Faşizm, yalnızca insanlar üzerinde baskı kurmaz; aynı zamanda tarladan sofraya uzanan üretim zincirini kırar, bereketi yok eder. 2025’i aile yılı ilan eden Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın müjdesi 3 çocuk çıktı! Bugün Türkiye’de milyonlarca genç, bırakın çocuk sahibi olmayı, maddi yetersizlikler yüzünden evlenemiyor. Ülkemizin doğurganlık oranı neden 1,5’e düştü sanıyorsunuz? Sağlık sisteminde yaşanan aksaklıklar, sosyal güvence eksikliği ve artan yoksulluk, gençlerin çocuk sahibi olmasını bir kenara bırakın, sağlıklı bir yaşam sürmesine bile engel oluyor. AKP ve Saray, bir halk sağlığı sorunudur diyorduk, AKP ve Saray bu ülkenin sosyal kısırlık sebebidir. Çözüm popülist müjdelerde değil, gerçekçi bir kalkınma ve sosyal adalet politikasındadır.” diye konuştu.

“İktidar 2024’te de üretimdeki açığı ithalatla kapattı”

Milletvekili Sarıbal, iklim değişikliği, maliyet artışları ve çiftçinin ekonomik durumunun bozulması nedeniyle buğday üretiminin 22 milyon tondan 20.8 milyon tona, arpa üretiminin 9.2 milyon tondan 8.1 milyon tona, mısır üretiminin 9 milyon tondan 8.1 milyon tona gerilediğini açıkladı. AKP’nin hububat, baklagiller ve yağlı tohumlar öncelikli olacak şekilde yurt içi yeterlilik oranının yüzde 100’ün üzerinde tutulacağına dair vaadinin havada kaldığını belirten Sarıbal,  “Yurt içi üretimin yurt içi talebi karşılama derecesi arpada yüzde 90, ekmeklik buğday, mısır ve kırmızı mercimekte yüzde 86, pirinçte 74, yeşil mercimekte yüzde 60, ayçiçeğinde yüzde 51, soyada ise yüzde 5 civarında. Hububat üretimi 3.2 milyon ton geriledi. 2024 yılında da üretimdeki açıklar ithalatla kapatılmaya çalışıldı.  Patates üretimi bir önceki yıla göre yüzde 21.1, kuru baklagiller yüzde 2.8, yağlı tohumlar ise yüzde 2.6 oranında arttı. Buna karşılık şeker pancarı üretimi 25.3 milyon tondan 23 milyon tona düştü. 2023 yılında narenciyede üretim bir önceki yıla göre ortalama yüzde 67 oranında artarak 4.7 milyon tondan 7.9 milyon tona yükselmiş; artış oranı portakalda yüzde 75’i, limonda ise yüzde 76’yı bulmuştu. Özellikle erkenci limon ve mandalinada yaşanan pazarlama sorunları bu ürünlerin üçte birinin dalda kalmasına, hatta ağaçların sökülmesine yol açmıştı. Bu yıl üretim mandalinada yüzde 32.7, portakalda yüzde 30.3, limonda yüzde 25.6 oranında azaldı. Üretimi azalan bir başka meyve olan şeftali ise 1.1 milyon tondan 822 bin tona geriledi. 2024 zeytinde var yılı; üretim 1.5 milyon tondan 3.7 milyon tona yükseldi. Ancak önceki yıl narenciyede olduğu gibi bu yıl da zeytinde pazarlama sorunları öne çıkacak. Tariş henüz yağlık zeytin alım fiyatını açıklamadı. Marmarabirlik ise enflasyonun yüzde 50’leri bulduğu bir dönemde sofralık zeytine en fazla yüzde 13.6 zam vererek üreticileri mağdur etti.” ifadelerini kullandı.

Hububat ve yağlı tohum türevleri ithalatı 7.5 milyar dolar

2024 yılında buğday ve yağlı tohumlar türevleri için ödenen bedelin 7.5 milyar dolara ulaştığını kaydeden Sarıbal, 2023 yılında 11.9 milyon ton gibi çok yüksek bir buğday ithalatı yapılınca, 2024 yılında ithalat yasakları ile buğday ithalatının neredeyse yarı yarıya düştüğünü hatırlattı.

Milletvekili Sarıbal, “İç fındık ihracatında yüzde 56.7’lik bir artış yaşandı. Toplam ihracat geliri 1.3 milyar doları aştı. Ekmeklik buğday ithalatında uygulanan kısıtlamalar nedeniyle buğday unu ihracatı yüzde 20 oranında azaldı. Toplam ihracat geliri 1 milyar dolar oldu. Ayçiçeği yağı ihracatında da yüzde 6.7’lik bir düşüş yaşandı. Toplam ihracat geliri 813 milyon dolar olarak kaydedildi. Bu veriler, Türkiye’nin tarım ve gıda ürünleri ihracatında hem fırsatlar hem de bazı ürünlerdeki zorlukları yansıtıyor. Buna karşılık en fazla ithal edilen ürünlerden soya fasulyesi 1.6 milyar dolar, pamuk 1.4 milyar dolar, buğday 1.3 milyar dolar ve ayçiçeği yağı 1.2 milyar dolar olarak sıralandı. 2024 yılında da uluslararası piyasalarda tarım ürünleri fiyatlarının gerilemeye devam etmesi, gümrük vergilerinin düşürülmesi veya sıfırlanması ve alım fiyatlarının düşük tutulması nedeniyle ürünlerini değerinde satamayan çiftçiler giderek yoksullaşıp tarımı terk etmeye devam etti. Bunun gıda güvencesi ve gıda enflasyonu açısından büyük bir tehlike yarattığı Saray iktidarının umurunda değil.” diye konuştu.

Continue Reading

Trending

Copyright © 2017 Zox News Theme. Theme by MVP Themes, powered by WordPress.