• Üye Ol
  • Üye Girişi
    • Anasayfam Yap
      • Sitene Ekle
      • Politikamız
      • Künye
      • İletişim
Karacabey Yörem Gazetesi
    •  
    • Anasayfa
  • Yerel
  • Bursa Bölge
  • Eğitim
  • Politika
  • Sağlık
  • Teknoloji
  • Spor
    • Canlı Sonuçlar
    • İstatistikler & Puan Durumu & Fikstür
  • Yazarlarımız
  • Kültür Sanat
  • Magazin
  • Gazeteler
  • Video Galeri
  • Foto Galeri
  • Kademeli Normalleşme başladı! Kademeli Normalleşme başladı!
  • Ekonomiye Değer Katanlar açıklandı! Ekonomiye Değer Katanlar açıklandı!
  • “Hizmet bizim işimiz!” “Hizmet bizim işimiz!”
  • “Köy otobüslerinde neden denetim yok?” “Köy otobüslerinde neden denetim yok?”
  • İHH ihtiyaç sahiplerinin yanında! İHH ihtiyaç sahiplerinin yanında!
  • NSK Group Nurettin Kazangil’i andı NSK Group Nurettin Kazangil’i andı
  • “Ukrayna ile işbirliğimiz sağlam zeminde” “Ukrayna ile işbirliğimiz sağlam zeminde”
  • Kırsal mahalleler meclis gündemine geliyor! Kırsal mahalleler meclis gündemine geliyor!
  • “Türkiye’nin Genç Parti’ye ihtiyacı var” “Türkiye’nin Genç Parti’ye ihtiyacı var”
  • Okullar Pazartesi de açılmıyor! Okullar Pazartesi de açılmıyor!
  • “Okullarımız Yüz Yüze Eğitime hazır” “Okullarımız Yüz Yüze Eğitime hazır”
  • ‘Rüzgar Süleyman’ yaşama veda etti ‘Rüzgar Süleyman’ yaşama veda etti
  • 8 bin esnaf dükkanını kapattı 8 bin esnaf dükkanını kapattı
  • Kapalı okullara ‘Okulum Temiz’ belgesi! Kapalı okullara ‘Okulum Temiz’ belgesi!
  • “Suyumuz kötü yönetime feda edilemeyecek kadar değerli” “Suyumuz kötü yönetime feda edilemeyecek kadar değerli”
Karacabey Yörem Gazetesi Bizi Facebook'dan takip edin
Karacabey Yörem Gazetesi Bizi Twitter'dan takip edin
Anasayfa » Güncel

ATACAN’IN HAYAL KIRIKLIĞI (Karacabey Dinlence Yazıları 15)

Adil Hacıömeroğlu – Konuk Yazar Bursa-İzmir yolundayız. Atacan atların hayalini kurdu sürekli olarak. Tayları sevebileceğini düşünüyor. Onun keyfini yaşıyor...
14 Kasım 2020 Cumartesi 13:04Okunma Sayısı: 17
  • Tweetle
Yazdır
Yazıyı Büyüt Yazıyı Küçült
ATACAN’IN HAYAL KIRIKLIĞI (Karacabey Dinlence Yazıları 15)

En Çok Okunanlar

“Ülke hiç iyi yönetilmiyor”CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, önceki gün CHP Genel Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında, İstanbul Büyükşehir…
“Ülke hiç iyi yönetilmiyor”
Heykel’de intihar girişimi: “İş istiyorum, aş istiyorum”Karacabey Yeni Mahalle’de ikamet eden ve psikolojik sorunları olduğunu söyleyen Burhan D. (28), önceki gün Cumhuriyet Meydanı’nda Atatürk Anıtı…
Heykel’de intihar girişimi: “İş istiyorum, aş istiyorum”
Karacabey’e deprem uyarısı!Tüm vatandaşların istediği zaman evinin fay hattına ne kadar yakın olduğunu öğrenebileceğini belirten Jeoloji Mühendisleri Odası Güney Marmara Şube…
Karacabey’e deprem uyarısı!

Adil Hacıömeroğlu – Konuk Yazar

Bursa-İzmir yolundayız. Atacan atların hayalini kurdu sürekli olarak. Tayları sevebileceğini düşünüyor. Onun keyfini yaşıyor oturduğu arka koltukta. Harada yüzlerce at olduğunu düşündükçe sevincinden uçuverecek. Coşkusu, arabanın içinden taşmakta.

Atların otçul olduğunu söyledi. Ardından en çok hangi otları sevdiklerini düşündü kendince. Ben, atların arpa başta olmak üzere tahılları yemekten çok hoşlandıklarını söyleyince yeni bir bilgi öğrenmenin mutluluğunu yaşadı uzun süre.

Sonra atların renginden söz etmeye başladı. Siyah, beyaz, kahverengi… Atların renklerini kendine özgü sözcüklerle anlatmak gerektiğini söyledim ona. “Yağız, doru, kır, kula, boz, alaca…” ben sayarken sözcükleri yavaşça ve düşünerek o atılıyor: “Alaca, birden çok renkten oluşan değil mi?”

“Evet!” diye yanıtlıyorum onu. Ardından “Atların rengi denmez, atların donu denir.” tümcesini söyledim.

Kahkahalarla güldü uzun uzun. “Atlar don mu giyiyor yani?”

Yok, “don” senin anladığın anlamda değil. “Giysilerin tümüne verilen bir ad olduğu gibi atların kıllarının rengine de don denir.” Ayrıntıya girdik. Atların donlarının hangi renklere denk geldiğini konuştuk.

“Bazı atların ayaklarındaki beyazlığın adı ne?”

“O beyazlığa seki denir.”

“Bazılarının alınlarında aşağıya doğru uzanan beyazlık var.”

“Evet, onun adı akıtma. Bu aklık yalnızca alındaysa ona kartopu denir. Sen, bütün bunları niye öğreniyorsun?”

“Haraya gidince orada atlara bilgisizce bakmayayım diye.”

Karacabey Harası’na vardık. Arabamızdan hemen indik maskelerimiz takılı olarak. Kapıda bir güvenlik görevlisi… Bizi güler yüzle karşıladı. Selamlaşmanın ardından harayı gezmek istediğimizi, çocuğumuzun atları görmek istediğini söyledik. Salgın nedeniyle içeriye ziyaretçi alınmadığını birkaç gün sonra yapılacak at satışı sırasında içeri girebileceğimizi bildirdi. Burada oturmadığımızı, İstanbul’dan geldiğimizi anlatsak da yararı olmadı. Direnmenin, ısrar etmenin bir yararı yok!

Arabamızı Mustafakemalpaşa’ya sürdük. Zaten çok yakın. Atacan üzgün, hayalleri suya düştü birkaç dakika içinde. Biz de üzgünüz bunca yolu çocuğumuza atları göstermek için gelmişiz. Ancak durumumuzu belli etmedik. Ona: “Salgın bittiğinde geliriz.” dedik. O da kabul etti.

Mustafakemalpaşa’ya geldik. Niyetimiz, burada gecelemek. Böylece çevreyi gezmek. Özellikle de köylere gitmek. Öğretmenevini kolayca bulduk. Oturup bir şeyler içip dinlenelim, dedik. Arabamızı park ettik öğretmenevinin otoparkına. Otopark paralı. Tuvalete gittik, tuvalet paralı. Amaç öğretmene hizmet mi, para kazanmak mı anlamadık. Otelinde yer olup olmadığını sorduk. Varmış var olmasına da tuvalet ve banyo ortak kullanılıyor diğer odalarla. Böyle koşullarda kalmamız olanaksız. Bir şeyler içip çıktık Kemalpaşa tatlısı yemek üzere. Tatlıcıya girdik. Siparişlerimizi verdikten sonra yaşadığımız olumsuzluk yüzünden tatlıları yemeden çıktık. Arabamıza binip buradan ayrıldık.

Amacımız, Kocaçay Deltasına gitmek. Buradaki longozu, kuşları görmek istemekteyiz. Yavaşça yol almaktayız. Yolun sağında TJK’nın at çiftlikleri var. Atlar dizi dizi. Neredeyse her kısrağın yanında bir tay var. TJK’nın kapısına yanaştık. İsteğimizi söyledik. Görevli salgın nedeniyle bizi içeri alamayacağını söyledi. Burada da umudu kırılan, hayalleri gerçekleşmeyen Atacan, görevliye: “Korana insanlardan atlara bulaşmaz. Neden böyle bir karar aldınız ki?” diye sordu merakla. Görevli, bu kararı kendilerinin değil, yönetimin aldığını söyledi. Oradan ayrılarak yol boyunca oldukça yavaş giderek atları izlemekteyiz arabamızdan.

Atların çıplak bir arazide, güneşin altında kavrulmasına Atacan karşı çıktı. Buna üzüldü. Geri dönüp söyleyelim, dedi. “Atları bulaşmayacak olan koronadan koruyorsunuz, ama güneşin altında pişmelerine ses çıkarmıyorsunuz?” diyeceğim onlara. Geri dönüşümüzün olanaksız olduğunu söyledik.

Gezmeye çıkmışız. Çocuğumuza uzaktan da olsa atları göstermekteyiz. Arabanın dörtlüleri yanıp sönmekte. Ama kim anlayacak ki bizi? Yavaş gittiğimiz için korna çalanlar, ışıklarını yakıp söndürenlerden geçilmiyor. Olsun, havlayan köpeğe havlamak gerekmiyor, biz ağzımızın tadını kaçırmayalım. İnsanların altlarında son model arabalar uçarcasına gitmekteler nereye gidiyorlarsa. Geçtikleri yollarda neler var, neler yok farkında bile değiller.

Yol ayrımına geldik. Kocaçay yönüne gideceğimiz yerde Tirilye, Mudanya yoluna girdik. Eşim geri dönmekte ısrarlı. Ben, Tirilye’ye gitmemizin bizi mutlu edeceğini söyledim. Yol gidişli gelişli ve çok bozuk. Bu nedenle eşim söyleniyor durmadan. “Bak, eğer gideceğimiz yer de bu yol gibiyse gözüme görünme! Oradan hemen İstanbul’a döneriz.” demekte sürekli olarak. Oysa ben Tirilye’yi biliyorum ve eşimin de böyle yerlere bayılacağının farkındayım. Yol boyunca anlatmaya çalışıyorum, ama nafile…

Atacan, atları yakından görememenin hayal kırıklığını üstünden atmış gibi. Annesine önyargılı olmaması ve bana güvenmesi gerektiğini söylemekte sürekli. Yemyeşil bir doğanın içinden geçtik. Engebeli arazide dar alanlarda üretim patlaması var. Yol boyunca köylerde genç görmek neredeyse olanaksız. Doğanın yeşil büyüsü bizi alıp götürmekte türlü düşlerin sağanağında. Yol boyunca gördüğümüz her çeşme başında durduk neredeyse. Çünkü Atacan böyle istiyor. İniyor arabadan kana kana su içiyor. Ardından elini, yüzünü, ayaklarını, terliklerini yıkıyor. Çeşme, onun ziyaretgâhı gibi. Çocukların bu coşkuları olmasa yaşam çekilir miydi acaba?

Etiketler:
KİM OLA ACEP BU?
Yavuzyılmaz’dan ‘Diyabet Günü’ açıklaması!
Paylaş Tweetle Paylaş Paylaş Paylaş

Benzer Haberler

Kademeli Normalleşme başladı!Fahrettin Koca'nın paylaştığı haritada Bursa orta riskli iller arasında. Bursa'da hafta so...
Kademeli Normalleşme başladı!
Ekonomiye Değer Katanlar açıklandı!Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) tarafından 47. kez düzenlenen ‘Ekonomiye Değer Katanl...
Ekonomiye Değer Katanlar açıklandı!
“Ukrayna ile işbirliğimiz sağlam zeminde”TOBB Yönetim Kurulu Üyesi ve Türkiye-Ukrayna Ticaret ve Sanayi Odası Forumu Eş Başkanı Kar...
“Ukrayna ile işbirliğimiz sağlam zeminde”
“Türkiye’nin Genç Parti’ye ihtiyacı var”Tuncer Mutlu başkanlığındaki Genç Parti Bursa il yöneticileri, geçtiğimiz Perşembe günü Ka...
“Türkiye’nin Genç Parti’ye ihtiyacı var”

Yorum Yazın

Cevabı iptal etmek için tıklayın.

Yorum Yazmak İçin Giriş Yapmalısınız..

En Son Haberler

Kademeli Normalleşme başladı!Fahrettin Koca’nın paylaştığı haritada Bursa orta riskli iller arasında. Bursa’da......
Kademeli Normalleşme başladı!
Ekonomiye Değer Katanlar açıklandı!Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) tarafından 47. kez düzenlenen......
Ekonomiye Değer Katanlar açıklandı!
“Hizmet bizim işimiz!”Muhtarlar Derneği kongresi öncesi başkan adayı Hasan Şenel iddialı konuştu:......
“Hizmet bizim işimiz!”
  • Seri İlanlar
  • Firma Rehberi
  • Güncel
  • Manşetler
  • Ekonomi
  • Dünya
  • Spor
  • Politika
  • Yaşam
Sitemizde yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz.. Görüş ve önerileriniz için yoremgazete@gmail.com adresine e-posta gönderebilirsiniz.
Copyright © 2016 - Yörem Gazete Her Hakkı Saklıdır.

Tasarım ve Programlama: Ertuğrul Seçkin