Dündar Özseçen
Bugün 31 Aralık 2021. İnsanlık sözüm ona yeni bir yıla girmenin telaşı içerisinde. Oysa ki 1 Ocak 2022’ye gözlerimizi açtığımızda, yeni olan hiçbir şeyin olmayacağını, hayatımızda eski olan bütün sorunların hepsinin büyüyerek karşımıza çıkacağını göreceğiz.
1 Ocak itibariyle hayat pahalılığının canavarlaştığını, enflasyonun hiç de inecek gibi görünmediğinin farkına varacağız. Sokağa çıkıp da alışveriş yaptığımız ilk durakta, fiyatların yine arttığını görüp sızlanacağız. Televizyonlarımızın sağ alt köşelerinde dolar kurlarının yükseldiğini göreceğiz. Hayatın acımasızca ağırlaşıp üzerimize dalga dalga geldiğini göreceğiz. Çaresizce boyun eğeceğiz.
2020’de olduğu gibi, geçen sene de ne güzel umutlar ve temennilerle karşılamıştık 2021’i. Hiçbir şeyin değişmeyeceğini bile bile yönetenlerin bütün sorunlarımızı çözecekleri inancına kaptırmıştık kendimizi. Artık hastane kuyrukları bitecek, istediğimiz anda sistemden randevularımızı alarak doktorumuza günlerce beklemeden ulaşabileceğimizi ummuştuk. Oysa ki sabah sokağa çıktığımızda ulaşımda bir rahatlama, bir ferahlama, gideceğimiz yere huzurlu bir şekilde ulaşabileceğimizi zannetmiştik.
Silahlar susacak, hainlikler bitecek, gerçek bir barış ve kardeşlik inşa edilecek sanmıştık. Aynı milletin, aynı devletin çocukları sokaklarda birbirini yoktan sebeplerle katletmeyecek diye ümit etmiştik. Kadınlarımız sebepsiz yere sokaklarda öldürülmeyecek, kadınlarımıza, analarımıza, bacılarımıza yapılan saldırıların artık geride kaldığını görecektik.
2022 yılı 1 Ocak’ta insanlığın kendi elleriyle yaptığı canavarlarının hepsinin tüm vahşetiyle arttığına tanık olmayacaktık. Zenginin ve güçlünün, güçsüzleri ve yoksulları acımasızca sömürdüğünün bittiğini görecektik.
Ancak 1 Ocak ile birlikte bunların, tüm temenni ve önlemlere karşı devam ettiğini göreceğiz. Bu fani dünyada insanın huzur ve güveninin giderek bittiğini, her şeyin eski tas eski hamam olduğunu göreceğiz. Acı ama gerçek, hiçbir belanın ve sorunun yeni yılla birlikte bitmediğini fark edeceğiz, evlerimizde oturup televizyonlarda yapılan kutlamaları izledikçe bu kutlamaların bir aldatma olduğunu göreceğiz.
Dünyanın her yerinde patlatılan havai fişeklerin birer kandırmaca olduğunu görüp hayallerimizin, umutlarımızın başka baharlara, sözüm ona yeni bir yıla bırakıp, koltuklarımıza oturup seyredeceğiz. Patlatılan havai fişekler İsrail zulmündeki Filistinlilerin, Irak’taki ve Doğu Türkistan’daki kardeşlerimizin acılarının devamı için mi patlatılıyor? Bunu düşünmeden edemiyorum. Yoksa yapılan kutlamalar zulümlerin devam edeceği, havai fişeklerle verilen bir işaret fişeği mi?
Yapmayın, etmeyin!
İnsanlığı kandırmaktan, hayallerini sömürmekten vazgeçin. Yeni olan hiçbir şey yok. Eski dediğiniz her şey aynen bıraktığımız yerden devam ediyor. Tıpkı bundan önce olduğu gibi! Çünkü insanlık artık kararını vermiş. Yenilenme yok, sorunları çözmek yok. Ortaya koyduğumuz her olgu biz isteyip değiştirmeye karar verene kadar aynen devam edecek.
İnsanoğlu her yıl olduğu gibi bu yıl da kaderiyle baş başa bırakılacak. Sadece senede bir gün de olsa umutlanacak, her şeyin güzel olacağına kendimizi inandıracak, hayaller kuracağız. Taa ki 1 Ocak 2022 sabahı uyanıp gözlerimizi açtığımızda rüya bitecek, hiçbir şeyin değişmediğini görüp, kaygılarımıza, hayatın gerçeklerine geri döneceğiz.
Eh tüm bunlara rağmen biz de kervana katılıp sözüm ona, yeni yılın ülkemize, milletimize, vatanımıza ve dünya insanlığına sevgi, kardeşlik ve huzur getirsin diyerek, önce yüce Allah’a yalvarıp, ellerimizi açıp dua edelim. Zira insanlığın gittiği yolun sonundaki aydınlık ancak yüce Rabbimin rızasına kalmıştır. Ona sığınıp, dualar edelim. Allah tüm insanların yardımcısı olsun.