Saadet Partisi Karacabey İlçe Başkanı Zeynel Abidin Koçak, yaptığı basın açıklamasında gündemin öne çıkan konu başlıkları hakkında önemli değerlendirmelerde bulundu. Geçtiğimiz günlerde yaşanan ve toplumda büyük tepki toplayan kadın cinayetlerini kınayarak sözlerine başlayan Koçak, “Yaşanan kadın cinayetlerini lanetliyorum. Artan bu cinayet haberleri, artık tahammül edilemez bir hâl aldı. Önümüzdeki yıl, kadın cinayetlerinin tamamen ortadan kalkmasını temenni ediyorum.” değerlendirmesinde bulundu.
Geride bıraktığımız 2020 yılını değerlendirerek sözlerine devam eden Koçak, “Biz isterdik ki 2020 yılında sevinçlerimizi, umutlarımızı, mutluluklarımızı konuşalım. Ama maalesef büyük oranda bu olmadı. Küresel bir salgının yanında, yaşadığımız doğal afetler ve ekonomik kriz gibi etkenler sebebiyle zor bir yılı geride bıraktık. Ne yazık ki 2020 yılında da umutlar karamsarlığa, beklentiler hayal kırıklığına dönüştü ama biz, gelecek adına umudumuzu koruyoruz, geleceğe dair ümit varız. Çünkü bizim ahlâkımızda ümitsizliğin yeri yoktur.” ifadesini kullandı.
İktidarın 2020 yılındaki karnesini değerlendirerek basın açıklamasına devam eden Başkan Koçak, 2020 yılında iktidarın kadim devlet geleneğimizi, örfümüzü, kültürümüzü yok ettiğini belirtti. Koçak, “Türkiye, adalette sınıfta kalmıştır. Adalet, bizim için olmazsa olmaz bir olgudur. Adaletin olmadığı bir ülkede huzur ve güven olamaz. İbn-i Haldun’un dediği gibi ‘Adaletsizlik, medeniyeti mahveder. Zulüm umranın harap oluşunun habercisidir.’ Kanunun yerini talimatlar, Meclis’in yerini Saray, 80 milyonun iradesini bir kişinin aldığı bu süreçten ancak ciddi reformlar ile çıkabiliriz.” dedi.
Toplumumuzun adaletsizliğe karşı adeta tepkisiz hale geldiği değerlendirmesinde bulunan Zeynel Abidin Koçak, “Tepki vermiyor, veremiyoruz. Bizim 2021 yılı için en büyük amacımız Ankara’da hâkimler var diyebileceğimiz bir adalet sistemini tesis etmektir.” dedi. Eğitim politikalarında da olumsuz bir tablonun ortaya çıktığını belirten Koçak, “Kovid-19 ile başlayan pandemi sürecinde planlama ve organizasyon eksikliğinden kaynaklı olarak öğrencilerimiz, uzaktan eğitimden istifade edememişlerdir. Bu durumda Türkiye’de var olan eğitim eşitsizliği, pandemi sürecinde katlanarak artmasına neden olmuştur.” diye konuştu.
Bu yıl en çok hasarın ise ekonomide yaşandığını kaydeden Koçak, iktidarın yanlış politikaları ve pandeminin işsizlikte patlamaya neden olduğunu vurguladı. Gerçek enflasyonun TÜİK rakamlarının çok üstünde olduğunu ve vatandaşın alım gücünün düştüğünü dile getiren Koçak, “Milletimiz, markette, pazarda bir poşeti dahi dolduramaz hale geldi. Hepimizin şapkasını önüne alıp düşünmemize neden olan görüntüler ile de karşılaştık. Bebek bezlerine ve ayçiçek yağlarına alarm takıldı. Ancak Bakan hanımefendi hiç markete çıkmadığı ve çevresinde aç olan kimse olmadığı için, ‘Ülkede açlık ve yoksulluk yok’ diyebiliyor.” ifadesini kullandı.
Yakın zamanda TBMM’de kabul edilen ve STK’lar tarafından büyük tepki toplayan ‘Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun Teklifi’ne yönelik Koçak’tan da tepki geldi. Başkan Koçak, “İnsani yardım konusunda tüm dünyaya örnek olmamıza vesile olan yardım kuruluşlarımız, bu yasa kapsamında ilerleyen süreçte ciddi sıkıntılar ile karşılaşabilirler. Sayın Cumhurbaşkanı’nın güzel bir sözü var dünya, 5’ten büyüktür diye. Peki, neden o 5 ülkenin kontrolü dışına çıkamıyoruz? Hükümetimizden, STK’larımızı tehdit eden bu yanlıştan bir an evvel geri adım atmalarını bekliyoruz.” dedi.
Hafta başı belirlenen 2021 yılı asgari ücret oranı ile ilgili de değerlendirmelerde bulunan Koçak, şunları kaydetti: “Herkesin yarasına derman aradığı ve milletimizin geçim sıkıntısı ile boğuştuğu bir süreçte açıklanan 2 bin 825 lira, milletimizi tatmin etmemiştir. Bu süreçte halkımızın yanında durarak, işverene de fazla külfet yüklememek için asgari ücret üzerinden vergi ve primleri almadan enflasyonun üzerinde yüzde 7 bir zam yapılarak 3500 liraya yakın bir asgari ücret verilmeliydi.” Ülkede kutuplaşmanın giderek derinleştiğini ve toplumdaki herkesin bu durumdan etkilendiğini ifade eden Koçak, “Bir bilim adamının aşı olmayanların vatan haini olduğu minvalindeki açıklamalarını, hayretle ve üzüntüyle dinledik. Ne yazık ki her alanda kutuplaşan bir ülke haline geldik. İnsanlarının her konuda bu denli gerildiği, kutuplaştığı ve birbirini hainlikle itham edebildiği bir ülkenin, gelişmesi de ilerlemesi de mümkün değildir.”
Açıklamalarına TBMM’ye sunulan ve Türkiye ile Çin arasında suçluların iadesini öngören anlaşmaya tepki göstererek devam eden Koçak, gelişmeleri hayret ve endişe ile izlediklerini kaydetti. Anlaşmanın onaylanmaması gerektiğini belirten Koçak, şu çağrıda bulundu: “Eğer Doğu Türkistanlı mazlumlar, Çin’e teslim edilmeye başlanırsa bu tarihe kara bir leke olarak geçecektir. Doğu Türkistanlı kardeşlerimiz, Çin’e teslim edilir ve Türkiye’ye ikinci bir Boralta Köprüsü Faciası yaşatılırsa sadece buna sebep olanlar, sülaleleri bile bu vebalin altından kalkamazlar.”